بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ                      

Ramazana Hazırlık Nasıl Olmalı

 وَسَارِعُوا إِلَىٰ مَغْفِرَةٍ مِنْ رَبِّكُمْ وَجَنَّةٍ عَرْضُهَا السَّمَاوَاتُ وَالْأَرْضُ أُعِدَّتْ لِلْمُتَّقِينَ

“Rabbinizin bağışına ve takva sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!” (Ali-imran 133 )

وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّىٰ يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ

“ Ve sana yakin (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!”  (Hicr 99)

عَنِ النَّبِيِّ   قالَ: الصَّلَوَاتُ الخَمْسُ وَالجُمُعَةُ إلى الجُمُعَةِ، وَرَمَضَانُ إلى رَمَضَانَ، مُكَفِّرَاتٌ ما بَيْنَهُنَّ إذا اجْتُنِبَتِ الكَبَائِرُ .

Ebu Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Büyük günahlardan kaçınıldığı sürece, beş vakit namaz arasında işlenen küçük günahlara, her iki Cuma namazı bir haftalık arada işlenen küçük günahlara, her iki Ramazan da aralarında geçen bir yıllık günahları silerler.” (Müslim, Taharet 16)

        Rabbimizin rahmeti, meğfireti ve bereketi her zaman ve her yerde sınırsızdır. Ramazan ayı girdiğinde ise Allah’ın rahmet, meğfiret ve bereketi mü’minler üzerine sağnak yağmurlar gibi iner. Yağmur ne kadar sağnak yağarsa yağsın, toprak ne kadar bereketli olursa olsun bol ürün almak isteyen çiftçi yağmur mevsimi gelmeden hazırlık yapmak zorundadır. Adeta bunun gibi Ramazan ayının feyiz ve bereketinden faydalanmak için Ramazana hazırlıklı girmeliyiz.

وَعَنْهَا قَالَتْ: كَانَ رَسُولُ الله  ، يَجْتَهِدُ في رَمَضانَ، مَا لايَجْتَهِدُ في غَيْرِهِ، وفي العَشْرِ الأَوَاخِرُ منْه مَا لا يَجْتَهِدُ في غَيْرِهِ

Hz. Aişe (r.a.)'den nakledildiğine göre Rasûlullah (s.a.s.) Ramazanda diğer aylardan daha fazla kulluk yapmaya çalışırdı. Ramazanın son on gününde de Ramazanın diğer günlerindeki ibadetten fazla ibadet ederdi. (Müslim, İtikaf, 8)

      Ramazana hazırlık olarak yapacaklarımızın bir kısmını şöyle sıralayabiliriz:

      Günah sayılan hareketlerimizi, kötü huylarımızı ve kötü alışkanlıklarımızı bir daha dönmemek üzere bırakmalıyız. Bilelim ki hem oruç hemde kötü hal ve davranışlar bir müslümanda beraber bulunmaz.

قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِن رَّحْمَةِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعاً إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ

“Ey kendilerinin aleyhinde çalışarak haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar.” (Zümer 53 )

وَهُوَ الَّذِي يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهِ وَيَعْفُو عَنِ السَّيِّئَاتِ وَيَعْلَمُ مَا تَفْعَلُونَ

            “O, kullarının tevbesini kabul eden, kötülükleri bağışlayan ve yaptıklarınızı bilendir.”   (Şura 25)

        İnancımızı bir bütün olarak fiiliyata dökme ve dinimizin emir ve yasaklarını bütünüyle uygulama kararı almış olarak Ramazana girmeliyiz. Bu konudaki bilgi eksikliğini ramazanı da fırsat bilerek sürekli okumak suretiyle tamamlamalı, öğrendiklerimizi tatbik ederek olgun bir Müslüman olmalıyız.

         İhtiyaç sahipleri, yetimler, hasta ve yaşlılar tesbit edilmeli, Ramazan öncesinde ve ramazanda zekat ve sadakalarla sevindirilmelidir. Sevaplar kat kat artar.

وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْرِي نَفْسَهُ ابْتِغَاءَ مَرْضَاتِ اللَّهِۗ وَاللَّهُ رَءُوفٌ بِالْعِبَادِ

“İnsanlardan öyleleri de var ki, Allah'ın rızasını almak için kendini ve malını feda eder. Allah da kullarına şefkatlidir.”  (Bakara 207)

Hayır yollarını aramalı,

عَنِ النَّبِيِّ  قال : عَلَى كُلِّ مُسْلِمٍ صَدَقَةٌ. قال : اَرَاَيْت إن لَمْ يَجِدْ قال : يَعْمَلُ بِيَدِيهِ فَيَنْفَعُ نَفْسَهُ وَيَتَصَدَّقُ. قال : اَرَاَيْتَ إن لَمْ يَسْتَطِعْ؟ قال : يُعِينُ ذَا الْحَاجَةِ الْمَلْهُوفَ. قال : اَرَاَيْتَ إن لَمْ يَسْتَطِعْ؟ قال : يَأمر بِالْمَعْرُوفِ اَوِ الْخَيْر.ِ قال : اَرَاَيْت إن لَمْ يَفْعَلْ؟ يُمْسِكْ عَنِ الشَّرِّ فَإنهَا صَدَقَةٌ .

Peygamberimiz (s.a.s): “Her müslümanın sadaka vermesi gerekir.” Buyurdu.        -Sadaka verecek bir şey bulamazsa? dediler.

-Eliyle çalışır, kazanır, hem kendisine faydalı olur hem de sadaka verir.” buyurdu. -Buna gücü yetmez veya iş bulamaz ise, denildi.-Sıkıntıya düşmüş ihtiyaç sahibine yardım eder, buyurdu.     -Bu da elinden gelmezse dediler. -İyiliği ve hayırlı işler yapmayı emreder.-Bu da elinden gelmezse dediler.-Kötülük yapmaktan uzak durur, bu da onun için sadakadır, buyurdu

            İslam Dini Müslümanları birbirine manevi kardeş kılmıştır. Dargınsak barışmalıyız, barıştırmak için aracı olmalıyız.

إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ

“Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin"  buyrulmuştur. (Hucurât, 49/10)

            Ana-baba bir kardeşlerimizin sıkıntılarını gidermek için çalışıp çabalamak, etrafımızda bulunan maddi zorluklar içerisinde olan kardeşlerimizin de ihtiyaçlarını karşılamak üzerimize düşen bir vazifedir.

مَثَلُ المُؤْمِنِينَ في تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعاطُفِهِمْ مَثَلُ الجَسَدِ إذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَدَاعَى لَهُ سَائِرُ الجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالحُمَّى

 “Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” Buhârî, Edeb 27

            Kul hakkı ve Allah hakkı borçlarını ödemeliyiz; helalleşmeliyiz.

            Ramazan mutluluğunu eş, dost akraba ve komşularla tebrikleşerek, ziyaretleşerek paylaşmalıyız.

             Çocuklara ve gençlere ramazanın manevi önemini kavratmalı, hediyelerle sevindirmeliyiz.

            Dünyanın muhtelif bölgelerinde ezilen, zulme maruz kalan Müslüman kardeşlerimizi, işgal altındaki İslam topraklarını hatırlamalı, neler yapabileceğimiz noktasında düşünmeliyiz.

قال النَّبِيِّ : الْمُسْلِمِ أَخُو الْمُسْلِمِ، ﻻَ يَظْلِمُهُ، وﻻََ يَخْذُلُهُ، وَﻻ يَحْقِرُهُ  التَّقْوَى هَهُنَا و َيُشِيرُ إِلَى صَدْرِهِ.

“Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona (ihânet etmez), zulmetmez, onu mahrum bırakmaz, onu tahkîr etmez. Takva şuradadır-eliyle göğsünü işaret etti.  (Müslim, Birr,  10. IV, 1976.)

            Ramazan öncesi ölmüşlerimizi de hatırlayarak onlar adına sadaka vermeliyiz, affedilmelerine vesile olacak hayırlar yapmalıyız.

            Kur’an ayı ramazan girmeden İçinde Kur’an okunmayan ev kalmasın. Ramazanı Kur’an ile karşılayalım. Unutmayalım ki kurtuluş Kur’an-ı okuyan, anlayan ve Kur’an hükmünce amel edenler içindir.

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ

             “Ramazan öyle bir aydır ki; “ İnsanlara doğru yolu gösteren, hak ile batılı ayıran Kuran o ayda indirilmiştir. Onun için sizden her kim bu aya erişirse oruç tutsun. ” ( Bakara: 185 )

             Bu şuur ve anlayışla Kurana yaklaşalım, Kuranı okuyalım. Ne buyrulduğundan habersiz sadece okuyup dinlemek yerine öğrenmek, yaşamak ve yaşatmak için okuyalım. Okuduklarımız bizi uyutmasın, uyandırsın; oturtmasın, koştursun.

            Ramazan’a az kaldı. Evler temizleniyor, iftarlar için misafir planları yapılıyor. Kimimiz tatilde kimimiz sıla-i rahimde Ramazan’ı karşılayacağız. Peki, ruhen Ramazan’ın manevî atmosferine hazır mısınız?                    

..Bu dönemlerde ibadeti artırmak, namazı daha kaliteli eda etmeye gayret göstermek lazım. “…öyleyse gelin ferdî hatim ya da mukabele ile yaptığımız Kur’an okumalarına -ki buna ben ‘vahiyle şuurlu temas’ demek istiyorum- bu Ramazan, tefsiri ilave edelim ve okuma programımızı buna göre ayarlayarak Ramazan boyunca tefsir hatmi yapalım.”

İbadetlerinizi artırabilirsiniz. Mesela nafile namaz kılmaya başlayabilirsiniz. Şimdiden gece teheccüde kalkmak, Ramazan’da sahura da zorlanmadan kalkmanızı sağlar.

            Oruç sadece mideye tutturulmaz. Dile de oruç tutturulur. Kulağa da ve hatta gözlere de…

            Ramazan, bazı insanların zihninde eğlence ayı gibi telakki ediliyor. Yeme-içme ayı gibi algılanıyor. Oruç tutanlar bile iftar sofralarını, sahuru hayal ediyor.

             Peygamberimizin bazı zikirleri daha çok söylenmeli. Dilimiz, gözümüz, kulağımız boş şeylerle çok kirleniyor. Bu kirlenmeye karşı dilimizi, kulağımızı, gözümüzü, kalbimizi temizleme yoluna gitmeliyiz.

           Efendimiz’in, “Dilde söylemesi kolay ama mizanda sevabı ağır iki kelimeyi size öğreteyim mi?” diye tavsiye ettiği

سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ، سُبْحَانَ اللَّهِ العَظِيمِ

Zikrini çokça tekrar etmeli.

          Gözü, manevî kirlerinden Kur’an okuyarak temizleyin Gözü manevi kirlerden arındırmanın iki yolu vardır. Biri Rabbin kelamı Kur’an’ı okumak. Bir de yarattığı şeyleri seyredip gözü arındırmaktır.

            Güzel düşün, kalbin kötülüklerden arınsın Kalbi arındıran en önemli unsurlardan biri tefekkürdür. Efendimiz, oruç ve Cenab-ı Hak üzerine düşünmek gerekir. Kalbi temizlemenin bir başka boyutu kişinin kendisiyle ilgili. İç dünyasında haset, kin, nefret olan, bu duygularla uğraşan bir insan, ne üç aylardan ne Ramazan’dan istifade edebilir.

Muhterem Kardeşlerim

           Sonsuz hamd olsun, Sonsuz şükürler olsun, bu güne eriştiren Rabbimize, bugün hesap vaktidir. Geçmişin muhasebesinin yapılma vaktidir

           Namaz müminin miracıdır. Namaz kişiyi fuhşiyattan ve fenalıktan korur. Namaz dinin direğidir. Namaz gözümüzün nurudur. Bu sebeple beş vakit namazımızı kılmaya, teravih namazına katılmaya özen göstermeliyiz

         Oruç İslam’ın beş temel şartından biridir. Bedenimize sağlık, gönlümüze huzur, ruhumuza esenlik veren bir ibadettir.

            İbadetlerini, sırtta taşınılan bir yük olarak değil, üzerine basarak yükseklere ulaştığı bir araç olarak görmeliyiz. İbadetlerimizle beraber ahlakımızı da güzelleştirip,  ahlaken kemale ulaşmamız gerektiğini unutmamalıyız, dini kuralları yerine getirmede özen göstererek herkesede örnek insan ve Müslüman olmalıdır.

                                         Bu ayda insanlar ikiye ayrılacak!

Nefislerini yemliyenler...

Nefislerini gemliyenler...

          Rabbım bizleri nefislerini gemliyenlerden eylesin. Âmin!

           Bu ayda

إِذَا جَاءَ رَمَضَانُ فُتِّحَتْ أَبْوَابُ الْجَنَّةِ وَغُلِّقَتْ أَبْوَابُ النَّارِ وَصُفِّدَتِ الشَّيَاطِينُ

“Ramazan ayı geldiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır.”. Bundan başka bir düşmanımız daha var ki, o da Nefis’tir. Nefsinde hakkından gelen oruçtur, açlıktır.

           Elhamdülillah Ramazan-ı Şe-rif’in hürmetine, şeytandan kurtarmamızın sebebiyle câmiler dopdolu. Teravihler, Hatimler, Oruçlar... Gel ki Pandemi münasebeti ile bu yılda Teravihi camilerimizde eda edemeyeceğiz fakat evlerimizde Gece kâim, gündüz sâim. Ne olurdu tüm senemiz Ramazan ayı gibi olsa. Câmiler cemeatle dolsa. Kur’-an’lar okunsa, hatimler, vaazlar, haramdan sakınmalar...                                                                                  

          Ramazan ayının geldiğine sizlerin ne kadar sevinç duyduğunuza hüsnü zannım var. Bu ayın geldiğine sevinenlere bakın ne müjde var.

         Rasûlüllah (s.a.v) buyuruyor ki:  “Kim Ramazan ayının geldiğine sevinirse Cennet o’na vâcip olur”.

          Maalesef herkes sizin gibi sevinemiyor. Sevinemiyor adam; yemek yiyecek lokanta bulamamaktan şikâyetçi olanlar var. Câmilerin hınca hınç dolmasından rahatsız olanlar var. Rabbım onları ıslâh eylesin! Âmin!