3- Hira Mağarası,
Gâr-ı Hıra:
Mescid-i Haram’a 5 km mesafede Mescid-i
Haram’ın kuzey doğusunda Cebel-i Nur’un zirvesindedir. Mağaranın uzunluğu 3m,
genişliği 1,30m, yüksekliği 2m dir.
Peygamber Efendimize ilk vahyin nâzil olduğu mağara.
Peygamber efendimiz, risâlet görevinin kendisine verilmesinden önce, özellikle
35 yaşından sonra Mekke'nin şirk, ahlâksızlık, haksızlık ve zulümle dolu
havasından sıyrılarak sık, sık Hirâ Dağı'ndaki bu mağaraya gidip uzlete
çekiliyor, Hirâ Mağarası'nda kendisini Allah'a vererek O'nun varlığını,
birliğini, kudret ve azametini; insanların aczini ve Allah'a olan ihtiyaçlarını,
ama buna karşılık onların isyanını, ahlâksızlık ve sapıklıklarını tefekkür
ederek Cenâb-ı Hakk'a ubûdiyette bulunuyordu. İşte bu şekilde Hak Teâlâ'ya
kullukta bulunduğu anlardan birisinde kırk yaşında iken bu mağarada O'na ilk
vahiy indirildi ve peygamberlik verildi.
Peygamberimiz 39 yaşında sadık rüyâlar görmeye başlıyor. Son 6 ayda tamâmen
şehirden, evlerden ve insanlardan uzak bu mağarada tefekkür ile meşgul oluyordu.
Mîlâdî 610 yılının 17. Ramazanında Hıra mağarasında iken Cibril-i Emin ilk vahyi
getirmişti. Cebrâil (a.s) Yâ Muhammed! Ben Cebrâil’im, sen de Allah’ü teâlânın
peygamberisin. Dedikten sonra. “ oku!” dedi. Peygamber efendimiz (s.a.v) “ماَ
أناَ بِقاَرِئٍ” (Ben okuma bilmem) dedi. Cebrâil (a.s) onu kucaklayıp sıktı ve
tekrar “oku” dedi. Peygamber efendimiz (s.a.v) “ne okuyayım” dedi. Cebrâil (a.s)
ٍ- اِقْرَاْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِى خَلَقَ
“Oku, rabbinin ismi ile, o rabbin ki yarattı, o insanı bir alaktan yarattı. Oku,
o keremine nihâyet olmayan rabbindir, kalem ile öğreten de, o insana bilmediği
şeyleri öğretti.” meâlindeki Kur’an-ı Kerimin ilk âyetlerini okudu. Bu sûretle
Resulullâh efendimiz (s.a.v) peygamberlikle vazifelendirilmiş oldu. Bu vahiy de
Gâr-ı Hıra’da gelmiş oldu.
Rasûlü Ekrem, peygamberliğinden sonra da bazan Hirâ Dağı'na gitmiştir. Meselâ
bir defasında ashâbından bir grupla Hirâ'nın zirvesine çıkmış, bu sırada dağ
sarsılıp sallanmaya başlamıştı. Bunun üzerine Peygamber efendimiz; "Sâkin ol, ey
Hirâ! Şu anda senin üzerinde bulunanlar ya bir peygamber, ya bir sıddîk, ya bir
şehittir" buyurmuştu (Müslim, Fedâilü's-Sahâbe, 50).
Hirâ Dağı'nda susuzluk sebebiyle hemen hemen hiç nebat ve ağaç mevcut değildir.
Sadece çok az miktarda dikenli çalılar görülür. Hirâ Mağarası bugün dahi
mevcûdiyetini korumakta olup hacca ve umreye gidenlerin ziyaret ettiği bir
yerdir.
|