ـ1ـ عن جابر رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]خَرَجَ رسول اللّه # عَلى أصْحَابِهِ
فِقَرَأ عَلَيْهِمْ سُورةَ الرَّحْمنِ
إلى آخرِهَا فَسَكَتُوا. فقَالَ: لَقَدْ قَرَأتُهَا عَلى الْجِنِّ فَكَانُوا
أحْسَنَ مَرْدُودَا مِنْكُمْ كُنْتُ كُلَّمَا أتَيْتُ عَلى قَوْلِهِ تَعَالى
فَبِأىِّ آŒءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ. قالوا: َ بِشَئٍ مِنْ نِعَمِكَ ربَّنَا
نُكذِّبُ فَلَكَ الْحَمْدُ[. أخرجه الترمذى .
1. (807)-
Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
bir gün, Ashâbının huzuruna çıktı ve Rahmân suresini baştan sona okudu.
Hepsi de sükût ettiler. Bunun üzerine:
"Ben bu sureyi cinlere de okudum, onlar sizden
daha güzel karşılık verdiler. Şöyle ki: "Cenâb-ı Hakk'ın: "Rabbinizin hangi
ni'metini tekzib edersiniz?" kavl-i şeriflerini her okuyuşumda şöyle
diyorlardı: "Ey Rabbimiz, biz ni'metlerinden hiçbir şeyi tekzib edemeyiz,
bütün hamdler sanadır." [Tirmizî, Tefsir, Rahmân, (3287).]
AÇIKLAMA:
Hadisin, Tirmizî'deki aslında "Cin Gecesi"
tâbiri de yer alır, yani: "Ben cinlere Cin Gecesi (cinlerle karşılaştığım
gece) okudum" demektir.
Cinlerin karşılık vermesi, "Allah'ın hangi
nimetlerini tekzib edersiniz?" şeklinde istifham-ı takrirî tarzındaki
âyetleri sükûtla karşılamadıklarını, metinde kaydedildiği şekilde cevap
verdiklerini ifade etmektedir.
Ashab'ın sükûtla dinlemelerinin de takdir
edilip, hasen yani "iyi" bulunduğuna, ancak cinlerin cevap vermesinin ahsen
yani "daha iyi" bulunduğuna âlimler dikkat çekmiştir.