Bir vacibin sehven terkedilmesi halinde iki secde, bir teşeh-j
id ve bir selâmdan ibaret bulunan sehiv secdesini yapmaî
icibtir. İsterse vacip birkaç kez terkedilmiş
bulunsun (durum değişmez).
Vacibin Kasden Terkedilmesi
Vacibi kasden terkeden kimse günahkâr
olur, namaza noklanlaştırmasına karşılık bir baskı
(ve bir müeyyide) olmak üzere eniden kılması gerekir.
Vacibin kasden terkedilmesi halinde sehiv
secdesi yapılma! jıcak, (1) birinci oturuşun terkedilmesi veya (2) birinci rek'atm
ir secdesinin namazın sonuna tehir edilmesi ve (3) bir de bir rutin edâ
edilebilecek kadar bir müddet kasden düşünme halinde
alınması gibi üç durumda sehiv secdesi yapılacağı söylenilmektir.
Sehiv secdesinin,
selâm verdikten sonra yapılması sünnettir. Sehiv secdesi için sadece) sağ
tarafa tek bir selâm vermek kâfidir ki diğer görüşler içinde) en doğrusu da
budur. Selâm vermeden evvel sehiv secdesi yapmak tenzîhen
mekruhtur.
Sabah namazında selâm
verdikten sonra güneşin doğması, ikindi namazının selâmından sonra (güneşin)
sararması ile ve bir de selâm verdikten sonra namaza devamın imkânsızlaşması
durumunda
(artık) sehiv secdesi (borcu) düşer.
İmama zamanında
uyanların, kendi yanılmalanyla değ namın yanılması
neticesinde sehiv secdesi yapmaları gerekir.
Sonradan uyanlar ise,
yetişemedikleri rek'atı kılmak içi mamlarıyla birlikte sehiv secdesi yaptıktan sonra
kalkarlar.
İmama sonradan
uyanlar, yetişemedikleri rek'atları kılarların
yanıldıkları takdirde bunun için ayrıca secde ederler, ama imama zamanında
yetiştikleri halde uyku, dalgınlık ve abdestin jozulması gibi bir özürden dolayı) namazın geri kalanım
kaçıran-ar -ki bu gibilere lâhık denilir- sehiv
secdesi yapmazlar.
(1) Cuma ve
bayram namazlarında imam sehiv secdesi yapmaz,
(2)
Farzlarda birinci tahiyyâta oturmayı unutanlar,
doğrulup ayağa kalkmadıkları sürece tekrar otururlar ki rivayet olunan açık
(delil de) buna işaret etmektedir. (Zâten diğer görüşlerin) en doğrusu da
budur.
(3) (İmama) uyarak namaz kılanlar bu konuda nafile
kılanlar gibidir, (bunlar) ayağa kalksalar bile yeniden otururlar.
(4) (Oturmayı unutup) kalkanlar, eğer hemen hemen ayağa kalkmış durumda iken otururlarsa sehiv secdesi
yaparlar,
(5) oturma haline daha yakın bir haldeyken (unuttukları tahiyyâta) oturdukları takdirde sehiv secdesi yapmazlar.
En doğrusu da budur.
(6) İyice
doğrulduktan sonra (unuttuğu tahiyyâta) yeniden
oturanların namazlarının bozulup (bozulmayacağı) hususunda ihtilâf vardır.
(7) Son tehiyyâta oturmayı
unutanlar (fazladan kıldıkları rek'atm) secdesini
yapmadıkları sürece (tahiyyâta)
dönerler ve farz olan son oturuşu tehir ettikleri için de (sehiv) secdesi yaparlar.
(8) Ama (son
tahiyyâta oturmadan kalktıkları rek'atm)
secdesini yaptıkları takdirde (kıldıkları namaz) nafileye dönüşür. Bu durumda
ikindi namazında dahi olsa, eğer dilerlerse altıncı rek'at,
sabah namazlarında dördüncü rek'at olmak üzere bir rek'at daha ilâve ederler ki, yapılacak bu ilâvelerde
herhangi bir kerahet yoktur ve bu yüzden sehiv secdesi yapılması icab etmez. (Konuyla ilgili görüşlerin) en doğrusu da
budur.
(9) Son tahiyyâta oturduktan
sonra (fazladan bir rek'at daha kılmak üzere)
kalkanlar yeniden oturup selâm verirler, (bunların) tekrar teşehhüde oturmaları
gerekmez.
(10) Son oturuştan
sonra (kalkılan rek'atm) secdesini apsalar (bile kıldıkları) farz namaz bozulmaz ve üzerine,
iki ek1 atı nafile yerine geçsin diye bir rek'at daha
ilâve ederler, arından da sehiv secdesi yaparlar.
(11) Namazın
nafile olan bu iki ek'atlık kısmuıdan
sonra sehiv secdesi yapıldığı takdirde (artık) ıunun
üzerine iki rek'at daha ilâve edilmemesi müstehabdır. âyet ilâve edilirse, yeniden sehiv secdesi
yapılması tercihe şayan-lır. (12) Üzerinde sehiv secdesi (borcu) bulunan birine uymak, bu iahsın sehiv secdesi yapması halinde caizdir, aksi halde
değildir.
13) (Bir
kimse) namazı bitirmek üzere selâm verse bile, (yönünü) ableden
çevirmediği veya konuşmadığı sürece (borcu olan) sehiv secdesini yapar.
(14) Namaz
kılan biri, dört rek'atlı yahut üç rek'atlı bir namazı tamamladığım zannetse, sonra da iki rek'at kıldığını anlasa, (eksiğini) tamamlar ve (ardından)
sehiv secdesi yapar.
(15) (Bir
kimse namazda neyi terk ettiği üzerinde) kesin bir kanaata
sahip oluncaya kadar selâm vermeksizin bir rükün edâ edecek kadar uzunca bir
zaman düşünce halinde kalırsa, (bu kimsenin) sehiv secdesi yapması vaciptir,
aksi halde değildir.