ALIŞVERİŞ ÂDABI 2
1. Alırken
ve satarken müsamahakâr olmak.
Satıcı ise parayı
almak hususunda kolaylık göstermeli, fiyatı biraz düşürerek ikram yapmalıdır.
Müşteri, ise aldığı mal hususunda kolaylık göstermeli, şartlarda aşırıya
kaçmamalıdır.
Borç verildiği zaman,
borçlu sıkıntıda ise müsamaha gösterilmeli, borcunu ödemesi için mühlet
verilmelidir, Borçlu olan kişi de alacağım isteyen kişiye şiddet göstermemeli,
onu oyalayıp sıkıntıya sokmamalıdır. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Allah o kişiden razı
olsun ki sattığı zaman da, aldığı zaman da, alacağını istediği zaman da
kolaylık gösterir.
2. Muamelede
doğru ve dürüst olmak.
Satılan malın kusurları
ve meziyetleri alıcıya olduğu gibi söylenmelidir. Eşyanın nerede yapıldığı,
nerede yetiştiği ve benzeri hususlarda yalan söylenmemelidir. Satıcı asla
'Maliyetinden daha düşük fiyatla satıyorum' gibi yalanlar söylememelidir.
Kısacası her hususta doğruyu söyleyip müşteriyi aldatma yoîuna gitmemelidir.
Rıfaa'dan şöyle
rivayet edilmiştir: Rasûlullah (s.a) ile beraber namazgaha çıkmıştık ki Hz.
Peygamber alışveriş yapan insanlar gördü ve (onlara ) 'Ey tacirler güruhu!'
diye seslendi. Onlar da Rasûlullah'a icabet ederek boyunlarını ve gözlerini ona
çevirdiler. Hz. Peygamber şöyle devam etti: 'Tacirler kıyamet günü
kabirlerinden facirler (günahkârlar) olarak kalkacaklardır; ancak Allah'tan
korkan, iyilik yapan ve doğru olanlar müstesnadır'.2
Hz. Peygamber şöyle
buyurmuştur:
Doğru ve emin tüccar
peygamberler, sıddîklar ve şehitlerle beraberdir.
Satıcı ve alıcı
birbirlerinden ayrılmadıkça muhayyerdirler. Bunlar doğru olup da (mala ve
paraya ait hususları birbirlerine olduğu gibi, yani vakıaya mutabık olarak)
beyan ederlerse bu alışverişleri kendilerine mübarek kılınır. Eğer iki taraf
(mal ve para ile ilgili hususları) gizleyip yalan söylerlerse bu
alışverişlerinin bereketi giderilir.
3.
Alışverişte -doğru bile olsa- yemin etmemek.
Çok yemin etmemek alışverişin
âdabından ve o alışverişte doğruluk olduğunun delillerindendir. Hatta
alışverişte -doğru bile olsa- hiç yemin etmemek daha güzeldir. Çünkü
alışverişte çok yemin etmekte Allah'ın ismini (yemini) ucuzlatmak (yeminin
değerini düşürmek) sözkonusudur. Oysa Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
İyilik etmek,
sakınmak, insanlar arasında ıslah yapmak hususunda yeminlerinize Allah'ı hedef
ve engel kılmayın. Allah işiten ve bilendir. ' .
(Bakara/224)
Hz. Peygamber de şöyle
buyurmuştur:
Yemin, malın revacı
sebebidir (zannolunur). Hakikatte ise malın vekazancın mahv sebebidir.
Mallarını şaşalı bir
şekilde takdim edip yalan yeminlerle satmaya çalışanlar bundan vazgeçsinler.
Zira Ebuzer'in rivayet ettiğine göre Hz.' Peygamber şöyle buyurmuştur: 'Üç
sınıf vardır ki Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz, onlara bakmaz, onları
temize çıkarmaz, onlar için pek acıklı bir azap vardır'. 'Rasûlullah buna uyan
ayeti üç kere okuduktan sonra
'Umduklarına
erişemediler ve ziyan ettiler' dedi. Ebu Zer 'Onlar kimlerdir ey Allah'ın
Rasûlü?1 diye sordu. Rasûlullah 'Elbisesini (büyüklenerek yere kadar)
salıveren, verdiği şeyi başa kakan, yalan yere yemin ederek ticaret metaına
sürüm verendir' buyurdu.
4. Çarşı ve
pazarlarda çok sadaka vermek.
Ticaret yapılan
yerlerde çok sadaka vermek, orada yapılan hataların kefareti olur. Meselâ
satıcının bilmeyerek aldatmasının, kötü ahlâk ve benzeri hatalarının kerfareti
olur.
Kays b. Ebî Garaze
şöyle rivayet ediyor: Rasûlullah (s.a) bize (alış veriş mahallimize) geldi
-bize simsarlar deniyordu- ve 'Ey tacirler topluluğu! Şeytan ve günah satışa
katılırlar; imdi siz satışınıza sadaka karıştırın' buyurdu.
5. Alışverişe şahit tutmak ve onu yazı ile sağlama
almak.
Eğer mal borca
satılıyorsa, iki şahit tutup borcun miktarını ve ödenme zamanını yazmak çıkması
muhtemel ihtilafları ortadan kaldırır. Bu hususta Allah Teâlâ şöyle
buyurmuştur:
Ey iman edenler!
Birbirinize belirli bir zaman için borç verdiğinizde onu yazın. (Bakara/282)
Ayrıca bu yazma
işlemine iki kişi de şahit olmalıdır. Zira Allah Teâlâ bu hususta şöyle
buyurmakladır:
Erkeklerinizden iki
kişiyi şahit tutun, eğer iki erkek bulunamazsa, şahitliklerine razı olacağınız
bir erkekle iki kadın şahit olabilir. -(Bakara/282)
Bu şekilde hareket
etmekte, daha fazla teminat ve tazminat vardır. Ayrıca müslümanlar arasındaki
yardım ve merhametin artırılması sözkonusudur.
(Borç) büyük olsun,
küçük olsun onu süresiyle beraber yazmaya üşenmeyin. Bu sizin için Allah
katında adalete en uygun, şahitlik için en sağlam ve şüpheye düşmemenize daha
yakın bir durumdur. (Bakara/282)
Yani yazmanız, hakkın
yerine gelmesi için daha uygun, insanlar arasında adaletin yerine gelmesi ve
şahitler için daha kolaydır. Borcun yazılması, ihtilaflara engel olur, şüphe
kapısını kapatır. Çünkü şüphe ve ihtilaf İnsanların birbirine olan güvenini
ortadan kaldırdığı gibi borç verme alışkanlığını da yok eder. Borç verme âdeti
ortadan kalkarsa, insanlar sıkıntıya düşer.