Üzerinde durduğumuz mevzuun teferruatlı ve
ihtilâflı noktalarından biri Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın içeride
namaz kılıp kılmadığı meselesidir. Zîra, yukarıda kaydedilen hadislerden bir
kısmında (1400-1401-1402) Bilal-i Habeşî (radıyallahu anh) Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'ın içeride iki rek'at namaz kıldığını söylerken, bir kısmında
(1405-1406-1407-1408) Üsâme İbnu Zeyd (radıyallahu anhümâ), Kâbe' nin içinde
Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm)'ın namaz kılmadığını söylemektedir.
Şârih İbnu Hacer'in dikkat çektiği daha
enteresan bir duruma göre, Kâbe'nin içinde Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'ın namaz kılmadığını söyleyen Üsâme (radıyallahu anh)'den İbnu
Ömer'in yaptığı bir rivâyette -ki bu rivayet Ahmed İbnu Hanbel'in
Müsned'inde gelmiştir- Üsâme, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın içeride
namaz kıldığını söylemiştir.
Görüldüğü üzere, sahih hadisler bu mevzuda
ihtilaf ederler. İslâm âlimleri bu rivayetleri birkaç noktadan te'lif ve
izaha kavuştururlar. Denir ki:
1) Hz. Bilâl (radıyallahu anh)'in rivayeti
isbat edici olması sebebiyle tercih edilme şansını elde tutar. Çünkü, umumî
kâidedir, iki rivâyet nefy ve isbat hususlarında ihtilâflı olurlarsa isbat
edicinin tercih edilmesi esastır.
2) Bilal'in rivayetlerinde ihtilâf olmadığı
halde Üsâme'nin rivayetleri ihtilâflıdır. Belirtildiği üzere İbnu Ömer,
Üsame'nin: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Kâbe'de namaz kıldı"
dediğini rivayet etmiştir.
3) Nevevî her iki rivâyeti şöyle bir te'life
kavuşturur: "Bunlar Kâbe'ye girdikleri zaman dua ile meşgul oldular. Bu
esnâda Üsâme (radıyallahu anh), Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı dua
ederken gördü. Üsame kendisi dua ile bir köşede meşgul olurken, Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) bir başka yerde iki rek'at namaz kıldı. Bu esnada
Bilal, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı yakınında olduğu için gördü,
Üsâme ise uzaklığı ve dua ile meşguliyeti sebebiyle görmedi. Zîra kapının
kapalı oluşu, içeride karanlık hâsıl etmişti. Ayrıca Hz. Peygamber
(aleyhissalâtu vesselâm)'le Üsâme arasına içerdeki sütunlar da perde yapmış
olabilir. Bu sebeple zannına uyarak Hz. Üsame Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)' ın namaz kıldığını inkâr etmiş olabilir. Muhibbu't-Taberî der ki:
"Hz. Üsâme'nin, içeriye girdikten sonra, bir müddet için oradan ayrılmış
olması, bu sebeple Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaz kılarken orada
bulunmaması da muhtemeldir."
Muhibbu't-Taberî'nin bu tevilini te'yid eden
Ebu Dâvut et-Tayâlesi'nin kaydettiği bir rivayette, Hz. Üsame (radıyallahu
anh) der ki: "Kâbe'de Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yanına girdim.
Orada bazı resimler gördü. Bir kova su istedi. Ben su getirdim. Onunla
resimlerin üzerine vurup (onlar yıkadı)."
Bu hususu te'yid eden başka rivayetler de var.
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın
Kâbe'nin içinde namaz kılıp kılmaması ile ilgili ihtilâflı rivâyetleri,
birini diğerine tercih etmeden te'lif eden de olmuştur:
a) "Namaz kıldı" diyen rivâyetlerdeki salât
kelimesi lügat mânasında kullanılmıştır, yani dua etti demektir. "Namaz
kılmadı" diyen rivayetlerde salât kelimesi ıstılahî mânadadır, yani "namaz"
mânasındadır. Bu te'vîli "Kâbe'nin içinde farz olsun nafile olsun her çeşit
namaz mekruhtur" diyenler tercih etmiştir. Ancak, bu te'vili, kılınan
namazların rek'at sayısından bahseden rivayetler (1402 numaralı hadis
böyledir) reddeder.
b) "Namaz kıldı" diyen rivayetlerde nâfile
namaz, "namaz kılmadı" diyen rivayetlerde farz namaz kastedilmiş olabilir.
Kurtubî bunu benimser. Esasen İmam Mâlik'in mezhebi de bu te'vili esas
almıştır.
c) "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
Kâbe'ye iki kere girmiş, birinde namaz kılmış diğerinde kılmamış olabilir"
denmiştir. Yukarıda temas ettiğimiz, iki sefer girmiş olma ihtimali
üzerinde duranlar, "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sadece Fetih günü
Kâbe'ye girdi. Veda haccı sırasında girmedi" diyenlere: "Rivâyetler, Mekke
fethi sırasında iki ayrı sefer girmiş olma ihtimâlini reddetmez" diye cevap
vermişlerdir.