İhramlıya has bazı yasaklar vardır. Diğer
zamanlarda helâl olduğu halde hacc veya umre için ihrama girenlerin
bunlardan kaçınması gerekir. Bu yasaklara toptan cinayet denir. Cinayetin
ağırlığna göre, cezası da farklıdır. Bu cinayet ve cezalar, umumiyetle yedi
kısma ayrılır:
1- Hacc veya umrenin kaza edilmesini (yeniden
yapılması) gerektirenler,
2- Bedene (deve veya sığır kesmek)
gerektirenler,
3- Dem (koyun veya keçi kesmek) gerektirenler,
4- Sadaka (fıtır sadakası miktarında bağış)
gerektirenler,
5- Tasadduk (miktarı belirlenmeyen bağış,
fıtır sadakasından az da olabilir) gerektirenler,
6- Oruç tutmayı gerektirenler,
7- Bedelini ödemeyi gerektirenler.
Bu cinayetlerin hepsi ihramı ifsad etmez.
İfsâd edici cinayetin cezası öncelikle "kaza"dır, yani yeniden yapılması.
Aşağıda bu mevzuya giren iki hadis göreceğiz.
ـ1ـ عن مالك رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]بَلَغَنِى أنَّ عُمَرَ وَعَلِيّاً
وَأبَا هُرَيْرَةَ سُئِلُوا عَنْ رَجُلٍ أصَابَ أ هْلَهُ وَهُوَ مُحْرِمٌ
بِالحَجِّ. فقَالُوا: يَنْفُذَانِ لِوَجْهِهِمَا حَتَّى يَقْضِيَا حَجَّهُمَا
ثُمَّ عَلَيهِمَا حَجٌّ قَابِلٌ وَالْهَدْىُ. قال علىٌّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ:
وَإذَا أهََّ بِالحَجِّ مِنْ عَامٍ قَابِلٍ تَفَرَّقَا حَتَّى يَقْضِيَا
حَجَّهُمَا[ .
1. (1271)-
İmam Mâlik (rahimehumullah) anlatıyor: "Bana ulaştı ki, Hz. Ömer, Hz. Ali ve
Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anhüm ecmain)'ye haccetmek üzere ihrama girmiş
bulunan birisi hanımı ile cinsî temasta bulunursa ne gerekir diye sual
sorulmuştu. Şu cevabı verdiler: "Bunlar (başladıkları) haccı tamamlarlar.
Sonra müteâkip sene yeniden hacc yaparlar ve (ceza olarak da) kurban (hedy)
keserler."
Hz. Ali (radıyallahu anh) şunu söylemiştir:
"Müteakip yıl, bunlar hacc için ihrama girince, haccı tamamlayıncaya kadar
birbirlerinden ayrılırlar." [Muvatta, Hac 151, (1,381-382).]
ـ2ـ وعن ابن عباس رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما. ]أنَّهُ سُئِلَ عَنْ رَجُلٍ وَقعَ
بِأهْلِهِ وَهُوَ بِمنىً قَبْلَ أنْ يُفِيضَ. فَأمَرَهُ أنْ يَنْحَرَ
بَدَنَةً[.وفي رواية قال: الَّذِى يُصِيبُ أهْلَهُ قَبْلَ أنْ يُفِيضَ
يَعْتَمِرُ وَيُهْدِى. أخرجه مالك .
2. (1272)-
"İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ)'a, Minâ'da iken, ifâza tavafından önce,
hanımına cinsî temasta bulunan bir kimse hakkında sorulmuştu, bir bedene
kesmesini emretti."
Bir rivayette şöyle demiştir: "İfâzadan önce
ehline temas eden kimse (ceza olarak) yeni bir umre yapar ve bir de kurban
(hedy) keser." [Muvatta, Hacc 159, (1, 384).]
AÇIKLAMA:
İhramını bozan kimseyle ilgili babta
kaydedilen iki hadisten her ikisi de münâsebet-i cinsiye ile alâkalıdır.
Bunlardan birincisi, fiilin, Arafat vakfesinden önce vukû bulması halindeki
cezayı takdir etmektedir. Bu durumda, ihram bozulmuş olmaktadır. Ancak
ihramın bozulması, menâsiki olduğu yerde bırakmayı gerektirmiyor.
Başlandıktan sonra fâsid olan haccın tamamlanması esastır. Bu sebeple,
haccın geri kalan menâsiki de eda edilir. Ancak bu hacc, borç olan haccın
yerine geçmez. Öyle ise ilk müsâid fırsatta bu kaza edilmelidir. Ayrıca
erkek ve kadının her birine, ayrı ayrı birer hedy (kurban) kesmeleri
gerekir.
Kesilecek hedy kurbanı, Hanefîlere göre bir
dem yani koyun veya keçi, Mâlikîlere göre bir bedene, yâni deve veya
sığırdır. Bu hedy, cinâyetin cezasıdır. (Tamamlayıcı bilgi için 1321
numaralı hadise bakın.)
İkinci hadis, cinsî temas fiilinin, Arafat
vakfesinden sonra, fakat henüz traş olup ihramdan çıkmamış iken vukûu
halindeki cezayı tesbit etmektedir: Bu durumda haccın tekrarı gerekmiyor
ancak, ceza olarak bedene, yani sığır veya deve kesilmesi gerekmektedir.