SEHİV SECDESİ 2
Sehiv
Secdesinin Hükmü. 2
Sehiv
Secdesinin Sebepleri 2
Sehiv Secdesinin Şekli ve Yeri 2
Lugatta sehv, birşeyi
unutmak, ondan gafil olmak demektir. Fakat buradaki sehiv'den maksat, namaz
kılan kişinin kasden veya unutarak namazında eksiklik
yapmasıdır. Bu durumda sehiv secdesi yapılması gerekir. Sehiv secdesi namazın
sonunda yapılır. Amacı ise, namazda yapılan bir eksikliği telafi etmektir.
Sehiv secdesi, daha
sonra bahsedeceğimiz sebeplerden birinin meydana gelmesiyle sünnet olur. Eğer
kişi bu sebepler meydana geldiği halde sehiv secdesi yapmazsa namaz bozulmaz.
Çünkü sehiv secdesi vacib değildir ve herhangibir vacibin ihmalinden ötürü de meşru
kılınmamıştır. Bu husus ileride tekrar gelecektir.
Sehiv secdesinin
meşruiyetinin delili, Ebu Hüreyre'nin
şu rivayetidir: "Hz. Peygamber bize öğle veya
ikindi namazını kıldırırken iki rekâtta selâm verdi. Zulyedeyn
isimli sahabî 'Ey Allah'ın Rasûlü!
Namaz mı kısaldı yoksa sen mi unuttun?' dedi. Hz.
Peygamber cemaate 'Zuiyedeyn'in söylediği doğru mu?'
diye sordu. Sahabîler 'Evet' deyince, Hz. Peygamber kalktı, iki rekât daha kıldı. Sonunda da iki
secde yaptı".
Sehiv secdesinin diğer
delilleri ileride gelecektir.
1. Namaz
kılan kişi, namazın eb'azlarından birini terkederse -birinci teşehhüd veya
kunut duası gibi- sehiv secdesi yapması gerekir.
Abdullah b. Buhayne şöyle rivayet ediyor: 'Hz.
Peygamber öğle namazını kıldırırken birinci oturuşu yapması gerekirken üçüncü
rekâta kalktı. Namazını tamamladığı zaman oturduğu halde, selâm vermeden önce herbir secdede tekbir alarak unuttuğu oturma yerine iki
secde yaptı'.
Büyük Şafii Fıkhı
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
İçinizden biri ikinci
rekâta oturmadan kalkar, tam ayağa kalkmadan oturmadığını hatırlarsa hemen
otursun. Fakat tam ayağa kalkrnişsa oturmasın, sehiv
için iki secde yapsın.
2. Kılınan
namazın rekâtlarında şüphe edilirse sehiv secdesi gerekir.
Şüphe edildiğinde
rekât sayısının en azına itibar edilir. Geri kalan rekâtlar tamamlandıktan
sonra sehiv secdesi yapılır. Bu, fazla kılınan rekâtları telafi etmek içindir.
Eğer öğle namazının üç rekât mı, dört rekât mı kılındığında şüphe edilirse ve
henüz namaz da devam ediyorsa, namaz üç rekât kabul edilip bir rekât daha
kılındıktan sonra sehiv secdesi yapılmalıdır. Bu, namazın beş rekât kılınması
ihtimaline karşı yapılır.
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Biriniz namazında şek
edip de üç mü, yoksa dört mü kıldığını bilemezse şüpheyi atsın ve namazı yakînen bildiği aded üzerine
tamamlasın. Sonra selâm vermeden önce iki secde yapsın. Eğer beş rekât
kılmışsa bu iki secde onun namazını altı rekât yapar ve eğer dört rekâtı
tamamlayıcı olarak kildıysa, bu iki secde şeytanın
burnunu yere sürtmek (onu zelil etmek) için olur.
Eğer namaz bittikten
sonra şüphe edilirse, bu şüphe, namazın sıhhatine zarar vermez. Ancak niyette
veya tahrim tekbirinde şüphe edilirse namaz bozulur.
İmam'a uyarak namaz
kılan bir kimse yanılırsa -birinci teşehhüd'ü okumayı
unutmak gibi- imam'ın tam kılması, imam'a uyan kimsenin hatasını kapatarak
onun yerine geçer. İmam selâm verdikten sonra da o kişinin sehiv secdesi
yapması gerekmez. Bunun delili, Hz. Peygamber'in imam
zamin'dir'1 sözüdür.
3. Kasden yapıldığında
namazı bozan birşeyi, unutarak yapmak.
Meselâ birkaç kelime
konuştuğu veya sehven bir rekât fazla kıldığı zaman, kişi bunu namaz bitmeden
hatırlarsa sehiv secdesi yapar.
4. Rükün ve farz olan namaz fiillerinden biri
veya bir sûre yerinden başka bir yere nakledilirse sehiv secdesi yapmak sünnet
olur.
Meselâ teşehhüd yerine Fatiha okunursa veya rükû'da kunut okunursa veya Fatiha'dan sonra okunması sünnet olan
sûre, rükû'dan sonra itidâl'de okunursa sehiv secdesi yapmak sünnettir.
Sehiv secdesi, namaz
secdeleri gibi iki secdedir. Sehiv secdesi namazın sonunda, selâmdan önce
niyet edilerek yapılır. Eğer namaz kılan kişi sehiv secdesi yapmadan önce
sehven selâm verirse ve aradan uzun. bir zaman geçtikten
sonra sehiv secdesi yapmadığını hatırlarsa artık sehiv secdesi yapılmaz. Eğer
aradan kısa bir zaman geçmişse hemen sehiv secdesi yapılabilir.