Bu meselede üç ihtimal mevzubahis olmuştur:
1- Umretu'lkaza'da,
2- Fetih sırasında,
3- Veda haccı sırasında.
Umretü'lkaza'da girmiş olma ihtimali son
derece zayıf kabûl edilerek bunun üzerinde fazla durulmamıştır. "Çünkü,
denir, o zaman Kâbe putlarla dolu idi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
putun olduğu yere girmez, zîra putun bulunduğu yere melek girmeyeceğinden
yalnız kalacaktı. Halbuki Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) meleklerden
ayrı kalmaya tahammül edemezdi. Ayrıca, Mekke'de üç günlük kalma, Hudeybiye
antlaşmasında yer alan şart gereği idi. Kâbe'ye girme hususunda antlaşmada
şart yoktur." Böyle bir şart koşsa müşrikler antlaşmaya yanaşmayabilirdi. Bu
sebeple koymamış olabilir" denmiştir.
2- Fetih günü girmiş olma ihtimali: Bu
kuvvetli bir ihtimaldir. Bunu tasrih eden sahih rivayetler var. İbnu Hacer,
1403 ve 1404 numarada kaydedilen hadislerin sarahatine dayanarak Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'ın Fetih sırasında Kâbe'ye girdiğine hükmeder.
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın Kâbe'nin anahtarını istediği Osman
İbnu Talha -ki hakkında genişçe bilgi sunacağız- câhiliye devrinden beri
Kâbe'nin perdedarlığını yapan kimsedir.
3- Veda haccında girmiş olma ihtimâli: Beyhakî
ve bir kısım âlimler buna hükmederler. 1398 numarada Hz. Aişe'den kaydedilen
rivayet de buna delildir. Ancak Fetih günü girdiğini söyleyenler, bu hadisi
şöyle te'vil ederler: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), Hz. Aişe'ye, o
durumu Medine'ye döndüğü vakit anlatmış olabilir. Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'ın Kâbe'ye Veda haccında girdiğini söyleyenlerden bir kısmı,
"Kâbe'ye girme"nin hacc menâsikinden olduğunu ifade etmişlerdir.
Ancak bu görüş pek taraftar bulmamıştır.
Buhârî, İbnu Ömer'in çok hacc yaptığı halde Kâbe'ye girmediğine dair
rivayeti kaydederek bunu reddedenler arasında yer alır. Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'ın Kâbe'ye girmesiyle ilgili hâdiseyi rivâyet edenlerin en meşhuru
ve üstelik sünnete uymada titizliğiyle tanınmış olan İbnu Ömer (radıyallahu
anhümâ)' in pekçok hacc yapmasına rağmen Kâbe'ye girmemiş olması, Buhârî
için, bunun menâsikten olmadığı hususuna yeterli bir delil olmuştur.
4- Fetih ve hacc sırasında girme ihtimâli:
Rivâyetlerdeki ihtilâfı te'lif edici bir grup âlim bu görüşü ileri
sürmüştür. Bu te'vil az sonra temas edeceğimiz bir başka ihtilâfı da ortadan
kaldıracaktır. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Kâbe'nin içinde namaz
kıldı mı, kılmadı mı? Buhârî şârihlerinden Mühelleb'in yorumuna göre: "Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) Kâbe'ye bir kere Fetih yılında girmiş ve iki rek'at
namaz kılmıştır, bir kere de Veda haccı sırasında girmiştir ve bu girişte
namaz kılmamıştır. İbnu Hibbân da: "Bana, bu iki rivayeti cem etme
hususunda en uygun geleni, iki haberin iki ayrı vakitte cereyan eden vak'a
ile ilgili olduğuna hükmetmektir" demiştir.
Bu te'life Nevevî itiraz ederek: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)' ın Veda haccında değil, Fetih sırasında Kâbe'ye girmiş bulunduğu
hususunda ihtilâf yok" der.
Bu konuyla ilgili farklı görüşleri
delilleriyle birlikte kaydeden İbnu Hacer, kesin bir tavır takınarak
herhangi birini tercih etmez. Ancak hadisten çıkarılan fevâid kısmında:
"Kâbe'ye girmek müstehabdır" der.