ـ1ـ عن ابن عمر رَضِىَ اللّهُ عَنْهما. أنَّ رسولَ اللّه # قالَ: ]مَفَاتِيحُ
الْغَيْب خَمْسٌ. ثُمَّ قَرَأ: إنَّ اللّهَ عِنْدَهُ عِلْمُ السَّاعَةِ
وَيُنَزِّلُ الْغَيْثَ إلى آخرهَا[. أخرجه البخارى.
1.(735)-
İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm): "Gayb'ın anahtarı beştir" dedi ve şu mealdeki âyeti okudu: "O
saatin (kıyametin) ilmi şüphesiz ki Allah'ın nezdindedir. Yağmuru O indirir.
Rahimlerde olanı O bilir. Hiçbir kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Hiçbir
kimse hangi yerde öleceğini bilmez. Şüphesiz ki Allah (her şeyi) bilendir.
Her şeyden haberdardır" (Lokman 34). [Buhârî, Tefsir, Lokman 2, En'âm 1,İstiska
29.]
AÇIKLAMA:
Bu hadis, Kurtubî'nin açıkladığı üzere,
mü'minleri, söylenen bu beş meseleyi bilme hevesine kapılmaktan men ediyor.
İbnu Mesud (radıyallahu anh)'un bir rivayetinde, bu meseleleri Hz.Peygamber
(aleyhissalâtu vesselâm)'in de bilemediği daha açık olarak ifade edilmiştir:
اوتى
نبِيُّكُمْ صلّى اللّه عليه وسلّم كلّ شيء سوى هذه الخمس
"Bu beş şey hariç, herşeyin ilmi
peygamberimize verilmiştir." İbnu Hacer: "Müneccim olsun olmasın herkesin
âdi şeylerde gaybla ilgili "zan" da bulunmaları caizdir, ama "ilim" iddiası
caiz değildir" der.
İbnu Abdilber, gaybtan haber vermek iddiasıyla
ücret vermek ve ücret almanın haram addedilmesinde ulemânın icmaından haber
verir.
Bu beş şey dışında kalan meselelerde mutlak
gaybtan bahsedilemiyeceği, bazıları için gayb olurken, diğer bazılarınca
bilinebileceği de belirtilmiştir. Bir başka ayette: "O bütün gaybı bilendir.
Öyle ki gaybına kimseyi muttali etmez, meğer ki beğenip seçtiği bir
peygamber ola. Çünkü O, bunun önünden ardından gözetleyiciler dizer" (Cin,
26-27). Bu âyette gayba peygamberlerin muttali kılınabileceği
belirtilmiştir. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de Hz. İsâ'nın: "...yediklerinizi ve
evlerinizde sakladıklarınızı da size haber vereceğim.." (Âl-i İmran 49)
diyerek; keza Hz. Yusuf'un da: "...daha yiyeceğiniz yemek gelmeden size onu
haber veririm..." (Yusuf 37) diyerek gayba ıttılâ peyda edebileceklerine
dair ifadelerde bulunmuşlardır. Âlimler bu âyetlerde ifade edilen gaybe
nüfuz keyfiyetinin, Cin suresinden yukarıda kaydettiğimiz âyette yer verilen
"beğenip seçtiği peygamber" istisnasına dahil olduğunu belirtir.
Bazan velilerin de bazı gaybî umura aşina
oldukları da görülmektedir. Peygamber olmadıkları halde bunların gayba nasıl
âşina olabilecekleri itiraz konusudur, zira Cin suresinde
إَِّمَنِ ارْتَضى مِنْ رَسُولٍ
"razı olduğu peygamber hariç" diye istisna
yapılmış ise de bu peygamberedir, başkasına değil denmiştir. Buradan
hareketle Mutezile kerameti inkâr etmiştir.
Bu fikre katılmayan Ehl-i Sünnet âlimleri,
velilerin Allah'ın izniyle gayba muttali olabileceğini kabul etmiştir.
Onlara göre, velinin gaybı bilmesindeki fazilet kendine ait değildir, bu
kendine izafe edilemez, peygambere izafe edilir. "Çünkü veli ancak
muhabbet-i Resûl ile ve ancak o vâsıta ile mazhar-ı kerâmet olur.
Veliyyullah demek Allahu Teâla'yı ve O'nun sıfatlarını mümkün olabildiği
kadar ârif olan, taatlara müdâvim, mâsiyetlerden ve dünyevî lezzet ve
şehvetlere dalmaktan müctenib ve bütün bunlarla beraber mensub olduğu
peygamber uğrunda her şeyini feda etmiş bulunan bir zât demektir. Onun
kerametinde peygamberlik dâvâsı yoktur. Bilakis peygamberin mu'cizesini
te'yid ve isbat vardır."