Şer'ı Yönden Şehidlik
(Hengi
sebeple olursa olsun) ölen bir kimse biz Ehl-i Sünnet
inancında bulunanlara göre eceliyle Ölmüş kabul edilir.
Şehid ise, bir muharip veya âsiler
tarafından, yahut yol kesiciler veya evindeyken hırsızlar tarafından ağır birşey (vurulmak suretiy)le öldürülenler, yahut muharebe esnasında bulunup üzerinde
(yara vs. gibi) bir ize rastlananlar, yahut haksız yere ve
kasden
bir Müslüman taranndan kesici
birşey
ile öldürülenlerdir. Ancak bunların da Müslüman ve ergin olmaları, hayızh, lohusa ve cünüp
bulunmamaları, harbin bitiminde (yaralı olarak kaldırılıp bir müddet daha
hayatta kalmış olmamaları, yani) mürtes
olmamaları gerekir.
Şehid İçin Neler Yapılır?
(1) Şehid, kanıyla ve elbisesiyle defnohmur,
yıkanmadan namazı kılınır.
(2) Üzerinde
bulunan kürk, gocuk, silah ve zırh gibi kefene elverişli olmayan şeyler
çıkarılır.
(3) (Şehide)
ilâve birşeyler giydirilebilir ve bir kısım elbisesi
çıkarılabilir,
(4) ancak
elbisesinin hepsini çıkarmak mekruhtur.
(5)
Öldürülenler çocuk, deli, lohusa veya cünüp iseler
yıkanırlar,
(6) Yahut mürtes olanlar, (yani aldığı yaralar sonucu ölmeyip) harb bittikten sonra (bir müddet daha) yeyip içen, uyuyan
veya tedavi gören, yahut bir namaz vakti kadar bir süre boyun-' ca şuurlu kalan, yahut atların ayaklan altında kalması
endişesine) dayalı olmaksızın muharebe sahasından (başka tarafa) naklolu-j nan, yahut bir vasiyette
bulunan, yahut alış veriş yapan, yahut (ruhunu teslim etmeden evvel) çokça
(denebilecek kadar) konuşan) kimseler (de aynı şekilde yıkanırlar).
(7) Bu sayılan hallere (henüz) muharebe (bitme)den evvel
maruz kalanlar mürtes sayılmazlar.
(8) [Zulümle
mi, (şer'î ve kânûnî) bir cezaya istinaden mi yoksa kısas yoluyla mı öldürüldüğü
bilinmeyen bir ölü yıkanır vt namazı kılınır.]
Şehid kelimesinin bir takım
manaları olup bunlardan birisi, şâhidliğine gü-! venilen kimse demektir.
Bildiği birşeyi hiç unutmayan kimseye şehid denildiği gibi, Allah yolunda Öldürülenlere de şehid denir. Allah yolunda öldürülenlere şehid denilmesinin sebebi; rahmet meleklerinin ona şâhid, yani onun yanında hazır olacağı, yahut onun maruz
kaldığı büyük hâdiseye -ki bu hâdise şehidin kanı ve aldığı yaralardır- şahid olanlar bulunduğu,
yahut ruhu çıkarken cenneti göreceği, yahut bunların, Allah
Teâlâ'nın
geçmiş ümmetlere haber vereceği
kimselerden bulunduğu içindir. Şer'î yönden ise şehid,
müellifin belirttiği gibi, "Kendisini bir savaşçının
öldürdüğü kimsedir.
Asî, Müslüman devlet reisine başkaldıranlara denir.
Bu kelime ile, muharebe sahasından henüz ruhunu teslim etmeden
kaldırılan ve böylece öldürülenler kategorisine girmeyen, dünya ile ilişkisi bir
müddet daha devam eden,
müellifin de belirteceği gibi dünya nimetlerinden biraz daha yararlanan
kimseler kasdolunuyor. Bu gibilere
Arapçada,
yırtık ve eski manasına gelen "mürtes" denilir. Çünkü
bu gibiler, şehidlere göre yırtık birşey
mesabesindedirler. (Nitekim) techîz ve tekfin
hususunda diğer ölüler gibi oldukları halde âhirette
bunlar Allah'ın
şehidlere vermeyi vaad ettiği ecir ve
sevaba nâü olacaklardır.
Bu cümle elimizde bulunan metinlerin çoğunda mevcut
değildir.