İbadetler Nezih Ve Zarif Kıyafetlerle Eda Edilmelidir
Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat 06 2021 10:34:04

İbadetler Nezih Ve Zarif Kıyafetlerle Eda Edilmelidir

                                                            Vaaz Resimleri: w.jpg

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

يَابَنِى اَدَمَ خُذُوا زِينَتَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِدٍ وَكُلُوا وَاشْرَبُوا وَلاَ تُسْرِفُوا اِنَّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ

"Ey Âdemoğullan! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez." (A'râf, 7/31)

Bu âyet-i kerîme, kutsal mekânları çıplak olarak ziyaret eden ve ziyaret dönemlerinde et, yağ ve süt gibi değerli gıda maddelerini yemeyen ve tüm bunları dinî birer vecîbe oldukları gerekçesiyle yapan cahiliye dönemi müşriklerinin (bk. Taberî, VIII, 159-163) bu inanç ve uygulamalarının bâtıl olduğunu ifade etmek üzere indirilmiştir. Ayet, aynı şekilde bizlere ibadet esnasında ve sair zamanlarda güzel ve temiz kıyafetlerle örtünmemizin gerekli olduğunu bildirirken, haram olduğu hususunda özel hüküm bulunmayan maddeleri israfa kaçmaksızın yiyip içmemizde bir sakınca bulunmadığını da haber vermektedir.

Yüce dinimiz İslam, temizliğe büyük önem vermiştir. Özü itibariyle manevî kirlerden arınma, Allah’ı tanıma, O’na itaat ve ibadet etme olan dinimiz, ruhumuzun yücelişi ve Allah ile manevî bağlantı ortamına geçebilmemiz için, bizleri çevreleyen fizik şartların da buna uygun hâle getirilmesini gerekli kılmıştır. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim’de, ibadet hayatıyla temizlik ve zarafet arasında sıkı bir bağ kurulmuştur. Nitekim yüce Rabbimiz şöyle buyurmuştur:

فِيهِ رِجَالٌ يُحِبُّونَ اَنْ يَتَطَهَّرُوا وَاللهُ يُحِبُّ الْمُطَّهِّرِينَ

“Orada, (Mescid-i Küba’da) temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da böyle çok temizlenenleri sever. ” (Tevbe, 9/108)

Peygamber Efendimiz (s.a.s) de

الطُّهُورُ شَطْرُ الإِيمَانِ

“Temizlik imanın yarısıdır” (Müslim,”Tahare”,l),

مِفْتَاحُ الصَّلاَةِ الطُّهُورُ

“Namazın anahtarı temizliktir” (Tirmizi Tahare Hadis No 3) gibi beyanlarıyla temizlik olmaksızın dinî hayatın ve dindarlığın yeterli düzeyde olamayacağını bizlerin gönlüne yerleştirmeye çalışmıştır.

Yüce Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de mescitlerin zatına ait olduğunu ifade etmektedir.

 وَاَنَّ الْمَسَاجِدَ لِلَّهِ فَلاَ تَدْعُوا مَعَ اللهِ اَحَدًا

 “Şüphesiz mescitler, Allah’ındır. O hâlde, Allah ile birlikte hiç kimseye kulluk etmeyin.” (Cin, 72/18)  İbadetlerimizi eda etmek üzere evine misafir olduğumuz Zât’ın yüceliğini düşünerek beden ve elbiselerimizin temizliğine ve düzgünlüğüne dikkat etmeliyiz. Allah’ın evleri diyebileceğimiz mukaddes mekânlara, ibadet etmek üzere gelen insanların gönül huzuru içerisinde bu görevlerini yerine getirmelerine engel olabilecek her türlü ses, koku ve görüntü kirliliği oluşturacak durumlardan uzak durmalıyız. Nitekim sevgili Peygamberimiz (s.a.s), cemaate gelen kimselerin sarımsak, soğan gibi başkalarını rahatsız edici kerih kokulardan kaçınmalarını emretmiş

مَنْ أَكَلَ ثُومًا أَوْ بَصَلاً فَلْيَعْتَزِلْنَا، أَوْ لِيَعْتَزِلْ مَسْجِدَنَا

"Kim sarımsak yahut soğan yediyse bizden ayrılsın yahut mescidimizden ayrılsın" (Buhârî, “Et’ime", 49)

مَنْ أَكَلَ مِنْ هَذِهِ الشَّجَرَةِ فَلاَ يَقْرَبَنَّ مَسْجِدَنَا وَلاَ يُؤْذِيَنَّا بِرِيحِ الثُّومِ

«Herkim şu sebzeden yerse sakın bizim mescidimize yaklaşmasın ve sarımsak kokusu ile bize eziyyet vermesin!»  (Müslim, “Mesâcid”, 73/ 1279).

Ve insanları rahatsız eden her şeyin, melekleri de rahatsız ettiğini belirtmiştir

مَنْ أَكَلَ مِنْ هَذِهِ الشَّجَرَةِ الْمُنْتِنَةِ فَلاَ يَقْرَبَنَّ مَسْجِدَنَا فَإِنَّ الْمَلاَئِكَةَ تَأَذَّى مِمَّا يَتَأَذَّى مِنْهُ الإِنْسُ

«Her kim bu pis kokulu sebzeden yerse sakın bizim mescidimize yaklaşmasın! Zîrâ insanların ezâ gördüğü şeyden melekler de eziyet görür.» (Müslim, “Mesâcid”, 73/1280).

Yüce Mevlâmız, yaşadığımız dünyayı, meşru dairede her türlü ihtiyacımıza cevap verebilecek nitelikte nimetlerle donatmış ve bu nimetlerden öncelikli olarak faydalanma hakkını da biz inananlara vermiştir

يَابَنِى اَدَمَ خُذُوا زِينَتَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِدٍ وَكُلُوا وَاشْرَبُوا وَلاَ تُسْرِفُوا اِنَّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ

"Ey Âdemoğullan! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez." (A'râf, 7/31)

قُلْ مَنْ حَرَّمَ زِينَةَ اللهِ الَّتِى اَخْرَجَ لِعِبَادِهِ وَالطَّيِّبَاتِ مِنَ الرِّزْقِ  قُلْ هِىَ لِلَّذِينَ اَمَنُوا فِى الْحَيَوةِ الدُّنْيَا خَالِصَةً يَوْمَ الْقِيَمَةِ كَذَلِكَ نُفَصِّلُ اْلاَيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ

“De ki: “Allah’ın, kulları için yarattığı zîneti ve temiz rızkı kim haram kılmış?” De ki: “Bunlar, dünya hayatında mü’minler içindir. Kıyamet gününde ise yalnız onlara özgüdür. İşte bilen bir topluluk için âyetleri, ayrı ayrı açıklıyoruz.” (Arâf, 7/32). Bizlere düşen ise, israfa ve gösterişe kaçmaksızın temiz ve güzel yiyeceklerden istifade etmek ve bu nimetlere karşılık küçük bir teşekkür anlamındaki ibadetlerimizi ifa ederken nezahet ve zarafet ölçülerine azami derecede dikkat etmektir. Peygamber Efendimiz (s.a.s), şöyle buyurmuştur:

“Bineklerinize özen gösteriniz, kıyafet ve elbiselerinizi temiz ve düzgün tutunuz, tâ ki insanlar arasında parmakla gösterilecek gibi olunuz. Zira Allah, çirkinliği sevmez.” (Ebû Dâvûd, “Libas", 25)

Ayrıca, yüce Allah’ın, verdiği nimetleri kulunun üzerinde görmekten ötürü hoşnut olacağını (Tirmizî, “Edeb", 54) ifade eden Peygamber Efendimiz (s.a.s), bu sözleriyle, inanan bir insan için güzel ve temiz giyinmenin ne derece önemli olduğunu ortaya koymuştur.

 

Dr. Y. Seracettin BAYTAR



islam ve Hayat,Güncel Vaaz ve Hutbeler