Fetva Konuları
ALLAH’A İMAN
9. Camiler için kullanılan “Allah’ın evleri” ifadesi Allah’a bir mekân
isnat etme anlamı taşır mı?
“Allah’ın evi” terkibinin Arapça karşılığı “Beytullah” olup Kâbe hakkında
kullanılan bir ifadedir. “Beyt”ten maksat, Kâbe’dir. “İbrahim ve İsmail’e;
‘Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû ve secde edenler için evimi temiz
tutun’ diye emretmiştik.” (Bakara, 2/125) ayetinde de ev kelimesi Allah’ın
zatına izafe edilmiştir.
Kâbe’ye Beytullah (Allah’ın evi) denilmesi, Allah’a ibadet etmek için yeryüzünde
yapılan ilk mâbed olması, insanların hidayeti ve putperestliğin yıkılıp tevhid
inancının yerleşmesi için gönderilmiş olan Hanif dininin sembolü ve bütün
müslümanların namazlarında yöneldikleri yer olması gibi sebeplere dayanır.
Allah, “Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için
kurulan ilk ev (mâbed), Mekke’deki (Kâbe) dir.” (Âli İmran, 3/96) buyurarak onun
şerefini yüceltmiştir. Allah için ibadete mahsus olan tüm camiler ve mescitler
için de “Allah’ın evi” terkibi kullanılır. Nitekim bir hadisi şerifte;
“Yeryüzünde Allah’ın evleri; mescitlerdir. Oraya gelene Allah Teâlâ ikramda
bulunur.” (Taberani, Mu‘ce mü’lKebir, X, 10346) buyurulmaktadır.
Bu itibarla “Allah’ın evi” tabirinden Allah için ibadet edilen yer anlaşılmalı,
asla Allah’a isnat edilen bir mekân anlaşılmamalıdır. Çünkü Allah (c.c.) zaman
ve mekândan münezzehtir. Yani zaman ve mekânla ilişkilendirilemez. O, bir
mekânda olan değil, bütün mekânları kuşatmış olandır. Zaman ve mekân
mahlûk/yaratılmıştır. Allah ise yaratıcıdır. Dolayısıyla O, yaratılmışlara has
özelliklerden münezzehtir, yani uzaktır.
|