Fetva Konuları
ZEKÂT ve SADAKAİ FITIR
ZEKÂT VE SADAKAİ FITIRZEKÂTIN MAHİYETİ, HÜKMÜ VEZEKÂTA TÂBİ MALLAR
391. Zekât ne zaman farz kılınmıştır? Zekâtın farz kılınmasındaki hikmetler
nelerdir?
Zekât hicretin ikinci yılında Medine’de farz kılınmıştır. Zekât, Kur’anı
Kerim’de pek çok âyette namaz ile birlikte zikredilmiş (Bakara, 2/43, 110; Hac,
22/78; Nûr, 24/56); Hz. Peygamber (s.a.s.) de zekâtın İslam’ın temel
ibadetlerinden biri olduğunu bildirmiştir (Buhârî, Zekât, 1).
Kur’an ve hadislerde namaz ile zekâtın ardı ardına zikredilmesi, top lumların
ruhî olgunluğa ulaşmasında bu iki ibadetin rolünü göstermesi bakımından son
derece önemlidir. Kur’anı Kerim, iyiliğe erişmenin ve muttakî bir mümin
olabilmenin en önemli şartlarından birinin zekât vermek olduğunu ifade eder
(Bakara, 2/177). Aynı zamanda zekât kurtuluşa eren müminlerin vasıflarından
biridir (Mü’minûn, 23/1, 4). Bütün bunlara ilaveten zekât vermek, Allah’ın
rahmetini celbeden hususlardandır (A’râf, 7/156). Kısaca zekât, malı temizleyen
ve manevi arınmaya vesile olan bir ibadettir (Tevbe, 9/103). Âyet ve hadislerde
sıklıkla emredilen zekâtı vermemek müşriklerin vasfı olarak görülmüş ve
Kur’an’da bu durum yerilmiş tir (Fussilet, 41/67).
Zekâtın topluma dönük pek çok yararı da vardır. Mesela zekât, maddi gücü
olmayanların ihtiyaçlarının giderilmesine katkı sağlar, zengin ile fakir
arasındaki uçurumu azaltır; aralarında sevgi ve yakınlık doğmasına vesile olur.
Bu yönüyle zekât toplumsal kenetlenmeyi artırır. Ayrıca toplumları bencillik ve
kin gibi ahlakî hastalıklardan arındırır. Zekâtın verileceği yerlerin toplumun
her katmanındaki insanları kapsaması sosyal dayanışmanın da garantisidir.
|