Fetva Konuları
MELEKLERE İMAN VE CİNLER
13. Cinler ve şeytanlar insanlara zarar verebilir mi?
Cinler de insanlar gibi sorumlu varlıklar olarak yaratılmışlardır (Zâriyât,
51/56). Allah’a inanıp O’na ibadet eden, iyi amel sahibi olan cinler olduğu gibi
insanlara zarar vermek isteyen ve onları iman ve güzel amelden alıkoymaya
çalışan kâfir cinler de vardır. Kur’anı Kerim’de insan ve cinlerin
şeytanlarından söz edilir: “İşte böylece biz her peygambere insan ve cin
şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı laflar
fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. O hâlde onları iftiralarıyla
baş başa bırak.” (En’âm, 6/112) Bu âyette işaret edildiği üzere şeytan işi amel
işleyen cinlere şeytan denmektedir. Şeytanların başı olan Iblîs’in cinlerden
olduğu Kehf Sûresinin 50. âyetinde şöyle ifade edilir: “Hani biz meleklere,
‘Âdem için saygı ile eğilin’ demiştik de İblisten başka hepsi saygı ile
eğilmişlerdi. İblis ise cinlerdendi de Rabbinin emri dışına çıktı. Şimdi siz,
beni bırakıp da İblis’i ve neslini, kendinize dostlar mı ediniyorsunuz? Hâlbuki
onlar sizin için birer düşmandır. Bu, zalimler için ne kötü bir bedeldir!”
Genel olarak Kur’anı Kerim’e, özel olarak da Türkçe meallerini zikrettiğimiz bu
iki âyete bakıldığında şeytanların ve dolayısıyla cinlerin kötülerinin insanlara
zarar vermek istemeleri öncelikle inanç ve amel bakımındandır. Zira Kur’an’a ve
Hz. Peygamber’in (s.a.s.) açıklamalarına bakıldığında şeytan ve şeytan işi
ameller işleyen cinlerin düşmanlığı ancak insanları aldatmak ve kötülüğe teşvik
etmek suretiyle olmakta, maddi ve fizikî bir zarar vermeden söz edilmemektedir.
Bunun için Yüce Allah, “Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir
düşmandır.” (Bakara, 2/208) buyurmuştur. Burada şeytanın adımlarını izlememekten
maksadın şeytanların ve cinlerin vesvesesine kapılarak kötü ameller işlememek
olduğu açıktır. Cin sûresinin 6. âyetinde şöyle buyrulmaktadır: “Doğrusu
insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazılarına sığınırlardı da, cinler onların
taşkınlıklarım artırırlardı.” Bu âyette açıklandığı üzere cinlerin insanlara
zarar vermesi Yüce Allah’ın açık ikazına rağmen insanların cinlere sığınıp
onlarla iletişim kurma ve medet umma hevesleri yüzündendir.
Bunun için Felak ve Nâs sûrelerinde bu duruma işaret edilerek insanların,
cinlerin ve her türlü yaratığın şerrinden ve vesvesesinden her şeyin Rabbi olan
Yüce Allah’a sığınmaları teşvik edilmiştir. Bu demektir ki gerçekten Allah’a
iman edenler üzerinde şeytanların ve cinlerin hâkimiyeti, bir baskı kurması ve
zarar vermesi söz konusu değildir. Şeytanın ve cinlerden şeytanların hâkimiyeti
ve zararı sadece onu dost edinenler ve Allah’a ortak koşanlar için söz konusudur
(bk. Nahi, 16/99100).
Bu bakımdan müminlerin cin ve insan şeytanların her türlü şerrinden ve zarar
vermesinden Allah’a sığınması ve onlardan korkmaması gerekir. Onlara hiçbir
şekilde meyletmeyen ve iradesini sadece hak ve hakikat doğrultusunda kullanan
kimseler ise cin ve şeytanlardan gelebilecek her türlü etki ve zarardan korunmuş
olurlar.
|