FİTNELER VE KIYAMET
ALÂMETLERİ
Zeynep bt. Cahş'ın (r.ah.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) bir kere uykusundan: "Allah'tan başka ilah yoktur. Vukuu
yaklaşan şerden dolayı vay Arab'ın haline! Bugün Ye'cüc ve Me'cüc seddinden şu
kadarı açıldı" diyerek uyandı. Süfyan eliyle on işareti yapmıştır. Ben: Ey
Allah'ın Resulü! İçimizde bunca iyi kimseler varken biz helak olur muyuz? dedim.
Allah Resulü! "Evet. Pislik ve kötülük çoğaldığı zaman" diye cevap verdi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5128
Ebu Hureyre (r.a.)
Hz. Peygamber'in (a.s.): "Bu gün Ye'cüc ve Me'cüc seddinden şunun gibi bir delik
açıldı" buyurdu. Ravi Vuheyb, eliyle doksan işaretini yapmıştır.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5130
Hz. Aişe'nin (r.ah.) anlattığına göre:
Allah Resulü (a.s.) uykusunda sıçradı. Biz Ey Allah'ın Resulü uykunda şimdiye
kadar yapmadığın bir şey yaptın dedik. Bunun üzerine: "Şaşacak şey! Ümmetimden
bir takım insanlar Kâbe'ye sığınmış Kureyşli bir adam sebebiyle Kâbe'ye
kastediyorlar. Nihayet onlar Beyda'ya ulaştıkları zaman yere batırıldılar"
buyurdu. Biz: Ey Allah'ın Resulü! Şüphesiz ki yolda bir çok insan olabilir,
dedik. Resulüllah: "Evet, onların arasında bilerek gelenler, zorlananlar ve
yolcular da vardır. Bunların hepsi birden helak olacaklar da farklı yerlerden
çıkacaklar. Allah onları niyetlerine göre diriltecektir" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5134
Üsame'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) Medine'nin burçlarından birine çıkıp baktı da sonra: "Benim
gördüğümü görebiliyor musunuz? Ben evlerinizin aralarında fitnelerin yerlerini,
su gözleri gibi görüyorum" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5135
Ebu Hureyre (r.a.)
Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Gelecekte bir takım
fitneler olacaktır. Fitne zamanında oturan kişi ayakta durandan; ayakta duran
yürüyenden; yürüyen koşandan hayırlıdır. Her kim fitnelerin başına dikilirse
fitneler onu yıkar. Her kim fitne zamanı sığınacak bir yer bulursa hemen oraya
sığınsın."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5136
Ebu Bekre (r.a.)
Allah Resulü'nü (a.s.): "İki müslüman kılıçları ile karşı karşıya geldikleri
zaman öldüren de ölen de Cehennemdedir" buyururken işittim, demiştir. Bunun
üzerine ya ben ya da bir başkası: Ey Allah'ın Resulü! Öldüren böyle ama ölene ne
oluyor? dedi. Allah Resulü: "Ölen de arkadaşını öldürmek istemiştir" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5139
Ebu Hureyre'nin (r.a.) rivayet ettiğine göre:
Resulüllah (a.s.) şöyle buyurdu: "İki büyük fırka savaşıp aralarında büyük bir
harp olmadıkça Kıyamet kopmayacaktır. Halbuki ikisinin davası da birdir."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5142
Ebu Hureyre'den (r.a.) nakledildiğine göre:
Allah Resulü (a.s.): "Herc vakıaları çoğalmadıkça Kıyamet kopmaz" buyurdu.
Sahabeler: Ey Allah'ın Resulü! Herc nedir? diye sordular. Allah Resulü:
"Öldürmek, öldürmek!" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5143
Huzeyfe b. Yeman (r.a.) şöyle anlatır:
Allah'a yemin ederim ki benimle Kıyametin kopması arasında olacak her fitneyi
insanların en iyi bileni benimdir. Bu da bende, Allah Resulü'nün bana gizlice
söylediği, benden başkasına da söylemediği bir sır olmasındandır. Lâkin Allah
Resulü, benim de içinde bulunduğum bir mecliste fitnelerden bahsederken bunu
söylemiştir. Allah Resulü (a.s.) fitneleri sayarken şöyle buyurdu: "Onlardan üçü
var ki hemen hemen hiç bir şey bırakmayacaktır. Yine onlardan yaz rüzgârları
gibi öyle fitneler vardır ki bir kısmı küçük, bir kısmı da büyüktür."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5146
Ebu Hureyre'den (r.a.)
Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Fırat nehri (suları
gitmesi sebebiyle) altın bir dağı meydana çıkarmadıkça Kıyamet kopmaz. İnsanlar
onun için savaşacak ve her yüz kişiden doksan dokuzu öldürülecektir. Onlardan
her bir kimse: Keşke kurtulan ben olsaydım! diyecektir."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5152
Ebu Hureyre (r.a.)
Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Hicaz toprağından,
Busra'daki develerin boyunlarını aydınlatan bir ateş çıkmadıkça Kıyamet
kopmayacaktır."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5164
Abdullah b. Ömer (r.ahm.),
Allah Resulü'nü (a.s.) doğu tarafına yönelmiş bir halde: "Haberiniz olsun ki
fitne işte şuradadır. İyi biliniz ki fitne bu tarafta, şeytanın boynuzunun
çıktığı yerdedir" buyururken işitmiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5167
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle anlatır:
Allah Resulü (a.s.): "Devs kabilesi kadınlarının kalçaları Zu'l-Halasa'nın
etrafında çalkalanmadıkça Kıyamet kopmaz," buyurdu. Zu'l-Halasa, Tebale'de,
cahiliyet devrinde Devs kabilesinin taptığı bir put idi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5173
Ebu Hureyre'den (r.a.) nakledildiğine göre:
Allah Resulü (a.s.): "İnsan, diğer bir insanın kabrinden geçerken: Keşke onun
yerinde ben olsaydım! demedikçe Kıyamet kopmaz" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5175
Ebu Hureyre'nin (r.a.) ifade ettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.): "Kahtan oğullarından bir kişi çıkıp da insanları sopasıyla
sürmedikçe Kıyamet kopmayacaktır" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5182
Ebu Hureyre (r.a.)
Hz. Peygamber'in (a.s.) şöyle buyurduğunu bildirmiştir: "Sizler, yüzleri deri
kaplanmış kalkanlar gibi olan bir kavimle muharebe etmedikçe Kıyamet kopmaz. Ve
yine siz, ayakkabıları keçe olan bir kavimle harp etmedikçe Kıyamet kopmaz"
buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5184
İbn Ömer'den rivayet edildiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.): "Sizler Yahudilerle muhakkak muharebe edecek ve onları
öldüreceksiniz. Hatta taş bile: Ey müslüman! bu Yahudidir; gel de onu öldür!
diyecektir" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5200
Ebu Hureyre (r.a.)
Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğunu bildirmiştir: "Müslümanlarla Yahudiler
arasında çok kanlı bir muharebe olmadıkça Kıyamet kopmaz. O muharebede
müslümanlar Yahudileri tamamiyle öldürürler. Hatta bir Yahudi taş ve ağaç
arkasına saklanacak da o taş veya ağaç: Ey Müslüman! Ey Allah'ın kulu! Şu
arkamdaki bir Yahudidir. Hemen gel de onu öldür, der. Yalnız Ğarkad ağacı
müstesnadır. Çünkü o Yahudilerin ağaçlarındandır."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5203
Ebu Hureyre (r.a.)
Hz. Peygamber'in (a.s.): "Kendilerinin Allah'ın peygamberi olduğunu iddia eden
otuza yakın yalancı Deccal gönderilmedikçe Kıyamet kopmaz" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5205
Ebu Saîd Hudrî (r.a.)
şöyle anlatır: Ben Mekke yolunda İbn Saîd'e yoldaşlık ettim. Bana: Benim Deccal
olduğumu iddia eden bazı insanlarla karşılaştım. Sen Allah Resulü'nün (a.s.):
"Deccal'in çocuğu yoktur" buyurduğunu işitmedin mi? dedi. Ben de: Evet dedim.
İşte benim çocuğum doğdu! Sonra sen Allah Resulü'nü "Deccal, Medine'ye ve
Mekke'ye giremeyecektir" buyururken işitmedin mi? dedi. Ben: Evet diye cevap
verdim. İbn Saîd: Muhakkak ki ben Medine'de doğdum ve işte şimdi de Mekke'ye
gitmek istiyorum dedi. Ve sonra sözünün sonlarında bana: Fakat vallahi ben
Deccalin nerede ve ne zaman doğduğunu ve şimdi nerede bulunduğunu pek iyi
bilirim dedi. Böyle söyleyerek kafamı karıştırdı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5209
Cabir b. Abdullah'ın (r.a.) rivayetinde anlatıldığına göre: Muhammed b. Münkedir
Ben Cabir b. Abdullah'ı, İbn Saîd'in Deccal olduğunu Allah'a yemin ederek
söylerken gördüm. Ben de: Allah'a yemin mi ediyorsun? dedim. Cabir: Ben, Ömer b.
Hattab (r.a.) da Peygamber'in yanında İbn Sayyad'ın Deccal olduğuna yemin
ettiğini işittim. Peygamber (a.s.) onun bu yeminine karşı çıkmadı, dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5214
Abdullah b. Ömer'in (r.ahm.) anlattığına göre:
Ömer b. Hattab (r.a.) Allah Resulü (a.s.) ile beraber bir cemaat içinde İbn
Sayyad'ın bulunduğu tarafa gitti. Allah Resulü, İbn Sayyad'ı Benu Meğale soyunun
kalesi yanında çocuklarla oynarken buldu. İbn Sayyad o sırada henüz büluğ çağına
yaklaşmıştı. Allah Resulü onun sırtına eliyle dokununcaya kadar farkına varmadı.
Allah Resulü: Benim Allah Resulü olduğuma şahadet eder misin? diye sordu. Bunun
üzerine İbn Sayyad Allah Resulü'ne baktı ve: Senin ümmilerin Peygamberi olduğuna
şahadet ederim, dedi. Sonra İbn Sayyad Resulüllah'a: Sen de benim Allah Resulü
olduğuma şahadet eder misin? dedi. Resulüllah (a.s.) onu reddetmiş ve: Ben
Allah'a ve Allah'ın Resullerine iman ettim buyurdu. Sonra Allah Resulü ona: Ne
görüyorsun bakalım? diye sordu. İbn Sayyad Bana doğrucu da gelir, yalancı da,
diye cevap verdi. Bunun üzerine Allah Resulü: Senin işin çok karışık, buyurdu.
Sonra Allah Resulü İbn Sayyad'a: Ben gönlümde senin için bir şey sakladım, dedi.
İbn Sayyad O dumandır, diye cevap verdi. Bunun üzerine Allah Resulü ona: Sus!
Sen asla değerini aşamazsın, buyurdu. Bu sırada Ömer b. Hattab Ey Allah'ın
Resulü! Müsaade buyur da şunun boynunu vurayım dedi. Allah Resulü de ona: Eğer
bu Deccal ise sen ona asla musallat olamazsın. Deccal değil ise onu öldürmekte
senin için bir hayır yoktur, buyurdu. Abdullah'ın oğlu Salim, Abdullah b. Ömer'i
(r.ahm.) şöyle derken işittim demiştir: Allah Resulü (a.s.) bundan sonra Ubey b.
Kaab Ensari ile beraber İbn Sayyad'ın bulunduğu hurmalığa gitti. Nihayet Allah
Resulü hurmalığa girdiği zaman hurma gövdeleriyle gizlenmeye başladı. Allah
Resulü İbn Sayyad kendisini görmeden İbn Sayyad'dan bir şeyler işitmek
istiyordu. Allah Resulü onu kadife örtüsü içinde bir şilteye yaslanmış, bir
şeyler mırıldanırken gördü. Tam bu sırada İbn Sayyad'ın annesi, hurma ağacının
arkasına gizlenmiş bulunan Allah Resulü'nü gördü ve hemen İbn Sayyad'a Ey Safi!
İşte Muhammed! diye seslendi. Safi, İbn Sayyad'ın ismidir. İbn Sayyad hızla
kalktı. Bunun üzerine Allah Resulü yanındaki sahabelerine: "Kadın onu bıraksaydı
ne olduğunu beyan edecekti" buyurdular. Salim b. Abdullah, Abdullah b. Ömer'in
şöyle dediğini söylemiştir: Bunun üzerine Allah Resulü (a.s.) insanlar içinde
ayağa kalktı ve Allah'ı gerektiği şekilde övdü. Sonra Deccali zikredip şöyle
buyurdu: "Ben sizleri ona karşı uyarırım. İstisnasız bütün Peygamberler kavmini
Deccal'den sakındırmıştır. Nuh da kavmini ondan sakındırmıştır. Fakat şimdi ben
size onun hakkında, hiç bir Peygamber'in söylememiş olduğu bir şey söyleyeceğim:
İyi biliniz ki onun bir gözü kördür. Yüce Allah ise kör değildir."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5215
Enes b. Malik'ten (r.a.) bildirildiğine göre:
Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Ümmetini tek gözü kör ve pek yalancı
olan (Deccal)dan sakındırmamış hiç bir Peygamber yoktur. Dikkat edin ki onun bir
gözü kördür. Rabbiniz ise tek gözlü değildir. Onun iki gözünün arasında -Kefere-
yazılmıştır."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5219
Huzeyfe (r.a.)
Allah Resulü'nün (a.s.): "Deccal sol gözü kör, gür saçlı bir kimsedir.
Beraberinde Cennet ve Cehennem vardır. Onun Cehennemi Cennet, Cenneti de
Cehennemdir" buyurduğunu söylemiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5222
Ebu Hureyre'den (r.a.) nakledildiğine göre:
Allah Resulü (a.s.): "Dikkat edin! Size Deccal hakkında öyle bir şey
bildireceğim ki hiç bir Peygamber kendi kavmine söylememiştir. Onun bir gözü
kördür. Hem Cennetin, hem Cehennemin bir benzeri de onunla beraber gelecektir.
Fakat onun Cennet dediği Cehennemdir. Nuh, ona karşı kavmini nasıl uyardıysa,
ben de sizi uyarıyorum" demiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5227
Ebu Saîd Hudrî (r.a.) şöyle anlatır:
Allah Resulü (a.s.) bir gün bize Deccal hakkında uzun bir konuşma yaptı.
Söyledikleri arasında şu da vardı: Buyurdular ki: "Deccal gelecektir. Fakat
Medine yollarına girmek ona haram kılınmıştır. Medine etrafındaki bazı
işlenmeyen arazilere kadar varacaktır. O günün en hayırlı bir siması yahut
insanların en hayırlılarından birisi Deccale karşı çıkar ve: Şahadet ederim ki
muhakkak sen, Allah Resulü'nün bize haber vermiş olduğu Deccalsın! der. Bunun
üzerine Deccal Şimdi ben bu adamı öldürür, sonra diriltirsem ne dersiniz? Bu
işte şüphe eder misiniz? diye sorar. Hayır, derler. Deccal o kimseyi hemen
öldürür, sonra da diriltir. Ve diriltir diriltmez o kimse: Vallahi senin
hakkında hiç bir zaman şimdiki kadar basiretli olmamışımdır, der. Bunun üzerine
Deccal onu tekrar öldürmek ister. Fakat ona musallat olamaz."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5229
Muğire b. Şu'be (r.a.) şöyle anlatır:
Hiç bir kimse Peygamber'e Deccal hakkında benim kadar çok sual sormamıştır.
Allah Resulü (a.s.) bana: Ondan seni yoran nedir ki? O sana zarar veremez,
buyurdu. Ben de: Ey Allah'ın Resulü! Onun yanında yiyecekler ve nehirler var,
diyorlar dedim. Allah Resulü: O, Allah nezdinde bundan daha değersizdir buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5231
Enes b. Malik (r.a.)
Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğunu bildirmiştir: "Mekke ile Medine
dışında Deccal'ın ayak basmayacağı hiç bir belde yoktur. Medine'nin bütün
yollarında, orayı koruyan saf saf melekler vardır. Deccal, Sıbha'ya (çorak bir
araziye) iner. Medine üç defa sarsılır. Bütün kâfir ve münafıklar Deccal'ın
yanına doğru Medine'den çıkarlar."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5236
Sehl b. Sa'd (r.a.)
Ben Peygamber'i (a.s.), şahadet parmağı ve orta parmağı ile işaret ederek:
"Kıyamet günü ile ben şöyle gönderildim" buyururken işittim demiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5244
Enes b. Malik (r.a.)
Allah Resulü (a.s.): "Kıyamet günü ile ben şu iki parmak gibi gönderildim"
buyurdu demiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5245
Hz. Aişe'nin (r.ah.) anlattığına göre:
Bedevi Araplar Allah Resulü'nün yanına geldikleri zaman: Kıyamet ne zaman
kopacak, diye Kıyameti sorarlardı. Allah Resulü de onlardan en genç olana bakar
ve: "Eğer şu yaşarsa; o ihtiyarlamadan Kıyametiniz kopabilir" buyururdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5248
Enes b. Malik'in (r.a.) anlattığına göre:
Bir adam, Resulüllah'a: Kıyamet ne zaman kopacak? diye sordu. Bu sırada yanında
Ensar'dan Muhammed adında bir çocuk bulunuyordu. Allah Resulü (a.s.): "Eğer bu
çocuk yaşarsa umulur ki o ihtiyarlamadan Kıyamet kopar" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5249
Ebu Hureyre (r.a.)
Allah Resulü (a.s.): "İki üfürme arasında kırk vardır" buyurdu dedi. Ey Ebu
Hureyre, kırk gün mü? dediler. Cevap vermekten çekindim. Onlar: Kırk ay mıdır?
diye sordular. Ben çekindim. Bu, kırk sene mi? diye sordular. Ben yine çekindim.
Allah Resulü: "Sonra Allah semadan su indirir de onlar sebzenin bitmesi gibi
biterler" buyurdu. Keza Allah Resulü: "Bir tek kemik müstesna, insanın
çürümeyecek hiç bir yeri yoktur. O da kuyruk sokumu kemiğidir. Kıyamet gününde
tekrar yaratma ondan terkip edilecektir."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5253
|