Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Hesap Verme Bilinci

                                                                                                      Vaaz Resimleri: w.jpg


وَهُوَ مَعَكُمْ أَيْنَ مَا كُنتُمْ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

“…Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah, bütün yaptıklarınızı hakkıyla görendir.”[1]

Yaratan yarattıklarını hakkıyla görmekte, hakkıyla onlardan haberdar olmaktadır. Bize düşen bu bilinçle hareket etmektir. Çünkü yaşam bulduğumuz bu dünya mutlaka nihayete erecek ve her verilen nimetin hesabı sorulacak.

ثُمَّ لَتُسْأَلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّعِيمِ

“Sonra o gün size verilen nimetlerden hesaba çekileceksiniz.”[2]

Hz. Zubeyr bu ayeti duyduğunda

قَالَ: قُلْتُ يَا رَسُولَ اللّهِ  وَأىُّ النَّعِىمِ نُسْأَلُ عَنْهُ؟ إنَّمَا هُوَ ا‘سْوَدَانِ: التَّمْرُ وَالْمَاءُ، قَالَ: أمَا إنَّهُ سَيَكُونُ

 “Ey Allah’ın Resulü! (yiyip içtiğimiz) hurma ve su olan iki siyahtan ibaretken hangi nimetten hesaba çekileceğiz” sorusunu Efendimiz (s.a.s)’e yönelttiğinde Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurdu: “O mutlak olacak”[3]

Biz bu dünyada boşu boşuna yaratılmadık ki.

أَفَحَسِبْتُمْ أَنَّمَا خَلَقْنَاكُمْ عَبَثًا وَأَنَّكُمْ إِلَيْنَا لَا تُرْجَعُونَ

“Sizi sadece boş yere yarattığımızı ve sizin gerçekten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız”[4]

Yaratılma gayemiz var.

Bizi yaratan bizden kendisi için bir rızık istememektedir. Çünkü her şey O’na muhtaçtır, O, kimseye muhtaç değil.

مَا أُرِيدُ مِنْهُم مِّن رِّزْقٍ وَمَا أُرِيدُ أَن يُطْعِمُونِ

“Ben, onlardan bir rızık istemiyorum. Bana yedirmelerini de istemiyorum.”[5]

Bizi Yaratan (bizim menfaatimize) bizden Kendisine ibadet yapmamızı istemekte ve bunun için yaratıldığımızı bildirmektedir.

وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ

“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”[6]

Hesap verme bilinciyle yaşamak, insanın aklını kullandığının emaresidir.

الْكَيِّسُ مَنْ دَانَ نَفْسَهُ وَعَمِلَ لِمَا بَعْدَ الْمَوْتِ وَالْعَاجِزُ مَن أَتْبَعَ نَفْسَهُ هَوَاهَا وَتَمَنَّى عَلَى اللَّهِ

“Akıllı kimse, kendisini hesaba çeken ve ölümden sonrası için hazırlayan kimsedir. Aciz kimse ise, nefsi isteklerine tabi olan ve Allah’tan olmadık şeyler isteyen kimsedir.”[7]

Bu dünya hayatının ötekisi var. Şükürler olsun ki var. Suriye’de her gün yüzlerce insanı (kendi halkını!) katleden hesap vermeyecek olsaydı… Dünyanın birçok yerinde kendi menfaatleri için insanları birbirine düşüren, onları acımasızca köleleştiren, yetmedi mallarını ve canlarını yok edenler hesap vermeyecek olsaydı… Yaratanı hiç hesaba katmadan dünyayı kendi düşündükleri gibi dizayn etme çabası içinde olanlar hesap vermeyecek olsaydı… İnsanlarda bir hesap bilinci olmasaydı dünya yaşantısı kaosa dönerdi.

Ancak Mazlumlar bilmelidirler ki, Allah zalimin zulmünü elbette bitirecektir. Allah zalimi zulmüyle beraber yerin dibine geçirecektir. Ahiret bilinci işte tam bu noktada Müslüman’a güç verir.

وَلاَ تَحْسَبَنَّ اللّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الأَبْصَارُ

“Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.”[8]

Ahiret bilincini elde etme noktasında dua etmekte çok önemlidir.

İbrahim (a.s.) dilinden Kur’an-ı Kerimde bize şu dua üslupları öğütleniyor.

رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ

“Ey Rabbimiz! Hesap gününde, beni anamı, babamı ve bütün mü’minleri affeyle”[9]

وَلَا تُخْزِنِي يَوْمَ يُبْعَثُونَ (87) يَوْمَ لَا يَنْفَعُ مَالٌ وَلَا بَنُونَ (88) إِلَّا مَنْ أَتَى اللَّهَ بِقَلْبٍ سَلِيمٍ (89)

“(Ey Rabbim) İnsanların dirilecekleri (ve huzuruna gelip hesap verecekleri) gün, beni utandırma. O gün ne mal fayda verir, ne evlât. Ancak Allah’a temiz bir kalp ile gelenler başka”[10]

Gün bugündür. Çalışma yeri buradır. Ahiret ödeme ve ödeşme yeridir. Bu hayatı iyi geçirmek asıldır. Bu dünyadan imansız ayrıldıktan sonra Ahiret hayatında bize yardımcı olacak kimse yoktur.

يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ وَاخْشَوْا يَوْمًا لَّا يَجْزِي وَالِدٌ عَن وَلَدِهِ وَلَا مَوْلُودٌ هُوَ جَازٍ عَن وَالِدِهِ شَيْئًا إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُم بِاللَّهِ الْغَرُورُ

“Ey insanlar, Rabbinize karşı gelmekten sakının. Ne babanın evlâdı, ne evlâdın babası namına bir şey ödeyemeyeceği günden (kıyamet gününden) çekinin. Bilin ki, Allah’ın verdiği söz gerçektir. sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan Allah’ın affına güvendirerek sizi yanıltmasın.”[11]

Peki! Hesap verme bilincini nasıl canlı tutalım?

-Ölümü çokça hatırlayarak.

Peygamber Efendimiz;    أَكْثِرُوا ذِكْرَ هَاذِمِ اللَّذَّاتِ      “Zevkleri bıçak gibi keseni -ölümü- çok hatırlayın!”[12] buyurmaktadır. Ölümü sıklıkla hatırlayacak olursak, malımıza, mülkümüze, makamımıza aldanmayacak, her şeyin bir anda insanın elinin altından uçup gittiğinin farkında olacak, böylelikle ziyana uğrayanlardan olmayacağız.

Aldanma dünyanın velvelesine
Hepsi boş heves bir gün öğrenirsin
Kimi hakka koşar kimi tersine
Her nefesin hesabı var görürsün

-Yaptıklarımızın her birisinin amel defterine yazıldığı bilincini canlı tutarak.

وَوُضِعَ الْكِتَابُ فَتَرَى الْمُجْرِمِينَ مُشْفِقِينَ مِمَّا فِيهِ وَيَقُولُونَ يَا وَيْلَتَنَا مَالِ هَذَا الْكِتَابِ لَا يُغَادِرُ صَغِيرَةً وَلَا كَبِيرَةً إِلَّا أَحْصَاهَا وَوَجَدُوا مَا عَمِلُوا حَاضِرًا وَلَا يَظْلِمُ رَبُّكَ أَحَدًا

“O gün herkesin amel defteri ortaya konmuştur. Ey Muhammed, suçluların, amel defterlerinden korktuklarını görürsün. ‘Eyvah, bu nasıl deftermiş ki, büyük küçük hiçbir şey bırakmadan hepsini saymış dökmüş’’ derler. Onlar (bu defterlerde) bütün yaptıklarını hazır bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye haksızlık etmez”[13]

-Amellerimizi tartacak bir terazinin var olduğu şuuruyla hareket ederek.

وَالْوَزْنُ يَوْمَئِذٍ الْحَقُّ فَمَن ثَقُلَتْ مَوَازِينُهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

وَمَنْ خَفَّتْ مَوَازِينُهُ فَأُوْلَئِكَ الَّذِينَ خَسِرُواْ أَنفُسَهُم بِمَا كَانُواْ بِآيَاتِنَا يِظْلِمُونَ

“O gün (amelleri tartacak) terazi haktır. Kimin (sevap) tartıları ağır gelirse işte onlar kurtulanlardır. Kimin (sevap) tartıları hafif gelirse, işte onlar da ayetlerimize haksızlık etmelerinden ötürü kendilerini zarara sokanlardır.”[14]

-Hata yaptığımızda hemen hatamızdan dönüp tüm gücümüzle bir daha o hataya dönmeyerek.

Makbul olan tövbe hata yaptıktan sonra hemen o hatadan geri dönebilmektir.

إِنَّمَا التَّوْبَةُ عَلَى اللّهِ لِلَّذِينَ يَعْمَلُونَ السُّوَءَ بِجَهَالَةٍ ثُمَّ يَتُوبُونَ مِن قَرِيبٍ فَأُوْلَئِكَ يَتُوبُ اللّهُ عَلَيْهِمْ وَكَانَ اللّهُ عَلِيماً حَكِيماً

“Allah katında (makbul) tövbe, ancak bilmeyerek günah işleyip sonra çok geçmeden tövbe edenlerin tövbesidir. İşte Allah, bunların tövbelerini kabul buyurur. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”[15]

Birde makbul olmayan tövbe var ki, işte ahirete kavuşma bilinciyle yaşayanlarda asla olmaması gereken bir durum. Rabbimiz bu hali şöyle bildiriyor.

وَلَيْسَتِ التَّوْبَةُ لِلَّذِينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّئَاتِ حَتَّى إِذَا حَضَرَ أَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ إِنِّي تُبْتُ الآنَ وَلاَ الَّذِينَ يَمُوتُونَ وَهُمْ كُفَّارٌ أُوْلَئِكَ أَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا

“Yoksa (makbul) tövbe, kötülükleri (günahları) yapıp yapıp da kendisine ölüm gelip çatınca, “İşte ben şimdi tövbe ettim” diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerinki değildir. Bunlar için ahirette elem dolu bir azap hazırlamışızdır.” [16]

-Kıyamet günü mutlaka hesaba çekileceğimizin şuurunda olarak

İbrahim süresi 41. Ayette ahiret, yevmü’l-hisab (hesab günü) olarak isimlendirilmiştir. Evet, bir hesap mutlaka var. İşte bize düşen bu hesaba hazırlık yapmaktır.

لا تَزُولُ قَدمَا عبْدٍ حَتَّى يُسْأَلَ عَنْ عُمْرِهِ فِيمَ أَفْنَاهُ ، وَعَنْ عِلْمِهِ فِيم فَعَلَ فِيهِ ، وعَنْ مالِهِ منْ أَيْنَ اكْتَسبهُ ، وَفِيمَ أَنْفَقَهُ ، وَعَن جِسْمِهِ فِيمَ أَبْلاهُ

“Hiçbir kul, kıyamet gününde, ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz.” [17]

Hesap Bilinciyle yaşam sürmek bize neleri kazandıracak?

Yaratan tarafından emredilen şeylerin yerine getirilmesi yasak kapsamına alınan her şeyden uzak durulması bizim menfaatimizedir. Namaz, oruç, zekât vb. ibadetler, zina, alkol, kumar vb. kötü davranışlar, doğru söz, iyilik, adalet, çalışkanlık vb. güzel ahlaki ilkeler. Yalan, dedikodu, iftira, küfürlü söz vb. çirkin ahlaki problemler. Hepsi bizim için. İyi olan (emredilenler) yapıldığında faydası bize, kötü olan (yasaklananlar) yapıldığında zararı bize.

-Biz hesap verme bilinciyle hareket ederek psikolojik yapımızı düzeltecek, problemlere dayanma gücümüzü artıracak, Yaratanın ve insanların rızasını kazanarak mutlu ve bahtiyar bir dünya hayatı geçireceğiz. Yaşama sevincimizi asla kaybetmeyeceğiz.

-Bizler hesap verme bilinciyle hareket ederek toplumsal sıkıntılarımızı da hafifleteceğiz. Aramızda bulunması gereken birlik ve beraberliği sağlamlaştıracağız. Şu günümüzde milletimiz arasına sokulmak istenen tefrika ahiret bilinciyle beraberliğe dönüşecektir. Rabbine hesap vereceğini bilen nasıl olurda ayrılığı eylemiyle ve söylemiyle destekleyebilecektir?

-Kamusal alanda gerçekleşen hak ihlallerinin önüne ahiret bilinciyle çözüm getirebileceğiz. Her bir kişinin başına kolluk gücünü vermek mümkün olmadığı gibi, Allah ve ahiret şuuru olmayan kişinin yanı başında emniyet görevlisi olsa bile türlü türlü kötülükler yapabilmektedir. Bu sebeple kendimize ve evlatlarımıza yapacağımız en büyük iyilik bu bilinci hayat tarzı haline getirmektir.

-Ahiret bilinci Mümine Allah için çalışma yapmakta güç verecektir. Mümin bu hayatın fani olduğunu idrak edecek, baki âlemin ahiret olduğuna gönülden iman edecek, tek kazancın Allah rızası için çalışmak olduğu bilincine varacak, böylelikle

يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ اَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ اَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرِينَ يُجَاهِدُونَ فِى سَبِيلِ اللهِ وَلاَ يَخَافُونَ لَوْمَةَ لاَئِمٍ ذَلِكَ فَضْلُ اللهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ

“Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Onlar mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihad ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar”[18] ayetine mazhar olacaklar.

-Ahiret bilinci mazluma dayanma gücü verecektir. Zalimler iflah olmamışlardır, olmuyorlar ve olmayacaklardır. Allah onları hep hüsrana uğratmıştır. Bu hüsranlık, hem dünya hem de ahiret hüsranlığıdır.

Hesap hak. Hesap gerçekleşecek. Yapılan işlerden hesap verilecek.

Geliniz! Hesabını veremeyeceğimiz şeylerin ardına düşmeyelim.

Geliniz! Ahiret bilinciyle yaşayarak dünyada mutlu, ahrette huzurlu olalım.

Geliniz! Ölümün ne zaman bize geleceğinin bilmediğimiz bu dünyada ölüm ve ölüm sonrası için hazırlık yapalım.

Geliniz! Peygamberimizi şu hadisini hayat düsturu edinelim.

" حَاسِبُوا أَنْفُسَكُمْ قَبْلَ أَنْ تُحَاسَبُوا،

“Hesaba çekilmeden kendinizi hesaba çekiniz.”[19].

Rabbim bizi aklını başına alanlardan eylesin. Rabbim ibret alanlardan eylesin. Rabbim imanla yaşayıp imanla bu dünyadan ayrılanlardan eylesin. Rabbim hesaba çekilmeden önce kendini hesaba çekenlerden eylesin.

Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olun.

 

 


 

[1] Hadid, 57/4

[2] Tekasür, 102/8

[3] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 4/406

[4] Mü’minûn, 23/115

[5] Zariyat, 51/57

[6] Zariyat, 51/56

[7]Tirmizi, Kıyame 25

[8] İbrahim, 14/42

[9] İbrahim, 14/41

[10] Şûara, 78-89

[11] Lokman, 31/33

[12] Tirmizi, Zühd 4

[13] Kehf, 18/49

[14] A’raf, 7/8-9

[15] Nisa, 4/17

[16] Nisa, 4/18

[17] Tirmizi, Kıyamet 1

[18] Maide, 5/54

[19] Tirmizî, Kıyamet, 14

YAZAR: Kadir Hatipoglu - Haziran 30 2022 01:00:00 · Adobe Reader Belgesi · Microsoft Word Belgesi · Yazdır
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.01 saniye 14,864,385 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024