Yağmur istemek için cemaatla değil (ferdî olarak) naiüaz
kılınır ve (Allah'a) istiğfar edilir.
Yağmur duası için
(insanların) üç gün yaya olarak, yırtık, imalı ve yıkanmış elbiselerle,
zeliline ve mütevâzıâne bir halde,
Hak Teâlâ'dan korkarak başları eğik (ve boyunları bükük) olarak
olundukları beldenin dışına çıkmaları ve her gixa
çıkmadan evvelı sadaka vermeleri müstehap
olduğu gibi, hayvanların, yaşları erlemiş olanlar ve
çocukların [2]dahi (belde dışına ve
sahraya)çıkarılmaları müstehaptır. (Ama) Mekke'de ve Beyt-i Makdis'te.se insanlar) Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa'da toplanırlar,
L.ym
şekilde Peygamberimiz (Aleyhissalâtü vesselâm)'in
şehri alan Medine halkının da (Mescid-i Nebevî'de
toplanmaları) uyguntur. (Yağmur duası için)
insanların yönleri kıbleye dönük ve oturmuş bir haldelerken
imam kalkar, yönünü kıbleye döndürür, illerini kaldırıp (dua eder; insanlar da)
imamın duasına âmin derler. İmam şöyle dua eder “Allahümmeskinağaysenmuğisenhenienmerienmerianğadekan acilen gayra raitinmücelliensahhan tabakan daimen”[3] Bu ve
benzeri duaları gizli veya açıktan okumalıdır Yağmur duasında elbise ters
çevrilmez “[4]ve zimmi
bulundurulmaz
[1] İnsanlar, kendilerinin içeceği ve hayvanlarını
sulayacakları dere, ırmak ve kuyu gibi su kaynaklarının bulunmadığı bir
ülkedeymiş gibi yağmura muhtaç duruma düştükleri halde Allah Teâlâ bu insanlara yağmuru esirgerse; veya ırmakların suyu
insanlara, hayvanlara, ekili ve dikili şeylerin sulanmasına yetmeyecek kadar
azalmışsa; kendilerine yağmur ihsan etmesi için, insanların Allah'a istiğfar
edip O'na hamd ü senalarda bulunarak böyle husûsî bir
şekilde Cenâb-ı Rabbi'l-Âlemine
yalvarmaları sünnettir.
Yağmur için dua etmek,
hem Kur'an'la hem de hadisle sabittir: Kur'ân-ı Kerîm'de Allah Teâlâ,
Efendimiz Nuh (Ahyhissalâtü vesselam)'dan hikâ-yeten: "Dedim ki: Rabbinizden mağfiret dileyin;
çünkü O, çok bağışlayıcıdır. (Mağfiret dileyin ki) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin" (Nûh, 10-11) buyurmaktadır. Bu
husus, îslâm öncesi bir kavim için meşru olduğuna ve
İslâm da bunu reddetmediğine göre (istiğfar edip hamd
ü senada bulunarak Allah'tan) yağmur taleb etmek İslâm'da
da meşru olur.
Öte yandan Rasûlullah (Aleyhissalâtü
vesselam)'m yağmur duasında bulunduğu, birçok sahih hadisle sabit olduğu gibi Hulefâ-i Raşidîn'in dahi
kendisinden sonra yağmur duasında bulundukları sabittir.
Bizim mezhebimizin
âlimleri, yağmur talebi için namaz kılmanın sünnet olmadığı ve kılındığı
takdirde de mekruh olmayacağı, bilâkis caiz olacağı hususunda söz birliği
etmişler; ancak kılındığı takdirde ferdî olarak mı, yoksa cemaatla
mı kılınacağı üzerinde ihtilâf etmişlerdir. EbuHanîfe (Radıyallahuanh) tek basma kılınacağım söylemiş, Ebu
Yûsuf ile Mu-
hammed ise,
bayram namazı gibi cemaatla iki rek'at
namaz kılınacağını, açıktan okunacağını ancak zevâid
tekbirleri
alınmayacağını söylemişler ve aynı zatlar, imamın namazdan sonra bayram hutbesi
gibi hutbe
okuyacağını
dahi söylemişlerdir. Ancak imam, tek hutbe mi okuyacak, yoksa iki hutbe mi?
İmam Muhammed
iki
hutbe okuyacağını, imamın bu hutbeler arasında oturacağını söylerken; Ebu Yûsuf, tek hutbe okuyup kıbleye
döneceğini ve
elbisesini ters yüz edip yağmur için dua edeceğini söylemiştir.
[2] Rivayet olunduğuna göre Efendimiz (Aleyhissalâtü
vesselam):
"İçinizdeki zayıf
ve düşkünler olmasaydı, acaba mıhlandırılır ve yardım görür müydünüz?"
buyurmuştur
öte yandan
"Allah'tan korkan gençler, mer'âlarda yayılan
hayvanlar, beli bükük yaşlılar ve emzikteki bebekler olmasaydı eğer, başınıza
azabın yağması kaçınılmazdı" denilmiştir. Yani ihtiyaç içindeki bu
günahsızlar olmasaydı, Allah'ın azabı başınızdan aşağı dökülürdü.
«Allahümmeskınâğaysenmuğîsen, heriienmerlen, merîan ikan, acilen gayra râitin,
mücellilensahhan tabakan dâi-.»-1 Bu ve benzeri duaları, gizli veya açıktan
okumalıdır. mur duasında elbise ters çevrilmez2 ve zimmî bulundurulmaz.
[3] «Allah'ım, bize, acele tarafından, kıtlık ve sıkıntıları
giderici, eksiksiz, canlılara zarar vermeyen, önü sonu faydalı, bereketli, bol
sulu, yaygın, ufakları ve yeryüzünü kaplayan yağmurlar ihsan eyle» demektir.
[4] Bu, îmam A'zam'm görüşüdür.
Muhammed ise elbisenin tersyüz edileceğini söylemiştir. EbuYûsufun görüşünde ihtilaf olunmuştur. Kimisi Ebu Yûsuf un,, îmam'in görüşünde
olduğunu, kimisi de Muhammed'in görüşünde olduğunu söylemişlerdir ki en doğrusu
da budur. Bütün bunlar îmam A'zam hakkındaki
nakillerdir. Ama meseleye bir de diğer insanlar açısından baktığımızda çoğu
ulemanın elbiselerini ters çevirmediklerini görürüz.