Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Zamanı Değerlendirme Bilinci

ZAMANI DEĞERLENDİRME BİLİNCİ

Zaman; Baki olan Allah’ın fani olan mahlukatı var edip yaşattığı dönem/evre/süre nin genel adıdır Zamanın içinde var olmaya hayat, hayatta bize ayrılan süreye ise ömür denir

Zaman kavramı izafidir Kimisi için çok kısa kimisi için çok uzundur Kur’an’da, ahiretin bir gününün Allah katında bizim hesabımızla bin yıllık bir süre olduğu, bir başka ayete de ellibin yıllık bir gün olduğu beyan ediliyor

Zaman, sürekli akış halinde olan anlardan oluşur Zaman, Allah’ın biz kullarına bir lütfü ve emanetidir Uzun ömürlü olana Allah, zaman yönünden çok lütfetmiştir, az yaşayana da az lütfetmiştir Genç yaşta ölen birisi için, suçu ne idi? Allah neden genç yaşta canını aldı? denilemez Karşılıksız iyilik yapana, bana niçin az verdin denilemeyeceği gibi

Biz şunu bilmeliyiz: Yaşanan her anın, alınan her nefesin verilecek bir hesabı vardır Sık sık kendimizi sorgulamalıyız: Yaşadığımız hayat dolu mu geçiyor, boş mu? Geçirdiğimiz günlerin hesabını kolayca verebilecek miyiz?

Zaman öyle bir şeydir ki, akışı durdurulamaz, geçmişi telafi edilemez Birkaç dakika içinde birkaç milyar kazanabilirsiniz ama birkaç milyarla geçen zamanı geri getiremezsiniz

Hayatta başarılı olanlar, zamanı iyi kullananlardır

Zamana hükmeden hayata hükmeder, hayata hükmedenler ise dünyaya hükmederler ve tarihte iz bırakırlar

Batılı filozof Dekart’ın hareketine göre insanlar saatini ayarlarmış İmam Şafi der ki: “Zaman, kılıç gibidir, eğer siz onu kesmezseniz o sizi keser”

Peygamberimiz (sav) kıymeti pek bilinmeyen iki nimetin önemine dikkat çekmek üzere şöyle buyurmuştur:

قال رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم: «نِعْمتانِ مغبونٌ فيهما كثير من الناس: الصحة والفراغ» رواه مسلم.

İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.”  Buhârî, Rikak 1. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 1; İbni Mâce, Zühd 15

 İnsanlar, gençliklerinde para kazanmak için sıhhatlerini, yaşlılıklarında ise sıhhatlerini kazanmak için paralarını harcarlar Sonuç çoğunlukla elem, ıstırap ve pişmanlıktır An bu andır, dem bu demdir Yaşanmayan yada boşa giden zaman israf edilmiştir, telafisi yoktur

Tekasür suresinin sekizinci ayet-i kerimesinde,

ثُمَّ لَتُسْئَلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّعِيمِ

“Sonra o gün (kıyamet günü) her türlü nimetten mutlaka hesaba çekileceksiniz” buyrulmaktadır.

 Bir hadis-i şerifte de şöyle buyruluyor:

قَالَ رَسُولُ اللّهِ: َ يَزُولُ قَدَمَا عِبْدٍ يَوْمَ الْقِيَامَةِ حَتّى يُسْألَ عَنْ أرْبَعٍ: عَنْ عُمُرِهِ فِيمَا أفْنَاهُ، وَعَنْ عِلْمِهِ مَا عَمِلَ بِهِ، وَعَنْ مَالِهِ مِنْ أيْنَ اكْتَسَبَهُ وَفيمَا أنْفَقَهُ، وَعَنْ جِسْمِهِ فيمَا أبَْهُ

"Kıyamet günü, dört şeyden sual edilmedikçe, kulun ayakları [Rabbinin huzurundan] ayrılamaz:

* Ömrünü nerede harcadığından,

* Ne amelde bulunduğundan,

* Malını nerede kazandığından ve  nereye harcadığından,

* Vücudunu nerede çürüttüğünden." [Tirmizî, Kıyamet 1, (2419).]

 Yapılan araştırmalar,insanların çoğunun ömürlerini pek de verimli kullanmadıklarını ortaya koyuyor Yetmiş beş yıl yaşayan, yüksek okul mezunu düzenli ve normal bir hayat süren insanın faaliyetleri, harcadığı saat ve dakikalar dikkate alınarak hesaplandığında ortalama olarak ortaya şu ilginç tablo çıkmıştır Evet yetmiş beş yıllık düzenli bir ömrün;

Yirmi bir yılı uykuda,on yılı iş hayatında, on yılı istirahat,tatil ve eğlencede, üç yılı tahsilde,üç yılı ibadette,dört yılı yemekte, iki yılı temizlik işlerinde,dört yılı yolculukta,iki yılı durak ve muhtelif yerlerde beklemede,üç yılı misafirlik ve sohbette,üç yılı da hastalık ve beklenmedik meşguliyetlerde geçmektedir Bu hesaplamaya hayatın ilk on yılı, yani çocukluk dönemi dahil değildir Uyku,tatiller, beklemeler ve çocukluk yılları toplandığında ömrün yarıdan fazlasının değerlendirilemediği ortaya çıkmaktadır İnsanın uykuya ve dinlenmeye olan ihtiyacı inkar edilemez Ne var ki ömrün kalan kısmının da iyi değerlendirildiği söylenemez

Yaptığımız hesapta, düzenli ibadet yapan birinin ömrünün toplam üç yılın ibadetler geçtiğini görüyoruz Fakat,gayesi Allah’ın rızasını kazanmak olan ve İslami bir hayat tarzını benimseyen insanın yaptığı her iş, hatta uykusu dahi ibadet sayılır

“Ol mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler” şeklinde eski bir deyiş vardır Yani balığın,hayat kaynağı olan suyun kıymetini, suyun içinden çıkınca anladığı gibi, insan da nimetlerin ve imkanların kadrini onları kaybedince anlar Eyvah demeden Allah diyenlerden olursak, sonuçta da pişman olanlardan olmayız

Allah Kur’an-ı Kerim’de bazı surelere, zamana yada zamanın bir anına yemin ederek başlar وَالْعَصْرِ, وَالْفَجْرِ, وَالضُّحَى, وَاللَّيْلِ …Bu Kur’ani tarzdan, Allah’ın zamana ne kadar değer verdiğini anlamalıyız

Allah zamanı takip etmemiz ve onu değerlendirerek iyi işler yapmamız, ibadetlerimizi zamanı takip ederek yerine getirmemiz için güneş, ay, dünyanın kendi etrafında ve güneşin etrafında dönüşünü, ayın dünya etrafında dönüşünü bir hesaba göre planlamıştır.Dünya’nın kendi etrafında dönmesinden bir gün, Dünya’nın güneşin etrafında dönmesinden ise mevsimler ve bir yıl ortaya çıkar.Ayın Dünya etrafında dönemsiyle ise kameri ay oluşur

اَلشَّمْسُ وَالْقَمَرُ بِحُسْبَانٍ

“Güneş ve ay bir hesaba göre hareket etmektedir. “(Rahman,5)

وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ اَيَتَيْنِ فَمَحَوْنَا اَيَةَ اللَّيْلِ وَجَعَلْنَا اَيَةَ النَّهَارِ مُبْصِرَةً لِتَبْتَغُوا فَضْلاً مِنْ رَبِّكُمْ وَلِتَعْلَمُوا عَدَدَ السِّنِينَ وَالْحِسَابَ وَكُلَّ شَىْءٍ فَصَّلْنَاهُ تَفْصِيلاً

 “Biz geceyi ve gündüzü (kudretimizi gösteren) iki alâmet yaptık Rabbinizden lütuf isteyesiniz, yılların sayısını ve hesabını bilesiniz diye gece alametini giderip gündüz alametini aydınlatıcı kıldık İşte biz her şeyi açıkça anlattık”(17/İsra,12)

Peygamberimiz (sas) şöyle buyurmuşlardır:

وعن ابن عمر رضى اللّه عنهُمَا قال: أخذ رسُولُ اللّهِ  بمنكبِى وقالَ كُنْ في الدُّنْيَا كأنَّكَ غريبٌ أو عابرُ سبيلٍ.وكان ابن عمر رضى اللّه عنهُما يقولُ: إذَا أمْسَيْتَ فَ َتَنْتَظِرِ الصَّبَاحَ، وإذَا أصْبَحْتَ فََ تَنْتَظِرِ المسَاءَ، وخُذْ منْ صحّتِكَ لمرضِكَ، ومنْ حياتِكَ لموْتِكَ

İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) omuzumdan tuttu ve:

"Sen dünyada bir garib veya bir yolcu gibi ol" buyurdu.

İbnu Ömer (radıyallahu anh) hazretleri şöyle diyordu: "Akşama erdin mi, sabahı bekleme, sabaha erdin mi akşamı bekleme. Sağlıklı olduğun sırada hastalık halin için hazırlık yap. Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap." (İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/471.)

وعن أبى هريرة رضى اللّه عنه قال: قال رَسُولُ اللّهِ: أعْذَرَ اللّهُ تعالى إلى امرئٍ أخّرَ أجلَهُ حتّى بلغَ ستّينَ سنة

 Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Ecelini altmış yaşına kadar uzattığı kimselerden Cenab-ı Hakk, her çeşit özür ve bahâneyi kaldırmıştır." (İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/473.)

 Peygamberimiz(sas)’in “İki günü eşit olan ziyandadır” hadis-i şerifini hepiniz bilirsiniz Buna güre sürekli artan bir tempo ve kalite ile yararlı işler yapmamız gerekiyor Bir çoğumuz, ah bir genç olsam, dünyaya yeniden gelsem, diye hayıflanırız Bu hayıflanma aslında boş geçen zamanın o kişide bıraktığı burukluktur Hayıflanmanın yararı yok Her yaşın bir özelliği ve güzelliği vardır Her yaşta yapılabilecek yararlı işler vardır

Plansız günlük hayat, amaçsız ve bilinçsiz aktiviteler, TV ve internetin bilinçsiz kullanımı, son yılların zaman öldüren silahlarıdır.Zamanını öldüren hayatının bir kısmını da öldürdüğünü bilmelidir Öğrencilere, boş zamanlarında ne yaparsın? diye soruluyor, o da kitap okurum, ders çalışırım, top oynarım vs vs cevaplar veriyor Bir defa insanın boş zamanı olmaz, ikincisi, ders çalışma ve kitap okuma boş zamanı savuşturmak için yapılacak lüzumsuz bir iş değildir.

Aslında boş geçen zamanımız yok. Her anı lüzumlu yada lüzumsuz bir takım işlerle geçiriyoruz. Ömür bir şekilde su gibi akıyor ve geçen zaman ömür sermayesinden harcanıyor. Boş geçen zamanlar bir gün derin bir pişmanlık olarak bizi saracak ve mutsuz edecektir.

Bir gün Bağdat’ta pazarda buz satan bir adamın şöyle bağırdığı duyuluyor: “Her an sermayesi tükenmekte olan bu adama yardım edin” Adam adeta insanlara tükenmekte olan ömür sermayesine dikkat çekerek öğüt veriyor.

Şu kimseler zamanını değerlendirmiş sayılırlar:

· Bir öğrenci olarak bir eğitim programında okuyanlar,

· Evini geçindirmek, helalinden para kazanmak için çalışan hane reisi,

· Hem yararlı bir iş ile hem de ibadetle meşgul olanlar,

· Kitap okuyanlar, yararlı sohbet yapanlar,

· Sıla-i rahm için, tarihi ve tabii yerleri ibret nazarı ile görmek için seyahat edenler,

· Öğrenmek amaçlı TV izleyen,konferans, vaaz,sohbet vs dinleyenler ,

· Aile fertleri ile oturup sohbet edenler,

· Evinin işi (temizlik,yemek yapma, çeşitli hizmetler) ile meşgul olan bayanlar,

Emeklilik, işe yaramazlık yada iş göremezlik sebebi ile işten çekilmek değildir Emekliliği, daha düşük tempo ile çalışmak üzere yapılan iş değişikliği olarak görmek gerekir.

 

Şu kimseler zamanını israf etmiş sayılırlar:

Yedi-sekiz saatten fazla uyuyanlar,

· İş aramak yerine kahvehanelerde oyun başında duman altı bir halde vakit geçirenler,

· Seçici davranmadan her türlü TV programını izleyenler, internette gelişi güzel sörf ve chat yapanlar,

· İbadet saatlerini gafil geçirenler,

· Anlamsız ve yararsız hobilerle uğraşanlar,

Şu kimseler de ömürlerini israf etmiş sayılırlar,

· Hayırlı bir evlat yetiştirmemiş, en azında bir öğrenci okutmamış olanlar,

· Sadaka-i cariye sayılacak bir kalıcı bir eser bırakmamış olanlar, dikili bir ağacı bile olmayanlar,

· Sosyal hayatın işleyişi bakımından varlığı ile yokluğu eşit olanlar, ve varlığı topluma yük olanlar,

Hz Ömer’e atfedilen “Bu gün Allah için ne yaptın?” soru-suna isabetli cevap verebiliyorsak, zamanımızı ve ömrümüzü doğru ve verimli değerlendirdiğimizi söyleyebiliriz

Bu gün itibarı ile çocuklarımız karne alarak tatile girecekler Arapça bir kelime olan tatil, atalet kökünden gelir ve boş durma, bir iş yapmama ve işe yaramama anlamlarını ifade eder Müslümanın hayatında tatil değil istirahat olabilir Güzel yerleri ve tarihi mekanları gezmek ve ibret nazarı ile incelemek de Allah’ın emridir Bizler, istirahatı bile daha verimli bir çalışma temposuna hazırlık olarak yapmalıyız Yıllık izinler, yaz tatilleri, bayram tatilleri, akraba ve dostluk bağlarını güçlendirmek için bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerekirken, eğlence yerlerinde hoşça vakit geçirme fırsatı olarak görülmeye başlandı Bu anlayış ve uygulamalar da tatillerin kelime anlamına uygun olarak atalete dönüştüğünü göstermektedir

Tükettiğimiz her nefesin hesabı sorulacağına göre hesabı kolay olan işlerle meşgul olalım

Zamanı verimli, ömrü bereketli, hesabı kolay bahtiyar mü’minlerden olmamız dileği ile.

 

 

 

Mukadder Arif YÜKSEL/

Divriği Müftüsü

YAZAR: Kadir Hatipoglu - Ocak 31 2014 03:00:00 · Adobe Reader Belgesi · Microsoft Word Belgesi · Yazdır
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.01 saniye 14,842,183 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024