Yüce Rabbimizin lütfuyla yeni bir hac mevsimine erişmiş bulunuyoruz. Yıllardır hasretiyle yanıp tutuştukları Kâbe’ye kavuşmak, İslam’ın beş esasından biri olan hac ibadetini yerine getirmek üzere kardeşlerimizi kutsal topraklara uğurluyoruz.
Geliniz, ülkemizin etrafının ateş çemberine döndürüldüğü şu günlerde birliğimizin, dirliğimizin kıymetini bilelim. Her türlü saldırı, oyun, tuzak ve plan karşısında birbirimize ensâr ve muhacir olalım.
Hayat, acısı ve tatlısıyla bir imtihandır, mücadeledir. Acımızı, kederimizi birbirimize fedakârlığımızla hafifletebiliriz. Neşe ve sevincimizi birileriyle paylaşmakla çoğaltabiliriz. Unutmayalım ki, insanlık demek birlikte yaşamak, birlikte yaşamak da fedakârlık demektir.
Bir gün Resûlullah (s.a.s) Efendimiz, ashabıyla sohbet ederken kimsenin tanımadığı bir şahıs çıkageldi; Allah Resulü’nün yanına oturdu ve “Bana İslâm’dan bahset!” dedi. Resûlullah (s.a.s) şöyle cevap verdi: