AV VE HAYVAN KESİMİNE AİT
HÜKÜMLER İLE ETİ YENEN HAYVANLAR
Adiy b. Hatim (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Ey Allah'ın Resulü! Ben eğitilmiş köpekleri av peşine salıveririm ve onlar bana
avı tutarlar, onları salıverirken besmele de çekiyorum, dedim. Hz. Peygamber
(a.s.): "Öğretilmiş köpeğini besmele çekerek salıverdiğin zaman o avın etini
ye!" buyurdu. Ben: Köpekler avı öldürürse? diye tekrar sordum. "Başka bir
köpekle beraber tutmamışlarsa, sırf senin köpeğin avı öldürse de yine etini ye!"
buyurdu. Bu sefer ben: Bir de ben ok atıyor ve avı vuruyorum, dedim. Hz.
Peygamber: "Oku attığın zaman avı delerse o avı da ye! Fakat ava okun enli
tarafı çarparak (onu öldürürse) böylesini yemezsin" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3560
Ebu Sa'lebe Huşenî (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Ben Hz. Peygamber'e (a.s.) gelerek: Ey Allah'ın Resulü! Biz kitap ehli bir
kavmin arasında yaşıyor, onların kaplarındn yemek yiyoruz. Bir de av yerinde
bazen yayımla, bazen de eğitilmiş ve eğitilmemiş köpeğimle avlanıyorum.
Bunlardan hangisi helal olur, haber ver dedim. Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
"Kitap ehli bir kavmin diyarında bulunduğunuzu, onların kaplarından yemek
yediğinizi söyledin. Eğer başka bir kap bulursanız, onların kaplarından yemeyin.
Eğer onların kabından başka bulamazsanız, onların kabını yıkadıktan sonra
kullanın. Av yerinde bulunman meselesine gelince, sen yayınla ele geçirdiğin
avın üzerine besmele çekerek ye! Eğitilmiş köpeğinle de her ne avlarsan onu da
Allah'ın ismini an, sonra ye! Eğitilmemiş olan köpeğinle avladığın avı ise henüz
ölmemişken yetişip boğazlayabilirsen onu da ye."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3567
Ebu Sa'lebe'nin (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Oku attıktan sonra avı kaybedersen,
ardından da onu bulursan kokmamış ise onu ye."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3568
Ebu Sa'lebe'nin (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) yırtıcı hayvanların azı dişi olanlarının etini yemeyi
yasaklamıştır.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3570
Cabir (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (a.s.) bizleri, üzerimize Ebu Ubeyde'yi kumandan tayin ederek
Kureyş'in kervanını karşılamak üzere bir sefere yollamış ve bizlere azık olarak
bir dağarcık hurma vermiş başka bir şey bulamamıştı. (Sefer esnasında açlık
tehlikesi belirdiğinden) Ebu Ubeyde onları bize teker teker veriyordı. Ravi Ebu
Zubeyr dedi ki: Ben Cabir'e: O hurmalarla nasıl yapıyordunuz? diye sordum.
Cabir: Biz o hurmayı, çocuk gibi emiyor, sonra da üzerine su içiyorduk. Bununla
geceye kadarki günlük gıdamızı karşılıyorduk. Bir de sopalarımızla selem
ağacının yapraklarını silkiyor, sonra da onu su ile ıslatarak yiyorduk. Sonra
Cabir şöyle devam etti: Biz sahil boyunca gittik. Sonunda bize yüksek bir kum
tepesi gibi bir şey göründü. Onun yanına geldik. Bir de baktık ki o balina
denilen hayvan! Ebu Ubeyde "Bu murdardır" dedi, sonra da: "Hayır, bizler Allah
resulunün elçileriyiz ve Allah yolundayız. Şimdi de açlıktan ölme
tehlikesindesiniz. Bu yüzden bunu yiyiniz" dedi. Artık biz onun yanında bir ay
kaldık. Üç yüz kişi olduğumuz halde semizledik. Yeminle söylerim ki onun göz
çukurundan testilerle yağ doldurduğumuzu ve ondan öküz büyüklüğünde parçalar
kestiğimizi pek iyi bilmekteyim. Yine yeminle söylerim ki Ebu Ubeyde yanına on
üç kişi alarak bu hayvanın göz çukuruna oturttu. Ve onun kaburga kemiklerinden
birini alıp dikti. Sonra yanımızdaki en büyük deveyi semerledi ve deve bu
şekilde onun altından geçti. Onun etinden haşlama yaptık. Nihayet Medine'ye
döndüğümüzde Hz. Peygamber'in yanına varıp bu olayı anlattık. Bunun üzerine Hz.
Peygamber: "O, Allah'ın sizler için çıkardığı bir rızıktır. Yanınızda onun
etinden bir parça varsa bize de tattırsanız?" buyurdu. Biz de ondan Hz.
Peygamber'e gönderdik ve O da yedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3576
Ebu Sa'lebe'nin (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) eşek etini haram kılmıştır.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3582
İbn Ömer'in (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) eşek etini yemeyi yasaklamıştır.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3583
Süleyman Şeybani (r.a.) şöyle anlatır:
Abdullah b. Ebu Evfa'ya, evcil eşeklerin eti hakkında sorduğumda şöyle cevap
verdi: "Biz Hayber günü Hz. Peygamber (a.s.) ile beraber bulunurken şiddetli bir
açlığa düştük. Bu sırada şehirden dışarı çıkmakta bulunan düşmana ait eşekler
ele geçirdik ve onları kestik. Artık tencerelerimiz de kaynıyordu. Birden Hz.
Peygamber'in tellalı: "Tencereleri dökünüz, eşek etlerinden yemeyiniz!" diye
duyurdu. Ben: Hz. Peygamber bunları ne sebeple haram kıldı ki? dedim. Aramızda
böyle konuştuk. Neticede kimimiz; Hz. Peygamber onları kati ve ebedi olarak
haram kıldı, kimimiz de; Onların henüz beşte biri alınmadığı için yasakladı
dedik."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3585
İbn Abbas (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (a.s.) eşek etini, onlar insanların eşyalarını taşıyan hayvanlar
olduğu ve bu yüzden nakil vasıtalarından bir kısmının yok olup gitmesini
istemediği için mi, yoksa Hayber günü mü (beşte biri ayrılmadan kesilmiş
olduğundan mı) yasakladı, bu hususu iyi bilmiyorum.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3591
Seleme b. Ekva (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Bizler Hz. Peygamber (a.s.) ile beraber Hayber seferine çıktık. Bu seferde
Allah, müslümanlara Hayber'in fethini müyesser kıldı. Fethin olduğu gün akşam
olunca mücahitler yer yer bir çok ateş yaktılar. Hz. Peygamber: "Bu ateşler
nedir, niçin yakıyorsunuz?" diye sordu. Sahabeler: "Et Pişirmek için" dediler.
Hz. Peygamber: "Ne eti?" dedi. Sahabeler: "Evcil eşeklerin eti" diye cevap
verdiler. Bu cevap üzerine Resulüllah: "Onları dökünüz, kaplarını da kırınız!"
emrini verdi. Sahabelerden biri (Ömer b. Hattab): "Ey Allah'ın Resulü! Etleri
döküp de kabları yıkasak (olmaz mı)?" dedi. Hz. Peygamber: "O da olur" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3592
Enes b. Malik (r.a.) şöyle anlatır:
Hz. Peygamber Hayberi fethettiğinde şehrin dışında bir takım eşekler ele
geçirdik ve onlardan yemek yaptık. Bunun üzerine Hz. Peygamber'in tellalı:
"Dikkat! Allah ve Resulü bunu yasaklıyor. Çünkü bu şeytan işi bir pisliktir"
diye duyurdu. Hemen etlerin kaynadığı kaplar boşaltıldı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3593
Cabir b. Abdullah (r.a.) şöyle nakletmiştir:
Hz. Peygamber (a.s.) Hayber gününde evcil eşek etini yasakladı ve at eti yemeye
ise izin verdi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3595
Esma (r.ah.) şöyle anlatır:
Hz. Peygamber (a.s.) zamanında bir at kestik ve onu yedik.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3597
Abdullah b. Ömer (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber'e (a.s.) keleri yemenin hükmü sorulunca cevaben: "Ben onu ne yerim
ne de haram kılarım" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3598
Halid b. Velid'in (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) ile beraber, Peygamber'in zevcesi Meymune'nin yanına
girmiştir. Meymune onun ve İbn Abbas'ın teyzesidir. Onun yanında kızartılmış bir
keler gördü. Bu keleri Meymune'nin kız kardeşi Hufeyde bt. Haris, Necid'ten
getirmişti. Meymune bu keleri Hz. Peygamber'e takdim etti. Hz. Peygamber'e bir
yiyecek takdim edilirse mutlaka o yemekten kendisine anlatılır ve ismi
söylenirdi. Hz. Peygamber elini kelere uzattı. Bu anda orada hazır bulunan
kadınlardan biri Hz. Peygamber'e takdim ettiğiniz yemeğin ne olduğunu kendisine
haber verin! dedi. Kadınlar: O kelerdir Ey Allah'ın Resulü! dediler.
Peygamberimiz elini kaldırdı. Bunun üzerine Halid b. Velid: "Keler haram mıdır?"
Ey Allah'ın Resulü! diye sordu. Hz. Peygamber: "Hayır, fakat o benim halkımın
arazisinde bulunmaz. Ben de kendimi ondan tiksiniyor hissederim" dedi. Halid Ben
keleri kendime çekip yedim, Hz. Peygamber gördüğü halde bunu yasaklamadı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3603
İbn Abbas (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Teyzem Ümmü Hufeyd bir kere Hz. Peygamber'e (çöl armağanı olarak) bir miktar
tereyağı, keş ve bir kaç keler hediye etmişti. Hz. Peygamber (a.s.) tereyağından
ve keşten birer miktar yedi de tiksindiği için kelerleri bıraktı. Hz.
Peygamber'in sofrasında keler yenilmiştir. Eğer keler haram olsaydı Hz.
Peygamber'in yemek sofrası üzerinde yenilmezdi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3604
Abdullah b. Ebu Evfa (r.a.) şöyle anlatır:
Hz. Peygamber (a.s.) ile beraber yedi gazada bulunduk, (hepsinde) çekirge
yiyorduk dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3610
Enes b. Malik (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Bir seferde yürüyorduk, Merru Zehran'a geldiğimizde bir tavşanı ürkütüp
kaçırdık. Seferde bulunanlar arkasından koştularsa da yorulup onu
yakalayamadılar. Ben koştum ve tavşanı yakaladım. Müteâkiben onu Ebu Talha'ya
getirdim. Ebu Talha hayvanı kesti ve uyluğunu ve budunu Hz. Peygamber'e (a.s.)
gönderdi. Bunu Hz. Peygamber'e ben getirdim, o da kabul etti.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3611
Abdullah b. Muğaffel'in (r.a.) rivayetinde İbn Büreyde'nin anlattığına göre:
Abdullah b. Muğaffel arkadaşlarından bir kimsenin sapan ile taş attığını görünce
ona: "Böyle taş atma, iyi bil ki Hz. Peygamber (a.s.) sapanla taş atmayı hoş
karşılamazdı (yahut) yasakladı. Zira sapan ile atılan taşla ne av avlanır, ne de
düşman öldürülür. Ancak bu taş diş kırar ve göz çıkarır" demiştir. Abdullah b.
Muğaffel, aradan bir zaman geçtikten sonra aynı şahsı yine sapanla taş atarken
görünce ona: "Ben sana Hz. Peygamber'in sapanla taş atmayı hoş görmediğini yahut
yasakladığını haber veriyorum ve seni hâlâ sapanla taş atmaya devam ediyor
görüyorum! Bir daha sana böyle bir söz söylemem" dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3612
Enes b. Malik (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (a.s.) hayvanların hapsedilip bağlanarak hedef yapılmalarını ve bu
şekilde öldürülmelerini yasak etmiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3616
İbn Ömer'in (r.a.) rivayet ettiğine göre:
İbn Ömer (r.a.) bir tavuğu dikerek ona ok atan bir grubun yanından geçmişti. Bu
gençler, İbn Ömer'in gelmekte olduğunu görünce dağıldılar. Bunun üzerine İbn
Ömer "Bu tavuğu kim nişangâh dikti? İyi biliniz ki Hz. Peygamber (a.s.) canlı
bir hayvanı atış hedefi edinenlere lânet etti" dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3618
|