Bilgiyi kıymetli kılan; insanlığın faydasına olmasıdır.Sahibini Allah’ın rızasına ulaştırmasıdır. Toplumu adalete, doğruya ve iyiliğe götürmesidir.Haksızlıktan, zulümden ve her türlü kötülükten uzaklaştırmasıdır. Zihinlerin bulanmasına, nesillerin ifsadına, toplumların helâkine, dünyamızın tahribine sebep olan bilgi ise değersizdir, zararlıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in müezzini olma şerefine nail olmuş Bilâl-i Habeşî (r.a) ile sahabenin önde gelenlerinden Ebû Zer (r.a) bir defasında tartışmışlardı. Ebû Zer (r.a), bu tartışma esnasında Hz. Bilâl’e “Siyah kadının oğlu” demişti. Yaşanan bu hadiseden haberdâr olan Allah Resûlü (s.a.s), Ebû Zer’i şöyle uyardı: “Ebû Zer! Annesinin siyahi olmasından dolayı Bilâl’i küçümsüyor ve ayıplıyor musun? Demek ki sen, kendisinde hâlâ cahiliye izleri olan bir kimsesin.”