HAYIZ
Aişe (r.ah.) şöyle anlattı:
İçimizden (müminlerin annelerinden) birisi hayızlı olduğu zaman Allah Resulü
(a.s.) ona emrederdi. O da bir izar (fûta) bağlardı. Sonra kendisi kadınla
mübaşeret ederdi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 440
Meymune (r.ah.) şöyle anlattı:
Allah Resulü (a.s.), kadınlar hayızlı bulundukları zaman onlarla izar üstünden
mübaşeret ederdi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 442
Müminlerin annesi Ümmü Seleme (r.ah.) şöyle anlattı:
Allah Resulü (a.s.) ile beraber bir abaya bürünmüş yatıyorduk. Derken âdetimi
gördüm. Yavaşçacık sıvışıp hayızlı iken giydiğim elbisemi giydim. Allah Resulü
bana: Âdetin mi geldi? diye sordu. Evet, dedim. Bunun üzerine beni çağırdı.
Saçaklı kadifenin altında kendileriyle birlikte yattım. (Ümmü Seleme) kendisi
dedi ki: Ümmü Seleme ve Allah Resulü (a.s.) cünüplükten çıkmak için bir kap
içinde yıkanırlardı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 444
Aişe (r.ah.) şöyle anlattı:
Hz. Peygamber (a.s.) itikâfa girdiği zaman başını bana yaklaştırırdı da, ben de
onu tarardım. İnsan için zaruri olan ihtiyaçları dışında kendisi eve girmezdi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 445
Aişe (r.ah.) şöyle anlattı:
Ben hayızlı iken Peygamber (a.s.) (mübarek) başını kucağıma yaslar, sonra Kur'an
okurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 454
Hz. Ali (r.a.) şöyle anlattı:
Ben mezisi çok bir erkek idim. Kızının (benimle olan evlilik) durumundan dolayı
ben Hz. Peygamber'e (a.s.) bunu sormaktan haya ediyordum. Mikdad b. Esved'e
emrettim de o, kendisine bunu sordu. Bunun üzerine: "Zekerini yıkar ve abdest
alır" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 456
İbn Abbas'ın anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) geceleyin kalktı. Hacetini giderdi. Sonra yüzünü ve
ellerini yıkadı, sonra da (tekrar) uyudu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 459
Aişe'nin (r.ah.) anlattığına göre:
Allah Resulü (a.s.) cünüp iken uyumak istediği vakit, yatmadan önce namaz
abdesti gibi abdest alırdı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 460
İbn Ömer'in (r.a.) anlattığına göre:
Ömer (r.a.) Ey Allah'ın Resulü! Bizden birimiz cünüp olduğu halde uyur mu? diye
sordu. Allah Resulü de: "Evet, abdest aldığı zaman uyur" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 462
Ümmü Süleym'den (r.ah.) nakledildiğine göre:
Ümmü Süleym (r.ah.), Hz. Peygamber'e (a.s.) erkeğin gördüğü şeyi, uykusunda iken
gören kadının durumunu sordu. Allah Resulü (a.s.): "Kadın bunu gördüğü zaman
yıkansın" buyurdu. Ümmü Süleym, "Kadının görmesi olur mu?" demekten utandığım
halde bunu sordum. Bunun üzerine Allah'ın peygamber'i: "Evet, yoksa (çocuktaki
annesine) benzerlik nereden olur? Erkeğin suyu galiz (koyu) ve beyazdır. Kadının
suyu ise ince ve sarıdır. Bu iki sudan hangisi baskın gelir, yahut ileriye
geçerse işte benzerlik ondan olur" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 469
Ümmü Seleme (r.ah.) şöyle anlattı:
Ümmü Süleym, Hz. Peygamber'in yanına geldi ve: Ey Allah'ın Resulü! Şüphesiz
Allah gerçeği söylemekten çekinmez. Bir kadın ihtilam olursa gusül etmesi
gerekir mi? diye sordu. Allah Resulü (a.s.): "Suyu (meniyi) gördüğünde, evet"
cevabını verdi. Hemen Ümmü Seleme Ey Allah'ın Resulü! Kadınlar da ihtilam olur
mu? dedi. Bunun üzerine Allah Resulü: "İki eli toprakla dolasıca! (Bu olmasa)
çocuğu kendisine ne ile benzeyebilir?" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 471
Hz. Aişe'nin (r.ah.) anlattığına göre:
Allah Resulü (a.s.) cünüplükten dolayı gusül abdesti alırken, abdeste evvela
ellerini yıkayarak başlar, sonra sağ eliyle sol eline boşalttığı suyla avret
mahallini yıkar, sonra namaz abdesti gibi abdest alır, sonra suyu alır ve
parmaklarını saç diplerine sokar, tamamiyle suyun ulaştığından emin olunca
başına üç defa avuç dolusu su döker, sonra vücudunun kalan yerlerini, ardından
da ayaklarını yıkardı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 474
Meymune (r.ah.) şöyle rivayet etmiştir:
Allah Resulü'ne (a.s.) cünüplükten çıkması için suyunu yakınına getirdim. Önce
ellerini iki yahut üç defa yıkadı. Sonra elini kaba sokarak oradan su aldı.
Sonra bunu avret mahalline döküp orasını sol eliyle yıkadı. Sonra sol eliyle
yere vurdu ve elini sert bir şekilde sürtüp ovaladı. Sonra namaz için aldığı
gibi abdest aldı. Sonra avuçları dolusu suyu üç defa başına boşalttı. Sonra
bedenin kalan yerlerini yıkadı. Sonra bulunduğu yerden ayrıldı ve ayaklarını
yıkadı. Sonra kendisine havlu getirdim de o, bunu reddetti.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 476
Ebu Seleme b. Abdurrahman anlatıyor:
Ben ve Hz. Aişe'nin süt kardeşi Hz. Aişe'nin yanına girdik, kardeşi O'na Hz.
Peygamber'in cünüplükten nasıl yıkandığını sordu. Hz. Aişe: Bir sa' mikdarı su
alan bir kap su istedi, onunla yıkandı. Bizimle onun arasında bir perde vardı.
Başının üzerine üç defa su boşalttı. (Ebu Seleme) dedi ki: Peygamber'in (a.s.)
zevceleri, başlarından saç alırlardı. Hatta saçları kulak yumuşağını aşardı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 481
İbn Abbas
Hz. Meymune (r.ah) bana Hz. Peygamber (a.s.) ile aynı su kabından yıkandıklarını
haber verdi demektedir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 486
İbn Abbas (r.a.)
Hz. Peygamber'in (a.s.) Meymune'nin guslettiği kaptan artakalan su ile
yıkandığını haber verdi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 487
Ümmü Seleme kızı Zeyneb'in (r.ah.) anlattığına göre:
Ümmü Seleme ve Allah Resulü (a.s.) her ikisi de cünüplükten (çıkmak için) bir
kaptan yıkanırlardı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 488
Enes (r.a.) şöyle anlatır:
Allah Resulü (a.s.) beş tas (mikdarı su) ile yıkanır, bir tas (miktarı su) ile
de abdest alırdı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 489
Cübeyr b. Mut'im'in anlattığına göre:
Allah Resulü (a.s.), "Ben başımın üzerinden üç avuç su dökerim" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 493
Cabir b. Abdullah'ın (r.a.) naklettiğine göre:
Sakif heyeti Hz. Peygamber'e (a.s.), bizim arazimiz soğuk bir yerdir.
Binaenaleyh yıkanma nasıl yapılcak? diye sordular. Bunun üzerine Allah Resulü:
"Ben, başımın üzerine üç kere su dökerim" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 495
Ubeyd bn. Umeyr'in (r.a) naklettiğine göre:
Hz. Aişe'ye (r.ah.) Abdullah b. Amr'ın kadınlara, yıkandıkları zaman başlarının
örgüsünü bozmalarını emrettiği haberi ulaşmıştır. Onun üzerine Hz. Aişe (r.ah.)
şöyle demiştir: "Hayret şu Amr'ın oğluna! Kadınlara, yıkandıkları zaman
başlarını bozmalarını emreder! Kadınlara, başlarını tıraş etmelerini de emretmez
mi ki? Yemin olsun ben ve Allah Resulü bir tek kabta yıkanırdık da ben başımın
üzerine üç defa su boşaltmaktan fazla birşey yapmazdım."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 498
Aişe'nin (r.ah.) anlattığına göre:
Bir kadın Peygamber'e (a.s.), hayızdan sonra nasıl yıkanacağını sordu: (Ravi der
ki) Yine Aişe, Peygamber'in o kadına nasıl yıkanacağını öğrettiğini zikretti.
Sonra Peygamber: Misklendirilmiş bir parça alırsın ve onunla temizlenirsin,
buyurdu. Kadın: Ben onunla nasıl temizleneyim? dedi. Peygamber de: "Sübhanallah!
Onunla temizlen işte!" buyurdu ve yüzünü örttü. (Burada Sufyan b. Uyeyne eliyle
yüzü üzerinde işaret ederek bizlere o örtüşü gösterdi). Aişe şöyle dedi:
Peygamber'in ne kastettiğini anladım ve kadını kendime doğru çektim. Ona: "Kanın
izince onu gezdir," dedim.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 499
Hz. Aişe (r.ah.) şöyle anlattı:
Ebu Hubeyş'in kızı Fatıma Peygamber'e (a.s.) geldi ve: Ey Allah'ın Resulü! Ben
özür kanı gören bir kadınım, temizlenemiyorum. Namazı bırakayım mı? diye sordu.
Allah Resulü (a.s.): "Hayır, bu bir damar kanından ibarettir, hayız değildir.
Hayzın geldiği zaman terket. Hayız müddeti bittiği zaman ise namazını kıl"
buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 501
Hz. Aişe (r.ah.) şöyle anlattı:
Cahş kızı Ümmü Habibe Allah Resulü'ne (a.s.): Ben özür kanı görüyorum, dedi ve
ondan fetva istedi. Allah Resulü (a.s.): "Bu bir damar (kanın) dan ibarettir.
Binaenaleyh, yıkan, sonra namaz kıl" buyurdu. Bu sebeple Ümmü Habibe her namaz
sırasında yıkanırdı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 502
Hz. Aişe'ye
Bir kadın bizlerden birimiz hayızlı günlerindeki namazı kaza etmeli mi? diye
sordu. Bunun üzerine Aişe (r.ah.) Sen Harûralı mısın? Bizden birimiz Allah
Resulü (a.s.) zamanında hayız olurdu da sonra namazı kaza etmekle emrolunmazdı,
dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 506
Ebu Talib kızı Ümmü Hani (r.ah.) şöyle anlatır:
(Mekke'nin) fethi senesinde Allah Resulü'nün (a.s.) yanına gittim. Onu
yıkanıyor, buldum. Kızı Fatıma da onu bir bez ile perdeliyordu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 509
Meymune (r.ah.) şöyle anlatır:
Hz. Peygamber (a.s.) için su koydum ve onu perdeledim, o da yıkandı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 511
Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "İsrail oğulları çıplak olarak ve
birbirlerinin avret yerine baka baka yıkanırlardı. Musa (a.s.) ise yalnız
yıkanırdı. İsrail oğulları: Vallahi Musa'yı bizimle beraber yıkanmaktan meneden
şey mutlaka kasığı çıkık olmasıdır, derlerdi. (Musa) bir defa yıkanmaya gitti.
Elbisesini de bir taşın üstüne koydu. Taş elbisesini alıp kaçtı. Musa Aman taş!
Elbisemi. Aman taş! Elbisemi, diyerek taşın arkasından alabildiğine koştu. O
kadar ki İsrail oğulları Musa'nın avret mahallini gördüler. Ebu Hureyre Vallahi
Musa'da bir kusur yokmuş, dediler. Nihayet taş durdu, kendisi de bu surette
tamamen görünmüş oldu. Elbisesini aldı ve taşı dövmeye başladı."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 513
Cabir b. Abdullah (r.a.) şöyle anlatır:
Kâbe bina edildiği zaman Peygamber (a.s.) Abbas ile birlikte taş taşıyorlardı.
Abbas Hz. Peygamber'e: İzarını (fûtanı) omuzun üstüne koy da taştan korusun,
dedi. O da bunu yaptı. Fakat kendisi hemen yere düştü ve iki gözü semaya
dikildi. Sonra: "İzarım, İzarım!" diyerek kalktı ve izarını kendi üzerine
bağladı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 514
Ebu Saîd Hudrî'nin (r.a.) anlattığına göre:
Allah Resulü (a.s.) ensardan bir kimsenin yanına uğradı ve onu çağırttı. O zat
da başı damlaya damlaya çıkageldi. Allah Resulü: Galiba seni aceleye getirdik,
buyurdu. Evet, ey Allah'ın Resulü! dedi. Allah Resulü: "Şayet işin aceleye
gelir, yahut meni gelmez tutulursa sana gusül değil, yalnız namaz abdesti alman
gerekir" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 521
Ubey b. Kaab (r.a.) şöyle anlatır:
Allah Resulü'ne (a.s.), kadından nasibini almakta iken, sonra meni getiremeyen
erkeğin hükmünü sordum. "Kadından kendisine isabet eden şeyi yıkar, sonra abdest
alır ve namaz kılar" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 522
Hz. Osman b. Affan'nın şöyle dediğini
Halid b. Zeyd Cühenî anlatmaktdır. Osman b. Affan'a: Eşiyle cinsi münasebet
yaptığı zaman meni getirememiş olan kimse hakkında ne dersin? diye sormuştum.
Osman Namaz abdesti alır gibi abdest alır, zekerini de yıkar, dedi. Osman ilâve
edip: Bunu ben Allah Resulü'nden işittim, dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 524
Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurdu: "Erkek kadının dört ucu arasına oturup da
gayret sarfedince ona yıkanmak vacip olmuştur."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 525
İbn Abbas (r.a.) şöyle anlatır:
Allah Resulü (a.s.) koyun küreği eti yedikten sonra abdest tazelemeden namaz
kıldı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 531
Amr b. Umeyye (r.a.)
Allah Resulü'nü (a.s.) pişmiş koyun küreğinden et kesip yerken gördüğünü, sonra
abdest tazelemeden namaz kıldığını haber vermiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 533
Peygamber'in zevcesi Meymune'den (r.ah.) nakledildiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.), Meymune'nin yanında bir kürek kemiğinin etinden yemiş,
sonra abdest tazelemeden namaza durmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 535
İbn Abbas (r.a.) şöyle anlatır:
Hz. Peygamber (a.s.) süt içti, sonra su isteyip ağzını çalkaladı ve: "Bunun yağı
vardır" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 537
Abdullah b. Zeyd b. Asım Ensarî (r.a.) şöyle anlatır:
Namazda iken kendisine bir şey (hades) olduğunu hayal eden kimsenin hâli
Peygamber'e soruldu. Allah Resulü (a.s.): "Bir ses veya bir koku duymadıkça
(namazdan) çıkmasın" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 540
İbn Abbas (r.a.) şöyle anlattı:
Meymune'nin bir azatlısına sadaka malından bir koyun verilmişti. Bu koyun öldü.
Allah Resulü (a.s.) o ölü koyunun yanından geçti de: "Bunun derisini alsanız da,
onu tabaklayıp faydalansanız ya" buyurdu. O ölü bir hayvandır, dediler. Bunun
üzerine: "Ölü hayvanın, ancak etini yemek haram olmuştur" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 542
Aişe (r.ah.) şöyle anlatır:
Allah Resulü'nün (a.s.) yaptığı seferlerin birinde birlikte yola çıkmıştık.
Beyda, yahut Zatu'l Ceyş'e vardığımızda (yanımda ödünç olan) gerdanlığım koptu.
Aransın diye Allah Resulü o yerde bekledi. Herkes de beraber bekledi. Halbuki
bir su başında değildiler. Yanlarında da suları yoktu. Halk Ebu Bekr'e gelip:
Aişe'nin ettiğini gördün mü? Allah Resulü'nü de, onunla beraber halkı da
yollarından alıkoydu. Su başında değiller, yanlarında da su yok, dediler. Ebu
Bekr yanıma geldi. Allah Resulü de, başını dizime koymuş uyuyordu. Ebu Bekr: Sen
Allah Resulü'nü de, diğerlerini de yolundan alıkoydun. Su başında değiller,
yanlarında da su yoktur, dedi. Aişe dedi ki: Ebu Bekr beni azarladı ve bir hayli
söylendi. Eliyle de böğrüme vurmaya başladı. Beni kıpırdamaktan, Allah
Resulü'nün dizimin üzerinde bulunmasından başka hiçbir şey alıkoymuyordu. Allah
Resulü uyudu, nihayet sabah oldu. Hiç su yoktu. Yüce Allah teyemmüm ayetini
indirdi. Bunun üzerine herkes teyemmüm etti. Useyd b. Hudayr Ey Ebu Bekr ailesi!
Bu sizin ilk bereketiniz değildir, dedi. Aişe dedi ki: Sonra (gideceğimiz
sırada) üzerine bindiğim deveyi kaldırdık ve gerdanlığı altında bulduk.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 550
Ammar (r.a.) Şakik'ten rivayetle şöyle anlattı:
Ben, Abdullah (b. Mesûd) ve Ebu Musa Eşarî ile oturuyordum. Ebu Musa Ey Ebu
Abdurrahman! Bir kimse cünüp olsa da bir ay su bulamasa ne dersin? Bu insan
nasıl namaz kılacaktır? diye sordu. Abdullah: Bir ay su bulamazsa da teyemmüm
etmez, dedi. Ebu Musa Eğer su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edinayetini
ne yapacaksın? dedi. Abdullah da: Bu adamlara böyle bir ruhsat verilirse nerede
ise suyu soğuk bulunca da onu bırakıp, toprak ile teyemmüme kalkışacaklar, dedi.
Bu sefer Ebu Musa Abdullah'a Sen Ammar'ın şu sözünü işitmedin mi? Allah Resulü
(a.s.): Beni bir iş için göndermişti. Ben de cünüp oldum ve su bulamadım. Bunun
üzerine ben toprakta hayvanın yuvarlandığı gibi yuvarlandım. Sonra Peygamber'e
geldim ve bunu kendisine zikrettim. "Sadece iki elinle şöylece yapman sana
yeterli olurdu" buyurdu. Sonra iki eliyle yere bir defa vurdu. Sonra sağ el ile
solunu, iki avucunun dış tarafını ve yüzünü meshetti? dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 552
Ebu Cehm b. Haris b. Sımme Ensarî (r.a.) şöyle anlatır:
Allah Resulü (a.s.) Cemel kuyusu tarafından geliyordu. Kendisini bir kimse
karşılayıp selam verdi. Allah Resulü (a.s.) oradaki bir duvara yönelip; yüzünü
ve ellerini meshettikten sonra o kimsenin selamını aldı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 554
Ebu Rafi'nin (r.a.) anlattığına göre:
Ebu Hureyre cünüp iken Medine sokaklarının birinde Hz. Peygamber'e rastlamış ve
onun yanından hemen uzaklaşarak gusül abdesti almıştı. Hz. Peygamber de bu
sırada onu aradı ve geri döndüğünde: Nerede idin? Ey Ebu Hureyre! diye sordu.
Ebu Hureyre Ey Allah'ın Resulü! Bana rastladığınızda cünüp idim. Bu sebeple
yıkanmadan sizinle oturmak istemedim, dedi. Bunun üzerine Allah Resulü (a.s.):
"Sübhanallah! Mümin (hiç) pis olmaz" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 556
Enes'ten (r.a.) rivayet edildiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) tuvalete, Huşeym'in hadisinde ise, kenefe gireceği zaman "Ey
Allahım! Her türlü pislik ve kötülükten sana sığınırım" buyururdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 563
Enes b. Malik (r.a.) şöyle anlatır:
Allah Resulü (a.s.) birisine yavaş sesle konuşurken kamet getirildi. Fakat O,
cemaat (oturdukları yerde) uyuklayıncaya kadar namaza durmadı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 564
|