ABDEST. 2
Niyet 2
Niyetin
Tarifi 2
Yüzü Yıkamak. 2
Ellerle
Beraber Kollan Yıkamak. 2
Başı Meshetmek. 3
Topuklara
Kadar Ayakları Yıkamak. 3
Tertibe Riayet Etmek. 3
Abdestin
Sünnetleri 3
Abdestin
Mekruhları 5
Abdest anlamına gelen
vudû kelimesi vedaet kökünden gelir. Lügat mânâsı güzellik, parlaklık demektir.
Şer'î mânâsı ise 'niyetle beraber abdest azalarında su kullanmak' demektir. Vedû şeklinde okunursa abdestte kullanılan su anlamına gelir. Bu suya, azaların bu suyla temizlenmesinden
ötürü böyle bir isim verilmiştir.
Abdestin Farzları
Abdestin farzları
altıdır: .
1. Niyet
2. Yüzü
yıkamak
3. Ellerle
beraber kolları yıkamak
4. Başın bir
kısmını meshetmek
5. Topuklara
kadar ayakları yıkamak
6. Tertib
Abdestin meşruiyeti ve
farzları hakkındaki asıl, şu ayettir:
Ey inananlar, namaza
dur(mak iste)diğiniz zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi yıkayın,
başlarınızı mesnedin ve ayaklarınızı da topuklara kadar (yıkayın). (Mâide/6)
İbadetler, ancak niyet
ile âdetlerden ayrılır. Abdest de bir ibadettir. Hz. Peygamber şöyle
buyurmuştur:
Ameller niyetlere
göredir. Kişi için ancak niyet ettiği vardır.
Yani ibadetler ancak
niyetle sahih olur, niyetle ibadet sayılır. Ancak ihlas ile yapılan amelden
ecir elde edilir.
Niyet'in lügat mânâsı,
kasdetmektir. Şer'î mânâsı ise, bir işin yapılmasıyle beraber olan kast
demektir. Niyetin yeri kalptir, dil ile söylemek de sünnet'tir. Niyetin
kalpteki keyfiyeti 'Abdestin farzına niyet ediyorum' veya 'Abdestsizliği
kaldırmaya niyet ediyorum' veya 'Namaz kılmayı kendime helâl kılmak için niyet
ediyorum' demektir. Niyetin başlama vakti yüzü yıkarkendir. Çünkü yüz, abdestin
en zor yıkanan âzasıdır.
Allah Teâlâ
'Yüzlerinizi yıkayın' (Mâide/6) buyuruyor. Yüzün yıkanma hududu, saç
kıllarının bittiği yerden çenenin altına kadardır. Genişlik bakımından da kulaktan
kulağa kadardır. Yüzdeki kaşları, kiprikleri ve sakal gibi kılların hem
yüzeyini, hem de diplerini yıkamak farzdır. Çünkü bol ve sık sakal hariç,
diğerleri yüzün parçası sayılır. Bol ve sık sakaldan maksat, dipleri görünmeyen
sakaldır. Böyle sakalın sadece yüzeyini yıkamak yeterlidir.
Allah Teâlâ
'Dirseklere kadar ellerinizi yıkayın' (Mâide/6) buyuruyor. Bu ayetteki iîa.edaü
mea anlamındadır. Şu rivayet buna delâlet eder:
Ebu Hüreyre abdest
alırken önce yüzünü yıkadı, sonra pazusuna kadar sağ kolunu, sonra aynı şekilde
sol kolunu yıkadı. Sonra basma mesnetti,
sonra topukları dahil sağ ayağını, sonra aynı şekilde sol ayağını yıkadı ve
'Ben, Hz. Peygamber'in, böyle abdest aldığını gördüm' dedi.
Yıkanan âzalardaki kılların
da yıkanması vacibdir. Eğer tırnakların altında, suyun deriye ulaşmasına mâni
olacak kadar kir varsa veya armağında suyun deriye değmesine mâni olan bir
yüzük varsa abdest sahih olmaz.
Abdullah b Amr şöyle
rivayet ediyor: Hz. Peygamber ile beraber Mekke'den Medine'ye giderken yolda
bir su gördük. Bazıları aceleyle koşup abdest aldılar. Hz. Peygamber onların
topuklarına su değmedığım görünce şöyle buyurdu:
Ateşten ötürü vay
topuklara, abdestinizi tam alınız.
Bir kişi abdest aldı,
ayağında tırnak kadar su değmeyen bir yerbıraktı. Bunu gören Hz. Peygamber 'Dön
ve yeniden abdest al1dedi.
Adam yeniden abdest
alıp namazını kıldı.
İşte bu iki hadîs,
yıkanması gereken azalardan birinde yıkanmayan . küçük bir parça kaldığında,
abdestin sahih olmadığına delâlet eder.
Bir kıl dahi olsa
başın bir kısmını meshetmek gerekir. Çünkü Allah Teâlâ 'Başlarınızı mesnedin'
(Mâide/6) buyurmuştur. Muğire b. Şube, Hz. Peygamber'in abdest aldığını, sadece
nasiyesini ve sarığını meshettiğini rivayet etmiştir.
Eğer abdest alırken
mesh yerine, başın tümü veya bir kısmı yıkanırsa olur. JYasiye'den maksat,
başın ön tarafıdır ve baştan bir parçadır. Hz. Peygamber'in nasiye üzerine
meshetmekle yetinmesi, farz olan mesh'in, başın hududundaki parçalardan birine
meshetmek olduğuna delâlet eder. Başın hangi parçasına meshedilirse edilsin,
farz olan mesh yerine getirilmiş olur.
Allah Teâlâ
'Ayaklarınızı da topuklara kadar (yıkayın)' (Mâide/6) buyurmuştur. Topuklar
bilindiği gibi, bacak kemikleriyle, ayak kemiklerinin birleştiği yerdeki
çıkıklardır. Burada da ila. edatı mea anlamındadır. Bunun böyle olduğuna
yukarıda geçen Ebu Hüreyre hadîsi delâlet eder. Çünkü Ebu Hüreyre ayaklarını,
topukların yukarılarına kadar yıkamış ve Hz. Peygamberin de böyle abdest
aldığını söylemiştir. İki ayağı da tırnak kadar bile kuru kalmamak üzere iyice
yıkamalı ve suyu, ayaklarda bulunan kılların altına kadar ulaştırmahdır.
Tertibin farz olduğu,
Mâide sûresinin 6. ayetinden anlaşılmaktadır. Bu ayette abdestin farzları
tertipli olarak zikredilmiştir. Tertibe riayet etmenin farz olduğu Hz.
Peygamber'in fiilinden de anlaşılmaktadır. Çünkü Hz. Peygamber daima ayetteki
tertibe riayet ederek abdest alırdı. Nitekim bu husus, sahih hadîslerle sabit
olmuştur. Bu sahih hadîslerden biri de sözü geçen Ebu Hüreyre hadîsidir. O
hadîste sümme edatıyla atıf yapılmıştır ve bu da âlimlerin ittifakıyle tertib
içindir.
İmam Nevevî şöyle
diyor: 'Şafii uleması Hz. Peygamber'in abdestinin keyfiyeti hakkında Sünnet'ten
ve sahabeden bol miktarda sahih hadîslerle delil getirmişlerdir'.
Bütün bu hadîsler ve
bunları rivayet eden sahabîler, Hz. Peygamber'in abdestini tertipli olarak
vasıflandırmıslardır. Sahabîler, Hz. Peygamber'in abdest aldığını birçok defa
gördükleri halde, Hz. Peygamber'in tertibe riayet etmeden abdest aldığını hiç
kimse rivayet etmemiş ve fakat Hz. Peygamber'in azalarını birer, ikişer ve üçer
defa yıkadığını rivayet etmişlerdir. Hz. Peygamber'in
bu şekilde abdest alması,
Kur'an'da emredilen abdestin açıklamasıdır. Eğer tertibin terkedilmesi
caiz olsaydı, caiz olduğunun bilinmesi için Hz. Peygamber bazı durumlarda
tertibe riayet etmeyi terkederdi. Tıpkı abdest azalarını bazı vakitlerde bir,
bazı vakitlerde iki, bazı vakitlerde de üç defa yıkadığı gibi.
Abdestin birçok
sünneti vardır. En önemlileri şunlardır:
1. Abdestin
başında besmele çekmek.
Enes b. Mâlik şöyle
rivayet ediyor: "Ashabdan bazıları abdest için su aradılar, fakat
bulamadılar. Hz. Peygamber 'Yanında su olan var mı?' diye sordu. Hz.
Peygamber'e biraz su getirildi. Hz. Peygamber elini su kabına soktu ve 'Haydi,
Allah'ın ismiyle abdest alın' dedi. Hz. Peygamber'in parmaklarının arasından su
fışkırdığını gördüm. Bütün sahabîler abdest aldı. Sayıları yetmiş kişiye
yakındı".
2. Elleri su
kabına sokmadan önce üç defa yıkamak.
Şöyle rivayet
edilmiştir: 'Abdullah b. Zeyd'e, Hz. Peygamber'in ab-desti soruldu. Abdullah,
içinde su bulunan bir kap istedi. Onların öğrenmeleri için Hz. Peygamber'in
âbdesti gibi abdest almaya başladı. Önce su kabından eline su dökerek üç defa
ellerini yıkadı. Sonra avucuyla kaptan su alarak yüzünü yıkadı, sonra başını
mesnetti, sonra ayaklarını yıkayarak abdestini bitirdi'.
3. Misvak
kullanmak.
Hz. Peygamber şöyle
buyurmuştur:
Eğer ümmetime zorluk
verme korkusu olmasaydı, her abdestte misvak kullanmalarını emrederdim. Bu
hadîs, misvak'ın müstehab olduğuna delildir.
4-5. Mazmaza
(ağıza su vermek) ve istinşak (buruna su vermek),
Ağıza ve buruna sağ el
ile su verilmeli, fakat burun sol el ile temizlenmelidir. Abdullah b. Zeyd'in
yukarıda geçen hadîsinde Abdullah'ın abdest alırken üç kere mazmaza, üç kere
istinşak yapıp ağzını ve burnunu temizlediği belirtilmiştir.
6. Gür
sakalı hilallemek (parmaklarla karıştırmak).
Enes b. Mâlik şöyle
rivayet ediyor: "Hz. Peygamber abdest aldığı zaman bir avuç su alır,
çenesinin altına serperek sakalını parmaklarıyla karıştırır ve 'Rabbim bana
böyle yapmamı emretti' derdi'.
7. Başın tamamını meshetmek.
Abdullah b. Zeyd
hadîsinde Hz. Peygamber'in, ellerini başın ön tarafından başlayarak ensesine
kadar götürdüğü, ensesinden de tekrar başının ön tarafına kadar getirdiği
rivayet edilmiştir:
8. El ve ayak parmaklarının arasını hilallemek;
(karıştırmak suretiyle oradaki kirleri temizlemek).
Ellerin parmaklarını
hilallemek, elleri birbirine geçirerek yapılır. Ayak parmaklarının arasını ise
sol elin küçük parmağı ile, sağ ayağın küçük parmağından başlayarak sol ayağın
küçük parmağına kadar temizlemelidir.
Lekit b. Sebire şöyle
diyor: 'Ey Allah'ın Rasûlü! Bana abdesti anlat' dedim. Hz. Peygamber 'Abdesti
tam olarak al, parmaklarının arasını hilalle ve oruçlu değilsen burnunu bol su
ile temizle' dedi.
Mustavrid'den şöyle
rivayet ediliyor: 'Hz. Peygamber'in, abdest alırken ayak parmaklarını serçe
parmağıyla karıştırdığını gördüm'.
9. Kulakların içini ve dışını -yeni bir su ile-
temizlemek.
İbn Abbas'ın Hz.
Peygamber'den rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber önce başını, sonra da
kulaklarının içini ve dışını meshetmiştir.
Başka bir rivayette de
Hz. Peygamber'in başını meshettikten sonra şehadet parmağı ile kulaklarının iç
kısımlarını, baş parmağı ile de dış kısımlarını rneshetmiş olduğu
nakledilmiştir.
Abdullah b. Zeyd şöyle
demektedir: 'Hz. Peygamber'in abdest alırken kulakları için yeni bir su
aldığını gördüm'.
10. Abdestin farz ve sünnetlerini üçer defa
yapmak.
Hz. Osman 'Size Hz.
Peygamber'in nasıl abdest aldığını göstereyim mi?' dedikten sonra, yıkanacak
azaların tümünü üçer defa yıkadı ve meshedilecek azalan da üçer defa mesnetti.
11. Sağ eli sol elden, sağ ayağı sol ayaktan önce
yıkamak. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Abdest aldığınız zaman
önce sağ taraftan başlayınız. Ebu
Hüreyre'nin abdestin farzları hususunda geçen hadîsi de buna delâlet eder.
12. Azaları
ovarak yıkamak.
Abdullah b. Zeyd, Hz.
Peygamber'in nasıl abdest aldığını anlattıktan sonra kollarını sıvayarak Hz.
Peygamber'in abdest alış şeklini yaparak gösterdi.
13. Azaları
ara vermeksizin peşpeşe yıkamak.
Bu da Hz. Peygamber'e
tâbi olmak demektir. Çünkü daha önce geçen hadîslerden, Hz. Peygamber'in ara
vermeden abdest aldığı anlaşılmaktadır.
14. Gurretve tacil'i uzatmak.
Gurret, yüzü yıkarken
başın önünden bir kısmını da yıkamaktır. Tacil ise, kolları yıkarken pazunun
bir kısmını, ayakları yıkarken de topukların üst kısımlarından birazını
yıkamaktır. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Benim ümmetim kıyamet
günü, abdestin eserinden ötürü 'gurren muhaccelin' (yüzleri, elleri, ayaklan
pırıl pırıl parlayan ümmet) diye çağrılır. Bu nedenle abdest alırken yüzle
beraber başın ön tarafından birazını, kollar ve ayaklar ile beraber de biraz
yukarılarım yıkamak güzel olur.
15. Su
hususunda israf ve cimriliğe kaçmamak.
Enes b. Mâlik, Hz.
Peygamber'in 1 müdd ile abdest aldığını rivayet etmiştir.
Müdd hacim
itibariyle yaklaşık 10 cm.
uzunluğunda bir kap demektir.
16. Abdest alırken kıbleye dönmek. Çünkü kıble, yönlerin en şerefi isidir.
17. Hz. Peygamber'e uyarak, abdest esnasında
konuşmamak.
18. Âbdesti
bitirirken aşağıdaki gibi şehadet ve dua etmek.
Allah'tan başka ilah
olmadığına, Allah'ın bir ve tek olduğuna, ortağı bulunmadığına şahitlik,
ediyorum. Yine şahitlik ediyorum ki Muhammed, Allah'ın kulu ve rasûlü'dür.1
Allahım! Beni tevbe
eden ve temiz olan kullarından eyle.
Ey Allahım! Sana hamd
ile seni her türlü ortaktan tenzih ederim! Senden başka ilah olmadığına şehadet
ediyor ve senden af dileyerek dergâhına yöneliyorum.
1. Suyu israf etmek.
2. Suyu gereğinden az kullanmak. Çünkü ikisi de
Sünnet'e aykırıdır. İsraf etmeyin; zira Allah israf edenleri sevmez.
(A'raf/31)
İsraftan maksat,
mutedil sınırı aşmaktır. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Bu ümmetten bir kavim
gelecek abdest, gusül ve dua'da israfa kaçacaklardır.
2. Sol eli sağ elden, sol ayağı sağ ayaktan önce
yıkamak. Çünkü böyle yapmak Hz. Peygamber'in fiiline terstir.
3. Abdest âzalarının -şiddetli soğuk veya sıcak
olup da kurulanama^-yan âzalardaki suyun eziyet vermesi, kirlenmesi gibi
mazeretler hariç-mendil veya havlu
ile kurulanması. Abdest
aldığı zaman Hz. Peygamber'e mendil veya havlu
getirildiği, Hz. Peygamber'in ise azalarını kurulamadığı rivayet edilmiştir.
4. Suyu yüze çarpmak. Suyu yüze çarpmak, yüzün
şerefine uygun düşmez.
5. Üç kere yıkanan azayı, dördüncü defa yıkamak
veya üç kere meshedilen azayı dördüncü defa meshetmek veya üçten az yapmak.
Çünkü Hz. Peygamber azalarını, üçer kere yıkayarak abdest aldıktan sonra şöyle
buyurmuştur:
İşte abdest böyledir.
Bunu fazlalaştıran veya eksilten münker bir iş yapmış ve zulmetmiş olur.
Bu hadîsten murad,
Sünnet'in üçten fazla veya eksik olduğunu söyleyen kimsenin kötü bir iş yapmış
ve zulmetmiş olacağıdır.
6. Mazeret olmaksızın, abdest azalarını
başkasına yıkatmak. Çünkü böyle yapmakta bir tür gurur vardır, bu da kulluğa
ters düşer.
7. Oruçlu iken mazmaza ve istinşak'ta aşırıya
kaçmak. Çünkü bu durumda suyun boğaza kaçıp orucu bozması sözkonusudur. Hz.
Peygamber 'Eğer oruçlu değilsen, istinşak'ta mübalağa yap' buyurmuştur. Mazmaza
da istinşak'a kıyas edilir.
Abdesti Bozan
Şeyler Abdesti bozan şeyler beştir:
1. Ön ve
arkadan çıkan sidik, dışkı, kan ve yellenme ile abdest bozulur.
Allah Teâlâ 'Biriniz
tuvaletten gelmişse...' (Nisa/43) buyurmuştur. Ayetin metnindeki gâît kelimesi
'def-i hacet yapılan yer' anlamına gelir. Aynı zamanda çukur ve kuytu yere de
gâit denir. Zira insan def-i hacet yapmak için gözlerden uzak olan bu tür
yerlere gider. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Abdesti bozulduğu
zaman, abdest almadıkça Allah hiçbirinizin namazını kabul etmez.
Hadramutlu biri, Ebu
Hüreyre'ye 'Küçük hades nedir?' diye sorduğunda, Ebu Hüreyre 'Sesli veya sessiz
yellenmektir' diye cevap vermiştir.
Ön ve arkadan çıkan
şey temiz olsa bile buna kıyas edilir,
Mütemekkin olmadığı halde uyumak.
Mütemekkin olarak
oturmak, kişinin makatını sağlam bir yere tam olarak koyup oturmasıdır. Gayr-ı
mütemekkin ise, yerle kalça arasında bir mesafe olduğu halde oturmaktır. Hz.
Peygamber şöyle buyurmuştur:
Kim uyursa abdest
alsın.2
Makatını tam olarak
yere koyup uyuyan kimsenin abdesti bozulmaz. Çünkü bu durumdayken kendisinden
çıkan herhangibir şeyden haberdar olur. Bunun delili Enes'in naklettiği şu
rivayettir:
Namaz için kamet
edildi. Hz. Peygamber bir kişiyle gizli birşeyler konuşuyordu. Hz. Peygamber'in
konuşması o kadar uzun sürdü ki sahabîler uyudu. Sonra Hz. Peygamber geldi ve
namazı kıldırdı.
Yine şöyle rivayet
edilmiştir: 'Hz. Peygamber'in ashabı uyuyor, sonra kalkıp abdest almadan namaz
kılıyorlardı'.
Bu, insan mütemekkin
bir şekilde uyursa abdesti bozulmaz demektir.
Tabii ki sahabîler
bizim bildiğimiz gibi yatar şekilde uyumuyorlardı. Çünkü onlar mescidde, Hz.
Peygamber'in konuşmasını bitirmesini ve gelip namazı kıldırmasını
bekliyorlardı.
3.
Sarhoşluk, baygınlık, hastalık veya delilikten ötürü aklın gitmesi de abdesti
bozar. Çünkü bu
gibi durumlarda insanın
kendisinden ne çıktığım bilmesi mümkün değildir. Ayrıca bu durumu uykuya kıyas
ediyoruz. Madem ki abdest, uyku ile bozuluyor, öyleyse bu gibi şeylerle haydi
haydi bozulur.
4. Erkeğin, karısının veya yabancı bir kadının
bedeninin herhangibir yerine örtü olmaksızın dokunması abdesti bozar. Bu durumda hem erkeğin, hem de kadının
abdesti bozulur. Yabancı kadından maksat, o kişiye evlenmesi helâl olan kadın
demektir. Allah Teâlâ abdesti bozan şeyleri zikrederken şöyle buyurmuştur:
Veya kadınlara dokunmuş
iseniz. (Nisa/43)
5. İster ön, ister arka olsun kişinin kendisinin
veya başkasının tenasül uzvuna dokunması
da abdesti bozar.
Dokunma, el ve parmakların iç kısmı ile ve örtü
olmaksızın olursa abdesti bozar.
Yapılabilmesi İçin Abdestin
Şart Olduğu Şeyler
1. Namaz
kılmak için. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
Ey iman edenler!
Namaza durmak (istediğiniz) zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi
yıkayın. Başlarınızı mesnedin. Ayaklarınızı topuklara kadar yıkayın. ) (Mâide/6)
Hz. Peygamber de şöyle
buyurmuştur:
Birinizin abdesti
bozulduğu zaman, abdest almadıkça Allah onun namazını kabul etmez.
2. Kabe'yi
tavaf etmek için. Çünkü tavaf da namaz gibidir, tavaf yaparken de abdestli
olmak vacibdir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Beyt'i tavaf etmek de
namaz gibidir. Ancak tavaf yaparken konuşulabilir. Kim tavaf esnasında
konuşursa, sakın hayırdan başka birşey söylemesin.
3. MushaPa
dokunmak ve mushaPı taşımak için de abdestli olmak şarttır.
Ona temizlenmiş
olanlardan başkası el süremez.
(Vakıa/79)
Hz. Peygamber de şöyle
buyurmuştur:
Kur'an'a ancak temiz;
abdestli olan el sürebilir.
Hz. Peygamber'in
Farzlarını ve Müekked Sünnetlerini Gözeterek Aldığı Abdestin Şekli, Fazileti ve
Bu Şekilde Kılınan Namazın Fazileti
Hz. Osman su istedi.
Su gelince kap'tan eline su dökerek iki elini de üçer kere yıkadı. Sonra
mazmaza yaptı (ağzına su verdi), sonra burnuna su verdi ve sümkürdü. Sonra
yüzünü, sonra kollarını dirseklerle beraber üçer defa yıkadı. (Diğer bir
rivayette 'Sonra sağ elini, sonra sol elini üç defa yıkadı Sonra başını
meshetti. Sonra ayaklarını topuklanyla beraber > üçer kere yıkadı'. Başka
bir rivayette 'Sonra sağ ayağını, sonra sol ayağını'
Sonra da (Hz.
Peygamber'., benim şu anda aldığım
gördüm' dedi. Hz. Peygamber abdestını bmnnce de
şöyle buyurdu:
Kim benim bu abdestim
gibi abdest ahr, sonra iki rekat namaz Ssa ve^ namaz içinde kalbine dünya ile
ilgih b.rşey geürmezse, Allah onun geçmiş günahlarını affeder.