Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Büyük Şafii Fıkhı

MUZÂRAA   VE   MUHÂBARA.. 2

Muzâraa   ve   Muhâbara'nın   Tarifi 2

Muzâraa   ve   Muhâbara   Muamelelerinin   Meşru   Olup   Olmadığı 2

Musâkat'a Tâbi  Olan Muzâraa'nın  Caiz  Olması 2

Muhâbara  Akdi   Mutlak  Şekilde   Bâtıldır 2

Fasid   Olan  Muhâbara  ve  Muzâraa'nın  Hükmü. 3


MUZÂRAA   VE   MUHÂBARA

 

 Muzâraa   ve   Muhâbara'nın   Tarifi

 

Muzâraa kelimesi, ekip biçmek mânâsına gelen zer kökünden gelmektedir. Istılahta muzâraa; tohum, toprak sahibine ait olmak şartıyla mahsulü bölmek üzere araziyi bir işçiye işletmek için vermektir.

Muhâbara kelimesi, toprağı sürüp nadasa bırakmak anlamına gelen hibar kökünden gelmektedir. Muhâbara lugatta yumuşak arazi demektir. Muhâbara'nın ıstılahı anlamı ise tohum işçiye ait olmak şartıyla mahsulü bölmek üzere araziyi işletmeye vermektir. Muzâraa ile muhâbara arasın­daki tek fark muzâraa'da tohumun arazi sahibine, mubâbara'da işe tohu­mun işçiye ait olmasıdır.

 

Muzâraa   ve   Muhâbara   Muamelelerinin   Meşru   Olup   Olma­dığı

 

Muzâraa ve muhâbara muamelelerinin her ikisi de -eğer akid sadece toprağın işletilmesi için yapılırsa- bâtıldır. Meselâ ağaç olmayan bir arazi için veya ağaç olmakla beraber sadece araziyi ekip-biçmek üzere akid

yapmak bâtıldır. Muzâraa ve muhâbara muamelelerinin bâtıl olduğuna şu hadîsler delâlet etmektedir:

Râfi b. Hadîc'den şöyle rivayet edilmiştir: Biz Rasûlullah zamanında arazi icarı akdi yapardık da tarlaları mahsulün 1/3'i yahut 1/4'i yahut ka­rarlaştırılan zahire mukabilinde kiraya verirdik. Birgün amcalarımdan biri bize geldi ve şöyle dedi: 'Rasûlullah (s.a) bizleri, bizim için m'enfaatli olan bir işten nehyetti. Allah'a ve Rasûlü'ne itaat etmek ise bizim için daha hayırlıdır. Rasûlullah bizleri arazi icarı akdi yapıp da tarlaları mahsulün 1/3'i yahut 1/4'i yahut kararlaştırılan zahire miktarı karşılığında kiraya vermekten nehyetti ve arazi sahibine, tarlasını kendisinin ekmesini yahut başkasına (ücretsiz verip) ektirmesini emir buyurdu. Tarlanın kiraya verilmesini, ekmekten ve ektirmekten başkasını kerih gördü[1]

Cabir b. Abdullah şöyle rivayet ediyor. 'Rasûlullah muhâbara'dan nehyetti'.[2]

 

Musâkat'a Tâbi  Olan Muzâraa'nın  Caiz  Olması

 

Bahçe arasında bir arazi olursa, bahçe için musâkat akdi yapılırken bahçeye tâbi olarak arazi için de muzâraa akdi yapılabilir. Çünkü İbn Ömer, Rasûlullah'ın Hayber arazisini Hayberlilere, araziden çıkacak ekin ve meyvelerin bir kısmına karşılık olarak işletmek üzere verdiğini rivayet etmiştir.

Musâkat akdine tâbi olan muzâraa akdinin sahih olmasının birtakım şartları vardır ki onları şöyle sıralayabiliriz:

1.  Amil (çahşan kişi) bir olmalıdır.

Yani ağaçların bakımı için mal sahibi ile akid yapan kişi, bahçeye tâbi olarak arazi için de muzâraa akdi yapmalıdır.

2.  Ağaçların bakım ve sulaması araziden bağımsız olmalıdır.

Eğer arazinin bakım ve sulaması yapılırken ağaçlannki de .yapılmış oluyorsa, akid sahih olmaz;    .

3.  Akdin kasdı, muzâraa muamelesi olmamalıdır.

Yani aynı anda hem ağaçların bakım ve sulaması; hem de arazi için muzâraa akdi yapılmalıdır. Eğer önce ağaçların bakım ve sulaması, sonra da  arazi   için  akid  yapılırsa,  sahih  olmaz.   Çünkü   kasdın  taaddüde

kabiliyeti yoktur. Arazi için yapılan muzâraa akdi, ağaçlar için yapılan akde tabidir. Bu nedenle en sahih görüşe göre muzâraa akdi, ağaçlar için yapılan akidden önce olmamalıdır. Meselâ 'Şu arazi için seninle muzâraa akdi yaptım ve şu ağaçlar için de seninle musâkat akdi yaptım' denirse, akid sahih olmaz.. Çünkü muzâraa akdi ancak musâkat akdine tâbi olarak meşru kılınmıştır. Tâbi ise metbûdan önce olmaz.

En sahih görüşe göre muzâraa akdi yapılan arazinin, az veya çok ağaç arasında bulunması, hükmü değiştirmez. Çünkü sulamada ağaçları ayırmak zordur. Bu, müzâraatin tab'an caiziyetine olan ihtiyacın azlık ve çokluğuna göre değişmez. Ayrıca çalışan kişiye tahsis edilen oranın, mu­sâkat ve muzâraa akidlerinde farklı olması gerekir. Zira her ne kadar mu­zâraa akdi musâkat akdine tâbi ise de hemen hemen müstâkil bir akid sayılır.

 

Muhâbara  Akdi   Mutlak  Şekilde   Bâtıldır

 

Muhâbara akdi -isterse musâkat akdine tâbi olarak yapılsın- mutlak şekilde ve her halükârda bâtıldır. Çünkü muhâbara akdinin sahih olduğu hususunda şeriatta bir hüküm varid olmamıştır. Oysa muzâraa akdi hususunda hadîs varid olmuştur. Ayrıca muzâraa akdi, musâkat akdi mâ­nâsında olduğundan muhâbara akdinden ayrılmaktadır. Çünkü hem mu­sâkat, hem de muzâraa akdinde, işçiye sadece çalışmak düşmektedir. Muhâbara akdinde ise hem tohum, hem da çalışma işçiye aittir.

 

Fasid   Olan  Muhâbara  ve  Muzâraa'nın  Hükmü

 

Muhâbara akdinin her halükârda fasid olduğunu söylemiştik. Muzâ­raa akdi ise yukarıda saydığımız şartlar tahakkuk ettiğinde sahih olur, aksi takdirde bâtıl olur. Bu bakımdan mal sahibi işçi ile sadece çalışması için muzâraa veya muhâbara akdi yaptığında, çıkan mahsul mal sahibi­nindir, çünkü bu mahsul, arazinin ve tohumun karşılığıdır. Bu durumda âmil'e, kendisinin, çalıştırmışsa hayvanlarının ve aletlerinin çalışmasının karşılığında ücret-i misil verilir. Eğer muhâbara akdi yapılarak iş yapılmış, mahsul elde edilmişse, elde edilen mahsul çalışan kişiye aittir, çünkü to­hum ondandır, artış da tohuma tâbidir. Fakat mal sahibine arazinin ücret-i mislini vermelidir. Eğer mal sahibi ile işçi tohuma ortak iseler, çıkan mahsule de ortak olurlar. Taraflar tohumları oranında mahsule or­ak olurlar. Eğer tohumun yarısı mal sahibinden, yarısı da işçiden çıkmış­sa, mal sahibi işçiye ücret-i mislin yarısını verir, çahşan da mal sahibine çalışmasının ücret-i mislinin yansını verir, böylece taksim ederler.

Mâlik  ile  Amil  Arasında  Müşterek  Oian  Muzâraa ve  Muhâ-bara  Akdinde   Mahsulün  Taksim   Edilmesi

Allah'ın şeriatı kolaylık üzerine bina edildiğinden, onda tahammül edilmez bir zorluk bulunmadığından, şer'î hükümlerin amacının hakların korunması,   halkın   zarar  ve   ihtilaftan   uzaklaştırılması   olduğundan fakihler bu hususta bir çıkış yolu bulmaya çalışmışlardır. Çünkü bu hususta nassların zahirinde sıkıntı vardır. Bu hususta bir çıkış yolunun bulunması, şeriatın heybetini korumak, halkın şeriat hükümlerinin gölgesi altında durmalarını sağlamak, onların işlerini kolaylaştırmak, maslahat­larım  gözetmek  içindir.   Eğer ortada  bir sıkıntı  varsa,  onu  mutlaka gündeme getirip bir çıkış yolu bulmak şarttır.

İşte bu nedenle fakihler muzâraa ve muhâbara akdindeki maslahatı bazı zamanlarda tahkik etmek için bir yol bulmuşlardır. Çünkü arazi, onu işletmeyi bilmeyen kişilerin elinde veya ondan istifade etme imkânı olmayan kimselerin elinde bulunabilir. Diğer tarafta ise işletmeyi bildiği halde arazisi olmayan veya arazi kiralamaya gücü yetmeyen kişiler bulu­nabilir. Arazi sahibi, âmile tohumun ayırdedilmeyen bir kısmını (meselâ 1/4'ini veya 1/2'ini) tohum ayırmamak kaydıyla verir ki tohumun o kıs­mıyla araziyi eksin, biçsin ve mahsul alsın. Ayrıca arazinin .gayr-i muayyen bir kısmına yetecek bir miktarı da İare yoluyla âmile verir. Elde edilen mahsul, mal sahibi ile işçi arasında tohumları nisbetinde taksim edilir veya arazi sahibi ayırdedilmeyen tohumun yarısını, arazinin menfaatinin yarısına karşılık işçiye verir, böylece çıkan mahsule ortak olurlar; birinin diğerine ücret vermesi gerekmez. Çünkü çalışan kişi arazinin mahsulünden payını almaktadır. Arazi sahibi de işçinin çalışmasından, mahsulden aldığı pay nisbetinde istifade eder. Çünkü tohum arazi sahibinden çıkmıştır. Eğer tohum çalışan kişiden çıkarsa, arazinin belli olmayan muayyen bir parçası -meselâ yarısı gibi-, tohumun ayırdedümeyen yansı ve arazinin kendisine verilmemiş diğer kısmında çalışması karşılığında icar edilmiş olur veya arazinin yarısında tohumun yarısı karşılığında, diğer yarısında ise teberruan çalışmış olur, böylece herbiri tohumları ve arazinin menfaati oranında mahsulden pay alır, birinin diğeri üzerinde hiçbir hakkı kalmaz.

Ayrıca Şafii olmayan fakihlerin birçoğu muzâraa akdinin müstâkil ola­rak caiz olduğunu söylemişler ve buna delil olarak da Hz. Peygamber'in Hayber ahalisi ile yapmış olduğu muameleyi göstermişlerdir. Yine Şafii olmayan fakihlerin birçoğu muhâbara akdinin de muzâraa akdi mânâ­sında olduğunu, dolayısıyla da caiz olması gerektiğini, her iki akdin de menfaat üzerinde varid olduğunu söylemişlerdir.  Bu durumda tohum arazi sahibinden olursa, buradaki menfaat çalışmanın karşılığı olur, to­hum çalışan kişiden olursa, buradaki menfaat de arazinin menfaati olur.

 

 



[1] Buhar ve Müslim

[2] Buharî/2252, Müslim/1536

 

Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.03 saniye 14,870,008 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024