Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Murakabe ve Muhasebe

                                                                                                            Vaaz Resimleri: w.jpg

Korku; denetleme, gözetleme, kontrol etme, kendi iç alemine bakma, dalıp kendinden geçme, devamlı gayeyi düşünme; kalp ile daima Allah'a bakma; kalbi kötülüklerden korumak için nefsi kontrol altında bulundurma; kişinin daima Rabbinin her halini bildiğini bilmesi; diz çöküp gözleri kapayıp herşeyi zihinden çıkararak hakkın ilhamına vesile olma, anlamında bir terim.

Gerçek murakabe, Allah'ı görüyormuş gibi ibadet etme alışkanlığı kazanmaktır. Çünkü Rabbimiz;

وَكَانَ اللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ رَّقِيباً

"Allah herşeyi gözetmektedir" buyurmuştur (Ahzâb, 33/52). Diğer bir ayette:

أَلَمْ يَعْلَمْ بِأَنَّ اللَّهَ يَرَى

O, Allah'ın gördüğünü bilmiyor mu? (Alak, 96/14)

Cibril hadisinde de murakabeye işaret vardır. Cibril Hz. Peygamber (s.a.s)'e;

قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا الإِحْسَانُ قَالَ  أَنْ تَعْبُدَ اللَّهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنَّكَ إِنْ لاَ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ

"Bana ihsanı anlat" dedi. Rasulullah (s.a.s) de; "İhsan, Allah'ı görüyormuş gibi ibadet etmendir. Sen onu görmesen de O, seni görüyor" buyurdu.

Cibril: "Doğru söyledin" dedi (Buharî İmân, 38; Müslim, İman I).

İbn Mübarek adamın birisine:

- Allah'ı murakabe et, dedi. Adam:

- Bu nasıl olur? deyince İbn Mübarek:

- Daima Allah'ı görür gibi ol, demiştir. (İhya, c. 4, s.       )

Hz Ömer şehri teftiş ederken bir konuşmaya şahit olur.

- Kızım! Süte biraz su kat.

- Anne, halifenin emrini duymadın mı? Su katmak yasak!

- Halife bu saatte nerden duyacak, bilecek? Sen kat!

- Anne, halife duymuyor, görmüyorsa Allah`ta mı görmüyor?

 Hz. Ömer bu kızı oğluna alır, evlendirir.

Murakabenin hakikati murakıbı düşünerek tamamen onunla meşgul olmaktır. Efendimiz (a.s), kendi yanında olduğu gibi dışarıda huşulu olamadıklarından yakınan sahabesine şöyle söylüyor:  

عَنْ حَنْظَلَةَ الأُسَيْدِىِّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ (صعم) « لَوْ أَنَّكُمْ تَكُونُونَ كَمَا تَكُونُونَ عِنْدِى لأَظَلَّتْكُمُ الْمَلاَئِكَةُ بِأَجْنِحَتِهَا ».

(Dışarıda da) benim yanımda olduğunuz gibi olabilseydiniz melekler kanatlarıyla sizi gölgelendirirdi. (Tirmizi, Kıyame, 1/2640)

Allah Kullarını Hesaba Çeker:

Murakabe Sayesinde kişi dünyada muhasebeye alışır, kendine çeki düzen verir. Aksi halde ahirette sıkıntıya uğrar, belki ateşe düşer; dolayısıyla tedbir almalıdır.

Allah’ın lütuf, ikram ve ihsanın yanında gadab ve azabını da nazar-ı dikkate almalıdır.

وَنَضَعُ الْمَوَازِينَ الْقِسْطَ لِيَوْمِ الْقِيَامَةِ فَلَا تُظْلَمُ نَفْسٌ شَيْئاً وَإِن كَانَ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِّنْ خَرْدَلٍ أَتَيْنَا بِهَا وَكَفَى بِنَا حَاسِبِينَ

Biz kıyamet günü için doğru teraziler kurarız; hiçbir kimse hiçbir haksızlığa uğratılmaz. Yapılan amel, bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirir (tartıya koyarız.). Hesap görenler olarak da biz kâfiyiz. (Enbiya, 21/47)

Büyük Küçük Hiçbir Şey Unutulmaz

وَوُضِعَ الْكِتَابُ فَتَرَى الْمُجْرِمِينَ مُشْفِقِينَ مِمَّا فِيهِ وَيَقُولُونَ يَا وَيْلَتَنَا مَالِ هَذَا الْكِتَابِ لَا يُغَادِرُ صَغِيرَةً وَلَا كَبِيرَةً إِلَّا أَحْصَاهَا وَوَجَدُوا مَا عَمِلُوا حَاضِراً وَلَا يَظْلِمُ رَبُّكَ أَحَداً

O gün herkesin amel defteri ortaya konulmuştur. Ey Muhammed! Günahkârların, amel defterlerinden korkarak: "Eyvah bize! Bu nasıl deftermiş ki, büyük küçük hiçbir şey bırakmadan hepsini saymış dökmüş" dediklerini görürsün. Onlar, bütün yaptıklarını hazır bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez. (Kehf, 18/49)

Allah Hepsini Diriltecektir

يَوْمَ يَبْعَثُهُمُ اللَّهُ جَمِيعاً فَيُنَبِّئُهُم بِمَا عَمِلُوا أَحْصَاهُ اللَّهُ وَنَسُوهُ وَاللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ

O gün Allah onların hepsini diriltecek ve yaptıklarını kendilerine haber verecektir. Allah onları bir bir saymıştır. Onlar ise unutmuşlardır. Allah her şeye şahittir. (Mücadele, 58/6)

Zerre Kadar Hayır Görülecektir

يَوْمَئِذٍ يَصْدُرُ النَّاسُ أَشْتَاتاً لِّيُرَوْا أَعْمَالَهُمْ {6} فَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْراً يَرَهُ {7} وَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرّاً يَرَهُ {8}

6- O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır. 7- Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.   8- Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir. (Zilzal, 99/6-8)

Öyle Bir Günden Korkunuz ki

وَاتَّقُواْ يَوْماً تُرْجَعُونَ فِيهِ إِلَى اللّهِ ثُمَّ تُوَفَّى كُلُّ نَفْسٍ مَّا كَسَبَتْ وَهُمْ لاَ يُظْلَمُونَ

Öyle bir günden korkunuz ki, o gün Allah'a döndürüleceksiniz. Sonra da herkese kazancı tamamıyla ödenecek ve hiç kimse haksızlığa uğramayacaktır. (Bakara, 2/281)

Allah Asıl Kendisinden Çekinmemizi İster

يَوْمَ تَجِدُ كُلُّ نَفْسٍ مَّا عَمِلَتْ مِنْ خَيْرٍ مُّحْضَراً وَمَا عَمِلَتْ مِن سُوَءٍ تَوَدُّ لَوْ أَنَّ بَيْنَهَا وَبَيْنَهُ أَمَداً بَعِيداً وَيُحَذِّرُكُمُ اللّهُ نَفْسَهُ وَاللّهُ رَؤُوفُ بِالْعِبَادِ

O gün her nefis, ne hayır işlemişse, ne kötülük yapmışsa onları önünde hazır bulur. Yaptığı kötülüklerle kendi arasında uzak bir mesafe bulunsun ister. Allah, size asıl kendisinden çekinmenizi emreder. Şüphesiz ki Allah, kullarını çok esirger. (Al-i İmran, 3/30)

Allah Gönlümüzden Geçenleri Bilir

وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَعْلَمُ مَا فِي أَنفُسِكُمْ فَاحْذَرُوهُ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ غَفُورٌ حَلِيمٌ

Bilin ki Allah gönlünüzdekini bilir. Öyle ise O'nun azabından sakının. Yine bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok yumuşaktır. (Bakara, 2/235)

Basiret sahibi olanlar yukarıdaki ayetlerden Allah Teala’nın onları murakabe ettiğini ve hesaplarının münakaşalı geçeceğini anlar.

Tehlikelerden kendilerini kurtaracak tek çarenin nefislerini muhasebe ve murakabe etmek olduğunu bilirler.

Gerçekten Akıllı Kimdir?

وعن شَدّادِ بن أوْسٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: قَالَ رَسُولُ اللّهِ(صعم): اَلْكَيِّسُ مَنْ دَانَ نَفْسَهُ وَعَمِلَ لِمَا بَعْدَ الْمَوْتِ، وَالْعَاجِزُ مَنْ أتْبَعَ نَفْسَهُ هَوَاهَا وَتَمنَّى عَلى اللّهِ.

(5371)- Şeddad İbnu Evs (r.a) anlatıyor: "Rasulullah (a.s) buyurdular ki:

"Akıllı kimse, nefsini muhasebe eden ve ölümden sonrası için çalışandır. Aciz de,  nefsini hevasının peşine takan ve Allah'tan  temennide bulunan kimsedir." (Tirmizî, Kıyamet 26, (2461)).

Hesaba çekilmeden nefislerini hesaba çekerler ve bu noktada sabrederler.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اصْبِرُواْ وَصَابِرُواْ وَرَابِطُواْ وَاتَّقُواْ اللّهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Ey iman edenler! Sabredin, düşmanlarınıza karşı sebat gösterin, nöbet bekleşin, Allah'dan gereğince korkun ki, kurtuluşa eresiniz. (Al-i İmran, 3/200)

Malının hesabını tutmayan tüccar iflas eder. Kontrolsüz olanlar hüsrana uğrar.

قَدْ أَفْلَحَ مَن زَكَّاهَا {} وَقَدْ خَابَ مَن دَسَّاهَا

9- Elbette nefsini temizleyip parlatan kurtulmuştur.

10- Onu kirletip gömen de ziyan etmiştir. (Şems, 91/9-10)

Sabah namazını kıldıktan sonra nefisle muahedeler yapılıp bazı şartlar üzerinde anlaşmaya varılmalıdır.

Akşam yatmadan nefis muhasebe edilip gün değerlendirilmelidir.

Aşağıdaki Hususlara dikkat etmek gerekir.

عن أبى سعيد الخدرى (رع) قال: كانَ رَسولُ اللّهِ(صعم) أشَدَّ حَيَاءَ مِنَ العَذْرَاءِ في خِدْرِهَا، وَكَانَ إذَا رَأَى شَيْئاً يَكْرَهُهُ عَرَفْنَا ذلِكَ في وَجْهِهِ.

(1670)- Ebû Saîdi'l-Hudrî (r.a) anlatıyor: "Resûlullah (a.s) bir genç kızdan daha çok hayâ sahibi idi. Hoşlanmadığı bir şey görmüşse biz bunu yüzünden hemen anlardık." (Buhârî, Edeb 77, Menâkıb 23; Müslim, Fedâilu'n-Nebi 67, (2320)).

Güzel Ahlak sahibi olmak

عن أبى هريرة (رع) قال: قال رسولُ اللّه(صعم): أكْمَلُ المُؤمِنِينَ إيمَاناً أحْسَنُهُمْ خُلُقاً، وَخِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لاهْلِهِ.

(1674)- Hz. Ebu Hüreyre (r.a) anlatıyor: "Resûlullah (a.s) buyurdular ki: "Mü'minler arasında imanca en kâmil olanı, ahlâkça en güzel olanıdır. En hayırlınız da ailesine hayırlı olandır." (Tirmizî, Radâ 11, (1162); Ebu Dâvud, Sünnet 16, (4682)).

عن أَبِى الدَّرْدَاء (رع) قال: قالَ رسولُ اللّهِ(صعم) مَا مِنْ شَيْءٍ أثْقَلُ في مِيزَانِ المُؤمِنِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنْ خُلُقٍ حَسَنٍ، وَإنَّ اللّهَ تَعالى لَيُبْغِضُ الفَاحِشَ الْبَذِئَ.وفي رواية الترمذى: ]وَإنَّ صَاحِبَ حُسْنِ الخُلُقِ لَيَبْلُغَ بِهِ دَرَجَةَ صَاحبِ الصَّوْمِ وَالصّلاََةِ[.».

(1675)- Hz. Ebu'd-Derdâ (r.a) anlatıyor: "Resûlullah (a.s) buyurdular ki: "Kıyâmet günü, mü'minin mizanında güzel ahlâktan daha ağır basan bir şey yoktur. Allah Teâla hazretleri, çirkin düşük söz (ve davranış) sahiplerine buğzeder." (Tirmizî, Birr 62, (2003, 2004); Ebu Dâvud, Edeb 8, (4799); Tirmizî'nin bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Güzel ahlâk sahibi, ahlâkı sayesinde, namaz ve oruç sahibinin derecesine ulaşır.")

Günahtan sakınmak gerekir.

عن النوّاس بن سمعان رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: سَأَلْتُ رسولَ اللّهِ (صعم) عَنِ الِبرِّّ وَالاثْمِ، فقَالَ: البِرُّ حُسْنُ الخُلُقِ، وَالاثْمُ: مَا حَاكَ في صَدْرِكَ وَكَرِهْتَ أنْ يَطَّلِعَ عَلَيْهِ النَّاسُ .

(1677)- Nevvâs İbnu Sem'an (r.a) anlatıyor: "Resûlullah (a.s)'a iyilik (birr) ve günah hakkında sordum. Bana şu cevabı verdi: "İyilik (birr), güzel ahlâktır. Günah da içini rahatsız eden ve başkasının muttali olmasından korktuğun  şeydir." (Müslim, Birr 15, (2553); Tirmizî, Zühd 52, (2390)).

Allah’ın Cezasını Bilseydin…

عَنْ أبى هريرة رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: قال رسولُ اللّهِ(صعم): لَوْ يَعْلَمُ المُؤمِنُ مَا عِنْدَ اللّهِ مِنَ الْعُقُوبَةِ مَا طَمِعَ بِجَنَّتِهِ، وَلَوْ يَعْلَمُ الكَافِرُ مَا عِنْدَاللّهِ مِنَ الرَّحْمَةِ لمَا قَنَطَ مِنْ جَنَّتِهِ.

(1682)- Hz. Ebu Hüreyre (r.a) anlatıyor: "Resûlullah (a.s) buyurdular ki: "Mü'min, Allah indindeki ukubeti bilseydi, cennetten ümidini keserdi. Eğer kâfir Allah'ın rahmetini bilse idi, cennetten ümidini kesmezdi." (Rezîn ilavesidir. Hadis'i Müslim tahric etmiştir: Tevbe 23, (2755); Keza, Tirmizî de tahric etmiştir: Da'avât 108, (3536)).

 

Allah karşısında, mü'minin koruması gereken edebi veciz şekilde ifade eden hadislerden biridir: Ne tam ümid ne de mutlak yeis, fakat eşit derecede hem korku hem ümid. Ulemâ mutlak ümidi de mutlak ye'si de büyük günahlar arasında addetmiştir. Ne kadar çok hayır amel işlese de mü'min, Allah'ın azabından korku içinde olacaktır, kezâ ne kadar çok, ne kadar büyük günah işlese de Allah'ın  rahmetinden ümidini kesmeyecektir.

Efendimiz Günde Yetmiş Defa İstiğfar Ediyordu, Ya biz!..

وللبخارى والترمذي عن أبى هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْهُ قال: سَمِعْتُ رسُولَ اللّهِ (صعم) يَقُول: وَاللّهِ إنِّى لاَسْتَغْفِرُ اللّهَ وَأتُوبُ إلَيْهِ في الْيَوْمِ سَبْعِينَ مَرَّةً.

(1889)- Buhârî ve Tirmizî'de gelen bir rivâyette Hz.Ebû Hüreyre (r.a) diyor ki: "Resûlullah (a.s)'ı işittim, demişti ki: "Allah'a kasem olsun, ben günde Allah'a yetmiş kere istiğfar ediyorum, tevbede bulunuyorum." (Buhârî, Daavât 3; Tirmizî, Tefsir, Muhammed, (3255)).

Rasulullah’ı Ne Kadar Seviyoruz?

وَعَنْهُ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال. سَمِعْتُ رَسُولَ اللّهِ (صعم) يَقُولُ:لا يُؤمِنُ أحَدُكُمْ حتّى أكونَ أحبَّ إليهِ من والدِهِ وولدِِهِ والنّاسِ أجْمَعِين. وفي أخرى للنسائى رحمه اللّه تعالى: أحبَّ إليه من ماله وأهله.

(29)- Hz. Enes (r.a) bildiriyor; Hz. Peygamber (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sizden biri, beni, babasından, evladından ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş sayılmaz" (Buhârî, İman 8; Müslim, İman, 70/44; Nesâî, İman 19, (8, 114, 115)). Nesâî'nin bir rivayetinde"... malından ve ailesinden daha sevgili..." denmektedir.

 Kendimiz için sevip arzuladığımız şeyi kardeşimiz İçin de istiyor muyuz?

قالَ رَسُولُ اللّهِ(صعم):لا يُؤْمِنُ اَحَدُكُمْ حتَّى يُحِبَّ لاخيهِ ما يُحِبُّ لِنَفْسِهِ.

(30)- Hz. Enes (r.a)'in rivayetine göre Hz. Peygamber (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sizden biri, kendi için sevdiğini kardeşi için de sevmedikçe gerçek imana eremez."

Nesâî'nin rivayetinde"...hayır şeylerden" ziyadesi mevcuttur. Buhârî, İman 6; Müslim, İman 71, (45); Nesâî, İman 19, (3, 115); Tirmizî, Sıfatu'l-Kıyamet 60, (3517); İbnu Mâce, Mukaddime 9, (66).

Nefis Muhasebesinde Sorulabilecek Sorulardan Bazıları;

1- Seni çok cömert olan Rabbine karsı aldatan nedir? (İnfitar, 82/6)

يَا اَيُّهَا الْاِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَريمِ

2- Şeytanın; (A`raf, 7/16-17) ayetlerinde haber verildiği üzere;

قَالَ فَبِمَا اَغْوَيْتَنى لَاَقْعُدَنَّ لَهُمْ صِرَاطَكَ الْمُسْتَقيمَ () ثُمَّ لَاتِيَنَّهُمْ مِنْ بَيْنِ اَيْديهِمْ وَمِنْ خَلْفِهِمْ وَعَنْ اَيْمَانِهِمْ وَعَنْ  شَمَائِلِهِمْ وَلَا تَجِدُ اَكْثَرَهُمْ شَاكِرينَ

"Sen beni azgınlığa uğrattığından dolayı ben de yemin ederim ki elbette onlar için senin dosdoğru yolun üzerinde oturacağım. Sonra muhakkak ki, onların önlerinden, arkalarından, sağ taraflarından ve sol taraflarından geleceğim ve onların ekserisini şükrediciler bulmayacaksın." diye yemin ettiğini bilmiyor musun?

3- Allah şeytanı düşmanımız ilan etmişti (Fatır, 35/6) unuttun mu?

اِنَّ الشَّيْطَانَ لَكُمْ عَدُوٌّ فَاتَّخِذُوهُ عَدُوًّا

“Şeytan şüphesiz sizin düşmanınızdır. Siz de onu düşman edinin.”

4- Allah sana muhtaç değildir ama sen….

وَإنّ اللّهَ لَيُؤَيِّدُ هذَا الدّينَ بِالرّجُلِ الْفَاجِرِ.

“Allah (isterse) bu dini facir birisiyle de kuvvetlendirir.”  (Buhârî, Cihad 182, Megâzî 38, Kader 5; Müslim, İman 173, (111)).

5- Yol çoktur ama Hak Yol tektir. (Enam, 6/153)  

وَاَنَّ هذَا صِرَاطى مُسْتَقيمًا فَاتَّبِعُوهُ وَلَا تَتَّبِعُوا السُّبُلَ

“Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur, ona uyun. Başka yollara uymayın.”

6- Bu dünya kazanma yeridir, çalışsana..

وَاَنْ لَيْسَ لِلْاِنْسَانِ اِلَّا مَاسَعى () وَاَنَّ سَعْيَهُ سَوْفَ يُرى

“İnsan için ancak çalıştığı vardır. Ve çalıştığının karşılığını muhakkak görecektir.”  (Necm, 53/39-40)

7- Herkes yaptığının karşılığını görecektir,  unutma.

فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ () وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ

“Kim zerre miktarı bir hayır işlerse, onu(n karşılığını) görür. Kim de zerre miktarı bir kötülük işlerse onu(n da karşılığını) görür. (Zilzal, 99/7-8)

8- Son pişmanlık fayda vermez ..

حَتّى اِذَا جَاءَ اَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ رَبِّ ارْجِعُونِ () لَعَلِّي أَعْمَلُ صَالِحاً فِيمَا تَرَكْتُ

“Nihayet onlardan birine ölüm gelince, “Rabbim! Beni dünyaya geri gönder ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım” der.” (Mü’minun, 23/99-100)

9- Ömrünü, malını, sağlığını, gençliğini, ibadetlerini, emir ve yasaklara karşı tutumunu, ahlaki yapını, mesleğinle ilgili durumunu, üzerinde hakkı bulunanlara karşı görevlerini… daha pek çok şeyi sor nefsine. 

Şunu Unutma!

قَالَ رَسُولُ اللّهِ:لايَزُولُ قَدَمَا عِبْدٍ يَوْمَ الْقِيَامَةِ   حَتّى يُسْألَ عَنْ أرْبَعٍ: عَنْ عُمُرِهِ فِيمَا أفْنَاهُ، وَعَنْ عِلْمِهِ مَا عَمِلَ بِهِ، وَعَنْ مَالِهِ مِنْ أيْنَ اكْتَسَبَهُ وَفيمَا أنْفَقَهُ، وَعَنْ جِسْمِهِ فيمَا أبَْلاهُ.

Ebu Berze (r.a) anlatıyor: "Resulullah (a.s) buyurdular ki: "Kıyamet günü, dört şeyden sual edilmedikçe, kulun ayakları[Rabbinin huzurundan] ayrılamaz:

* Ömrünü nerede harcadığından,

* Ne amelde bulunduğundan,

* Malını nerede kazandığından ve  nereye harcadığından,

* Vücudunu nerede çürüttüğünden." (Tirmizî, Kıyamet, 1/2419)

بَادِرُوا بِالاعْمَالِ سَبْعاً؛ هَلْ تَنْتَظُرونَ إلاَّ فَقْراً مُنْسِياً، أوْ غَنىً مُطْغِياً، أوْ مَرَضاً مُفْسِداً، أوْ هَرمَاً مُفْنِداً، أوْ مَوْتاً مُجْهِزاً، أوِ الدَّجَّالَ، فَشَرُّ غَائِبٌ يُنْتَظَرُ، أوِ السَّاعَةُ أدْهَى وَأمَرُّ.

Hz. Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: "Resulullah (a.s) buyurdular ki: "Yedi şeyden önce amelde acele edin:

* Unutturucu fakirliği mi  bekliyorsunuz?

* Tuğyan ettirip azdırıcı zenginliği mi bekliyorsunuz?

* İfsad edici hastalığı mı bekliyorsunuz?

* Aklınızı götürecek ihtiyarlığı mı bekliyorsunuz?

* Ani ölüm mü bekliyorsunuz?

* Deccali mi bekliyorsunuz. Bu beklenen gaib bir şerdir.

* Yoksa kıyameti mi bekliyorsunuz? Kıyamet ise hepsinden kötü, hepsinden daha acıdır." (Tirmizî, Zühd 4, (2308); Nesâî, Cenaiz 123, (4, 4)).            

  A. Özmen      

 

YAZAR: Kadir Hatipoglu - Aralık 30 2021 02:00:00 · Adobe Reader Belgesi · Microsoft Word Belgesi · Yazdır
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.02 saniye 14,828,153 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024