İslam’da Komşuluk Hakkı Ve Kul Hakkı
Gönderen Kadir Hatipoglu - Kasım 13 2014 08:27:51

    Komşu : Fiziki olarak birbirine yakın veya bitişik yerlerde yaşayanlara denir.

1 –  Üç hakka sahip komşular:

    Bunlar hem akraba hemde müslüman olanlardır. Bunların komşu, akraba ve müslüman olmaktan doğan üç çeşit hakları vardır.

2 – İki hakka sahip komşular:

    Akraba dışındaki müslüman komşular. Bunların komşu ve müslüman olmaktan ileri gelen iki çeşit hakları vardır.

3 – Bir hakka sahip komşular:

    Akraba ve müslüman olmayanlardır. Bunlar akraba olmayan ehl-i kitap (yahudi ve hristiyan) veya müşrik komşulardır.

    Hz. Ali (r.a.)’den rivayet edilmiştir;

  ‘’Rasülullah (s.a.v.) bize ölülerimizi salih kimselerin içerisine defnetmemizi emretti ve kötü komşudan diriler incindiği gibi ölülerde incinir’’. Buyurdu. (Acluni, Keşfül-Hafa,1/72)

‘’             Ev almadan önce komşunuzu, yola çıkmadan önce arkadaşınız araştırınız’’ buyurdu . (Acluni, Keşfül-Hafa,1/78).

   Devamlı ikamet ettiğiniz yerdeki kötü komşudan Allah’a (c.c.) sığınınız. Çünkü göçebelik anındaki kötü komşu geçicidir. ( Nesai, İstiaze, 44; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/344 )

    İyi komşu, uysal bir binek, geniş ev, kişinin saadetini sağlayan unsurlardandır. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/407-408 )

    Allah katında arkadaşların en hayırlısı, arkadaşı için en hayırlı olandır. Allah katında komşuların en hayırlısı da komşu için en hayırlı olanıdır. ( Ahmed b. Hanbel, Tirmizi, Hakim(İbn Ömer’den) 250,-151 )

    Hz. Aişe’den rivayet edilen hadisi şerifte;

    Rasülullah ( s.a.v. ) : cebrail bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye edip durdu. Neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım.        ( Buhari, Edeb 28; Müslim, Birr- 140-141 Tirmizi, Birr 28; İbn Mace, Edeb 4 )

   Yanı başınızdaki komşusu açken tok olarak geceleyen kişi (olgun) mü’min değildir. ( İbn Ebi Şeybe, Kitabü’l – İman  )

    Ey ebu Zer! Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy ve komşularını gözet. ( İbn Mace, Et’ime 58, Tirmize Et’ime, Müslim Birr 142)

    Ey müslüman kadınlar! Komşu hanımlar birbiri ile hediyeleşmeyi küçümsemesin. Alıp verdikleri şey bir koyun parçası olsa bile. (Buhari Hibe 1, Tirmizi Vela 6 )

    Hz. Aişe’den rivayet edildiğine göre şöyle dedi:

     - Ya Rasülullah, iki komşum var. Hangisine hediye vereyim? Diye sordum.

     -  Kapısı sana daha yakın olana ver. Buyurdu.

(Buhari Şüf’a3,Hibe16)          

    Kudret ve iradesi ile yaşadığım Allah (c.c.)’a yemin ederim ki bir kul kendisi için istediğini komşusu içinde ve yahut din kardeşi için de istemedikçe hakkıyla iman etmiş olmaz.(Müslim,iman 72)

    Hiçbiriniz duvarına ağaç çakmak isteyen komşusuna engel olmasın. ( Buhari Mezalim20, Ebu Davud Akdiye 31 )

    Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse komşusunu rahatsız etmesin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun.

 ( Müslim İman 77 )

  1. Kişinin kendi evine bitişik olanlarla, karşısında bulunup da kapıları görünenlerden kırk eve kadar oturanlar, - zımmi ( hristiyan)da olsalar- komşularıdır. Bunlara iyilik etmek ve gerçekten akrabalarmış gibi güzel davranmaktır.
  2. Komşunun ev halkına, kötülük etmeyip, onların namusunu korumaktır.
  3. Komşuya gelip gidene uzun uzun bakıp rahatsız etmemektir.
  1. Komşusu açken, kendi tok yatmamaktır.
  2. Komşuyu el ve dili ile incitmekten sakınmaktır.
  3. Komşusunun evine penceresinden duvarından izinsiz bakmamaktır.
  4. Komşularına azdan çoktan –zımmi de olsa- hediye vermektir.
  5. Kokusu duyulacak bir yemek pişirildiğinde bitişik komşuya ikram etmektir.
  1. Satın aldığı meyveden rastladığı komşusuna hediye etmektir.
  2. Komşuları borç isterse vermektir.
  3. Komşuları muhtaç kaldı ise ihtiyaçlarını gidermektir.
  4. Komşusunu bayramlarda ziyaret etmektir.
  5. Komşunun hayvanlarına taş atmamaktır.
  6. Komşunun çocuklarını, kendininkilere dövdürüp sövdürmemektir.

15. Komşuların izni olmadan, kendi binasını, onlarınkinden yüksek ve önlerini kapayacak şekilde yaptırmamaktır.

16. Komşularını, kendi taraflarından, duvara ağaç kakmaktan menetmektir.

17. Komşularına, kendi oluklarının akıntısıyla veya yolunun toprak kazıntısı ve kar kürün tüsüyle rahatsız vermemektir.

18. Komşuların sırlarını ve ayıplarını soruşturmamaktır.

19. Komşuların hallerini ve işlerini başkalarına söylemektir.

20. Komşularına yolda rastladıkça ilk önce selâm vermektir.

21. Komşularla konuşurken lâfı uzatmayıp, lüzumu kadar konuşmaktır.

22. Komşularından su, tuz ve ateş gibi zarurî maddeleri esirgemeyip vermektir.

23. Komşuların hediyesini, az da olsa kabul edip, çok bilmektir.

24.Komşuların ayıplarını örtmektir.

25. Komşularına dert ortağı olmaktır.

26. Komşularından izin almadan evini yabancıya satmamaktır.

27. Komşusu bir yerden dönünce ziyaret etmektir.

28. Komşularını kederli günlerinde teselli etmektir.

29. Komşuları tarafından davet olununca, kabul edip gitmektir.

30. Komşuları tarafından davet olununca, kabul edip gitmektir.

31. Komşusu bir şey isteyince memnuniyetle vermektir.

32. Komşusu bir kusur işleyince, af ederek, sevgi uyandırmaktır.

33. Komşuları hasta olunca ziyaret etmektir.

34. Komşulardan biri vefat edince, cenazesinde hazır bulunmaktır.

35. Komşuların yetimlerini himâye etmektir.

36. Komşularıyla buluşunca, güleç yüzlü olup, tatlı söz söylemektir.

37. Komşuların kendisine nasıl davranmasını istiyorsa, onlara öyle muamele etmektir.

38. Başkalarından gelse tahammül edemeyeceği eziyete, komşusundan gelince tahammül etmektir.

39. Komşulardan kabalık edenlere aldırmamaktır.

40. Komşulardan sert söyleyenlere, mülâyim davranmaktır.

    Kul Hakkı : Bir Müslümanın diğer insanlara karşı yapması gereken görevlerini yapmaması veya onlara karşı yapmaması gereken bir fiili işlemesi neticesinde hasıl olan hakka ''kul hakkı'' diyoruz.

''Zulümden sakınınız. Çünkü zulüm, kıyamet günü zulümat (karanlık, sıkıntı ve ızdırap)tır.'' (Buhari, Mezalim, 8; Tirmizi, Birr, 83)

 ''Kim bir Müslümana zarar verirse, Allah da ona zarar verir. Kim bir Müslümanı sıkıntı ve meşakkata sokarsa, Allah da ona sıkıntı, meşakkat ve ızdırap verir.'' (Buhari, Ahkam, 9; Tirmizi, Birr, 27)

'' Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmedemez, ona yardımı terk edemez, onu küçük görüp hakaret edemez... Her Müslümanın diğerlerine canı, malı ve namusu haramdır.'' (Buhari, İkrah, 7; Müslim, Birr, 32)

 ''Müslümanın Müslüman üzerindeki hakkı beştir:

1-Selam verdiğinde selamını almak,

2-Hastalandığında ziyaret etmek,

3-Cenazesinde hazır bulunmak,

4-Davetine icabet etmek,

5-Aksırdığında ''yerhamükellah-Allah sana merhamet etsin'' demek.'' (Buhari, Cenaiz, 2; Müslim, Selam, 4, 5)

 ''Kim bir başkasına zulmetmiş ise, başkasına âit bir hak üzerine geçmiş ise, bu hak dolayısıyla hak sahibiyle para ve pulun geçmediği kıyamet günü gelmeden, bu dünyada helâlleşsin. Bunu ahirete bırakmasın. Eğer ahirete kalmışsa, şayet zulmedenin salih ameli varsa, yapmış olduğu haksızlık kadar sevabı hak sahibine verilir. Eğer haksızlık yapanın sevabı yoksa, haksızlık yaptığı kişinin günahından bir kısmı ona yüklenir.'' (Buhari, Mezalim, 10)

 ''Rasûlüllah (s.a.s.) bir gün ashabına; ''müflis kimdir biliyor musunuz?'' dedi. Ashab: ''Bize göre müflis, parası ve malı olmayandır'' dediler . Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.s.) şöyle buyurdu: ''Ümmetimden müflis şu kişidir: Namazı, orucu, zekatı yerine getirdiği halde birisine kötülük etmiş, diğerine iftirada bulunmuş, ötekinin haksız yere malını yemiş, bir başkasının kanını akıtmış ve birisini dövmüş olduğundan hesaba çekilir. Sevaplarından bir kısmı şu hak sahibine, bir kısmı bu hak sahibine dağıtılır. Eğer borcunu ödemeden önce sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları ona yüklenir. Sonra da cehenneme atılır. (İşte gerçek iflas etmiş kişi budur.)'' (Müslim, Birr, 15)

Her hak sonunda sahibini bulacaktır…

“Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onun (karşılığını) görür. Kim de zerre miktarı kötülük işlemişse onun (karşılığını) görür.” ( Zilzal 7-8 )

“Kıyamet gününde haklar mutlaka sahiplerine verilecektir. Hatta boynuzsuz koyun bile boynuzlu koyundan hakkını alacaktır.’’

( Müslim Birr 60 )

Peygamberimiz (s.a.v.) hayatının son günlerinde hastalığı esnasında mescitte minbere çıkarak “Ey insanlar! Belki yakında aranızdan ayrılacağım. Allah’ın huzuruna kul hakkı ile gitmekten daha ağır bir şey yoktur. Kimin bende bir alacağı varsa işte malım gelsin alsın. Kime yanlışlıkla veya kasten vurmuşsam işte sırtım gelsin vursun. Bu konuda asla çekinmeyin. Şunu bilin ki, içinizde bana en sevimli olan bende olan hakkını alan veya bana hakkını helal eden kişidir” ( İbn Sa’d, Tabakat,2-255 )buyurmuşlardır.

 



islam ve Hayat,Güncel Vaaz ve Hutbeler