Cenâb-ı Hakk, dalalete düşmesin diye daha ilk insan Âdem (a.s)’i peygamber olarak görevlendirerek kendisine vahiy göndermiştir. Ondan sonra da bütün zamanlarda tüm insanlığı peygambersiz ve vahiysiz bırakmamıştır. Buna göre insan, hidayet ve dalalet yollarının önünde, vahyin ışığında, akıl ve iradesini kullanarak istediği yolu belirleme hürriyetine sahiptir. Elbette hidayet yolunu seçen insan, Allah’ın ebedî mükâfatı olan cennet yurdunu kazanmaya namzet, meleklerin bile gıpta ettiği insandır. Dalalet yolunu seçen kimse ise, yukarıdaki ayette de belirtildiği gibi, kendini ziyana ve hüsrana sürükleyen insan olacaktır. Allah Teâla, herkesin hidayet yolunu seçmesini arzu eder ve daima bunu öğütler. Daha Kur’an’ın ilk sayfasında, her gün namazlarımızda defalarca okuduğumuz Fâtihâ suresinde, üzerinde yürümemiz gereken yolu bize dua mahiyetinde öğretir. Şöyle ki:
Dini yaşamak, bir köşeye çekilip yalnızca Allah’a olan sorumluluklarını yerine getirmekten ibaret değildir. Aksine din, kişiden Allah’a karşı görevlerini yaparken bir taraftan da insanlarla ve diğer canlılarla olan ilişkilerini gözetmesini talep eder. Nitekim insanın imtihanını anlamlı kılacak ve onun sonucunu etkileyecek en önemli hususlardan birisi de budur.
Müslüman toplumların önünde duran en büyük ve acil sorunların başında birlik ve beraberlik geliyor. Giderek küçülen ama küçüldükçe de sorunları artan ve sıkışan dünyamızda birlik olmadan dirlik sahibi olmak mümkün değil.
İnsanlığa rehber olarak gönderilen peygamberlerin, salih kulların ve örnek şahsiyetlerin yakarışlarında da gördüğümüz gibi, fıtratıyla uyumlu olma ve özüyle çelişmeme arzusu, insan için en büyük sığınma sebebidir. Zira insanoğlu için kendini kaybetmesinden, yolunu şaşırmasından, azgınlığa ve taşkınlığa sürüklenmesinden daha büyük tehlike yoktur.
Üç aylar diye bilinen Recep, Şaban, Ramazan aylarına giriyoruz. 7 Mart 2019 Perşembe günü Regaip Kandili 8 Mart 2019 Cuma günü de Receb-i Şerif başlıyor. Bizleri bu mübarek aylara kavuşturan Yüce Rabbimize binlerce hamd-ü senalar olsun. Bu ayların rahmet, mağfiret ve bereketi hepimizin üzerine olsun. Rabbim cümlemizi devamına erdirsin.
Üç aylar, Müslümanların geçmişinin muhasebesini yaparak ibadetlerini yoğunlaştıracağı, günahlardan temizlenip arınacakları, aralarında sosyal dayanışma ve yardımlaşmanın hazzını yaşayacakları önemli zaman dilimleridir.
Mübarek zaman dilimlerinin kutsiyeti de Allah Teâlâ’nın dilemesinden geldiği için, Müslümanlara büyük feyiz ve bereketin nüzulü için birer vesile olmaktadırlar. Mübarek ay, gün ve geceler, İslâm’ın şeairindendir; hususi kıymetleri ve kerametleri vardır. Kâinat, semavat, feza-yı âlem ve bütün varlıklar bu kutlu zaman dilimlerine hürmet etmektedir
Efendimiz (S.A.V.) şöyle buyurmaktadır: “Kıyamet günü önce namaza bakılır. O tamamsa, diğer hesaplara geçilir. Namazlar bir insanın kurtuluşu için yeterli olmazsa Allah: “Bakın bakalım kulumun nafile namazları var mı?” der eksikler nafilelerle tamamlanır.”