Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Nefis Muhasebesi Ne Demektir

                                                                 Vaaz Resimleri: w.jpg İNDİR

İnsanı en güzel surette yaratan yüce Allah, onu başıboş bırakmamıştır. 

وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَاْلاِنْسَ اِلاَّ لِيَعْبُدُونِ

“Ben  cinleri ve insanları, ancak bana kulluk (ibadet) etsinler diye yarattım “ (Zariyat, 51/56) buyurarak insanın yaradılış amacını bildirmiştir.

اَلَّذِى خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَوةَ لِيَبْلُوَكُمْ اَيُّكُمْ اَحْسَنُ عَمَلاً وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ

  “O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır.“ (Mülk, 67/2) buyurarak da dünya hayatının imtihan olduğunu açıklamıştır. Bunun için insan, sınav yerinde olduğu bilinciyle ahirete hazırlık yapması gerekmektedir. İnsan dünya meşgalesine dalarak ahireti ve yaratılış amacını unutabilmektedir. İşte bunun için insanın kendini kontrol etmesi, sık sık hesaba çekmesi gerekmektedir.

Nefis Muhasebesi Ne Demektir:

İnsanın kendisini, yaratılış amacı ve sorumlulukları açısından hesaba çekmesidir. Kişinin kendi iman ve amelinin kontrolünü yapması, durumunu değerlendirmesidir. Muhasebenin pek çok anlamı vardır. Şöyle ki: 

muhasebe: Geleceğe yönelmek, ileriyi görmektir. Kendini bilmek ve anlamaktır.

muhasebe: Dünya ve ahirette huzura erebilmenin yoludur.

muhasebe: Haramlardan kurtulmanın disiplinidir.

muhasebe: Gafletten uyanmak, günah ve hataların farkına varabilmektir.

muhasebe: Karda mı, zararda mı, olduğumuzu tespit etmektir.

muhasebe: İş ve amelimizde eksik ve kusurlarımızı tespit etmek ve düzeltmektir.

muhasebe: Vakit ve nakit israfını önleme çabasıdır. Çok değerli olan ömür sermayesinin hay-huy ile harcanmasına engel olmaktır. Ayrıca, göstergenin daha ileriye, daha güzele yönelmesini sağlamaktır.

muhasebe: İyiyi kötüden, faydalıyı zararlıdan ayırt edebilme süzgeci, iyilik ve bol nimetlerle karşılaştığımız zaman şımarmamak için fren; sıkıntı ve dara düştüğümüzde çare kapısıdır.

muhasebe: Kendimizi ve vazifemizi bilip, bizi yoktan var eden Allah'a kulluk edebilmek ve huzuru ilahiye çıkabilme hazırlığıdır.

muhasebe: Gayesizlik ve başıboşluktan kurtulmak, yaratılış gayesini idrak edip ona göre yaşamaktır.

muhasebe: Akıl ve imanı nefsin başına bekçi yapabilme başarısıdır.

muhasebe: Kendi kendimizi hesaba çekebilme işidir. Yapılan işlerin maksadına uygun olup olmadığını anlama çabasıdır.

muhasebe: "Ölmeden önce ölünüz" fermanına uyarak ebedî alem için ölmeden önce hazırlanabilme maharetidir.

muhasebe: Kendisini dinlemeyi bilmek, enaniyet esaretinden kurtulmaktır. Geçmişin muhakemesini yapmak, geleceğin planını çizmektir. Mü'min olarak dinin emirlerine uyup uymadığını nefsine sorabilmektir.

muhasebe: Sonradan pişman olmamak için önceden tedbir ve tedarikte bulunmaktır. Hataları azaltarak gaye ve maksatta isabet etmektir.

muhasebe: Günlük hayatımızda, iş ve kazancımızda, amel ve icraatımızda kendi hayatımızı düzene koyarak başkasına örnek olmanın yoludur.

muhasebe: Bir ise başlamadan önce sonunu hesap edebilme işidir. Ve, "ne idim, ne oldum, nerede idim, nereye geldim, neler umuyordum, nerelere kavuştum, neticede ne olacağım?" sorularının hesabını yaparak irademizi çözecek, duygularımızı bozacak hallerden kendimizi korumaktır.

muhasebe: Hülasa, başı boş yaratılmadığımızı anlama ve idrak etme işidir. (Tokay Fahri, Altınoluk Dergisi, sayı:50 )

“Er-Riaye isimli eserinde işlediği muhasebe kavramı sebebiyle "el-Muhasibi" lakabını alan Haris b. Esed muhasebeyi ikiye ayırmaktadır:

Birincisi yapacağımız işlerle, ikincisi yaptığımız işlerle ilgili muhasebedir. Yapacağımız işlerle ilgili muhasebe yararlıyı zararlıdan ayırmak için ayak kaymasına karşı tedbirli olmamızdır. Böylece bilinçli bir biçimde zararlıyı terkeder, yararlıyı tercihle yaparız. Bu tür bir muhasebe insanın önünü görerek ve yere sağlam basarak güvenle yürümesini sağlar. Otokontrol mekanizmasını randımanlı bir biçimde çalıştırır. İnsanın sürçme ve ayak kaymalarını önler. Planlı çalışma ve sistemli ilerlemeyi gerçekleştirir. Proje olmadan, finans bulunmadan imar ve inşa olamayacağı gibi, muhasebe olmadan yararlı işlerde daim olmak zor hatta imkânsızdır.

İkinci tür muhasebe ise geçmişte yapılan işlerle ilgilidir. İnsanın yaptığı iş ve davranışları gözden geçirerek eksik ve kusurlarını tamamlaması, hata ve günahları varsa ondan tövbekâr olması demektir.

Netice itibariyle Allah, kullarının işlerini yapmadan önce planlamalarını; yaptıktan sonra da yapılan işin nasıl bir şekil aldığını gözden geçirmelerini istemektedir. Kulun ameline nokta koyan ölümden başkası değildir. Öyleyse sağ olduğu sürece, muhasebenin iki türlüsü de müminin hayatına şekil vermelidir.” (Yılmaz Hasan Kamil, Altınoluk Dergisi sayı:143)

Nefis Muhasebesinin Önemi: 

Yüce Allah şöyle buyuruyor:

يَا اَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا اتَّقُوا اللّهَ وَلْتَنْظُرْ نَفْسٌ مَاقَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللّهَ اِنَّ اللّهَ خَبيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ () وَلَا تَكُونُوا كَالَّذينَ نَسُوا اللّهَ فَاَنْسيهُمْ اَنْفُسَهُمْ اُولئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ

“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve herkes , yarın için önceden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” (Haşr, 59/18)

Yüce Allah bu ayetinde bizleri ahiret için uyararak, ne yaptığımızı kontrol etmemizi istiyor. Böylece yaptıklarımızın ahiret gününde durumumuzu belirleyeceğini ve yarın için hazırlanmamız gerektiğini bizlere hatırlatarak uyarıyor. Bir bakıma Rabbimiz bizden muhasebe yapmamızı istiyor.

Ey Allah'a, Resulüne ve ahiret gününe inanıp iman şerefi ile müşerref olmuş bütün müminler!  Hep Allah'tan korkun. Nifaktan, münafıklardan, küfürden, kâfirlerden, zulümden, zalimlerden ve şeytanın şeytanlığıyla o kötü akıbete düşmekten sakınıp  Allah'ın korumasına sığının da, her işinizde O'nun emir ve nehyini tutarak azabından korunun  ve her nefis yarın için, yani kıyamet günü için ne hazırlamış, Allah'a ne takdim etmiş olduğuna baksın. Hesap sorulmadan önce nefsini muhasebeye çekip kendi hesabına nazar etsin.

Kıyamet gününe "yarın" denilmesinin iki anlamı olduğu ifade edilmiştir.

Birincisi, yarının dünden yakın olması itibariyle kıyamet yarın olacakmış gibi telakki edilerek çalışmaya teşvik etmek demektir.

İkincisi de, Rahmân Sûresi'nde geçtiği üzere Allah katında zamanın, birisi teklif zamanı olan dünya devri, diğeri de ceza ve mükafat zamanı olan ahiret devri olmak üzere iki günden ibaret olduğuna işarettir ki, buna göre bugün dünya, yarın ahiret demektir. Bununla beraber âyet, insanın her gün korunmak için yarına faydalı olacak ne iş yaptığını düşünmesinin gerekli olduğunu da hatırlatmaktan uzak değildir.    "Allah"tan korkun!" Bu cümle dış anlamı itibariyle öncekini te'kid etmek için tekrar edilmiş gibi görünmektedir.

Fakat önceki Allah sevgisiyle emirlerin, vazifelerin yerine getirilmesi, bu ise Allah korkusuyla yasaklanan şeylerden, fenalıklardan sakınılması durumunu göstermesi itibarıyla farklılık arzetmektedir. Yani Allah'tan korkun da kötülük yapmayın ve korunmazlık etmeyin.  Çünkü Allah, her ne yaparsanız haberdardır,  yarın ona göre ceza veya mükafat verecektir. (Hak Dini Kur’an Dili, c.   , s.      ) 

وَلَا اُقْسِمُ بِالنَّفْسِ اللَّوَّامَةِ

Kendini kınayan (pişmanlık duyan) nefse yemin ederim (diriltilip hesaba çekileceksiniz). (Kıyame, 75/2)

Nefs-i levvâme, "kınayan nefis" demektir. Bu da ya başkasını çok çok kınayan nefis veya yaptığı günahların fenalığını anlayıp da kendini kınayan, pişman olan nefis demek olabilir. Daha çok bu ikinci mânâ yaygın ve bilinmektedir. Onun  için nefisler nefs-i emmâre (insana kötülük yapmasını emreden nefis), nefs-i levvâme, nefs-i mutmainne (iyilikle kötülüğü ayırt eden, temizlenerek kişiyi Allah'a yaklaştıran nefis), nefs-i mülheme (ilham edilmiş nefis), nefs-i zekiyye (temizlenmiş nefis), nefs-i raziye (razı olmuş nefis) ve nefs-i merdıyye (kendisinden razı olunmuş nefis) diye yedi mertebeye kadar sayılır ki, her biri terbiye ve nefsi kırma ile tarikat yolunda bir mertebedir.

Yani kıyamet günü muhakkak olacak ve ona inanmak istemeyen kötü nefisler o gün kendisini çok kınayacak, dünyada yaptıkları gafletlere, günahlara çok pişman olacaklar, hatta her nefis kendini kınayacak, dünyada işlediği kusura pişman olacak, "daha iyi niye çalışmadım, daha güzel işler niçin yapmadım" diye pişmanlık duyacaktır. Bu surette "kendini kınayan nefs"e yemin, o gün gerçekleşecek olan kınamasındaki acılığın önemine ve büyüklüğüne dikkat çekmek için demek olur. (Hak Dini Kur’an Dili, c.  , s.    )

يُنَبَّأُ الْإِنسَانُ يَوْمَئِذٍ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ

“O gün insana, yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geri bıraktığı şeyler haber verilir.” (Kıyame, 75/13) buyuruyor Rabbimiz; İnsanın yapıp ettiklerinden hesaba çekileceği gibi, sorumlu olup yapması gerekirken, yapmadıklarından da hesaba çekileceğini  bildiriyor.

Rasulullah (s.a.v) Efendimiz de şöyle buyurmuştur:

وعن شَدّادِ بن أوْسٍ قال: قَالَ رَسُولُ اللّهِ: اَلْكَيِّسُ مَنْ دَانَ نَفْسَهُ وَعَمِلَ لِمَا بَعْدَ الْمَوْتِ، وَالْعَاجِزُ مَنْ أتْبَعَ نَفْسَهُ هَوَاهَا وَتَمنَّى عَلى اللّهِ. »دَانَ نَفْسَهُ« أى حَاسبَها .

Şeddad İbnu Evs (r.a) anlatıyor: "Rasulullah (a.s) buyurdular ki:

"Akıllı kimse,  nefsini muhasebe eden ve ölümden sonrası için çalışandır. Aciz de,  nefsini hevasının peşine takan ve Allah'tan  temennide bulunan kimsedir." [Tirmizî, Kıyamet 26, (2461).]

Akıllı insan, ahiret gününde kendisini ateşten koruyan insandır. Bu da bu dünya hayatının akıllıca değerlendirilmesiyle olur.

 

Nefis Muhasebesi Nasıl Olmalı:  

وَهُوَ مَعَكُمْ أَيْنَ مَا كُنتُمْ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ 

“Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görür.  ” (Hadid, 57/4)

إِنَّ رَبَّكَ لَبِالْمِرْصَادِ

“ Şüphesiz Rabbin gözetlemededir.” (Fecr, 89/14)

إِنَّ اللّهَ لاَ يَخْفَىَ عَلَيْهِ شَيْءٌ فِي الأَرْضِ وَلا فِي السَّمَاء

“Şüphesiz yerde ve gökte Allah’a hiçbir şey gizli kalmaz.” (Al-i İmran, 3/5)

"Hafıza-i beşer nisyan ile ma'luldür." demişler. İnsan unutmaya meyyal bir varlıktır. Bu yüzden her zaman bir hatırlatıcıya ve uyarıcıya ihtiyaç duyar. Bunun için Cenab-ı Hak, biraz evvel zikrettiğimiz ayetlerde, yaptığımız her şeyin gözetlenip bilindiğini bizlere hatırlatarak, unutmamamızı istiyor.

 

Rasulullah Efendimiz şöyle buyuruyor:

وعن ابن عمر قال: أخذ رسُولُ اللّهِ  بمنكبِى وقالَ كُنْ في الدُّنْيَا كأنَّكَ غريبٌ أو  عابرُ سبيلٍ.وكان ابن عمر رضى اللّه عنهُما يقولُ: إذَا أمْسَيْتَ فَلا َتَنْتَظِرِ الصَّبَاحَ، وإذَا أصْبَحْتَ فَلاَ تَنْتَظِرِ المسَاءَ، وخُذْ منْ صحّتِكَ لمرضِكَ، ومنْ حياتِكَ لموْتِكَ.

İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: "Rasulullah (a.s) omuzumdan tuttu ve: "Sen dünyada bir garib veya bir yolcu gibi ol" buyurdu.İbnu Ömer (r.a) hazretleri şöyle diyordu: "Akşama erdin mi, sabahı bekleme, sabaha erdin mi akşamı bekleme. Sağlıklı olduğun sırada hastalık halin için hazırlık yap. Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap." [Buhârî, Rikak 2; Tirmizî, Zühd 25, (2334)].

Akıllı müslüman içinde bulunduğu anın kıymetini bilir ve değerlendirir. Rabbini her an unutmaz, en azından her günün sonunda kendini hesaba çeker. En az günde beş defa kıldığımız namazlarımızda, nefs muhasebemizi yapmamız, namazları ihsan derecesinde kılmamız gerekir. Çünkü Rabbimiz şöyle buyurmuyor mu? :

إِنَّ الصَّلَاةَ تَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاء وَالْمُنكَرِ

“Namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkor.” (Ankebut, 29/ 45)  

İşte namazımızı gereği gibi eda eder, namazlarımızla birlikte kendimizi hesaba çeker ve bu hesap doğrultusunda Murad-ı İlahi’ye göre hareket edersek bu ayete uymuş oluruz. En azından her namazımızda muhasebemizi yapmalıyız. Belki namazın günde beş defa oluş hikmetlerinden biride bu olsa gerek. "Her namazınızı son namazınız gibi kılın." (İbn Mace, Zühd, 15; Müsned  V, 412 )

Rasulullah Efendimiz şöyle buyuruyor:

وعن أبِى برزة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: قَالَ رَسُولُ اللّهِ:لايَزُولُ قَدَمَا عِبْدٍ يَوْمَ الْقِيَامَةِ   حَتّى يُسْألَ عَنْ أرْبَعٍ: عَنْ عُمُرِهِ فِيمَا أفْنَاهُ، وَعَنْ عِلْمِهِ مَا عَمِلَ بِهِ، وَعَنْ مَالِهِ      مِنْ أيْنَ اكْتَسَبَهُ وَفيمَا أنْفَقَهُ، وَعَنْ جِسْمِهِ فيمَا أبَْلاهُ. أخرجه الترمذي

Ebu Berze (r.a) anlatıyor: "Resulullah (a.s) buyurdular ki: "Kıyamet günü, dört şeyden sual edilmedikçe, kulun ayakları[Rabbinin huzurundan] ayrılamaz:

* Ömrünü nerede harcadığından,

* Ne amelde bulunduğundan,

* Malını nerede kazandığından ve  nereye harcadığından,

* Vücudunu nerede çürüttüğünden." [Tirmizî, Kıyamet 1, (2419).]

وعن أبي هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: قالَ رَسُولُ اللّهِ: بَادِرُوا بِالاعْمَالِ سَبْعاً؛ هَلْ تَنْتَظُرونَ إلاَّ فَقْراً مُنْسِياً، أوْ غَنىً مُطْغِياً، أوْ مَرَضاً مُفْسِداً، أوْ هَرمَاً مُفْنِداً، أوْ مَوْتاً مُجْهِزاً، أوِ الدَّجَّالَ، فَشَرُّ غَائِبٌ يُنْتَظَرُ، أوِ السَّاعَةُ أدْهَى وَأمَرُّ.

Hz. Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: "Resulullah (a.s) buyurdular ki: "Yedi şeyden önce amelde acele edin:

* Unutturucu fakirliği mi  bekliyorsunuz?

* Tuğyan ettirip azdırıcı zenginliği mi bekliyorsunuz?

* İfsad edici hastalığı mı bekliyorsunuz?

* Aklınızı götürecek ihtiyarlığı mı bekliyorsunuz?

* Ani ölüm mü bekliyorsunuz?

* Deccali mi bekliyorsunuz. Bu beklenen gaib bir şerdir.

* Yoksa kıyameti mi bekliyorsunuz? Kıyamet ise hepsinden kötü, hepsinden daha acıdır." [Tirmizî, Zühd 4, (2308); Nesâî, Cenaiz 123, (4, 4).]

Nefis Muhasebesinin Önündeki Engeller:

İnsanoğlunun Dünya ya Aldanması

يَا اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّ وَعْدَ اللّهِ حَقٌّ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيوةُ الدُّنْياَ وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ بِاللّهِ الْغَرُورُ

"Ey insanlar, Allah'ın va'di gerçektir sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve o aldatıcı (Şeytan) Allah'ın affına güvendirmek sureti ile sizi aldatmasın " (Fâtır, 35/5)

اِعْلَمُوا اَنَّمَا الْحَيوةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَزينَةٌ وَتَفَاخُرٌ بَيْنَكُمْ وَتَكَاثُرٌ فِى الْاَمْوَالِ وَالْاَوْلَادِ كَمَثَلِ غَيْثٍ اَعْجَبَ الْكُفَّارَ نَبَاتُهُ ثُمَّ يَهيجُ فَتَريهُ مُصْفَرًّا ثُمَّ يَكُونُ حُطَامًا وَفِى الْاخِرَةِ عَذَابٌ شَديدٌ وَمَغْفِرَةٌ مِنَ اللّهِ وَرِضْوَانٌ وَمَاالْحَيوةُ الدُّنْيَا اِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ

"Bilin ki, dünya hayatı bir oyun, eğlence, süs, kendi aranızda  övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışıdır. (Bu) tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekicilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, sonra çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir azap; Allah'tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı ise, sadece aldatıcı bir geçinmedir" (Hadîd, 57/20)

Ahiretin Unutulması

وَاَنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَاْتِىَ اَحَدَكُمُ الْمَوْتُ فَيَقُولَ رَبِّ لَوْلَا اَخَّرْتَنى اِلى اَجَلٍ قَريبٍ فَاَصَّدَّقَ وَاَكُنْ مِنَ الصَّالِحينَ () وَلَنْ يُؤَخِّرَ اللّهُ نَفْسًا اِذَا جَاءَ اَجَلُهَا وَاللّهُ خَبيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ

Ve size rızk olarak verdiğimiz şeylerden infakta bulunun; birinize ölüm gelmesinden, "Artık Yarabbi! Beni bir yakın müddete kadar tehir etse idin de sadaka verse idim ve sâlihlerden olsa idim," demesinden evvel. Halbuki Allah hiçbir şahsı eceli geldiği vakit sonraya bırakmaz, ve Allah her ne yapar iseniz haberdardır. (Münafikun, 63/9-11)

Gaflet

وَلَا تَكُونُوا كَالَّذينَ نَسُوا اللّهَ فَاَنْسيهُمْ اَنْفُسَهُمْ اُولئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ

Allah'ı unutmuş, Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın! Onlar, yoldan çıkmış kimselerdir. (Haşr, 59/19)

حَتّى اِذَا جَاءَ اَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ رَبِّ ارْجِعُونِ () لَعَلّى اَعْمَلُ صَالِحًا فيمَا تَرَكْتُ كَلَّا اِنَّهَا كَلِمَةٌ هُوَ قَائِلُهَا وَمِنْ وَرَائِهِمْ بَرْزَخٌ اِلى يَوْمِ يُبْعَثُونَ () فَاِذَا نُفِخَ فِى الصُّورِ فَلَا اَنْسَابَ بَيْنَهُمْ يَوْمَئِذٍ وَلَا يَتَسَاءَلُونَ () فَمَنْ ثَقُلَتْ مَوَازينُهُ فَاُولئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ () وَمَنْ خَفَّتْ مَوَازينُهُ فَاُولئِكَ الَّذينَ خَسِرُوا اَنْفُسَهُمْ فى جَهَنَّمَ خَالِدُونَ () تَلْفَحُ وُجُوهَهُمُ النَّارُ وَهُمْ فيهَا كَالِحُونَ () اَلَمْ تَكُنْ ايَاتى تُتْلى عَلَيْكُمْ فَكُنْتُمْ بِهَا تُكَذِّبُونَ

         Nihayet onlardan birine ölüm gelip çattığında, "Rabbim, der, lütfen beni (dünyaya) geri gönder, Ta ki, boşa geçirdiğim dünyada iyi iş (ve ameller) yapayım.” Hayır! Onun söylediği bu söz (boş) laftan ibarettir. Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardır. Sûr'a üflendiği zaman aralarında artık ne soy sop (çekişmesi) vardır, ne de birbirlerini soruşturacaklardır.Böylece kimlerin tartıları ağır basarsa, işte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.Kimlerin de tartıları hafif gelirse, artık bunlar da kendilerine yazık etmişlerdir; (çünkü onlar) ebedî cehennemdedirler.

Ateş yüzlerini yalar ve onlar orada sırır kalırlar. (Allah Teâlâ,) Size âyetlerim okunurdu da, siz onları yalanlardınız değil mi?... der. (Mü’minun,23/99-105)

Nefse, Heva ve Heveslere Uyulması

اَرَاَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ اِلهَهُ هَويهُ اَفَاَنْتَ تَكُونُ عَلَيْهِ وَكيلًا

Gördün mü o hevâsını mabut ittihaz edeni? Artık sen mi onun üzerine bir vekil olacaksın? (Furkan, 25\43)

يَا دَاوُدُ اِنَّا جَعَلْنَاكَ خَليفَةً فِى الْاَرْضِ فَاحْكُمْ بَيْنَ النَّاسِ بِالْحَقِّ وَلَا تَتَّبِعِ الْهَوى فَيُضِلَّكَ عَنْ سَبيلِ اللّهِ اِنَّ الَّذينَ يَضِلُّونَ عَنْ سَبيلِ اللّهِ لَهُمْ عَذَابٌ شَديدٌ بِمَا نَسُوا يَوْمَ الْحِسَابِ

Ey Dâvûd! Şüphe yok ki, Biz seni yeryüzünde halife kıldık. Artık nâs arasında hak ile hükmet ve hevâya tâbi olma, sonra seni Allah'ın yolundan şaşırtır. Muhakkak o kimseler ki, Allah yolundan saparlar, onlar için hesap gününü unutmuş oldukları için bir şiddetli azap vardır. (Sad, 38/26)

Zamanın Boşa Harcanması

حَتّى اِذَا جَاءَ اَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ رَبِّ ارْجِعُونِ () لَعَلّى اَعْمَلُ صَالِحًا فيمَا تَرَكْتُ كَلَّا اِنَّهَا كَلِمَةٌ هُوَ قَائِلُهَا وَمِنْ وَرَائِهِمْ بَرْزَخٌ اِلى يَوْمِ يُبْعَثُونَ

Nihâyet onlardan birine ölüm gelince der ki: "Yarabbi! Beni geri gönder." Ta ki boşa geçirdiğim dünyada iyi iş (ve hareketler) yapayım. Hayır! Onun söylediği bu söz (boş) laftan ibarettir. Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardır. (Mü’minun, 23/99-100)

Ayetlerden Yüz Çevirmek

وَقَالُوا لَوْ كُنَّا نَسْمَعُ أَوْ نَعْقِلُ مَا كُنَّا فِي أَصْحَابِ السَّعِيرِ

Ve derler ki: "Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık." (Mülk, 67\ 10)

اَلَمْ تَكُنْ ايَاتى تُتْلى عَلَيْكُمْ فَكُنْتُمْ بِهَا تُكَذِّبُون

Size âyetlerim okunurdu da, siz onları yalanlardınız değil mi? (Mü’minun, 23/105)

İnsan geçmişini yeniden değerlendirip, içinde bulunduğu anın hakkını vermeli ve geleceğinin planlarını yapıp hayırlarda yarışmalıdır.

Nefis Muhasebesinde Sorulabilecek Sorulardan Bazıları;

1-  Seni çok cömert olan Rabbine karsı aldatan nedir? (İnfitar, 82/6)

                     يَا اَيُّهَا الْاِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَريمِ

2-  Şeytanın; (A`raf, 7/16-17) ayetlerinde haber verildiği üzere;

قَالَ فَبِمَا اَغْوَيْتَنى لَاَقْعُدَنَّ لَهُمْ صِرَاطَكَ الْمُسْتَقيمَ () ثُمَّ لَاتِيَنَّهُمْ مِنْ بَيْنِ اَيْديهِمْ وَمِنْ خَلْفِهِمْ وَعَنْ اَيْمَانِهِمْ وَعَنْ  شَمَائِلِهِمْ وَلَا تَجِدُ اَكْثَرَهُمْ شَاكِرينَ

"Sen beni azgınlığa uğrattığından dolayı ben de yemin ederim ki elbette onlar için senin dosdoğru yolun üzerinde oturacağım. Sonra muhakkak ki, onların önlerinden, arkalarından, sağ taraflarından ve sol taraflarından geleceğim ve onların ekserisini şükrediciler bulmayacaksın." diye yemin ettiğini bilmiyor musun?

3-      Allah şeytanı düşmanımız ilan etmişti (Fatır, 35/6) unuttun mu?

اِنَّ الشَّيْطَانَ لَكُمْ عَدُوٌّ فَاتَّخِذُوهُ عَدُوًّا

“Şeytan şüphesiz sizin düşmanınızdır. Siz de onu düşman edinin.”

4-      Allah sana muhtaç değildir ama sen….

وَإنّ اللّهَ لَيُؤَيِّدُ هذَا الدّينَ بِالرّجُلِ الْفَاجِرِ.

       “Allah (isterse) bu dini facir birisiyle de kuvvetlendirir.”

            [Buhârî, Cihad 182, Megâzî 38, Kader 5; Müslim, İman 173, (111).]

5-      Yol çoktur ama Hak Yol tektir. (Enam, 6/153)  

وَاَنَّ هذَا صِرَاطى مُسْتَقيمًا فَاتَّبِعُوهُ وَلَا تَتَّبِعُوا السُّبُلَ

“Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur, ona uyun. Başka yollara uymayın.”

6-      Bu dünya kazanma yeridir, çalışsana..

وَاَنْ لَيْسَ لِلْاِنْسَانِ اِلَّا مَاسَعى () وَاَنَّ سَعْيَهُ سَوْفَ يُرى

“İnsan için ancak çalıştığı vardır. Ve çalıştığının karşılığını muhakkak görecektir.”  (Necm, 53/39-40)

7-      Herkes yaptığının karşılığını görecektir,  unutma.

فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ () وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ

“Kim zerre miktarı bir hayır işlerse, onu(n karşılığını) görür. Kim de zerre miktarı bir kötülük işlerse onu(n da karşılığını) görür. (Zilzal, 99/7-8)

8-      Son pişmanlık fayda vermez ..

حَتّى اِذَا جَاءَ اَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ رَبِّ ارْجِعُونِ

“Nihayet onlardan birine ölüm gelince, “Rabbim! Beni dünyaya geri gönder ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım” der.” (Mü’minun, 23/99)

9-      Ömrünü, malını, sağlığını, gençliğini, ibadetlerini, emir ve yasaklara karşı tutumunu, ahlaki yapını, mesleğinle ilgili durumunu, üzerinde hakkı bulunanlara karşı görevlerini… daha pek çok şeyi sor nefsine.

YAZAR: Kadir Hatipoglu - Aralık 24 2015 03:00:00 · Adobe Reader Belgesi · Microsoft Word Belgesi · Yazdır
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.06 saniye 14,844,388 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024