MUCİZELERLE DOLU KURAN
Peygamberimize verilen en büyük
mucizenin Kuran olduğunu daha önce belirtmiştik. Kuran, insanlara
günümüzden 1400 yıl önce gönderilmiştir. Fakat içinde anlatılan öyle
gerçekler vardır ki, onların günümüzdeki bilimsel buluşlara uygun olduğu
daha yeni anlaşılabilmiştir.
Kainattaki herşeyi,
gezegenleri, yıldızları, insanları, hayvanları, doğa kanunlarını Allah
yaratmıştır. Rabbimiz olan Allah, bizim daha keşfetmediğimiz herşeyi
zaten bilmektedir. Dilediklerini Kuran'da bize bildirmiştir. Biz sadece
zamanı gelince bu bilgileri öğrenmekte ve bunların Allah'ın birer
mucizesi olduğunu anlamaktayız.
Kuran'ın pek çok bilimsel
mucizesi vardır. Burada Kuran'ın bilimsel mucizelerinin hepsini değil,
sadece birkaç tanesini örnek olması için anlatacağız. (Kuran'ın daha pek
çok mucizesini öğrenmek istiyorsanızKuran Mucizeleri isimli kitabımızı
okuyabilirsiniz.)
Evrenin yaratılışı
Kuran'da evrenin ortaya
çıkışı şöyle açıklanır:
BİZ GÖĞÜ 'BÜYÜK BİR
KUDRETLE' BİNA ETTİK VE ŞÜPHESİZ BİZ, (ONU) GEİŞLETİCİYİZ.
(ZARİYAT SURESİ, 47) |
O gökleri ve yeri yoktan
var edendir... (Enam Suresi, 101)
Kitabın ilk bölümünde
hatırlarsanız evrenin hiçbir şey yokken bundan yaklaşık olarak 15 milyar
yıl önce bir patlamayla ortaya çıktığını detaylı olarak anlatmıştık.
Yani evren hiçbir şey yokken birdenbire var olmuştur.
Bu büyük buluşun delilleri
ise, ancak geçtiğimiz yüzyılda çok modern teknolojik aletlerle elde
edildi. Dolayısıyla bunun 1400 yıl önce bilinmesi mümkün değildi. Ama
yukarıdaki ayette de gördüğünüz gibi, Allah bu gerçeği bize hiçbir
insanın bundan haberdar olmadığı, Kuran ilk indirildiği dönemde
bildirmiştir. Bu anlatım Kuran'ın bir mucizesidir ve onun Allah'ın sözü
olduğunun delillerinden biridir.
Evrenin genişlemesi
Evrenin patlamayla ortaya
çıkışı ve hala genişlemekte olduğu günümüzde ispatlanmıştır. Bunu da
size baştaki bölümlerde şişirilen bir balon örneği vererek anlatmıştık.
15 milyar yıl önce yaratılan maddeler bu patlamanın etkisiyle hala
birbirlerinden uzaklaşmaya devam etmektedirler. Yani tüm evren büyük bir
patlamanın ardından genişlemeye devam etmiştir ve hala da
genişlemektedir. Modern astronomi araçları ile yapılan araştırmalar
sonucu bu, çok açık olarak gözlemlenmiştir. Bu gerçek de 1400 yıl önce,
tek bir insanın dahi bundan haberdar olmadığı bir zamanda, Kuran'da bir
mucize olarak bildirilmiştir. Bu konuyla ilgili ayet şöyledir:
Biz göğü 'büyük bir
kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz, (onu) genişleticiyiz. (Zariyat
Suresi, 47)
Yörüngeler
İŞTE BU, SİZİN
RABBİNİZ ALLAH'TIR; HERŞEYİN YARATICISIDIR; O'NDAN BAŞKA İLAH
YOKTUR. ÖYLEYSE NASIL OLUR DA ÇEVRİLİYORSUNUZ?
(MÜMİN SURESİ, 62) |
Pek çoğunuz Dünyamızın ve
diğer gezegenlerin bir yörüngesi olduğunu biliyor olabilirsiniz. Aslında
sadece Güneş Sistemimizdekilerin değil, evrendeki bütün gök cisimlerinin
bir yörüngesi vardır. Yani hepsi kendileri için belirlenmiş olan bir yol
üzerinde dolaşırlar. Bilim adamları bu bilimsel gerçeği yakın bir
dönemde keşfetmişlerdir. Ancak günümüzden 1400 yıl öncesi gibi, gök
cisimlerinin yörüngelerinden haberdar olunmadığı bir dönemde, Kuran'da
Allah bu gerçeği bir mucize olarak şöyle bildirmiştir:
Geceyi, gündüzü, Güneş'i
ve Ay'ı yaratan O'dur; her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor. (Enbiya
Suresi, 33)
Bu ayette gördüğünüz gibi,
Allah ancak günümüzde anlaşılan bilimsel bir gerçeği haber vermektedir.
Kuran'ın indirildiği dönemde insanlar gök cisimlerinin sabit
yörüngelerde hareket ettiklerinden habersizdirler. Ama Allah herşeyi
bilen ve dilediğini de kullarına bildirendir.
Dünya'nın yuvarlak
oluşu
Kuran'ın gönderildiği
dönemdeki gök bilim anlayışına göre, Dünya'nın tıpkı bir tepsi gibi düz
olduğu düşünülüyordu. Dikkat ederseniz, bugün herkesin bildiği bu gerçek
bile o zaman bilinmiyordu. Ama Kuran'da kullanılan kelimelerden
Dünya'nın yuvarlak olduğu açık şekilde anlaşılıyordu. Bu bilginin bize
haber verildiği ayet şöyledir:
Gökleri
ve yeri hak olarak yarattı. Geceyi gündüzün üstüne sarıp-örtüyor,
gündüzü de gecenin üstüne sarıp-örtüyor... (Zümer Suresi, 5)
Bu ayetin Türkçesinde
"sarıp-örtme" diye tercüme edilen kelimenin Arapçadaki tam anlamı, "bir
şeyi yuvarlak bir şeyin üstüne sarmak"tır. Demek ki, gece ve gündüzün
üzerine sarıldığı Dünya yuvarlaktır. Oysa biraz önce de söylediğimiz
gibi, Kuran'ın indirildiği dönemde Araplar Dünya'nın düz olduğunu
zannediyorlardı. Kuran'da ise Dünya'nın yuvarlak olduğuna işaret
edilmişti. Çünkü Allah herşeyin en doğrusunu insanlara öğretendir.
Allah'ın kitabı Kuran'da o devirde bildirilen bu gerçek yüzyıllar sonra
bilim adamları tarafından keşfedildi ve Dünya'nın yuvarlak olduğu
anlaşıldı.
Kuran, Allah'ın sözü olduğu
için bilimsel tarifler yapılırken olabilecek en doğru kelimeler
kullanılmıştır. Herhangi bir insanın bunları bilip kullanması mümkün
değildir. Ama Allah herşeyi bildiği için gerçekleri istediği herhangi
bir dönemdeki insanlara bildirebilir.
Parmak izi
Allah Kuran'da insanın
yaratılışından söz ederken özellikle parmak uçlarına dikkat çekmiştir:
İnsan, onun kemiklerini bizim
kesin olarak biraraya getirmeyeceğimizi mi sanıyor?
Evet; onun parmak uçlarını
dahi derleyip-(yeniden) düzene koymaya güç yetirenleriz. (Kıyamet
Suresi, 3-4)
Tamamen
dağılıp çürümüş olan bir insan vücudunun tekrar biraraya getirilmesi
Allah için çok kolaydır. Şimdi parmak ucunuzu inceleyin. Parmak
izleriniz hepinizde ayrı ayrıdır. Hatta ikiz olsanız bile kardeşinizinki
sizinkinden farklıdır. Dünyada hiçbir insanın parmak uçlarındaki bu
çizgiler bir başka insanınkine benzemez. Yani her insanın adeta kimliği
gibidir bu izler...
Allah sonsuz kudret sahibi
olduğu için, bu kadar ince farklılıklara kadar bizi tekrar
yaratabileceğini söylemektedir. Fakat bu arada biz bir şeyi daha
öğrenmekteyiz. Bu izlerin önemi ve herkeste farklı olduğu ancak 19.
yüzyılda öğrenilmiştir. Ama Allah 1400 yıl önce yukarıda okuduğunuz
ayetle Kuran'da buna dikkat çekmiştir. Yani bu da bilimsel bir Kuran
mucizesidir.
Daha bunun gibi birçok konu
mucizevi şekilde Kuran'da bildirilmiştir. Biz burada bir kısmını
anlattık. Bu kadarı bile Kuran'ın Allah sözü olduğunu çok net bir
şekilde ortaya koymaktadır. (Daha fazlasını öğrenmek için Kuran
Mucizeleri isimli kitabımızı okuyabilirsiniz.)
Allah, mucizelerle dolu olan
Kuran için şunları söylemektedir:
Onlar hâlâ Kuran'ı iyice
düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başkasının katından olsaydı,
kuşkusuz içinde birçok aykırılıklar (çelişkiler-tutarsızlıklar)
bulacaklardı. (Nisa Suresi, 82)
Yukarıdaki
ayette bildirildiği gibi, Kuran'da haber verilen herşey doğrudur. Bilim
ilerledikçe her geçen gün Kuran'da haber verilen yeni mucizeler
bulunmaktadır. Bu da bize Kuran'ın Allah'ın gönderdiği hak kitap
olduğunu göstermektedir. Bizim yapmamız gereken ise, Allah'ın gönderdiği
bu kitaptaki herşeyi eksiksiz olarak öğrenmek ve uygulamaktır.
Allah Kuran'a uymamızı birçok
ayetinde emretmiştir. Bu konudaki ayetlerden birkaçı şöyledir:
Bu indirdiğimiz mübarek
bir Kitap'tır. Şu halde O'na uyun ve korkup-sakının. Umulur ki
esirgenirsiniz. (Enam Suresi, 155)
... O (Kur'an), bir
öğüttür. Artık dileyen, onu 'düşünüp-öğüt alsın. (Abese Suresi, 11-12)