Âyet ve hadis, ihramlı iken traş olan kimsenin
oruç, sadaka ve kurban nev'inden bir fidyede bulunmasını emretmektedir.
Ancak, hatıra şu soru gelmektedir: Kişi bunlardan birini seçmekte serbest mi
yoksa âyette gelen sırayla gücü yeteni mi yapacaktır?
Âlimler bu meseleye farklı cevap vermiştir.
Öncelikle şunu belirtelim: Bu meseleye temâs eden rivayet çok farklı
vecihlerden gelmiştir ve hadislerde her seferinde oruç, sadaka, kurban
sırası görülmez, bazıları önce kurbanı zikreder.
Hatta bir rivayette Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) Ka'b'a:
"Bir koyun bulabilir misin?" diye sorar. Ka'b
bulamayacağını söyleyince:
"Öyle ise ya oruç tut, ya fakir doyur!"
demiştir.
Ayrıca, hadisin bazı vechinde, "Bunlardan
hangisini yaparsan olur" ziyadesi de mevcuttur.
Hülâsa bir kısım âlimler, bunlardan birini
yapmakta ferdin muhayyer olduğunu söylemiştir. İbnu Abdilberr bütün
beldelerdeki âlimlerin bu kanaatte olduğunu belirtir.
Ancak Ebu Hanife, İmam Şâfiî ve Ebu Sevr
muhayyerliğin zaruret zamanına ait olduğunu söylemiştir. Yani traş olmaya
mecbur olan kimse muhayyerdir, fidyesini dilediği şekilde yerine getirir.
Fakat keyfî olarak traş olup, ihram yasağı işleyen günahkâr olur ve buna
ihtiyar tanımaz. En ağırı olan kurban kesmeye mecburdur. Nitekim Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) da Ka'b'a önce kurban kesip kesemeyeceğini
sormuştu.
Ebu Âvene bu hadisi esas alarak: "Hayvan
kesmeye muktedir olanlar oruç tutmaz, fakir de doyuramaz" hükmüne ulaşır.
Ancak bu görüş fazla taraftar bulmamıştır.
5- Fidyenin yeri.