İMAN NEDİR?
A) İMANIN TANIMI
a) İmanın sözlük anlamı; bir şeye kesin olarak inanmaktır.
b) İmanın dînî terim olarak tanımı; Allah’ın varlığına, birliğine ondan başka
ilâh olmadığına ve Hz. Muhammet (sav) in Onun kulu ve elçisi olduğuna yürekten
inanmak (tasdik) ve dil ile söylemektir (ikrar).
B) İNANILMASI GEREKEN ŞEYLER BAKIMINDAN İMANIN KISIMLARI
1- İcmalî iman : Bu, imanın özü ve en kısasıdır. Bu da "Kelime-i şahadet"
ile özetlenmiştir:
Anlamı: "Ben şahitlik ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur; yine şahitlik
ederim ki, Hazret-i Muhammet Onun kulu ve peygamberidir".
Bu, imanin ilk derecesi, Islâm’ın ilk basamağı ve temel direğidir. Allah’ın
varlığını ve birliğini, Hz. Muhammet (sav)'in Allah’ın peygamberi olduğunu
yürekten tasdik etmek demek, onun haber verdiği şeylerin hepsinin doğru olduğuna
inanmak demektir. Ancak, Hz. Muhammet (sav)’in haber verdiği ve tebliğ ettiği
şeylerin hepsine birden iman ettiğinden, inanılacak şeyleri ayrı ayrı
söylemediğinden dolayı buna "icmali veya toptan iman" denmektedir.
Bir kimseye mümin diyebilmek için o kimsenin icmalî imanı "Kelime-i şahadeti"
kalbi ile tasdik dili ile söylemesi gerekir. Bir insan için birinci farz budur.
2- Tafsîlî iman: İcmâlî imandan sonra dinin diğer hükümlerini ve iman
edilmesi gerekli olan şeylerin her birini ayrı ayrı öğrenip onlara da iman etmek
farz olur. Tafsîlî iman, imanın en geniş şeklidir. İman esaslarının hepsini
içine alır.[1]
--------------------
[1] Buna ayrıca "tahkiki iman" da denir. Çünkü tafsili
iman eden kişi aslında iman edilecek konuları tahkik edip araştırarak bunu
yapmaktadır.
C) İMANIN ŞARTLARI
İmanın şartları altıdır:
1- Allah’ın varlığına ve birliğine,
2- Meleklerine,
3- Kitaplarına,
4- Peygamberlerine,
5- Ahiret gününe,
6- Kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmaktır.
D) İMAN BAKIMINDAN İNSANLAR
İman bakımından insanlar üçe ayrılırlar:
1. Mümin: İslâm dininin iman ve itikat esaslarını gerçekten kalben tasdik
edip dili ile söyleyen(ikrar eden) kimsedir. Bunların yaptığı bu işe iman denir.
2. Kâfir: İslâm dininin iman esaslarına inanmayan Hz. Muhammet (sav) in
peygamberliğini kabul etmeyen kimsedir. Bunların yaptığı bu işe küfür denir.
3. Münafık: Müslümanların arasında inandığını söylediği halde kalbi ile
İslâm dininin iman esaslarına inanmayan kimsedir. Bunların yaptığı bu işe nifak
denir. Dışı mümin, içi kâfir olanlardır.Konuştuklarında yalan söylerler, söz
verdiklerinde tutmazlar, emanete hainlik ederler.
E) İNANMA İHTİYACI VE ALLAH’A İMAN
İnsan, beden ve ruhtan oluşan bir varlıktır. Yeme, içme, nefes alıp verme gibi
olaylar bedenimizle; inanmak, sevinmek, mutlu olmak gibi olaylar da ruhumuzla
ilgilidir. İnsanı diğer yaratıklardan ayıran başlıca özellik, işte budur. İnsan,
beden ve ruh yapısıyla bir bütündür.
İnsan ruh yapısının en belirgin özelliği inanmaktır. Yeryüzünde, günümüze kadar
inanma ihtiyacı duymamış bir topluluk yoktur. Bunu, insanlığın kültür, sanat ve
geleneklerinde görmekteyiz.
İnanç, maddi hayatımızla da ilişkili bir güçtür. İnsanın zorluklara ve
güçlüklere karşı dayanıklı olmasını sağlar. İnsana çalışma, yaşama ve başarma
gücü verir. İnsan, hayata inançla başlar ve onunla değer kazanır. Çünkü inancı
olan kişi, bu inancının gereği olarak kendisine ve birlikte yaşadığı insanlara
faydalı olur. İnanç, insanı yeni bilgiler kazanmağa götürür. Kişi,inancını
kuvvetlendirmek için pek çok şeyleri öğrenmek, öğrendiklerini düşünüp
değerlendirmek ve böylece hayatını düzene sokmak durumundadır. İyiyi, kötüyü,
güzeli ve çirkini böylece ayırt edebilenler, ahlâk ve davranış yönünden de
kişilik kazanırlar.
Demek ki inanç, insanın yaratılışı gereği olan tabiî bir olaydır. Bütün
insanların buna ihtiyacı vardır.
Çevremizde gördüğümüz ve göremediğimiz yüz binlerce varlık vardır.Yeryüzünde
çeşit çeşit insanlar, irili ufaklı pek çok hayvanlar, renk renk çiçek ve
bitkiler görürüz. Gökyüzünde de ay, güneş ve sayısız yıldızlar yer alır.
Bunların hepsini gözümüzün önüne getirip düşünürsek kendiliğinden var
olmadığını, bütün bunları yoktan var eden bir yaratıcının bulunduğunu anlarız.
Evrende hiç bir şey kendiliğinden, kendi kendine var olmuş değildir. İşte her
şeyi yaratan bu yaratıcı, Allah’tır. Gözlerimizle Onu görmesek bile evrenin bu
eşsiz düzeni bize Onun varlığını göstermektedir. İslâm dininde, bütün evreni ve
her şeyi yaratan bu varlığa "Allah" denir. Biz Allah’ın varlığına ve birliğine
gönülden inanırız.
|