Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Yer Yüzünün Cenneti Olan Camileri Ailece İmar Edelim

                                                                   Vaaz Resimleri: w.jpg  İNDİR

إِنَّمَا يَعْمُرُ مَسَاجِدَ اللَّهِ مَنْ آمَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَأَقَامَ الصَّلَاةَ وَآتَى الزَّكَاةَ وَلَمْ يَخْشَ إِلَّا اللَّهَ فَعَسَى أُولَئِكَ أَنْ يَكُونُوا مِنَ الْمُهْتَدِينَ Tevbe,18

عَنْ أَبِي قَتَادَةَ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِنِّي لَأَقُومُ فِي الصَّلَاةِ أُرِيدُ أَنْ أُطَوِّلَ فِيهَا فَأَسْمَعُ بُكَاءَ الصَّبِيِّ فَأَتَجَوَّزُ فِي صَلَاتِي كَرَاهِيَةَ أَنْ أَشُقَّ عَلَى أُمِّهِ  Buhari, Kitabu’l-Cemaat ve’l-imamet, 36

Birbirilerimize karşı aramızda meveddet var eden, el-Vedûd olan Allah’a sonsuz defa hamdolsun;

Rahmet ve merhamet Peygamberi Hz. Muhammed’e, âline ve ashâbına salât ve selam olsun; geceniz mübarek olsun.

Değerli Müslümanlar!

Aile, iki farklı insandan Allah’ın rahmet ve sevgisinin eseri ile bir olan; birlik olan toplumun en küçük yapısıdır. Bu yapı toplumun seyrine, istikbaline tesir edecek bir önem arz eder. Sağlam olursa toplumun/ümmetin geleceği sağlam olur; ifsat olursa toplumun/ümmetin geleceği ifsat olur. Bu öneme binaen İslam dininde aileye ayrı bir değer verilir. Daha bidayette aile olmak isteyenlere yol gösterilir. Çünkü Allah’ın rızasına nail olacak ailenin fertleri Allah ile irtibatları güçlü olacak bir yapı arz etmelidir. Ağızları dualı olmalıdır zira ailenin istikbale bakan çocukları dualarının eseri olacaktır. Aşağıdaki ayetler buna işaret eder. Hz. Zekeriya ilerleyen yaşında Rabbine şöyle niyaz etmişti:

وَإِنِّي خِفْتُ الْمَوَالِيَ مِنْ وَرَائِي وَكَانَتِ امْرَأَتِي عَاقِرًا فَهَبْ لِي مِنْ لَدُنْكَ وَلِيًّا۞ يَرِثُنِي وَيَرِثُ مِنْ آلِ يَعْقُوبَ وَاجْعَلْهُ رَبِّ رَضِيًّا “Gerçek şu ki ben, benden sonra gelecek akrabalarım(ın isyankâr olmaların)dan korkuyorum. Karım ise kısırdır. Bana kendi tarafından; bana ve Yakub hanedanına varis olacak bir çocuk bağışla ve onu hoşnutluğuna ulaşmış bir kimse kıl!”  (Meryem suresi, 5-6) Yani bize bahşedersen razı olduğun ve Peygamber varisi olmanın şuurunda olan bir evlat ver. Bu evlat aynı zamanda Sen’in razı olacağın biri olsun ve endişe duyduğum şeylere karşı yaşadığı çevreyi ıslah etsin.

رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ أَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّقِينَ إِمَامًا “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle” (Furkan suresi, 74) bu ayet ailenin tümünü muhtevi bir yakarışı terennüm eder. Önce eşlerin sonra çocukların muttaki olma arzularını ifade eder. Çünkü muttakilere imam/önder olacak kişinin muttaki olması zaten kaçınılmazdır. Sonra muttakilere önder olacak çocuk için önce eşlerin muttaki olması gerekir. Bu dua bunu da ifade eder. Çünkü anne-baba başta olmak üzere aile büyükleri muttaki olursa çocuklar da muttaki olmaya namzettir. Tıpkı Hz.Meryem gibi. Hz. Meryem iffet abidesi bir hanımdı. Hz. İsa kucağında olduğu halde kavminin yanına çıktığında kavmi, Hz. Meryem’e şaşırmıştı. Zira onlar iyi bir aileden gelen Hz. Meryem’in bu halde bulunmasını yadırgamışlar ve şöyle demişlerdi:

 يَاأُخْتَ هَارُونَ مَا كَانَ أَبُوكِ امْرَأَ سَوْءٍ وَمَا كَانَتْ أُمُّكِ بَغِيًّا “Ey Hârûn’un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kimse değildi. Annen de iffetsiz değildi.” (Meryem suresi, 28)

Bundan hangi neticeyi çıkartabiliriz? Bize göre, eğitim psikolojisi bakımından, Hz. Meryem'in veraseti iyi idi. Dolayısıyla çevresi, ana-babasından aldığı hem biyolojik hem de manevî mirasın iyi olduğuna işaret etmişler, Hz. Meryem'in kötü bir ailede yetişmediğini, tam tersine iyi bir aile çevresinde büyüdüğünü itiraf etmişlerdi. Böylesine yüksek manevi şahsiye­te sahip olan bir kadının, iffetsiz bir çocuk dünyaya getiremeyeceği yar­gısında bulundular.

Demek ki, Hz. Meryem, ana-babasından güzel bir biyolojik ve manevî miras almıştı. Bu manevî mirası halk, Hz. Harun'a kadar uzat­mıştı. Böylece, ailenin asaletine dikkat çekilmiş ve aile terbiyesinin önemi vurgulanmıştı. (Bayraktar Bayraklı, Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur’an Tefsiri, Bayraklı Yayınları: 12/113-116.)

AİLECE CAMİLERİ İMAR VE İHYA ETMEK

Konuya ailede namazın gündem oluşturacak şekilde bir öneme sahip olması gerektiğine dair ayet ve hadislerle başlamak gerekir. Taha suresinin 132. Ayetinde doğrudan aile büyüklerine bir emir olduğunu söylememiz gerekir. Allah Teala:

وَأْمُرْ أَهْلَكَ بِالصَّلَاةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَا لَا نَسْأَلُكَ رِزْقًا نَحْنُ نَرْزُقُكَ وَالْعَاقِبَةُ لِلتَّقْوَىAilene namazı emret ve kendin de ona devam et. Senden rızık istemiyoruz. Sana da biz rızık veriyoruz. Güzel sonuç, Allah’a karşı gelmekten sakınmanındır” buyurmaktadır. İmam Kurtûbî ayetin Hz. peygamberin şahsında ümmetinin tümüne şamil olduğu söyler.[1] Buna göre ayet kıyamete kadar gelecek her Müslüman anne-babayı içine almaktadır. Tahrim suresinin 6. Ayeti: يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قُوا أَنْفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَارًا; Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. ile Hz. peygamberin: كُلُّكُمْ رَاعٍ وَكُلُّكُمْ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ الْإِمَامُ رَاعٍ وَمَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ وَالرَّجُلُ رَاعٍ فِي أَهْلِهِ hadisleri de bunu ifade eder. (Hepiniz çobansınız ve hepiniz sorumlu olduklarınızdan mesulsünüz. Devlet başkanı halkından; aile reisi durumunda olan kişi de ailesinden sorumludur)[2] Lokman suresinin 17. Ayetinde hikmet sahibi Lokman (a.s)’ın oğluna hitaben: يَابُنَيَّ أَقِمِ الصَّلَاةَ وَأْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَانْهَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَاصْبِرْ عَلَى مَا أَصَابَكَ إِنَّ ذَلِكَ مِنْ عَزْمِ الْأُمُورِ “Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir” ayeti ile Bakara suresinde Hz. Yakub’un ölüm döşeğinde oğullarına olan nasihati/görevi (اَمْ كُنْتُمْ شُهَدَاءَ إِذْ حَضَرَ يَعْقُوبَ الْمَوْتُ إِذْ قَالَ لِبَنِيهِ مَا تَعْبُدُونَ مِنْ بَعْدِي قَالُوا نَعْبُدُ إِلَهَكَ وَإِلَهَ آبَائِكَ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَاقَ إِلَهًا وَاحِدًا وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ Yoksa siz Yakub’un, ölüm döşeğinde iken çocuklarına, “Benden sonra kime ibadet edeceksiniz?” dediği, onların da, “Senin ilâhına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak’ın ilâhı olan tek bir ilâha ibadet edeceğiz; bizler O’na boyun eğmiş müslümanlarız.” dedikleri zaman orada hazır mı bulunuyordunuz?) ayetine dikkat edilirse, aile büyüklerinin çocuklarına namaz başta olmak üzere dinin emir ve yasaklarının tebliğinin önemi ortaya çıkmış olur.

1.      AİLECE CAMİLERİ İMAR ETMEK

Ailece camilerle ilgilenmeye dair birkaç ayet-i kerime dikkatlerimizi çekmektedir. Bunların ilki baba-oğul mescidin imarında çalışan Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’e aittir. Bakara suresinin 127. Ayetinde bu durum bize şöyle haber verilmektedir:

وَإِذْ يَرْفَعُ إِبْرَاهِيمُ الْقَوَاعِدَ مِنَ الْبَيْتِ وَإِسْمَاعِيلُ رَبَّنَا تَقَبَّلْ مِنَّا إِنَّكَ أَنْتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ Hani İbrahim, İsmail ile birlikte evin (Kâbe’nin) temellerini yükseltiyor, “Ey Rabbimiz! Bizden kabul buyur! Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin” diyorlardı. Bu ayet Kabe-i Muazzama’nın tamiri ile ilgilidir. Fahreddin Razi ve İbn Kesir gibi müfessirler İsmail (a.s)’ın küçük yaşta olmasına rağmen inşa işinde çalıştığını belirtir.[3]

Başka bir ayette sadece mescitlerin inşasıyla değil temizlenmesi/hizmet edilmesinin tavsiye edilmesinde de yine İbrahim ve İsmail (a.s)’ı görmekteyiz. Cenab-ı Hak bunu şöyle haber vermektedir: وَعَهِدْنَا إِلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ أَنْ طَهِّرَا بَيْتِيَ لِلطَّائِفِينَ وَالْعَاكِفِينَ وَالرُّكَّعِ السُّجُودِ İbrahim ve İsmail’e şöyle emretmiştik: “Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû ve secde edenler için evimi (Kâbe’yi) tertemiz tutun.”

Bu iki ayet başlı başına Müslüman ailelerin Allah’ın evleri ile ilgilenmelerini, inşasından tutun temizliğine kadar her türlü hizmet için çalışmaları gerektiğine işaret eder. Tevbe suresinin 18. Ayeti de bunu göstermektedir:

إِنَّمَا يَعْمُرُ مَسَاجِدَ اللَّهِ مَنْ آمَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَأَقَامَ الصَّلَاةَ وَآتَى الزَّكَاةَ وَلَمْ يَخْشَ إِلَّا اللَّهَ فَعَسَى أُولَئِكَ أَنْ يَكُونُوا مِنَ الْمُهْتَدِينَ Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur.

2.      AİLECE CAMİİLERİ İHYA ETMEK (SAADET ASRI ÖRNEĞİ)

Hz. Peygamberin Mekke döneminde dini hayat mescit değil ev merkezliydi. Erkam b. Ebi’l-Erkam’ın evi, inen ayetlerin tebliği, Müslümanların istişare vb. gibi durumlarının görüşüldüğü bir mekândı. Mekke’den Medine’ye hicretten sonra dini yaşam cami/mescid merkezli olmuştur. Hz. peygamberin kendi evinden önce mescidi inşa ettirmesi anlamlıdır. Bu mescitte aile fertlerinin tümü rahatlıkla yer alabilmekteydi. Örneğin kadınlar da aynen erkekler gibi camiye devam edip vakit, Cuma ve bayram namazlarına katılmışlar, Hz. Peygamberin hutbe ve vaazlarını dinlemişlerdir. (Buhari, Salat, 2) Hatta kadınların camiye gelmelerine engel olmamaları konusunda erkekler uyarılmış ve: إِذَا اسْتَأْذَنَكُمْ نِسَاؤُكُمْ بِاللَّيْلِ إِلَى الْمَسْجِدِ فَأْذَنُوا لَهُنَّ Hanımlarınız geceleyin/gece namazlarında mescide gitmek için sizden izin isterlerse onlara izin verin (Buhari, Ezan, 162) buyrulmuştur.

Kardeşlerim!

Çocukların ve gençlerin Hz. peygamber nazarında ayrı bir yeri vardı. İlk Müslümanların çoğu gençlerdi. Çocuklar ise ümmetin geleceğini inşa edecek kimselerdi. İbn Abbas 10 yaşlarında olmasına rağmen Hz. Peygamberin zamanında muhkem ayetlerinin/mufassal tümünü ezberlediğini haber vermiş[4]; suffe ehlinden birçok sahabî Kur’an’ı baştan sona ezberlemişti. Suffe ehlinin iaşesi ve terbiyesi tamamen Rasulullahın kontrolünde ve bilgisi dâhilinde sağlanmıştı. Hal böyle olunca çocuk ve genç sahabîlerin Mescidi Nebî’de cemaatten uzak olmaları nerdeyse imkânsız hale getirilmişti. Hatta Müslümanların savaş gibi önemli görüşmelerinin mescitte yapıldığı ve bu görüşmelerde gençlerin çok rahat görüşlerini ifade edebildiklerini de unutmamalıyız. Allah Rasulünün Uhud savaşını Medine dışında yapmasında özellikle gençlerin büyük etkisi olmuştu.

Çocukların cami cemaatine katılmaları ile ilgili rivayetler dikkat çekicidir. Örneğin vaazımız başında okuduğumuz hadisi şerife bakalım: عَنْ أَبِي قَتَادَةَ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِنِّي لَأَقُومُ فِي الصَّلَاةِ أُرِيدُ أَنْ أُطَوِّلَ فِيهَا فَأَسْمَعُ بُكَاءَ الصَّبِيِّ فَأَتَجَوَّزُ فِي صَلَاتِي كَرَاهِيَةَ أَنْ أَشُقَّ عَلَى أُمِّهِ 

Ebu Katade’den gelen bu rivayette Rasulullahın namaz kıldırırken uzun kıldırma isteğinin çocuk ağlama sesleri üzerine değiştiğini ve Rasulullahın namazı kısalttığını görüyoruz. Ashabın hanımları ile mescide geldiklerinde küçük yaştaki çocuklarını da getirdiklerine bakılırsa Hz. peygamber döneminde ashabın cemaatten çok da geri kalmadığını görmüş oluruz. Hz. Aişe annemizin rivayet ettiği başka bir hadis ise şöyledir:

أَعْتَمَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَيْلَةً بِالْعِشَاءِ وَذَلِكَ قَبْلَ أَنْ يَفْشُوَ الْإِسْلَامُ فَلَمْ يَخْرُجْ حَتَّى قَالَ عُمَرُ نَامَ النِّسَاءُ وَالصِّبْيَانُ فَخَرَجَ فَقَالَ لِأَهْلِ الْمَسْجِدِ مَا يَنْتَظِرُهَا أَحَدٌ مِنْ أَهْلِ الْأَرْضِ غَيْرَكُمْ Rasulullah yatsı namazını geciktirdi. Bu durum İslam’ın Medine dışına yayılmadığı bir zamanda olmuştu. Ömer (r.a) Hz. peygamberin yanına gidip: ‘kadınlar ve çocuklar uyudular’ diyene kadar peygamber mescide gelmedi. Sonra Hz. Peygamber mescide çıktı ve mescittekilere: “yeryüzünde sizden başka bu namazı bekleyen kimse yoktur” buyurdu. (buhari, mevaqitu’s-salat, 21)

 

Kardeşlerim!

Asr-ı Saadette ki bu manzaranın benzerlerini bugün Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevî’de görmekteyiz. Ülkemizde ise teravih namazları dışında diğer vakitlerde kadınların, çocukların ve gençlerin cemaate iştiraklerinin maalesef daha az olduğu bilinmektedir. Ramazan ayı, ailece cemaat için fırsata çevrilmelidir. Camilerimiz sizlerle şenlenmektedir kardeşlerim. Kendi evlerinizi şenlendirip Allah’ın evlerini garip bırakmamak gerekir. İstiklal Şairimizin gözyaşları içerisinde satırlara döktüğü şu hal camilerimize reva görülmemelidir:

Görünmez âşinâ bir çehre olsun rehgüzârında;(yollarında)

 Ne gurbettir çöken İslâm'a İslâm'ın diyârında?

 Umar mıydın ki: Ma'bedler, ibâdetler yetîm olsun?

 Ezanlar arkasından ağlasın bir nesl-i me'y'ûsun?(/kederli bir nesil)

 Umar mıydın: Cema'ât bekleyip durdukça minberler,

Dikilmiş dört direk görsün, serilmiş bir yığın mermer?

 Umar mıydın: Tavanlar yerde yatsın, rahneden bîtâb?

 Eşiklerden yosun bitsin, örümcek bağlasın mihrâb?

 Umar mıydın: O, taş taş devrilen, bünyân-ı mersûsun,

Şu vîran kubbelerden böyle son feryâdı dem tutsun?

Allah (c.c) kuluna verdiği nimetin eserini kulunda görmek ister. Teravih namazlarımızda eşimiz, çoluk-çocuğumuzla geldiğimiz şu camilerimizde huzur içerisinde namazlarımızı eda ediyoruz elhamdülillah. Dünyanın değişik yerlerinde bu nimetlerden mahrum kardeşlerimiz var. Allah onlara da yardım etsin.

Cenab-ı Hak, ailece mescitleri, camileri şenlendiren; cemaat olan; namazlarını ailece gündemlerinde tutabilen kimselerden eylesin.

 

                                                                       Uğur ÖZTÜRK, Keskin Vaizi


 

[1] Kurtubi, el-Camiu liahkami’l-Kur’an, c. 11, s. 233

[2] Buhari, Camiu’s-Sahîh, Kitabu’l-Cum’a, 10

[3] Fahruddin Razi, Mefatihu’l-Gayb, c. 4, s. 63

[4] Fedailu’l-Kur’an, Ebu’l-Fida İbn Kesir,  S. 225

YAZAR: Kadir Hatipoglu - Ekim 10 2017 03:00:00 · Adobe Reader Belgesi · Microsoft Word Belgesi · Yazdır
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.02 saniye 14,862,595 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024