Abdullah b. Sebe Hz. Osman döneminde Müslüman olmuştur.Yemenli siyahi bir kadının oğludur.Bu
yüzden İbni Sebey’e İbni Sevde (siyahinin oğlu) de denmiştir.Şiiliğin kurucusu olduğu söylenen
Yahudi bir din adamıdır.Şiiliğin ortaya çıkışında önemlirol oynadı.Hz Osman döneminde İslam’ı
kabul etmesine rağmen münafıklık yapıp toplumda fitne çıkarmaya başlayıp sapıl fikirlerini
yaymıştır. Yaptığı propakandalar ile büyük fitnelere sebeb olmuştur.Hz. Osman’nın
öldürülmesinden Cemel Vakası’na kadar birçok olayın hazırlayıcısı olmuştur.
İbni Sebey’i tanımak münafık ve Yahudileri tanımak demektir.İbni Sebey’i tanımak yalancı
medyacılığı tanımak demektir.İbni Sebey’i tanımak fitne hareketlerini tanımak demektir.İbni Sebey’i
tanımak bugün yaşanan şii-sünni tartışmalarına anlam verebilmektir.İbni Sebey’i tanımak geleceğe
yön verebilmektir.
İbni Sebe islam dünyasının birçok yerine seyahatler etmiştir.Suriye,Mısır,Irak,Türkistan,Medine
gibi.Gezdiği her yerde kendine arkadaşlar edinip onlara vazifeler vermiştir.İbni Sebe aynı zamanda
çok iyi Müslüman görünrn biriydi.Namaz kılar,mescide gider,oruç tutardı.Yani profesyonel -icazetli
münafıktı.Yalancı medyacılığın kurucusu da diyebiliriz.En büyük medya aracı olarak mektubu
kullanmıştır.Yalan haberlerin olduğu mektuplar yazıp halkın zihnini karıştırmıştır.Toplumda
huzursuzluğa neden olmuştur.
Küfe’ye bir mektup yazıp halka okumaları için adamlarına gönderdi.Mektup şunlar yazıyordu:
“Küfede herkes şarap içiyor,halkın durumu hiç iyi değil, zina yapılyor,namaz kılınmıyor.Halife
herkese zulmediyor.Halife kafir oldu” diyordu.Aynı mektubu Basra’ya,Mısır’a ,Şam’a,Küfe’ye ve
diğer yerlere gönderip halka okutuyordu.Mektubu Mısır’da dinleyenler “Bir tek Mısır düzgün kalmış
diğer yerler sapıtmış.Şükürler olsun Mısır iyi diyorlardı” Mektubu Küfe’de dinleyenler “Şükürler
olsun Küfe sağlam kalan tek yer diğer valilikler bozulmu,zulüm var” diyorlardı.Mektubu Basra’da
dinleyenler “Bir tek Basra sağlam kalmış,şükürler olsun” diyorlardı.Böylece halk kışkırtılmak
isteniyordun.Gerçekte ne Mısırda ne Küfede ne Basrada ne Şamda hiçbir zulüm yoktu.Hekes
namazını kılıyor,orucunu tutuyor kimseninde içki içtiği yoktu.Sanki ülke çalkantıdaymış gibi bir hava
oluşturuluyordu.Yalancı medyacılıkla halkı galeyana getirmek istiyorlardı.İbni Sebe ülkeyi kaosa
sürüklemek istiyordu.Tıpkı günümüzdeki medya kuruluşları kanallar gazeteler dergiler v.b. gibi.
Herkes bu durumdan şikayetçi olmaya başladı.Durumu halife Hz. Osman’a bildirdiler.Hz Osman bu
yalancı mektupların doğru olup olmadığını araştırmak için Mısır’a,Basra’ya, Küfe’ye,Şam’a adam
gönderdi.Adamları geri dönünce Mısır’da Şam’da Küfe’de Basra’da hiçbir huzursuzluk olmadığını
halkın durumunun iyi olduğunu söylediler.Hz. Osman valilerini Medine’de toplayıp onları bu tip
yalancı haberlere ve fitnelere karşı dikkatli olmalarını söyledi.
Abdullah b. Sebe Küfe, Hicaz, Basra gibi yerlerde pek halkı kandıramıyordu.Bu yüzden en son
Mısır’a geldi.Mısır kozmopolit bir yerdi.Mısır’da işlerini daha rahat yapabiliyorlardı.Buradan diğer
yerlere yalancı mektuplar gönderip fitne çıkarmaya devam ediyordu.Halkın Osman’a karşı
ayaklanmasını istiyordu. “Her peygamberin bir varisi bulunduğu Hz peygamberin varisi de Ali
olduğunu telkin ediyordu.Ebu Bekir,Ömer, Osman peygamberin vasiyetini çiğneyip halka
zulmetmişlerdir”diyordu. “Aranızda peygamberin ehli beyti varken niye başkasını halife
seçiyorsunuz” diyordu.Ayrıca halkın bir kısmına halifenin Zübeyr’in olması gerektiğini bir kısmına
Talha’nın halife olması grktiğini bir kısmına Ali’nin halife olması gerektiğini söyleyip halkı
bölüyordu.Halkı bölüp birbirine düşürmek istiyordu.İbni Sebe eşitlik ve özgürlük vaatlerini halka
süslü gösterdi.Halkı Osman’a karşı kışkırttı.
İbni Sebe sahabeleri de kandırıp onlarıda Osman’a karşı kışkırtmak istiyordu.Birgün Ebu Derda’nın
yanına gelip onu Osman’a karşı kışkırtacak sözler söyledi Ebu Derda “Sen kimsin,senin Yahudi
olduğunu zannediyorum”dedi.İbni Sebe, Ebu Derda’yı kandıramayacağını anlayınca orayı terketti.
İbni Sebe birgün Ebu Hureyre’nin yanına gelerek “Mısır valisi şarap içiyor.Onun valilikten alnması
gereklidir”dedi.Ebu Hureyre buna inandı ve Osman’a Mısır valisini değiştirmesini
söyledi.Hz.Osman Ebu Hureyre’nin görüşünü kabul edip Mısır valisini değiştirir.Mısıra Ebu Bekir’in
oğlunu atar.Ebu Bekir’in oğlu devesine binip Mısır’a gider.İbni Sebe adamlarından birine mektup
verip Ebu Bekir’in oğlunu takip etmesini söyler.Yol yarılanınca İbni Sebe’nin adamı Ebu Bekir’in
oğluna mektubu verir.”Bu mektubu Osman gönderdi “der.Ebu Bekirin oğlu metubu açınca içinde
şunlar yazmaktadır. “Mısıra yeni atanan vali görevi bıraksın.Onu öldürün” gibi ifadeler yer alır.Eebu
Bekir’in oğlu kızarak hemen Hz.Osman’ın yanına döner ve halka: “Sizin halifeniz Osman beni
Mısır’a vali tayin ediyor ardımdanda öldürülmem için emir veriyor” der. Hz Osman bunları duyunca
“Vallahi ben böyle bir emir vermedim” diyor.Sonra İbni Sebe ve adamları bu olayı fırsat bilip “Halife
Osman valisini haksız yere öldürmek istedi.Osman kafir olmuştur” deyip halka
yayıyorlardı.Yetmiyormuş gibi Ebu Bekr’in oğlunu da Osman’a karşı kışkırttılar.
Halkı daha da galeyene getirip Küfe’den ,Basra’dan ,Şam’dan birçok adam toplayıp isyan için hz
Osman’ın evinin bulunduğu Medine’ye isyana ***ürüyorlar.Hz.Oman’ın evini kuşatıyorlar.Hz Osman
namaz için mescide bile çıkamıyor.En sonunda isyancılardan Ebu Bekir’in oğlunun da içinde
bulunduğu birkaç kişi damdan içeri giriyorlar.Bu sırada Hz. Osman kuran okumaktadır.Ebu Bekr’in
oğlu Osman’ın sakallarından tutuyor.Hz. Osman “Acaba baban hayatta olup da senin bu durumunu
görseydi sana ne yapardı” deyince Ebu Bekrin oğlu korkup titreyip Osman’a hiçbir şey yapmadan
dışarı çıkıyor.Ama diğer isyancılar Hz Osman’a demir vurup onu bayılana kadar dövüp sonra
bıçakla boynunu kesip öldürüyorar.Hz Osman’ın önündeki kurana bir tekme vurup kuranı yere
düşürüyorlar.Muhammed Hamidullah kurana tekme vurabilecek birinin Müslüman olmayacağını
söyleyerek Hz Osman’ı Yahudi isyancıların öldürdüğünü söyler.
İbni Sebe en sonunda yaptığı propakandalarla yalancı medyatik haberlerle Hz Osman’ı öldürterek
amacına ulaştı.
Hz Osman’dan sonra Hz. Ali halife seçilmişti. İbni Sebe ve adamları “Ali Osmanın katillerini bulup
onların cezasını vrmiyor” deyip bu sefer de halkı Ali’ye karşı kışkırttılar.Hz Aişe’nin ağzından birçok
yalan haberlerle dolu mektup yazıp dağıttılar. Güya Hz Aişe’nin ağzından “Ey Müslümanlar Ali’ye
isyan ediniz” diyerek mektuplar yazıp halka dağıttılar.Ali bu duyduklarını Aişe’ye sordu.Aişe “Vallahi
ben böyle şeyler yazmadım konuşmadım” dedi.Hz Ali’nin ağzından da Aişe’ye mektuplar yazmayı
ihmal etmemişler.Hz Aişe Ali’nin Hz Osma’nın katillerini bulup cezalandırmadığını görünce Talha
gibi sahabelerle Basra’ya gitti.Basra’da Osman’ın katillerini bulup cezayı tatbik etmek istiyordu.Hz
Ali’nin bu şekildeki hareketlerini haber alan Ali bir ordu hazırlar ve Aişen’in ve taraftarlarının
bulunduğu yere gider.İki ordu karşılaşır.Aralarından bazı Müslümanların girişimiyle anlaşma yapılır
ve savaş olmaz.Ama İbni Sebe ve adamları bu barıştan memnun olmazlar.Öldürülme korkusuyla
hemen bir plan yapıp fitne çıkarmaya hazırlanırlar.İbni Sebe birkaç adamla herkes uyurken Hz
Ali’nin tarafından Hz Aişe’nin tarafına saldırırlar.Herkes ne olduğunu anlamadan uyanır ve savaş
başlar.Savaşın sonunda her iki taraftan da “binlerce” kişi ölmüştür.Bu savaşa da Hz Aişe’nin Deve
üstünde ordusuna bağırarak emirler verip savaşmasından dolayı Cemel Vakası denmiştir.(Cemel
deve demektir.)
İbni Sebe Müslümanları bir birine vurdurup bir çok kan akmasına neden olur.Bir takım yalan
haberlere inanmak toplumun bir birine düşmesine nede olabiliyordu.Bu olay da Yahudilerin büyük
bir komplosuydu.Günümüz kafirlerinin de Müslümanları bir birine düşürmede İbni Sebe’den kalır
yanları yoktur.
İbni Sebe “Aslında ali ölmemiştir.Aliy’e benzeyen biri ölmüştür.Herkes de onu Ali zannetti.Oysa Ali
göğe çıkarılmıştır.Bulutların gök gürültüsü Ali’nin selamı ve gülümsemesidir” dedi.Bu yüzden
Sebeiler gök gürültüsü olduğunda Essalamu Aleyke Ya Emirel Müminin (selam sana ey müminerin
emiri)”derler.
Bir rivayete göre İbni Sebe’ye “Ali öldürüldü” dendiğinde ibni Sebe “Bize Ali’nin beynini bir kase
içinde getirseniz bile Ali’nin öldüğüne inanmayız.O kıyamete yakın inecek ve dünyayı adaletle
yönetecektir.” dedi.
Bir gün Hz Ali hayatta iken İbni Sebe “Ali ilahtır” dedi.Hz. Ali onu yakarak öldürmekle tehtit etti.İbni
Sebe bunu duyunca “Zaten sadece ilah ateşle cezalandırır ,sen tam bir ilahsın” diyor.Hz Ali onu
öldürmek istedi.Ama İbni Abbas “Eğer onu öldürürsen taraftarlarıyla ihtilafa düşersin savaş çıkar”
dedi.Hz Ali de onu Medain’e sürdü.
İbni Sebe insan psikolojisini çok iyi biliyordu.Bu yüzden kitleleri çok çabuk
saptırabiliyordu.Toplumuu ve zamanı iyi okuyordu.”Zaten toplumu ve zamanı iyi okuyanlar insanları
değiştirebilir zihinlerini yönlendirebilirdi”.İlk önce insanlara “ehli beyt” sevgisinden bahasedip
insanların Hz Ali’yi sevmesini istiyorlardı.Sonra “Ali göğe yükseltilmiştir” diyerek Hz Aliyi
peygamberleştiriyordu.En sonuda da “hayır hayır Ali bir ilahtır” diyordu.Halkı yavaş yavaş kademeli
olarak saptırıyordu.Hz Ali ‘yi aşırı derecede yücelten Şiilik ve Şiiliğin kolları da buradan çıkt..İbni
Sebe’nin sapık fikirlerinden.Tabiri yerindeyse İbni Sebe’nin kurmuş olduğu “sapıklık örgütü” bugün
bile şiiler ve sünniler arasında yaşanan bir çok sorunun temellerini oluşturur.Etkisi yıllarca
sürmüştür. Ama şiiler İbni Sebenin varlığını bile inkar ederler.
Ayrıca İbni Sebe taraftarları “Allah ,Ali ve ondan sonra gelen imamların içine girmiştir,hulul etmiştir”
deyip bu sapık görüşü savunurlar.Bazıları da “Allah Ali ile beden bulmuştur” derler.Tıpkı
Hristyanların “Allah isa ile beden bulmuştur” dedikleri gibi.
İbni Sebe bugün bile toplumda sapıklık ve fitne çıkaranlar için öncü ve sembol olmuştur.
Hristiyanları da Yahudiler bozmuştu.Hristiyanların da Hz İsa’yı ilahlaştırmasına sebeb oldular.Ve
şuan bir buçuk iki milyarlık Hristiyan alemi Hz İsa’yı ilah kabul ediyor.Yahudiler İbni Sebe aracılığı
ile Müslümanlarda da aynı oyunu oynadılar.Müslümanlarda da Hz Ali’yi ilahlaştırıp miyonlarca
kişinin buna inanmasını ve din edinmesine sebeb oldular.Hristiyanlar’da Hz İsa Müslümanlarda Hz
Ali.Kişiler değişik ama olay aynı,senaryo aynı.Ama şunu asla unutmayalım “Onlar, ağızları ile
Allah’ın nurunu söndürmeye yelteniyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de, Allah nurunu
tamamlayacaktır.(saf suresi)
NOT:İnsanların çoğu bir düşünceyi benimsemek ve reddetmek için uzunca düşünüp muhakeme
yapmazlar.Kolay inanıp kolay kabul ederler.ibni Sebe de halkın bu durumunu iyi
kullandıı.Günümüzün ibni Sebeleri de bu durumdan fazlasıyla yararlanıor…Dikkat etmeli
KAYNAKLAR:
1.İslam Müesseselerine Giriş,Muhammed Hamidullah,s.128-135,beyan yayınları (kitabın son
konusu olan Yahudi oyunu başlıklı konuyu okumanızı tavsiye ediyorum)
2.Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi,2.cilt,Hz Osman dön.Hz Ali dön.
3.Dünyayı Aldatanlar,Sefa Saygılı,s.111-114
4.Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi,cilt 1,s. 133-134
5.Büyük Larousse,cilt 1,s.19
6.Mezhepler Tarihi,Prof Dr.Muhammed Ebu Zehra,s.46-47
7.Tarih Boyunca Yahudi Oyunları,Abdurrahman Meydani
8.Ahmet Ağırakça,Hz.Osman
anonım |