KÜSUF VE HUSUF NAMAZI 2
Tarifi ve Teşrî Kılındıkları Zaman. 2
Küsûf ve Husuf
Namazının Hükümleri 2
Küsûf ve Husuf Namazlarının Kılınma Şekli 2
Küsûf ve
Husuf-Namazları Kaza Edilmez. 3
Küsûf ve Husuf Namazları İçin Yıkanmak. 3
Küsûf lugatta güneşin bir kısmının veya tamamının birşeyin arkasına gizlenmesi (tutulması) demektir. Husuf da
ay'ın bir kısmının veya tamamının gizlenmesi (tutulması) demektir. Bu iki
kelimenin herbiri iki anlama da ıtlak edilebilir.
Buharî/882;
Müslim/76l
2 Beyhakî,
11/496 ve başka muhaddisler, (sahih isnadla)
3 Mâlik, Muvatta, 1/115
Küsûf ve Husuf
namazları muayyen bir sebepten dolayı meşru kılınan namazlardır. Müslüman bu
namazlarda Allah'a sığınarak güneşin ve ayın ışığını geri vermesi için Allah'a
yakarır. Küsûf namazı, hicretin ikinci yılında teşrî kılınmıştır. Husuf namazı
ise hicretin .beşinci yılında teşrî kılınmıştır.
Küsûf (güneş
tutulması) ve Husuf (ay tutulması) namazları sünnet-i müekkede'dir.
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Ey insanlar! Güneş ve
ay ancak Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Bunlar, hiç kimsenin ölümünden
dolayı da, doğumundan dolayı da tutulmazlar.
Bu neviden birşey gördüğünüzde açılıncaya
kadar namaz kılıp dua ediniz.
Bu hadîsteki emir, vücuba hamledilmemiştir, zira Hz. Peygam-ber'den gelen diğer bir haber bunların sünnet-i müekkede olduklarının açık
delilidir. Bir bedevî,
Hz.
Peygamber'e 'Üzerimde beş
vakit namazdan başka namaz var mı?' diye sorduğunda, Hz. Peygamber 'Hayır, ancak istersen nafile namaz
kılabilirsin' diye cevap vermiştir.
Bu namazların cemaat
halinde kılınması sünnet'tir. Küsûf ve Husuf namazları için ezan ve kamet
yoktur, ancak es-salâtu camîatun
(namaz toplayıcıdır) diye nida edilir.
Küsûf ve Husuf
namazları ikişer rekâttır. Küsûf ve Husuf namazları için niyet etmek gerekir.
Bu namazlar biri normal, diğeri ekmel olmak üzere iki
şekilde kılınır.
Normal şekli şu
şekilde kılınır: Normal namazlarda olduğu gibi her rekâtta iki kıraat, iki rükû
vardır. Bu kıraat ve rükûlar uzatılmaz. Bu namazları Cuma namazı gibi bir
kıyam, bir rükû ve bir kıraatla iki rekât ola-
rak kılmak da yeterlidir. Ancak bu şekilde kılan kişi Hz. Peygamber'in fiiline uymadığı için fazileti terketmiş olur.
Bu namazların ekmel şekli ise şöyle kılınır: Her rekâtta iki kıyam, iki
kıraat ve iki rükû yapılır. Birinci kıyamda Fatiha'dan sonra Bakara sûresi veya
onun miktarı kadar, ikinci kıyamda Âlu İmran sûresi veya onun miktarı kadar, üçüncü kıyamda Nisa
sûresi veya onun miktarı kadar, dördüncü kıyamda Mâide
sûresi veya onun miktarı kadar okunur.
Birinci rükûda Bakara
sûresinden 100 ayet kadar, ikinci rükûda 80 ayet kadar, üçüncü rükûda 70 ayet
kadar, dördüncü rükûda 50 ayet kadar teşbih yapılır. Namaz tamamlandıktan
sonra imam ayağa kalkarak iki hutbe okur. Bu iki hutbenin rükün ve şartları,
Cuma hutbesindeki rükün ve şartlar gibidir.
İmam bu hutbelerde halkı,
tevbe etmeye teşvik etmeli, onları gafletten sakındırmahdır,
Semure b. Cündüb'den rivayet
edildiğine göre o şöyle demiştir: 'Hz. Peygamber bize
küsûf namazı kıldırdı. Biz onun sesini işitmedik'.
Hz. Aişe şöyle demiştir: 'Hz. Peygamber, Husuf namazında kıraatini cehren yaptı'.
Hz. Peygamber'in sessiz okuması, güneş tutulması
namazına hamledilir. Çünkü bu namaz gündüz kılınan namazlardandır. Cehren (açıktan)
okuması da ay tutulması namazına hamledilir. Çünkü bu, gece namazı gibidir.
Gece kıraati açıktan yapılır.
Bunun delili, Hz. Aişe'nin rivayet ettiği şu
hadîstir: Hz. Peygamber zamanında güneş tutuldu.
Bunun üzerine Hz. Peygamber hemen mescide çıkıp
namaz için ayakta durdu ve tekbir aldı. İnsanlar da onun arkasında saf
tuttular. Hz. Peygamber uzun bir kıraat yaptı. Sonra
tekbir alıp uzun bir rükû yaptı. Sonra rükûdan başını kaldırıp 'Semiallahu limen hamideh, rabbenâ ve Iekeİ-hamd' dedi. Sonra ayakta
durup uzun bir kıraat daha yaptı ki bu ilk kıraatten az sürdü. Sonra rükûa
varıp uzun bir rükû yaptı. Bu rükû, önceki rükûdan az sürdü. Sonra tekrar 'Semiallahu limen hamideh, rabbenâ ve leke'1-hamd' dedi. Sonra secde etti. Sonra Hz.
Peygamber diğer rekâtta da bunun gibi yaptı. Nihayet dört rükû'yu
ve dört secdeyi tamamladı. Namazdan çıkmadan önce de güneş açıldı. Sonra ayağa
kalkıp insanlara hutbe îrad etti. Allah Teâlâ'ya lâyık olduğu lafızlarla hamd
u sena ettikten sonra şöyle buyurdu:
Şüphe etmeyiniz ki
güneş ile ay Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. (Bunlar) hiç kimsenin ne ölümü
ne de hayatı (doğumu) için tutulmazlar. Güneş ile ayın tutulmaları ayetini
gördüğünüzde hemen namaza iltica ediniz.1
Başka bir rivayette
şöyle denmiştir: 'Bunu gördüğünüz zaman Allah'a yalvarın, tekbir ve saîâvat getirin, sadaka verin'.
Güneş ve ay tutulması
esnasında Küsûf ve Husuf namazları kilınmamışsa,
güneş ve ay açıldıktan sonra bu namazları kaza etmek sözkonusu
değildir. Çünkü bu namazlar, muayyen sebeplere bağlıdır. Sebep ortadan
kalktığında müsebbeb de kalkar.
Küsûf ve Husuf
namazları için yıkanmak, tıpkı Cuma namazı için yıkanmak gibi sünnet'tir. Çünkü
bu iki namaz da Cuma namazının mâ-nâsındadır.
Cuma namazında olduğu gibi bu namazlarda da insanlar bir araya toplanır.