Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Kur’an Ve Hadis Işığında Anne-Baba Olmak

                                 Vaaz Resimleri: w.jpg

            Muhterem Kardeşlerim

Aile toplumun çekirdeği, temeli ve en küçük yapısını oluşturur.

Toplumlar da temel değerlerini aile aracılığı ile yeni kuşaklara aktarırlar. Günümüzdeki toplumsal sorunların çözümünde temele odaklanmak gerekir yani aileye. Aileyi tanımlarken de birçok kişi rol alabilir ancak ben bu vaazımda ana karakterlerden; anne, babadan ve tabi ki onlara bu sıfatı bahşeden evlatlardan bir nebze bahsedeceğim.

İslam her konuda olduğu gibi aile müessesesini, gerekliliğini, önemini, ve hatta nasıl kurulacağını, ne isteneceğini dahi Kur’an ve sünnet ışığıyla insanlığa bildirmiştir. Aile kurmayı neslin muhafazası ve insanlık haysiyetinin korunması için lüzumlu ve değerli kılmıştır. Ailenin nesil yetiştirmek ve evlat terbiye etmek için önemli olduğunu ve bunun ancak nikahla gerçekleşmesi gerektiğini vurgulamıştır. Nitekim Ayeti kerimede

وَمِنْ اَيَاتِهِ اَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجًا لِتَسْكُنُوا اِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُمْ مَوَدَّةً وَرَحْمَةً اِنَّ فِى ذَلِكَ لاَيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

“Size onlar sayesinde veya onlarla huzur ve şükûnete ermeniz için kendi cinsinizden eşler yaratması ve aranızda sevgi ve merhamet halk etmesi O’nun kudretinin alâmetlerindendir. Bunda düşünen bir topluluk için işaretler vardır[1]  buyrulmuştur.

Ailenin, huzur ve sekinete erişmek için ve temeline sevgi ve merhameti yerleştirerek kurulması gerektiği ne güzel gösterilmiştir. Dahası bunu nasıl istememiz gerektiğini, nasıl dua edeceğimizi de yine bizlere Kur’an öğretmektedir:

وَالَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ اَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ اَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّقِينَ اِمَامًا

 “…Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl!”[2].

Bu duanın vücut bulmasıyla bir hanımefendi ve beyefendi izdivaçla huzur ve sekinete erişir ve Rabbimiz söz verdiği gibi aralarına sevgi ve merhameti halk eder. Sonraki hedef ise göz nuru bir nesildir. Zira Allah Rasûlü:

تَزَوَّجُوا الْوَدُودَ الْوَلُودَ فَإِنِّي مُكَاثِرٌ بِكُمُ الأُمَمَ

 "(Ey insanlar!) vedud (çok seven) ve velud (çok doğuran)  olanla evlenin. Zira ben (kıyamet günü) diğer ümmetlere karşı çokluğunuzla övüneceğim"[3]  buyurmuştur.

Yine bir Hadis-i şeriftir, insanın neden bir evlat sahibi olmak istemesini açıklayan:

إذا مَاتَ الإنسَانُ انقطَعَ عمَلُهُ إلاَّ مِنْ ثَلاثٍ : صَدقَةٍ جاريَةٍ ، أوْ عِلم يُنْتَفَعُ بِهِ ، أَوْ وَلَدٍ صَالحٍ يَدعُو له

 “İnsanoğlu öldüğü zaman, bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır: Sadaka-i câriye, istifade edilen ilim, kendisine dua eden hayırlı evlat.”[4]

 Zira herkesin insanlığa hizmet için geride bırakacağı bir kitap yazacak kadar ilmi olmayabilir ya da bir mabed inşa ettirecek maddiyatı bulunmayabilir. Hayırlı evlat yetiştirmek de kolay değildir elbet ancak ne için hayırlı evlat yetiştirmemiz gerektiği hadisin ışığında aşikârdır.

Ve nihayet o vakit gelip çattığında Rabbim bu izdivacın meyvesini gönderir. Hanımefendi ve beyefendi bir emanet yüklenir ve artık yeni bir sıfatları vardır: Anne ve Baba.

Çoğunlukla bu haber huzur ve sekinet bulmak için kurulan yuvaya bir heyecan ve mutluluk olarak düşer. Belki de hayatının çok nadir zamanlarında akıttığı mutluluk gözyaşlarını akıtır anne ve baba adayı.

Zaman geçtikçe birçok duyguyu hatta karşıt duyguları bile aynı anda hissedebilirler. Bu duygu karmaşasını mutluluk, heyecan, huzur, şükür, merak, korku, endişe, sorumluluk hissi ve ağırlığı oluşturur. İşte bu anlarda anne ve baba adayına birçok destek tavsiye edilebilir:

 Sosyal destek,

Psikolojik destek,

 Aile desteği…

Ancak öyle anlar vardır ki kişinin yalnız olduğu, bilinmezlikler içinde bocaladığı, endişelerinin daha da arttığı, dışarıdan alınan hiçbir desteğin işe yaramadığı… İşte bu karanlığı yine hadisler ve ayetlerin ışığı aydınlatır. Bazen bir müjde olur, bazen bir motivasyon, bazen de teslimiyeti veya dayanağı olur anne babanın bu ışık.

Annelik ve babalık hafta içi, hafta sonu, tatil, bayram ayrımı olmayan, gece-gündüz zaman kavramı olmayan, yorgunluk, hastalık bilmeyen, emekliliği olmayan, çalışan anne-baba ya da evde duran anne-baba olması hiç fark etmeyen daimi bir sorumluluk ve çalışma gerektiren bir haldir. Dahası her çocuk başlı başına keşfedilmeyi bekleyen, milim milim tanınmayı bilinmeyi isteyen bir toprak gibidir. Toprak gibi bakıma, merhamete, sevgiye muhtaçtır ve kesinlikle başıboş bırakılmaya gelmez.

Emaneti yüklenmenin vebali, sorumluluğu bazen ağır da gelebilir. İşte o zaman Rasûlüllah’ın biricik kızı Fatıma ile yaşadığı hatırlanır ve anne ve babanın motivasyonu doruğa ulaşır:

 Bir gün, Efendimiz (s.a.s.) kalkar ve kızı Hz. Fatıma’nın evine gelir. Eve girdiğinde görür ki, Hz. Fatıma oturmuş, elinde Hz. Ali’nin elbisesinin söküğünü dikiyor. Ayağıyla da, Hz. Hasan’ın beşiğini sallıyor, ağzıyla da Kur’ân-ı Kerim okuyor. Bu haldeyken Efendimiz (s.a.s.) içeri girince, Hz. Fatıma “Buyur babacığım” diye ayağa kalkıyor. Ama Efendimiz (s.a.s.) “Kalkma kızım, otur otur” diye ısrar ediyor, ama Hz. Fatıma yine de ayağa kalkıyor. Efendimiz (s.a.s.) buna rağmen “Keşke otursaydın” diye ısrar edince, Hz. Fatıma merak ediyor:

“Babacığım sen gelirsin de, ben ayağa kalkmaz olur muyum? Niye otursaydım ki?” Efendimiz (s.a.s.) Fatıma’nın oturma sebebini şöyle anlatır:

“Kızım, hanımlar çok bahtiyardırlar, mesutturlar, kazançlıdırlar. Ben kapıdan içeri girdiğim zaman, buranın meleklerle dolu olduğunu gördüm.

Babacığım, bu kadar melek niçin gelmiş buraya?

Her birisi, bir başka sebepten gelmişti. Sen elinle kocanın elbisesinin yırtığını dikiyorsun, hizmet ediyorsun, işte meleklerin bir kısmı, senin kocana hizmet edişinden dolayı gelmişlerdi. Bir hanımın gönül rızasıyla kocasına hizmet etmesi, meleklerin tebrik edeceği bir ibadettir.

Diğer bir kısmı da elinle kocanın elbisesini dikerken, ayağınla da oğlunun beşiğini sallıyordun, bir hanımın çocuğuna bakması, isteyerek, severek, şefkatle, sevgiyle hizmet etmesi, meleklerin gelip seyredebileceği bir hizmettir.

Meleklerin bir kısmı da, oğlun Hasan’ın beşiğini salladığın için gelmişlerdi.

Sen ağzınla da boş durmuyor, Kur’ân-ı Kerim okuyordun, işte büyük bir kısmı da senin okuduğun Kur’ân-ı Kerim’i dinlemek için gelmişlerdi. Kızım, hanımlar çok şanslıdırlar, eğer niyetlerini düzeltirlerse, eğer duygularını düzeltirlerse, eğer bu saydığım hizmetleri şuurla, ibadet kastıyla yaparlarsa, onların yaptığı bütün işler, ibadet yerine geçer.”[5]

Yine bu yolculuğun en başında hamilelik döneminde sıkıntıya maruz kaldığında yine Allah Rasûlünün sözünü hatırlayıp felaha erişir anne: Abdullah b. Ömer’den (r.anhümâ) naklen Taberânî’nin kaydettiğine göre Peygamber Efendimiz buyurmuştur ki:

 “Kadın, hamileliğinde, doğum yapıncaya, bebeği sütten kesilinceye kadar, Allah yolunda hudutlarda nöbet bekleyen mücahit gibidir (daima öylece sevap alır durur). Eğer bunlar arasında ölüverirse ona şehit mükâfatı ve ecri vardır.”[6]

Bir başka Hadisi Şerifte

    "Kadın, hamile olduğunda, gündüz sâim, gece kâim ve Allah korkusu kendisinde galib olan bir mücahid sevabı hak eder. Onu ağrı tuttuğunda kendisine verilecek sevabı mahlukattan kimse bilemez. Bebeğin her emişinde ve soğurmasında bir can ihya etmiş gibi sevab alır. Ve sütten kestiğinde ise bir melek sırtını okşar ve: "Ha bir daha" der."[7]

Anne-babanın motivasyonunu artıran bahsettiğimiz Hadis-i şeriflerin yanında onlara nasip olan bu yeni makamın, anneliğin ve babalığın hikmetini, hakikatini ve hakkını gösteren nice hadisler ve ayetler de vardır:

وَوَصَّيْنَا اْلاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حَمَلَتْهُ اُمُّهُ وَهْنًا عَلَى وَهْنٍ وَفِصَالُهُ فِى عَامَيْنِ اَنِ اشْكُرْ لِى وَلِوَالِدَيْكَ اِلَىَّ الْمَصِيرُ

“Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını vasiyet ettik! Çünkü anası, onu nice sıkıntılara katlanarak (karnında) taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için:) «Önce Bana, sonra da ana-babana şükret!» diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak Banadır.”[8].

رِضى الربِّ في رِضى الْوَالِدِ، وسخطُ الربِّ في سخطِ الوَالِدِ

“Allah Teâlâ’nın rızası, anne ve babayı hoşnut ederek kazanılır. Allah Teâlâ’nın gazabı da anne ve babayı öfkelendirmek sûretiyle celbedilir.”[9]

لَنْ يَجْزِىَ وَلَدٌ والِدَهُ إّ أنْ يَجدَهُ ممْلُوكاً فيشْتَريَهُ فيعْتقَهُ

“Hiçbir evlât, babasının hakkını ödeyemez. Şayet onu köle olarak bulur ve satın alıp âzâd ederse, babalık hakkını (ancak o zaman) ödemiş olur.” [10]

Yine babalığın ne denli kıymetli ve değerli olduğunu

دُعَاءُ الْوَالِدِ يُفْضِي إِلَى الْحِجَابِ.

"Babanın duası perdeyi deler (kabul makamına ulaşır)."[11]

ثَلاثُ دَعَوَاتٍ يُسْتَجَابُ لَهُنَّ لا شَكَّ فِيهِنَّ : دَعْوَةُ الْمَظْلُومِ ، وَدَعْوَةُ الْمُسَافِرِ ، وَدَعْوَةُ الْوَالِدِ لِوَلَدِهِ

"(Allah'ın kabul ettiği) üç müstecab dua vardır, bunların icâbete mazhariyetleri hususunda hiç bir şekk yoktur. Mazlumun duası, müsâfirin duası,  babanın evladına duası." [12]

“Babanın oğluna duası, peygamberin ümmetine duası gibidir.”[13]  buyurarak ve saygı duyulmaya en layık kişi olduğunu ise bir diğer Hadis-i şerifiyle açıklamıştır Allah Rasûlü:

Hazret-i Ayşe şöyle nakleder:

“Rasûlüllah’a bir kişi geldi. Yanında da yaşlı bir zât vardı. Allah Rasûlü:

«–Ey filân! Yanındaki kimdir? » diye sordu. O kişi:

«–Babamdır. » cevabını verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber şu îkazda bulundu:

«–Onun önünde yürüme, ondan evvel oturma, onu ismiyle çağırma ve ona hakâret ettirme! »[14] .

Velhasılı kelam Rabbimin Kur’an’ında zikrettiği Habibi’nin hadislerinde yer verdiği bir kutsal sorumluluktur anne-babalık.

Öyle ki Rabbim kimine bahşeder şükrüyle imtihan eder,

Kimine bahşetmeyip sabrıyla imtihan eder.

Belki de bu sebeple ki kişinin cennetinin vesilesidir. O halde Rabbim anne babalık konusunda, hayırlı evlatlar yetiştirebilmek konusunda tüm anne-babalara ve adaylarına muvaffakiyetler ihsan etsin. Ve her konuda olduğu gibi annelik ve babalıkta da yolumuzu aydınlatan ışığın kaynağından Kur’an ve Sünnetten ayaklarımızı ayırmasın. (Amin)



[1] er-Rûm 30/21

[2] el-Furkân, 74

[3] Ebu Davud, Nikah 4, (2050); Nesaî, Nikah 11, (6, 65-66

[4] Müslim, Vasiyyet 14; Tirmizi, Ahkâm 36; Neşâî, Vaşâyâ 8

[5] Ahmed b. Hanbel, Müsned, İ, 191; Elbânî, Şahîhu’t-Tergîb ve’t-terhîb, II, 411-412, 618

[6] Ramuz el e-hadis, 233. sayfa, 16. hadis

[7] Ramuz el e-hadis, 233. sayfa, 17. hadis

[8] Lokmân, 14

[9] Tirmizî, Birr, 3/1899

[10] Müslim, İtikat, 25; Ebû Dâvûd, Edeb, 119-120; Tirmizî, Birr, 8/1906

[11] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/509

[12] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/525

[13] Suyûtî, II, 12/4199

[14]Heysemî, VIII, 137

YAZAR: Kadir Hatipoglu - Eylül 01 2022 01:00:00 · Adobe Reader Belgesi · Microsoft Word Belgesi · Yazdır
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.03 saniye 14,829,623 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024