Kütübü Sitte

DUHA SÛRESİ

 

ـ1ـ عن جندب بن سفيان قال: ]اشْتَكَى رسول اللّه # فَلَمْ يَقُمْ لَيْلَةً أوْ لَيْلَتَيْنِ فَجَاءَتْهُ امْرَأةٌ فَقَالَتْ: يَامُحَمَّدُ إنّى ‘رْجُو أنْ يَكُونَ شَيْطَانُكَ قَدْ تَرَكَكَ لَمْ أرَهُ قَرَبَكَ مُنْذُ لَيْلَتَيْنِ أوْ ثََثٍ. فَنَزلَ: وَالضُّحى وَاللَّيْلِ إذَا سَجى مَا وَدَّعَكَ رَبُّكَ وَمَا قَلى[. أخرجه الشيخان والترمذى .

 

1. (865)- Cündeb İbnu Süfyân el-Becelî (radıyallahu anh) anlatıyor:Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) hastalanmıştı, bir veya iki gece kalkamadı. Bir kadın gelerek:

"- Ey Muhammed, ümid ederim ki, şeytanın seni terketmiştir, zira iki veya üç gecedir sana geldiğini görmedim" dedi. Bunun üzerine şu âyet nazil oldu. (meâlen): "Andolsun kuşluk vaktine, (insanların) sükûna vardığı dem geceye ki, (Habibim) Rabbin seni terketmedi, sana darılmadı da" (Duha 1-3).[1]

 

ـ2ـ وفي رواية: ]أبْطأَ جِبْرِيلُ عَلى النَّبىِّ #: فقَالَ المُشْرِكُونَ قَدْ وُدِّعَ محمدٌ فنَزلتْ[ فََه: إذَا هجره .

 

2. (866)- Bir rivayette şöyle gelmiştir: "Cibril (aleyhisselam) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a vahiy getirmede gecikmişti. Müşrikler: "Muhammed'e artık veda edildi (ebediyyen terkedildi)" dediler. Bunun üzerine (Duha suresi) nâzil oldu." [Buharî, Tefsir, Duha 2, Teheccüd 4, Fedâilu'l-Kur'ân 1; Müslim, Cihâd 114, (1797); Tirmizî, Tefsir, Duha, (3342).][2]

 

AÇIKLAMA:

 

Bu rivayet, Duha suresinin nüzûl sebebiyle ilgili rivayetlerden biridir. Buna göre, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in, pek muntazam olan gece namazlarına, hastalık sebebiyle birkaç gün kalkamaması, bazılarının dikkatini çekmiş ve derhal istihza konusu yapmalarına sebep olmuştur: "Rabbin seni terketti" "şeytanın seni terketti" gibi. Bu sözü söyleyen kadın Ebu Leheb'in karısı Ümmü Cemil'dir. Azılı İslâm düşmanlarından biridir. Leheb suresinde Hammâletu'lhatab  yani cehenneme odun taşıyan hamal olarak tavsif edilir. Ebû Bekr İbnu'l-Arabî onu Ümmü Kabih diye tesmiye eder.

Bu surenin nüzûl sebebi ile alâkalı başka rivayetler de vardır. İbnu Hacer, bunların biçoğunu rivayetin şerhinde topluca kaydeder. Bunlardan birine göre, sûrenin nüzûl sebebi peygamberliğin bidâyetinde vukua gelen (ve müddetçe üç yıla kadar vardığı hususunda tahminler yürütülen), fetretü'lvahy'dir. İbnu Hacer: "Fetretü'lvahyin müddeti uzundur; bu surenin inişiyle ilgili fetret ise birkaç gecedir" diyerek bu görüşü  reddeder.

Nitekim Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in üzülmesine, müşriklerin de sevinip alay vesilesi yapmasına sebep olan vahiy gecikmesi ile ilgili olarak rivayetlerde farklı rakamlar gelir: 3, 4, 12, 15, 10 küsur, 25, 40 gün gibi. Bu rakamlar Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın  açıklamasına (yani merfu rivayete) dayanmaz, râvilerin tahminleri olmaktadır.

Vahiy gecikmesiyle ilgili zikredilen çeşitli sebepleri kaydeden müfessirler, bunlardan birini tercih cihetine gitmeyip, "hepsi birbirine inzimam etmiş" veya "mezkûr vak'alar zaman itibariyle  birbirine yakın olduğu için râviler tarafından karıştırılmış olabilir" diye yorumlanır.

Bu zikredilenlerden sâdece bir tanesini burada kaydedeceğiz: Müşrikler, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a Zülkarneyn, ruh vs. hakkında sorarlar. Efendimiz "inşâallah" kaydını söylemeden: "Size yarın cevap vereceğim" der. Cenab-ı Hakk "inşâallah" demediği için te'diben vahyi on iki gün veya daha  fazla geciktirir. Bu durum Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı ziyâdesiyle mükedder eder. Müşrikler de fırsatı ganimet bilerek, "Rabbi Muhammed'i bıraktı,  terketti" diye üzücü konuşmalar yaparlar. Bunun üzerine, Cebrâil, Kehf suresinin, 23-24. âyetleri ile sorulan  soruların cevabını getirir. Mezkur âyetler şöyle emreder: "Bir şey hakkında "inşaallah" demeden "şunu yarın yapacağım" demeyin."[3]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 4/387.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 4/387-388.

[3] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 4/388-389.