Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Allah’a Kullukta İhsan Bilinci

Vaaz Resimleri: w.jpg

İslamiyet, Allah Teâlâ’nın insanlığa Hz. Muhammed’in (s.a.s.) risaletiyle gönderdiği en son dolayısıyla da en mükemmel dinin adıdır. Bu dinin pek çok üstünlük ve ayrıcalığı haiz olduğu dikkatli bakan herkesin görebileceği bir gerçekliktir.  Bu bağlamda İslam’ın kendine has üstün meziyetlerinden biri olarak ihsan kavramı başlı başına önemli bir konu hüviyetindedir. Öyle ki İslam’ı hayata doğru bir şekilde aktarabilme ve güzel bir hayatın yolu, ihsan kavramının özümsenmesinden geçmektedir diyebiliriz.

Muhterem Müslümanlar

İhsan kelimesi sözlük anlamı itibariyle güzellik, güzelleştirme ve bir şeyi güzel yapma, güzel hale getirme gibi anlamlara gelmektedir.

Istılahi anlamıyla ise kişinin ibadet kapsamına girebilecek her türlü iş, davranış ve tutumunu Allah Teâlâ’nın kendisini gördüğünü bilerek O’nun (c.c.) beğenisini ve rızasını kazanacak şekilde yapmaya çalışmasıdır. Daha kısa bir tanımlamayla Allah’ın gördüğü bilinciyle insanın Allah’a güzel kulluk yapma gayretidir.

İhsan kavramının İslam’da hayati derecedeki özel konumunu biz Cibrîl hadisinden (bkz. Buhari, İman, 36; Müslim, İman, 1)  öğrenmekteyiz. Bu hadis-i şerif dinin temellerini ortaya koyan hatta âlimler tarafından “ümmü’s-Sünne” (sünnet- seniyye’nin temeli), olarak tanımlanan bir hadis-i şeriftir.

كان النبي صلى الله عليه وسلم بارزا يوما للناس، فأتاه جبريل فقال: ما الإيمان؟ قال: (أن تؤمن بالله وملائكته وبلقائه ورسله وتؤمن بالعبث). قال: ما الإسلام؟ قال: (الإسلام: أن تعبد الله ولا تشرك به، وتقيم الصلاة، وتؤدي الزكاة المفروضة، وتصوم رمضان). قال: ما الإحسان؟ قال: (أن تعبد الله كأنك تراه، فإن لم تكن تراه فإنه يراك). قال: متى الساعة؟ قال: (ما المسؤول عنها بأعلم من السائل، وسأخبرك عن أشراطها: إذا ولدت الأمة ربها، وإذا تطاول رعاة الإبل البهم في البنيان، في خمس لا يعلمهن إلا الله). ثم تلا النبي صلى الله عليه وسلم: {إن الله عنده علم الساعة} الآية، ثم أدبر، فقال: (ردوه): فلم يروا شيئا، فقال: (هذا جبريل، جاء يعلم الناس دينهم).  قال أبو عبد الله: جعل ذلك كله من الإيمان.

 Hadis kısaca şöyle özetlenebilir:

Hz. Peygamber’e (s.a.s.) bir yabancı gelerek iman ve İslam nedir? diye sormuş, aldığı cevapları tasdik ettikten sonra bu kez

ما الإحسان

“ihsan nedir?” diye sormuştu. Hz. Peygamber (s.a.s.) de,

أن تعبد الله كأنك تراه، فإن لم تكن تراه فإنه يراك

“ihsan, Allah Teâla’yı görüyormuşçasına ibadet etmendir. Her ne kadar sen O’nu görmüyorsan da şüphesiz O (c.c.) seni görüyor”, şeklinde kısa ama bir o kadar da özlü bir cevap vermişti. Kıyametin vaktini de soran bu yabancı, kıyametin vaktini değil ama alametlerine dair cevabı aldıktan sonra uzaklaşıp gözden kaybolmuştu.

Ashab-ı Kiram’ın hayretle ve şaşkın bakışlar içinde izlediği bu olayda ne soru soran alelade biriydi ne de sorular öylesine sorulardı. Bu sorular, İslam’ın özünü, niteliğini, hayat ve kulluk bilinci ortaya koyan; dinin temelini ve bir anlamda dinin mertebelerini gösteren sorulardı. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) herkesin hayret ve ilgiyle takip ettiği bu diyalogdaki şahsı

هذا جبريل، جاء يعلم الناس دينهم

soru soran Cebrail (a.s.) idi. Size dininizi öğretmek için geldi” ifadeleriyle açıklığa kavuşturmuştu.

Bu hadis-i şerifte iman ve İslam sorularından sonra ihsanın ne olduğunun da sorulması, İslam’ın tam olarak öğrenilmesi, anlaşılması ve doğru bir şekilde yaşanabilmesinde ihsan bilincinin önemini göstermektedir.

Başka bir ifadeyle, iyi bir Müslümanlık için, İslam’ın gereği olan fiil, düşünce ve tavırların, ihsan bilinciyle, (Allah Teâlâ’nın gördüğünü bilerek) yapılması gerekmektedir. Dolayısıyla hadis-i şerifte ihsan kavramının yer almasıyla kulluğa bambaşka bir şuur ve ayrı bir hassasiyet kazandırılmış olmaktadır.

 İhsan vurgusu ile kulluğun, riya ve gösterişten uzak, Allah her an görüyor ve biliyor, “önemli olan Allah Teâla’nın görüp bilmesi” düşüncesi ile “güzel olacağı” estetik bir üslupla vurgulanmış olmaktadır. Dolayısıyla amellerin görünmeyen kısmının da en az görünen kısmı kadar güzel olması gerektiği idrakimize nakşedilmiş olmaktadır.

Bu itibarladır ki İslam’da yücelip Allah katında üstün bir değere ulaşmak için dinin emir ve yasakları sadece göstermelik/şekilci, görev savmacı bir yaklaşımla değil, aksine Allah’ın beğenmesi saikiyle, dinin beklentisi ve hedeflerini anlayıp içselleştirmek suretiyle, aklın ve gönlün, zahirle batının beraberce etkin olduğu bir samimiyetle yapılması gerekmektedir. Kulluk gerekleri bu şekilde gönülden ve Allah’a has kılınmış bir farkındalıkla “güzelce” (ihsanla) yapılınca kul için üstün mertebelerin kapıları açılmakta, dünya ve ahiret saadeti olarak ifade edilebilecek nimetler, kâmil anlamda gerçekleşmektedir. Zira İslam, güzelliği fark edebilecek şekilde yaratılan insanoğlundan gerek Rabbine karşı kulluğunda gerekse de ailesine, tabiata ve canlılara karşı tutum ve davranışlarında ihsan bilinci/güzellik hassasiyeti istemektedir. Nitekim Allah Rasülü (s.a.s.):

إِنَّ اللَّهَ كَتَبَ الإِحْسَانَ عَلَى كُلِّ شَىْءٍ فَإِذَا قَتَلْتُمْ فَأَحْسِنُوا الْقِتْلَةَ وَإِذَا ذَبَحْتُمْ فَأَحْسِنُوا الذَّبْحَ وَلْيُحِدَّ أَحَدُكُمْ شَفْرَتَهُ فَلْيُرِحْ ذَبِيحَتَهُ

"Allah her şeyde güzelliği emredip yazmıştır; savaşta da kurban keserken de güzellikle hareket edin” (Müslim, Sayd, 57.) buyurarak en ekstern durumlarda bile hoyratlıktan, acımasızlıktan ve çirkinlik tavırlarından uzak durmanın gerekliliğini vurgulamaktadır. Onun için İslam güzellik üzerine kurulmuş, insanlara güzellikleri getirip güzelliklere sebep olmuştur diyebiliyoruz.

Daha pek çok ayet ve hadiste karşımıza çıkan ihsan bilinci, Müslümanın ibadetlerine, davranışlarına ve düşüncelerine bir temizlik, nezaket ve zarafet katmakta, Müslümanın hayatından çirkinliği, aşırılığı, acımasızlığı ve nobranlığı kaldırmaktadır. Bundan dolayı da Müslümandan vahşilikler, pervasızca çirkinlikler değil, aksine her davranış ve tutumunda özenli güzellikler, nezaket ve zerafet beklenmektedir.

Başka bir anlatımla İslam, ihsan bilincini gerekli görmesiyle dışa yansıyan kulluk ifadelerinin, ibadetin ruhuna uygun bir düşünce ve temiz bir niyeti haiz olmasının önemini vurgulamaktadır.

Bu ihsan /güzellik vurgusu, ibadetlerin Allah Teâlâ’nın dışındaki her türlü amaç ve beklentilerden arındırılıp Allah’a has kılınan bir öze sahip olmasını gerekli kıldığı kadar yapılan iyilik ve salih amellerin görünürlüğü ve miktarından çok, kimin için, ne şartlarda, nasıl ve ne beklentilerle yapıldığının önemini de dikkate değer bir husus olarak öne çıkarmış olmaktadır.

Esasında bu hususiyeti İslam’ın madde ve mana uyumuna verdiği öneme en güzel örnek olarak vermek ve bu imtizacı İslam’ın en belirgin özelliklerinden birisi olarak tespit etmek de mümkündür. Zira İslam, ihsan kavramıyla birlikte yalnız şekil veya yalnız manadan ibaret değil, aksine bu ikisinin imtizacıyla en iyi şekilde anlama ve yaşama imkânına kavuşulabilen bir din olduğunu göstermiş olmaktadır.

Sonuç olarak İslam dininde temel bir unsur olarak tanımlanan ihsan bilinci ile insanın bütün ibadet ve diğer davranışlarında görünen ve görünmeyen güzelliklerin hedeflendiği açıkça ortaya koyulmaktadır. Dolayısıyla İslam, ihsan kavramını hem dindarlığın en temel bir makbuliyet unsuru haline getirmiş hem de bu bilinci insanın olumsuz yönlerinden kaynaklanabilecek kötülükleri engelleyip onların yerine güzellikleri ikame edecek bir prensip olarak tanımlamış olmaktadır. Bunun sonucu olarak da İslam, ilk geldiği ve yaşanmaya başladığı andan itibaren güzellikler getirmiş; insanı, toplumu, hayatı güzelleştirmiş, yepyeni bir anlayış tertemiz bir zihniyet inşa edebilmiştir. Nitekim ortaya koyduğu medeniyet de her anlamda güzelliklerle dolmuş, bu güzellik sadece dindarlıkta değil ilimde, sanatta ve mimari de zamana meydan okuyan şaheserlerle kendini göstermiştir. Gerek o muazzam İslam eserlerinde, gerekse tarihte yer etmiş o muhteşem ahlaki örnekliklerde İslam’ı yüzeysel değil “ihsan derecesinde” anlayıp yaşayabilmenin etkisini görmemiz gerekmektedir. Allah Teâlâ’nın gördüğü ve O’nun rızasını kazanmanın asıl olduğu bilinciyle yapılan işler, yalnızca Allah katında değil aynı zamanda kullar nezdinde de özel bir güzelliğin somut olarak temaşa edilmesine imkân sağlamıştır. Bu doğrultuda olmak üzere ihsan vurgusuyla dikkat çeken bu hadis-i şerifle, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) insanı, davranışlarını, hayatı ve toplumu güzelleştiren temel ilkeleri de getirdiği, dikkatlere sunulmuş olmaktadır. Tabiri caiz ise iman ve İslam hamuruna “ihsan mayası” katılmış, her alanda üstün bir medeniyetin temelleri böyle atılmıştır.  Bu medeniyet, tevhidî kulluk esası üzerine kurulu, samimiyet özlü, adalet ve merhamet yüklü, ilimle yükselen, sanatla insanı kendine meftun eden, bütün çağlara hitap eden bir medeniyettir. Dolayısıyla da onun (s.a.s.) risaleti, ihsan unsurunu temele alarak tabiatla barışık, insani değerleri koruyup yücelten, huzur ve mutluluk taşıyan, çağlara meydan okuyan bir medeniyet olarak tarihe yön vermiştir. Aynı şekilde Hz. Peygamber’in risaletiyle en son din olarak gönderilen İslam, karşı karşıya bırakılmak istendiği bütün zorluklara rağmen gün geçtikçe daha da güçlenip yayılmaya devam etmektedir.

 

ALİ BÖCÜ

 

YAZAR: Kadir Hatipoglu - Nisan 06 2023 16:57:55 · Adobe Reader Belgesi · Microsoft Word Belgesi · Yazdır
Önceki Vaaz Sonraki Vaaz
Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.01 saniye 14,864,753 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024