Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Büyük Şafii Fıkhı

MEFKUD   (KAYIP) 2

Mefkud'un   Tarifi 2

: Mefkud  (Kayıp Kişi)  ile İlgili Hükümler 2

Kaybolan   Kişinin   Mirasçı   Olma   Durumu. 2

Birbirlerine   Mirasçı   Olan   Kişilerin   Birlikte   Boğulması  veya Benzer   Şekilde   Ölmeleri   Halindeki   Miras  Durumları 3

Veled-i   Zina'nın   Mirası 3

Lian  Yapıldıktan   Sonra  Doğan  Çocuğun  Mirası 3


MEFKUD   (KAYIP)

 

Mefkud'un   Tarifi

 

Lugatta mefkud 'kayıp, yok olan' demektir. Mefkud'un ıstılah! mânâsı ise 'kaybolmuş, ölü veya diri olduğu bilinmeyen kayıp kimse' demektir.

 

: Mefkud  (Kayıp Kişi)  ile İlgili Hükümler

 

Kaybolan kişi ile ilgili hükümler bağlı olduğu şeylere göre değişir:

a. Kaybolan kişinin karısına nisbetle hükümleri

b.  Kaybolan kişinin malına nisbeüe hükümleri

c. Kaybolan kişinin mirasçı olma durumuna göre hükümleri

a. Kaybolan kişinin öldüğü kesin olarak bilinmedikçe, hanımı başka­sıyla evlenemez. Çünkü aslolan kaybolan kişinin hayatta olmasıdır. Öldüğü kesin olarak bilinirse, karısı başkasıyla evlenebilir.

İmam Şafii, Hz. Ali'den şöyle rivayet etmiştir: 'Kaybolan bir kimsenin hanımı belâya maruz kalmıştır, sabretsin. Onun ölüm haberi gelinceye kadar evlenmesin',

Hz, Ali'nin, bu sözü kendiliğinden söylemesi düşünülemez. Hz. Ali bu sözü mutlaka Hz. Peygamber'den işitmiş olmalıdır.

b. Kaybolan kişinin -kaybolmadan önceki ve kaybolduktan sonra çoğalan- malları, ölümü kesinleşmeden önce taksim edilemez.

Ancak kaybolması üzerinden uzun bir zaman geçer de zann-ı galibe göre o adamın vefat ettiği düşünülürse ve kadı hükmen öldüğüne karar verirse malları taksim edilebilir. Bundan önce onun malında tasarruf et­mek sahih olmaz. Zira aslolan onun hayatta olmasıdır. Bu bakımdan an­cak öldüğü kesin olarak belli olduktan sonra veya kadı hükmen onun öl­düğüne karar verdikten sonra malı mirasçılara taksim edilir.  Onun akrabalarından olup da kadı'nın hükmünden önce ölenler -velev ki bir iki dakika önce ölmüş olsunlar- miras alamazlar. Çünkü kaybolan kişinin onlardan daha sonra ölmüş olma ihtimali vardır.

c. Kaybolan kişinin mirasçı olması, yani kaybolduğu devrede ölen yakınlarından kendisine kalan miras meselesi.

 

Kaybolan   Kişinin   Mirasçı   Olma   Durumu

 

1. Kaybolan mirasçının hayatta olup olmaması miras hususunda bir değişiklik yapmıyorsa, sanki kaybolmamış gibi miras paylaştırılır.

Meselâ ölen kişinin geride hanımı, babası, oğlu ve kaybolan kardeşi kalırsa, miras taksim edilir. Çünkü kaybolan kişi baba ve oğlu ile hacbedilir. Onun hayatta olup olmamasının mirasçılara bir etkisi olmaz. Bu bakımdan zevce terekenin 1/8'ini, baba 1/6'ini, oğul da asabe olarak geriye kalanın tamamını alır.

Yine bir kişi ölür de geride karısını, oğlunu ve bir de kaybolan oğ­lunu bırakırsa, zevce yine 1/8 alır, çünkü bir çocuk olduğunda diğer ço­cuğun kaybolması ve hayatta olup olmadığının bilinmemesi, zevcenin hissesini değiştirmez. Anneden geriye kalanın yarısını da oğul alır, diğer yarı ise kaybolan oğul için bekletilir.

2. Mirasçılardan biri kaybolmuşsa, diğeri miras alamaz.

Meselâ ölen kişi geride amcasını ve bir de kaybolan oğlunu bırak-mışsa, amca miras alamaz. Çünkü kaybolan oğulun hayatta olma ihtimali vardır. Eğer hayatta ise, amcayı hacbeder (mirastan mahrum eder). Bu durumda kaybolan kişinin ölüp ölmediği anlaşıhncaya kadar miras bekle­tilir.

Ölen kişi geride iki kızını, oğlunun kızını, bir de oğlunun kaybolan oğlunu bırakırsa, oğiunun kızına birşey verilmez. Çünkü kaybolan çocu­ğun ölü olma ihtimali vardır. Bu durumda iki kız, oğulun kızını hacbeder (mirastan mahrum eder) ve malın 2/3'sini alırlar. Geriye kalan   1/3 ise kaybolan kişinin ölüp ölmediği kesinleşinceye kadar bekletilir,

3- Kaybolan kişinin ölmüş olması veya hayatta bulunması mirasçıların bazılarının hisselerini değiştiriyorsa, ihtiyatla amel etmek için onların paylarının en azı verilir.

Meselâ ölen kişinin geride annesi, hazırda bir kardeşi ve bir de kay­bolmuş kardeşi varsa, anne 1/6 alır. Çünkü kaybolan kardeşin hayatta olma  ihtimali  vardır.  Terekenin  6  pay olduğunu  farzedersek  anne, ihtiyatla amel etmek için 1 pay alır. Çünkü onun payının en azı 1/6'dir. Hazırda olan kardeş.2 pay alır, bu da onun payının en azıdır. Geriye kalan 3 pay, kaybolan kardeşin durumu açığa çıkıncaya kadar bekletilir. Kaybolan kardeşin öldüğü anlaşılırsa, bekletilen 3 payın l'ini anne, diğer ikisini de hazırda olan kardeş alır.  Kaybolan kişinin hayatta olduğu anlaşılırsa, bekletilen o 3 paydan hisse alamaz, bekletilen o 3 payın ikibuçuğunu kaybolan kardeş, geriye kalanı da hazırda oîan kardeş alır. Haml'in  (Doğacak  Olan   Çocuğun)  Mirası

Ölen kişinin mirasçılarından biri hamile ise, doğacak çocuğun da dikkate alınması gerekir. Onun terekedeki payı ölü veya diri olarak do­ğuncaya kadar bekletilir. Doğacak çocuk veya çocukların ölü, diri, kız veya erkek olması durumuna göre mirasçıların paylarının en azı verilir. Geriye kalan mal ise çocuk doğuncaya kadar bekletilir.

Meselâ ölen kişinin geride kalan hamile karısı, hamile olmasaydı veya çocuk ölü olarak doğsaydı terekenin 1/4'ini alırdı. Çocuk diri olarak doğarsa, -ister erkek, ister kız, ister bir tane, ister birkaç tane olsun- kadm 1/8 alır. Bu bakımdan hamile kadına çocuk doğmadan önce payının en azı olan 1/8 verilir. Geriye kalanı çocuk doğuncaya kadar bekletilir. Doğan çocuk erkek olursa, geriye kalan malı asabe sıfatıyla alır. Doğan çocuk kız olursa, geriye kalan malın yarısını-alır. Diğer yarı'ise Beyt'ul-Mal muntazam değilse (idareciler müsîümanların maslahatını gözetmiyor­larsa, malları gerektiği yere sarfctmiyorlarsa) kadına verilir. Beyt'ul-Mal muntazam ise doğan kızdan geriye kalan mal Beyt'ul-MaPa verilir. Doğan çocuklar ikiz olur da biri erkek diğeri kız olursa, geriye kalan mal erkek çocuğa 1, kız çocuğu 1 pay verilmek suretiyle paylaştırılır. Bütün bu du­rumlarda kadının hissesi değişmez. Zira kadın bu durumların tümünde 1/8 hisse alır. Eğer çocuk ölü olarak doğarsa veya doğduktan -sonra ya­şamayacağı belli olursa, kadına 1/4 verilir. Geriye kalan mal ise beyt'ul-mal muntazam değilse, ölen kişinin uzak akrabalarına verilir.

ölen kişinin geride hamile karısı, babası ve annesi kalırsa, doğacak çocukların ikiz ve üçüz kız olması onların hisselerinin fazla aviedilme-sine (inceltilmesine) sebep olur. Bu durumda kadına, avh olarak 1/8 veri­lir ki bu, 27 paydan 3 pay demektir. Babaya avl yapılmış olarak 1/6 veri­lir, bu da 4 pay demektir. Anneye de baba gibi verilir. Geriye kalan 16 pay, çocuk veya çocukların doğumuna kadar bekletilir

 

Birbirlerine   Mirasçı   Olan   Kişilerin   Birlikte   Boğulması  veya Benzer   Şekilde   Ölmeleri   Halindeki   Miras  Durumları

 

Birbirlerine mirasçı olan iki veya daha fazia kişinin hangisinin daha önce öldüğü belli olmayacak şekilde ölmeleri (meselâ suda boğulmaları, yıkılan bir binanın altında kalmaları, bir yangında ölmeleri veya bir sa­vaşta öldürülmeleri) halinde, bu kişiler birbirlerinin mirasçıları olamazlar, onlar yabancı gibi kabul edilerek miras diğerleri arasında taksim edilir. Çünkü mirasçı olmanın şartı, varisin miras bırakan kişiden sonra öldüğü­nün kesin olarak bilinmesidir. Yukarıda saydığımız şekillerde ölen kişi­lerde ise bu şart mevcut değildir.

Meselâ ana-bababir olan iki kardeş boğulmak veya enkaz altında dalmak suretiyle ölürlerse hangisinin daha önce öldüğü  belli olmaz.

Kardeşlerden biri geride hanımını, kızını ve amcasını bırakırsa, diğeri de iki kızını ve amcasını bırakırsa, kardeşler birbirlerine mirasçı olamazlar. Her iki kardeşin mirası da diğer mirasçıları arasında paylaştırılır. Birinci kardeşin mirasının 1/S'i hanımına, yarısı kızına, geriye kalan da amcasına verilir. İkinci kardeşin mirasının 2/3'si iki kızına, 1/3'i annesine verilir. Bu hüküm, hangisinin daha önce öldüğü bilinen veya aynı anda öldüğü bilinen kişiler hakkındadır. Mirasçılardan hangisinin daha önce öldüğü bilinir de sonra unuluiursa, miras hangisinin Önce öldüğü hatırlanıncaya kadar bekletilir -çünkü bu hatırlanması mümkün olan birşeydir- veya .tereke, mirasçılar birbirleriyle anlaşıncaya kadar bekletilir.

 

Veled-i   Zina'nın   Mirası

 

Âlimler, veled-i zina'nın (zina mahsulü olarak doğan çocuğun) ne­sebinin annesinden ötürü kesin olarak sabit olduğunu, zâni olan babasından ötürü ise kesinlik arzetmediğini, ayrıca şeriatın zinayı meşru bir yol olarak kabui etmediğini, bu bakımdan veled-i zina ile zârii olan babası arasında ve babasının akrabaları arasında mirasçılık olmayacağını söylemişlerdir. Fakat âlimlerin çoğuna göre veled-i zina ile annesi ve annesinin akrabaları arasında mirasçılık olabilir. Veled-i zina, annesinden ve akrabalarından miras alabilir, çünkü onun annesi tarafından olan nesebi kesin olarak bellidir. Annelik sıfatı gayr-ı meşru da olsa çocuğun annenin bir parçası olduğunun delilidir, bu da anne ile gayr-ı meşru çocuğunun arasında mirasçılığın geçerli olmasını gerektirir.

 

Lian  Yapıldıktan   Sonra  Doğan  Çocuğun  Mirası

 

Kocanın, hanımından doğan veya doğacak olan çocuğun babası ol­duğunu reddederek dört defa 'Allah'ı şahit tutarım ki karıma isnad ettiğim zina hususunda doğru söylüyorum, doğan veya doğacak olan bu çocuk benden değildir, zina mahsulüdür' dedikten sonra beşincisinde 'Eğer ka­nma zina İsnad etme hususunda ve çocuğun babası olmadığım husu­sunda yalan söylüyorsam Allah'ın laneti üzerime olsun' diyerek lian yapmasının meşruiyetinin delili şu ayettir:

Eşlerine zina isnad etlikleri halde kendilerinden başka şahitleri olma­yan kimselerden herbirinin (makbul olacak) şahitliği, Aüah adına dört defa yemin ederek kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna şahitlik etmektir. Beşinci yemini, eğer yalan söyleyenlerdense, Al­lah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını diîemesidir.

(Nûr/6-7)

Lian yapıldıktan sonra, çocuğun nesebî babasından ayrılır ve veied-i zina'da olduğu gibi aralarında mirasçılık olmaz, fakat çocuk, annesine ve annesinin akrabalarına mirasçı olabilir.

 

Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.02 saniye 14,867,050 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024