Fetva Konuları
MİRAS,VASİYET VE VAKIF
VASİYET
897. Kişinin, mallarını eşi hayattayken eşine, onun vefatından sonra da bir
vakfa verilmek üzere vasiyet etmesi caiz midir?
Vasiyet, ölümden sonraya bağlı olmak üzere teberru yoluyla bir malı bir şahsa
temlik etmek, bırakmaktır. Tanımından da anlaşılacağı üzere vasiyet ölüme bağlı
bir tasarruftur. Bir kişi, mal ve haklarının üçte biri üzerinde ölüme bağlı
tasarrufta bulunabilir, geriye kalan üçte ikisi varisler namına korunmuş
hissedir (Buhârî, Vasâyâ 3). Bir kişi, malının üçte birden fazlasını vasiyet
etmiş olursa, bu vasiyetin geçerli olması varislerin kabulüne bağlıdır. Kabul
ederlerse vasiyet yerine getirilir, etmezlerse terekenin üçte birine tekabül
eden kısmı ifâ edilir, geriye kalan kısmına ait vasiyet hükümsüz kalır.
Aynı şekilde ölen kişinin, varislerden herhangi birine yapacağı mal vasiyeti,
diğer varislerin izni olmadıkça geçerli değildir. Zira Hz. Peygamber (s.a.s.),
“Allah Teâla, her hak sahibine hakkını vermiştir. Bu sebeple, vârise
(vârislerden biri lehine) vasiyet yoktur.” (Tirmizî, Vesâyâ 5; Ebû Dâvud, Vesâyâ,
6) buyurmuştur.
Buna göre kişinin eşine yaptığı vasiyet mirasçı olduğu için geçerli değildir.
Ölmeden önce bağışlanıp teslim edilmeyen malların tamamı, dinen kişinin
ölümünden sonra hayatta olan mirasçılarının olur. Bir vakfa yapılan vasiyet ise,
ölenin geride bıraktığı mal ve haklardan, techiz ve tekfîn masrafları çıktıktan,
borçları ödendikten sonra terekenin 1/3’ini geçmemek kaydıyla yerine getirilir.
Geriye kalan mal mirasçılarına intikal eder.
|