İNSAN ve
İNSAN-I KÂMİL İLE İLGİLİ MESELELER
- İnsan niçin yaratıldı? Allah'ı
bilmek için mi? Kulluk için mi? Yoksa muhabbet için mi? Ma'neviyatta öncelik
muhabbete mi, ma'rifete mi, yoksa ibadete mi verilmeli?
- İnsanın yaratılışını gayesini gösteren üç ayetten ikisinde insanın boş
yere yaratılmadığı (el-Müminûn.23/115)
ve başıboş salıverilmeyeceği (el-Kıyame,
75/36) belirtilmektedir. Üçüncü ayette
ise Allah Teala "Ben insanları ve cinleri bana kulluk etsinler diye
yarattım." (ez-Zariyat,51/56)
buyurmaktadır. Ayette yaratılış gayesi olarak "kulluk" öne çıkmaktadır. Bu
ayetin tefsirinde İbn Abbas'dan naklen "Beni tanısınlar" yorumu ile ma'rifet
de yaratılış gayesini açıklayan bir kavram olarak devreye girmektedir.
Ma'rifet de muhabbet için önemlidir. Bu yüzden diyoruz ki: Amaç kulluktur.
Kulluk sevgi (muhabbet) ile olursa bir anlam kazanır. Kullukta sevginin yolu
da marifetten (tanımadan) geçer. Öyleyse kul önce Allah'ı tanıyacak, sonra
ibadet ve taatla O'nu sevecek ve o sevgi içinde kulluğa devam edecek.
- İnsanın büsbütün dünyadan el etek çekmesi, kendini sadece ibadete
vermiş olması gerekseydi Allah insanı melek olarak yaratmaz mıydı?
- İnsanın büsbütün beşerî sıfatlardan sıyrılması anlamında dünyadan el
etek çekmesi beklenemez. Aslında insandan istenen ve beklenen, gönlündeki
dünya sevgisini çıkarmak ve dünya-perest olmaktan kurtulmaktır. İnsanın
dünya nimetleri içinde yüzmesi sevgisi gönle yerleşmedikçe zühde engel
teşkil etmez. İnsandan melek olması elbette beklenemez. Ama insan nefsinin
isteklerini frenlemesini öğrenmeyince tûl-i emele çabuk mağlûb olur.
İnsandaki ebediyyet duygusu çoğu zaman hedef şaşırarak ebediyyeti dünyada ve
dünyalık şeylerde sanmaktadır. Tasavvufta dünyaya karşı zühdde aşırı uyarı,
bu sebepledir, insanları melek yapmak için değil.