Kütübü Sitte

MÜMTAHİNE SÛRESİ

 

ـ1ـ عن عائشة رَضِىَ اللّهُ عَنْها قالت: ]كانَ رسولُ اللّهِ # يُبَايِعُ النِّسَاءَ بِالْكََمِ بِهذِهِ اŒية: أنْ َ يُشْرِكْنَ بِاللّهِ شَيْئاً، وَمَا مَسَّتْ يَدُ رسولِ اللّه # يَدَ امْرَأةٍ قَطُّ َ يَمْلِكُهَا، وَكانَ رسولُ اللّه # إذَا أقْرَرْنَ بذلِكَ مِنْ قَوْلِهِنَّ يَقُولُ: انْطَلِقْنَ فَقَد بَايَعْتُكُنَّ، َ وَاللّهِ مَا مسَّتْ يَدُهُ يَدَ امْرَأةٍ قَطُّ، غَيْرَ أنَّهُ بَايعَهُنَّ بِالْكََمِ[. أخرجه الشيخان والترمذى .

 

1. (828)- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) kadınlarla biatı (elle  musafaha etmeden) sözle yapıyor ve şu âyette belirtilen şartları koşuyordu: "Allah'a hiçbir şeyi eş tutmamaları, hırsızlık yapmamaları, zinâ etmemeleri, evlâtlarını öldürmemeleri, elleriyle ayakları arasında bir iftira düzüp getirmeleri, (emredilecek) herhangi bir iyilik hususunda sana âsi olmamaları.." (Mümtahine, 12). Hz.Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in eli, mâlik olmadığı hiçbir kadının eline asla değmedi. Kadınlar, bu şartları kendi sözleri ile ikrar edince, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): "Artık gidin, sizinle biat ettik" derdi (ve musafahada bulunmadan onlarla biatını tamamlardı). Hayır, Allah'a yemin olsun, asla onun eli hiçbir kadının eline değmedi. Fakat kadınlarla sözle biat akdi yaptı." [Buhari, Tefsir, Mümtahine 2, Talâk 20, Ahkâm 49; Müslim, İmârât 88 (1866); Tirmizî, Tefsir, Mümtahine, (3303).][1]

 

AÇIKLAMA:

 

Bu rivayet, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in kadınlarla da biat (Arapça aslı bey'attır) akdi yaptığını te'yid etmekle kalmıyor, nasıl yaptığını da belirtiyor. Erkeklerle biat hem söz ve hem de ellerle musâfaha ile yapılırken kadınlarla sadece sözle olmuştur. Yani, âyet-i kerimede, vahyen gelmiş bulunan şartları kadınlar teker teker sayıp, bunlara uyacağını ikrar edince bir de musâfahaya hacet kalmadan  akit tamamlanıyor.

Dinimiz kadın-erkek münâsebetlerinde bazı kayıtlar getirmiştir. Nikâhı helâl olan kadın ve erkeğin başbaşa kalmamaları, zaruret olmadıkça birinin diğerine değmemesi gibi. Tedâvi gibi zarurî durumlarda bakmak, dokunmak  caizdir.

Hadiste ihtiyaç hasıl olunca, yabancı kadınla konuşmada bir mahsur olmadığı da görülmektedir.

Kadınlarla İslâm üzere yapılan biatta onlara koşulan şartların Kur'ân-ı Kerim'de yer alması düşündürücüdür. Erkeklerle biatın, bunda olduğu gibi sâbit bir metni, sınırlanış maddeleri yoktur. Rivayetler incelenince ferdden ferde değişen bazı şartların biat akidlerine dahil edildiği görülür.

Meseleye madde madde Kur'an'da yer verilmesi, o meselenin kıyamete kadar muteber kalacağını, her asırda aynı maddelerin kadınlar canibinde  aktüalitesini, tazeliğini koruyacağını ifade eder:

Âyette geçen "çocuk öldürme" meselesi câhiliye devrinin bir âdeti idi. Ar ve fakirlik korkusu ile diri diri çocuk gömme hadiseleri oluyordu. Zamanımızda fakirlik  olmasın, zindelik, gençlik korunsun, terbiye meşakkati çekilmesin, gayr-ı meşru çocuğun arı olmasın gibi çeşitli mülâhazalar, kadınları "çocuk öldürme" âfetine itebilmektedir.

Şu halde bu âyet, hangi maksatla olursa olsun, çocuk öldürmenin İslâmî biata aykırı olduğunu, kıyamete kadar kadın mü'minlere hatırlatacaktır.

Âyette geçen "elleriyle ayakları arasında bir iftira düzüp getirmemeleri" şartı mübhemdir. Şârih ve müfessirler bu ifadeyi "Kocalarından olmayan çocuk bulup, bunu kocasındanmış gibi göstermek" şeklinde anlarlar. el-Ferra, câhiliye devrinde, böyle çocuk bulup kocasına: "Bu çocuk senden olan evlâdımdır" diyen kadınlar olduğunu belirtir ve bu davranışı "elleri-ayakları arasında düzülmüş bir bühtan" olarak tavsif eder ve: "Çünkü, der, bir kadın çocuğu bırakınca çocuk, elleri ayakları arasına düşer. Buradaki yasak zinâ yoluyla elde edilen çocukla ilgili değildir, zinâ, zinâdan elde edilen çocuğun kocaya nisbeti,  zinâ ile ilgili yasağa girer."[2]

 

ـ2ـ وعن ابن عباس رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما في قوله تعالى: ]وََ يَعْصِينَكَ في مَعْرُوفٍ قالَ: إنَّمَا هُوَ شَرْطٌ شَرَطَهُ اللّهُ تعالى لِلنِّسَاءِ[. أخرجه البخارى .

 

2. (829)- İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ), (kadınlar biatıyla ilgili âyette geçen), "Herhangi bir iyilik hususunda sana âsi olmasınlar" şartı hakkında şunu söylemiştir: "Bu, Allah'ın kadınlara koşmuş bulunduğu bir şarttır." [Buharî, Tefsir, Mümtahine 3.][3]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 4/317-318.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 4/318-319.

[3] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 4/319.