Bu bölümde iki bab vardır.
BİRİNCİ BAB
TİLAVET
*
BİRİNCİ FASIL
TİLAVETE TEŞVİK
*
İKİNCİ FASIL
TİLAVETİN ÂDÂBI
*
ÜÇÜNCÜ FASIL
KUR'AN'I HİZB VE EVRAD KILMAK
*
İKİNCİ BAB
KIRAATLER
*
BİRİNCİ FASIL
KIRAAT İHTİLAFININ CEVAZI HAKKINDA
*
İKİNCİ FASIL
KIRAATLER HAKKINDA GELEN TAFSİLAT
ـ1ـ عن أبى موسى رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ. قال: ]قال رسولُ اللّه #: تَعَاهَدُوا هَذَا
الْقُرآنَ. فََوَالَّذِى نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ لَهُوَ أشَدُّ تَفَلُّتاً مِنْ
صُدُورِ الرِّجَالِ مِنَ ا“بْلِ مِنْ عُقُلِهَا[. أخرجه الشيخان .
1. (903)-
Ebu Mûsa (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki:
"Şu Kur'ân'ı muhafazaya itina gösterin. Muhammed'in nefsini kudret elinde tutan
Zât-ı Zülcelâl'e kasem olsun Kur'ân-ı Kerim'in (hafızalardan) kaçması, develerin
bağlarından boşanıp kaçmasından daha kolaydır." [Buharî, Fedailu'l-Kur'ân 23;
Müslim, Salâtu'l-Müsâfirîn 231 (791).]
ـ2ـ وفي أخرى للثثة والنسائى عن ابن عمر رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما مرفوعاً. ] إنَّما
مَثَلُ صَاحِبِ الْقُرآنِ كَمَثَلِ صَاحِبِ ا“بْلِ الْمُعَقَّلَةِ إنْ عَاهَدَ
عَلَيْهَا أمْسَكَهَا وَإنْ أطْلَقَهَا ذَهَبَتْ[ .
2. (904)-
İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) Resûlullah'ın şöyle söylediğini rivayet etmiştir:
"Kur'ân-ı Kerim'i ezberlemiş olan kimse, bağlı devesi olan kimse gibidir, bu
adam devesine itina gösterirse onu elinde tutar, salıverirse deve çeker gider."
[Buharî, Fedâilu'l-Kur'ân 23; Müslim, Salâtu'l-Müsâfirin 226, (789); Muvatta,
Kur'an, 4, (1,202); Nesâî,Salât 37, (2, 154).]
ـ3ـ وعن جابر رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]خَرَجَ عَلَيْنَا رسولُ اللّه # وَنَحْنُ
نَقْرأُ القُرآنَ
وَفِينَا ا‘عْرَابِىُّ وَالْعَجَمِىُّ. فقَالَ: اقْرَءُوا؟ فَكُلٌّ حَسَنٌ.
وَسَيَجِئُ أقْوَامٌ يُقِيمُونَهُ كَمَا يُقَامُ الْقِدْحُ يَتَعَجَّلُونَهُ وََ
يَتَأجَّلُونَهُ[. أخرجه أبو داود .
3. (905)-
Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Aramızda bedevî ve gayr-ı Arapların da
bulunduğu bir cemaatte Kur'ân okuyorduk. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
yanımıza geldi.
"- Okuyun, dedi. Her okuyuş güzeldir. Öyle kimseler gelecek ki, onlar, Kur'ân'ın
kelime ve lafızlarını, ok yapılacak çubuğun düzlenmesi gibi düzleyecekler.
Ondan elde edilecek ücreti âhirete bırakmayıp dünyada alacaklar." [Ebu Dâvud,
Salât 139, (830).]
AÇIKLAMA:
Kur'ân-ı Kerim'i ezberlemek yeterli değildir. Onun unutulmaması için hususi
gayret göstermek gerekmektedir. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yukarıda
kaydedilen ilk iki hadiste, insan fıtratının ezberlediği şeyleri çabuk unutmaya
mütemâyil olduğunu, unutkanlığın insanlarda mühim bir zaaf olarak mevcudiyetine
dikkat çekmekte, Kur'ân'ın unutulmaması için, bu zaafı bilerek hususi gayret
gösterilmesini hatırlatmaktadır. Kur'ân'ın muhafazası onun sıkca tilâvet
edilmesine bağlıdır; bırakılıvermesi, okunmamasıdır.
Kur'ân-ı Kerim'in
muhafazası, ezberlerin korunması okumaya bağlı olunca, hatıra şu soru
gelebilir: Okumaktan maksat güzel okumak mıdır, güzel okuyamıyorsak ne yapalım?
Üçüncü hadis bu sorumuza cevap getirmektedir: "Okuyun, her okuyuş güzeldir."
Yâni kusurlu da olsa, eksiği de bulunsa okumak, okumamaktan iyidir. Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm), hadisin devamında, insanları hoşlandırmak kasdıyla
Kur'ân-ı Kerim'in tilâvetini güzel yapmaya zorlanacak kimselerin zuhur
edeceğini, ancak bunların Allah'ın rızası değil, insanların takdiri ve böylece
elde edilecek madde kaygusuyla bu zorlanmaya, kıraatını güzel yapma gayretine
girdikleri için ücretlerini peşin almış sayılarak, uhrevî sevaptan mahrum
kalacaklarını belirtiyor. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu tebşiriyle
günümüzde mevlüthanlık, hafızlık gibi hizmetleri "san'atkârız" havası içinde
yürütüp dinin tecviz etmediği bid'alara, haramlara giren şahısları mucizâne
ihbâr etmektedir.