Fetva Konuları
CENAZE VE KABİRLE İLGİLİ DİĞER KONULAR
376. Kabir ziyaretinin adabı nedir?
Mezarlıkların ziyaret edilmesi, bu vesileyle ölümün hatırlanması ve orada
yatanlardan ibret alınması dinimizin tavsiye ettiği hususlardandır.
Kabir ziyaretinde bulunan kişi, ahireti hatırlamalı, dünyanın geçici olduğunu ve
bir gün kendisinin de öleceğini düşünmelidir. Hz. Peygamber (s.a.s.), geceleri
Baki’ kabristanına gelir ve “Müminler yurdunun sakinleri, sizlere selam olsun.
İnşaallah biz de size katılacağız. Bizler ve sizler için Allah’tan afiyet
dilerim; Allah’ım, Baki’ kabristanında bulunanları bağışla.” (Müslim, Cenâiz,
102) diye dua ederlerdi. Kabir ziyaretinde bulunan kişinin ölü için dua etmesi
ve Kur’an okuyarak sevabını orada bulunanların ruhlarına bağışlaması uygun olur.
Ancak, kabir ve türbe ziyaretlerinde İslam’ın özüne ve tevhid anlayışına ters
düşen, itikâdî bakımdan da zararlı olan tutum ve davranışlardan uzak durmak
gerekir. Kabrin başında yüksek sesle ağlayıp gürültü yapmak, kabrin parmaklık ve
taşlarını öpmek, onlara sarılıp ağlamak İslam ile bağdaşmaz. Türbelerde yatan
kişileri beşer üstü varlıklar olarak görmek; bu zatların duaları kabul ettiğine,
ilâhi kudretlerinin olduğuna inanmak doğru olmadığı gibi, bir kısım ihtiyaç ve
dilekleri onlara arz etmek, kendilerinden medet ummak, bu ziyaretleri dinî bir
vecibe gibi telakki etmek; bez bağlamak, mum yakmak, kurban kesmek, şeker vb.
yiyecek maddeleri dağıtarak onlardan yardım dilemek gibi davranışlarda bulunmak
da, tevhid dini olan İslam’la bağdaşmaz. Ölen kişilerden medet ummak ve onlardan
bazı şeyler beklemek iman açısından tehlikeli bir davranıştır. |