ـ1ـ عن أبى سعيد رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]لَمَّا كانَ يَوْمُ بَدْرٍ
ظَهَرَتِ الرُّومُ عَلَى فَارِسَ فأعْجَبَ ذلِكَ الْمُؤمِنِينَ فنزلتْ: المَ
غُلِبَتِ الرُّومُ إلى قولِهِ يَفْرَحَ الْمُؤمِنُونَ بِنَصْرِ اللّهِ. قَالَ
فَفَرِحَ الْمُؤمِنُونَ: بِظُهُورِ الرُّومِ عَلَى فَارِسَ[. أخرجه الترمذى.
وقال: هكََذَا قَرَأ نَصْرُ ابنُ عَلىِّ: غَلبت .
1. (734)-
Ebu Sa'id (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bedir günü Rumlar, İranlılara galebe
çaldı. Bu zaferden mü'minler de sevindi. Bunun üzerine şu meâldeki ayet
nazil oldu (okundu): "Elif-Lam-Mim, Rumlar mağlub oldu, yakın bir yerde.
Halbuki onlar bu yenilmelerinin ardından galib olacaklar birkaç yıl içinde.
Önünde de sonunda da emir Allah'ındır. O gün mü'minler Allah'ın nusretiyle
ferahlayacak" (Rum 1-4). [Tirmizî, Tefsir, Rum (3190).]
AÇIKLAMA:
Bu ayetler Mekke'de nazil olmuştu. Yukarıdaki
rivayet ise, Bedir sırasında nazil olmuş gibi ifade etmektedir. Bu sebeple
rivayette geçen "nazil oldu" tabiri şarihlerce "okundu" diye açıklanmıştı.
Yani Bedir Savaşı sırasında Rumların, İranlılara galebe çaldığı haberi
geliyor. Mü'minler bu duruma sevinirler ve yukarda meâllerini kaydettiğimiz
âyetleri okurlar.
Müfessirlerin belirttiği üzere, bu sûre,
Müslümanlar henüz Mekke'de iken bi'setin beşinci yılında (613) başlayıp,
616'da Bizans'ın mağlubiyeti ile sona eren İran-Bizans savaşına temas
etmektedir. O devrin iki süper devleti olan Bizanslılarla İranlılar
arasında cereyan eden bu kanlı savaşa Mekkeli müşrikler de alâka duymuş,
neticeyi kitap ehli olan Bizanslılar mağlubiyetle kapayınca müşrikler
sevinmiş, Müslümanlar da üzülmüştü. Müşrikler: "Siz ve Hıristiyanlar ehl-i
kitapsınız, biz ve İranlılar ümmiyiz (kitap sahibi değiliz). Bizim
kardeşlerimiz sizin kardeşlerinizi tepelediler, biz de sizi tepeliyeceğiz"
diyerek şamata bile yapmışlardı.
İşte bu şamata üzerine bu âyetler nâzil oldu
ve Müslümanlara bir teselli getirdi.
Rivayet edilir ki Hz. Ebu Bekir, şamatacılara
giderek, birkaç yıl içinde Rumların İranlılara galebe çalacağını söyledi. O
günün şartlarında bu imkânsız gözüküyordu. Rumlar, Suriye, Anadolu ve
Mısır'ı kaybetmişlerdi. Buraları İranlılar işgal etmişti. Müşrik liderlerden
Ubey İbnu Halef, Hz.Ebu Bekir'e bahse girmeyi teklif eder. Birkaç yılda Rum
kazanacak olursa Hz. Ebu Bekir'e on deve vermek, kaybedecek olursa on deve
almak üzere bahse girerler. Durumu Hz.Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)
öğrenince, Hz. Ebu Bekir'e, deve miktarının artırılmasını, zafer müddetinin
de uzatılmasını tavsiye eder. Böylece deve sayısı 100'e, tahmin edilen zafer
müddeti de 9 yıla çıkarılır. Çünkü ayette geçen fi bid'i sînîn tabirindeki
bid'i kelimesi 3'ten 9'a kadar olan bir miktar ifade eder.
Ayet-i kerimenin haber verdiği gibi, 616'da
kesin mağlub olan Bizanslılar 622'de mukabil harekete geçerek, 623'te galebe
çalmaya başlar ve 625'te kesin zafer elde ederler. Böylece Rumlar
mağlubiyetlerinin yedinci, harbin ikinci senesinde galebeye başlamışlar,
onların galebeye başladığı sırada Müslümanlar da Bedir'de zafer
kazanmışlardır.
Şarihler Rumların İranlılara karşı kazandığı
bu zaferin Bedir gününe rastlamasını nazar-ı dikkate alarak, Mekke'de
yıllarca önce nazil olmuş bulunan âyetin, bir mucize olarak, Müslümanların
zaferini de haber verdiğini belirtmişlerdir. Yani âyette geçen "O gün
mü'minler Allah'ın nusretiyle ferahlanacaklar" müjdesini, "O gün mü'minler,
Allah'ın kendilerine Bedir'de yapacağı nusret ve yardımıyla sevinecekler"
şeklinde yorumlamışlardır. Mamafih, "Allah'ın Rumlara olan nusretiyle
mü'minler de ferahlanacak" manası da mevcuttur.