Her konuda olduğu gibi Allah Resûlü, kadına karşı şiddet hususunda da müstesna bir duyarlılığa sahipti. Başta hadis eserleri olmak üzere İslâmî kaynaklar, Hz. Peygamber"in hayatıyla ilgili bütün bilgileri en ince detayına kadar verdikleri hâlde, onun eşlerine ve çocuklarına karşı şiddet uygulamak bir yana, en küçük bir hakaret veya kırıcı bir sözünden bahsetmemişlerdir.
İslâm dini, bir taraftan evlenip huzurlu bir yuva kurarak toplumun temeli olan ideal aile ortamlarının oluşturulmasını tavsiye ederken, diğer taraftan aile mutluluğunun devamı ve iyi nesillerin yetişmesi için bu ortamın her türlü tehlikeden korunmasının gereğine işaret etmiştir. Bu tehlikelerin en başında da özel hayatın mahremiyetine yönelik müdahaleler gelmektedir.
İbrâhim Peygamber’in baba şefkati ile bereketli sofrasının etrafında ailesini ve misafirlerini toplaması, herkesten önce babası Azer’i tevhide davet etmesi...
Yusuf Peygamber’in yaptıkları her şeye rağmen kardeşlerini affetmesi,
Yakub Peygamber’in çocukları Yusuf ve Bünyamin için çırpınışı ve döktüğü gözyaşları...
Nuh Aleyhisselâm’ın oğlu için yalvarıp yakarması,hep aile bağlarının izah edilemeyen gizli gücünün ifadesi değil midir?
Kültürümüzde ‘Allah'ın emriyle ve peygamberin kavliyle' ilkesiyle temeli atılan aile yuvalarının sağlam temeller üzerinde huzurlu bir şekilde devam edebilmesi, ancak Allah ve peygamberinin bu konudaki emir ve isteklerini yerine getirmekle mümkün olacaktır.
Yüce dinimiz İslâmiyet’in amacı insanların ve bunlardan meydana gelen cemiyetin mutluluğunu, saadet ve selametini, huzur ve güven içerisinde yaşamalarını sağlamaktır.
Aile toplumun en küçük sosyal birimidir. Toplumlar ailelerden meydana gelir. Toplumun mutlu ve huzurlu olması ailelerin mutlu ve huzurlu olmasıyla doğru orantılıdır
"Engelli" kavramı; zihin, ruh, beden ve uzuvlarda bulunan bir ârıza ve hastalık sebebiyle hayatını sürdürmede, işlerini görmede ve topluma uyum sağlamada sıkıntısı bulunan kimseleri ifade eder. İster sağlıklı ister engelli olsun her insan, Allah'ın yer yüzünde yarattığı en kıymetli ve en değerli varlıktır.
Peygamberliğin ilk yıllarıydı. Kutlu Elçi, çevresindeki insanları İslâm"a açıkça davet etmeye başlamıştı. Gece gündüz demeden kendisini dinleyen herkese Allah"ın gönderdiği mesajları anlatıyordu. Putlara tapan halkı, bir olan Allah"a çağırıyordu.
Böylesi bir ayrıcalığa sahip olan insan, gerek yaratılıştan, gerekse sonradan birtakım uzvi/bedeni engeller taşısa bile, yine değerinden bir şey kaybetmiş olmayacaktır. Kur’an-ı Kerim’e bakıldığında pek çok ayet yanında, bir tek Abdullah b. Ümmi Mektum hadisesini anlatan ayetler bile, İslam dininin engellilere bakış açısını ortaya koymak için yeterli bir örnektir.
İslam, sosyal ilişkilere büyük önem veren bir dindir. Bu konuda sağlıklı ve engelli diye bir ayırım yapmaz. Ancak yardıma, ilgiye ve bakıma muhtaç insanlarla daha çok ilgilenmeyi teşvik eder. Peygamberimiz (a.s.) görme engellilere karşı kötü davrananları, mesela, onların yoluna engel olanları kınamıştır