Kur'an-I Kerimi Tanıyalım
On Yedinci Cüzün Özeti
1. On
Yedinci cüzde iki tane Sûre vardır. Enbiya Sûresi ve Hac Sûresi
Enbiya Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir. Sûre,
temel konu olarak peygamberlerden, onların tevhit davası uğrunda verdikleri
mücadelelerden bahsettiği için bu adı almıştır.
Sûrede Allah’ın birliğinin yanı sıra O’nun eş, ortak ve çocuk edinmekten
münezzeh olduğu; vahiy, peygamberlik ve insanların vahiy karşısındaki tutumu,
kıyamet alâmetleri, kıyamet halleri, öldükten sonra dirilme ve hesap verme gibi
İslâm’ın temel inançları ele alınmakta; insanlarda ve kâinatta Allah’ın
kudretini gösteren delillere, Allah’ın büyüklüğüne, kâinatın bütünlüğü ve düzeni
ile Allah’ın birliği arasında bir irtibat bulunduğuna dikkat çekilmektedir.
Bu arada hayat ve ölüm konularına yer verilmekte, hiçbir insanın ebedî olarak
yaşayamayacağı hatırlatılarak insanların bu gerçek ışığında davranmaları
istenmektedir.
Peygamberleri yalanlayan önceki kavimlerin helâk oldukları, sonrakilerin
onların yurtlarını ve kalıntılarını gördükleri halde ibret almadıkları için
cezaya çarptırıldıkları bildirilmekte; Hz. İbrâhim’in putperest kavmiyle olan
mücadelesine, bazı peygamberlerin kıssalarından kesitlere yer verilmekte, son
olarak da Hz. Muhammed aleyhisselâmın âlemlere rahmet olarak gönderilmiş bir
peygamber olduğu ifade edilmekte ve davetinin esasları açıklanmaktadır.
2.
1-15 ayetler arasında kıyametin yakın olduğu halde insanların boş şeyler ile
meşgul olduğu, Kuran’ın Allah tarafından indirilmiş bir kitap olduğu,
peygamberliğin istemeyle değil de Allah’ın seçmesi ile gerçekleştiği ve hakkı
bile bile inkar edenlerin cezalandırılacağı anlatılır.
3. 16-33
ayetler arasında Allah teâlânın yüceliğinden bahsedilir. Yeri göğü boşuna
yaratmadığı, göklerde ve yerde Allah’tan başka ilah olsaydı düzenin bozulacağı,
Allah’ın çocuk sahibi olmadığı, dağların Allah tarafından yerin düzgün durması
için sabitlenmiş olduğu gibi Allah’ın varlığının ve birliğinin vurgusu yapılır.
4. 34-50
ayetler arasında ise herkesin ölümlü olduğu, peygamberlerin bile ölümlü olduğu,
peygamberi inkâr eden ya da onunla alay edenlerin cezalandırılacağı, peygamberi
yalanlayanların tarihin her döneminde olduğu, peygamberin görevinin sadece
uyarmak olduğu, uyarılara kulak vermeyenler için terazi kurulacağı ve
günahkarların cezalandırılacağı anlatılır.
5. 51-73
ayetler arasında Hazreti İbrahim’in putları kırması, gözü dönmüş müşriklerin
kendilerine sahip çıkamayan putların adına İbrahim’i ateşe atarak cezalandırmak
istemeleri, ateşin Allah’ın emriyle İbrahim’i yakmadığı anlatılır.
6. 74-75
ayetler arasında Hazreti Lut’un pisliğin içine bulaşmış bir toplumdan Allah’ın
izniyle kurtulduğu, 76-77 ayetler arasında ise Hazreti Nuh’un kurtulması
anlatılır.
7. 78-82
ayetler arasında ise Dâvud ve Süleyman peygamberden bahsedilir. Onların derin
bir anlayış sahibi oldukları, rüzgarın, madenlerin ve şeytanların bile Süleyman
peygamberin emrinde olduğu anlatılır.
8. 83-92
ayetler arasında
وَاَيُّوبَ اِذْ نَادٰى رَبَّهُٓ اَنّٖي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَاَنْتَ اَرْحَمُ
الرَّاحِمٖينَۚ
Eyyup peygamberin duası ve
فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَكَشَفْنَا مَا بِهٖ مِنْ ضُرٍّ وَاٰتَيْنَاهُ اَهْلَهُ
وَمِثْلَهُمْ مَعَهُمْ رَحْمَةً مِنْ عِنْدِنَا وَذِكْرٰى لِلْعَابِدٖينَ
Şifa bulması,
Yunus peygamberin duası
وَذَا النُّونِ اِذْ ذَهَبَ مُغَاضِباً فَظَنَّ اَنْ لَنْ نَقْدِرَ عَلَيْهِ
فَنَادٰى فِي الظُّلُمَاتِ اَنْ لَٓا اِلٰهَ اِلَّٓا اَنْتَ سُبْحَانَكَࣗ
اِنّٖي كُنْتُ مِنَ الظَّالِمٖينَۚ
ve istiğfarda bulunduğu için
فَاسْتَجَبْنَا لَهُۙ وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْغَمِّؕ وَكَذٰلِكَ نُنْجِي
الْمُؤْمِنٖينَ
Balinanın karnından sağ salim çıkarıldığı,
وَزَكَرِيَّٓا اِذْ نَادٰى رَبَّهُ رَبِّ لَا تَذَرْنٖي فَرْداً وَاَنْتَ خَيْرُ
الْوَارِثٖينَۚ
Zekeriya peygamberin duası ve
فَاسْتَجَبْنَا لَهُؗ وَوَهَبْنَا لَهُ يَحْيٰى وَاَصْلَحْنَا لَهُ زَوْجَهُؕ
اِنَّهُمْ كَانُوا يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَيَدْعُونَنَا رَغَباً
وَرَهَباًؕ وَكَانُوا لَنَا خَاشِعٖينَ
Duasının kabul edildiği ve
وَالَّتٖٓي اَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فٖيهَا مِنْ رُوحِنَا وَجَعَلْنَاهَا
وَابْنَهَٓا اٰيَةً لِلْعَالَمٖينَ
Meryem’in iffetli bir hanımefendi olduğu olduğu geçer.
9. 93-112
ayetler arasında ise insanların dinlerini bölük pörçük ettiği, kıymetin yakın
olduğu, yecuc ve mecuc denilen bir canlının kıyamete yakın ortaya çıkacağı,
kıyametin koparken göğün kağıdın katlanması gibi katlanacağı, Hazreti Muhammed
sallallahu aleyhi ve sellem’in alemlere rahmet olarak gönderildiği anlatılır ve
Sûre biter.
Hac Sûresi
Âyetlerinin çoğu Mekke’de, bir kısmı ise Medine döneminde inmiştir. 78
âyettir. Hac ibadetinden bahsettiği için bu adı almıştır.
Sûrenin
başında insanlara Allah’ın birliğine inanma ve O’na saygısızlıktan kaçınma
çağrısı yapılırken kıyamet gününün dehşeti hatırlatılmakta, öldükten sonra
dirilmenin gerçekliğini kavratmak için insanın meydana gelişine ilişkin
aşamalardan ve tabiattaki yenilenmelerden söz edilmektedir. Daha sonra hac ve
kurban ibadetinin amaçlarına, müslümanlara varlık mücadelelerini sürdürmeleri
için hicret ve düşmanla savaş müsaadesi verildiğine değinilmekte, önceki
toplumların başına gelenlerden ibret alınması için uyarılar yapılmakta,
peygamberlerin getirdiği vahyin ilâhî kaynaklı olduğuna dikkat çekilmekte,
evrende Allah’ın varlık ve birliğini gösteren deliller üzerinde düşünme fırsatı
veren örneklere işaret edilmekte ve sonunda da müslümanlara, kendilerine
yüklenen ulvî görevin bilincinde olmaları çağrısı yapılmaktadır.
İman,
şirk, ibadet, cihad gibi konular üç ana çerçevede ele alınmaktadır. Bunlar
hicret, savaş ve hacdır. Her üçünde de insanın yerini yurdunu terkedip uzaklara
gitmesi, çeşitli zahmetlere katlanması ve aynı inancı taşıyanlarla kader birliği
etmesi söz konusudur. Kader birliği ise millet ve ümmet olmanın, bir toplum
haline gelmenin temel şartıdır. Hz. Peygamber o tarihteki örneklerine uygun bir
devlet kurmak isteseydi Hâşimî sülâlesinin gücüne dayanmak zorunda kalacaktı.
Halbuki o, önce inanç ve kültür temeli üzerine kurulan yepyeni bir ümmet meydana
getirmiştir. Sûre, etnik ve kültürel kökenleri farklı insanların ümmet olmak
için nelere sahip bulunmaları ve neler yapmaları gerektiği hususunda âdeta bir
gündem belirlemektedir. Hicret öncesinde inmeye başlayan sûre, müslümanları
güçlü bir birlik oluşturmaya ve onları hicret sonrasında ortaya çıkacak devleti
kurmaya hazırlar gibidir (Emin Işık, “Hac Sûresi”, DİA, XIV, 421).
Kurtubî –Gaznevî’den
naklen– şöyle bir tesbite yer verir: Hac sûresi en ilginç sûrelerdendir; kısmen
gece kısmen gündüz, kısmen seferde kısmen hazarda, bir kısmı Mekke’de bir kısmı
Medine’de, bir kısmı savaş sırasında, bir kısmı barış döneminde inmiştir; hem
nâsih hem mensuh âyetler, hem muhkem hem müteşâbih âyetler içerir (XII, 5).
Ebû Hanîfe
ve Süfyân es-Sevrî gibi âlimlere göre bu sûrede sadece bir secde âyeti vardır
(18. âyet). Aralarında Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel’in de bulunduğu bir grup âlime
göre ise 18 ve 77. âyetlerinde secde yapılması gerekir. Ukbe b. Âmir’in, iki
secde ihtiva etmesinden hareketle bu sûrenin ayrı bir faziletinin bulunup
bulunmadığı yönündeki sorusuna Hz. Peygamber’in “Evet, vardır” cevabını
verdiği rivayet edilmiştir; ancak hadisin sıhhat derecesi tartışmalıdır (Kurtubî,
XII, 5).
10. 1-13
ayetler arasında öncelikle kıyametin kopacağı, kıyamet koptuğu zaman insanların
sarhoşlar gibi yalpalayarak hareket edeceği, insanların sudan, kandan, etten,
kemikten yaratıldığı, yoktan yaratılan bir canlının öldükten sonra yeniden hayat
bulmasının daha kolay olacağı, bazı insanların bilgisizce Allah hakkında
konuştukları, bazılarının da yarım yamalak iman ettiği, başına iyilik gelirse
iman ettiği, kötülük gelince de Allah’ı suçladığı ve insanların zararı olan
şeylere ibadet etttiği anlatılır.
11.
14-24 ayetler arasında iman edenlerin cennet ile mükâfat göreceği, iman
etmeyenlerin ise azap göreceği, yerde gökte ne kadar canlı ve cansız varsa
hepsinin Allah’a itaat ettiği anlatılır. Allah’ın değer vermediği kimseye
kimsenin değer katamayacağı geçer.
12. 25-37
ayetler arasında Kabe, hac, haccın mana ve maksadı, hacda kesilen hayvanların
kesilme amacının et olmadığı, ibadetlerde takvanın esas olduğu, şeklin ise
takvaya işaret ettiği gibi konular geçer.
13. 38-51
ayetler arasında ise ilk cihat izni gelir. Müslümanların belli bir güce ve
birliğe sahip olduktan sonra zülme sessiz kalmamaları gerektiği vurgulanır.
14. 52-55
ayetler arasında peygamberlerin vahiy alırken şeytanın desiselerine maruz
kaldığı ancak Allah’ın bu desiselere fırsat vermeyip vahyini koruduğu anlatılır.
Bu durumun müminlerin imanını artırdığı, kafirlerin de şüphelerini artırdığı
vurgulanır.
15. 56-72
ayetler arasında yönetimin sadece Allah’a ait olduğu, kıyamet koptuktan sonra
kimsenin onun izni olmadan konuşmayacağı, müminlerin cennet, kafirlerin de
cehennem gibi bir son ile karşı karşıya geleceği anlatılır.
16. 73-78
ayetler arasında ise Allah dışında hiç kimsenin bir sinek dahi yaratmaya güç
yetiremeyeceği, Allah’ın istediği kimseye peygamberlik verdiği, Allah’ın
varlığına ve birliğine inananların isimlerinin MÜSLÜMAN olduğu, bu ismin eskiden
beri Allah tarafından verildiği, Allah’ın bizim mevlamız olduğu vurgusu yapılır
ve Sûre de cüz de biter.
|