İSTANBULUN FETHİ
İL : İSTANBUL
TARİH : 24.05.2013
KONU : İSTANBULUN FETHİ
بسم الله الرحمن الرحيم
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تَنْصُرُوا اللهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم:
لَتُفْتَحَنَّ اْلقُسْطَنْطِينِيَّةُ فَلَنِعْمَ اْلأَمِيرُ أَمِيرُهاَ وَ لَنِعْمَ
الْجَيْشُ ذَلِكَ الْجَيْشُ
Muhterem Kardeşlerim!
Asr-ı saadetten beri İstanbul’un fethi, Müslümanların başlıca gayelerinden biriydi. Çünkü Peygamberimiz (s.a.s.): "İstanbul mutlaka fetholunacaktır. O’nu fetheden komutan ne güzel komutan ve O’nu fetheden asker ne güzel askerdir" buyurmuşlardı. Bu övgüye mazhar olabilmek gayesiyle, Emeviler döneminde İslam ordusu İstanbul’u kuşatmış, Peygamberimizin bayraktarı ve O’nu Medine’de misafir eden, Ebû Eyyüb el-Ensârî (r.a) bu kuşatmada komutan olarak görev almıştır. Vefat edince de “Beni İslam ordusunun surlara yakalaşabileceği en ileri noktaya defnedin” vasiyeti yerine getirilmiştir.
Değerli Müslümanlar!
Hz. Peygamber’in bu müjdesine kavuşma şerefi, genç Osmanlı hükümdarı Fatih’e ve O’nun şanlı ordusuna nasip olmuştur. Bu fetihte her nefer bir ordu kesilmiş, canını dinin ve vatanın emrine amade kılmış, malını İslam’ın zaferi için feda etmiş, kanının son damlasına kadar düşmanla çarpışmayı göze almış, netice itibariyle dünyada elde edilebilecek rütbelerin en değerlisi olan, ya şehit ya da gazi olma şerefine nail olmuşlardır.
Bu fetih, imanın inkâra, ilmin cehalete, birliğin nifaka galebesidir. Allah yolunda yapılan bir mücadeledir ve Allah’ın yardımı sayesinde zaferle neticelenmiştir. Zira Cenab-ı Hak: "Ey İman edenler! Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı savaşta sabit kılar." "Mallarınızla, canlarınızla Allah yolunda savaşın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır" buyurmuştur.
Aziz Cemaat
İstanbul’u fethi maneviyat ve ilmin eseriydi. Nitekim Fatih muzaffer bir komutan olarak İstanbul’a girerken bile asla mağrur olmamış, fethi müteakip duyduğu mutluluğu devlet erkânına açıklarken, “Bende gördüğünüz sevinç yalnız bu şehrin fethine değil, Akşemseddin gibi bir velî ile birlikte bulunduğumuzadır” demiştir.
Sevgili Kardeşlerim!
Bu büyük zaferin ardından savaşın izleri silip, şehir yeniden imar edilmeye başlanmıştır. Fethin bir nişanesi olarak Ayasofya camiye çevrilip ilk Cuma namazı orada kılınmıştır. Aynı zamanda Ortaçağ’da benzeri görülmeyen engin bir hoşgörü ile gayr-ı müslimler dinî tercihlerinde serbest bırakılmıştır. Fetihten sonra İstanbul’da birçok vakıf ve medrese kurularak şehir ilim, irfan ve kültür merkezi haline getirilmiştir. İstanbul’un fethi; dünya tarihine altın harflerle yazılmış emsali bulunmayan bir dönüm noktasıdır. Bu vesileyle fethi gerçekleştiren Fatih Sultan Mehmed’i ve askerlerini rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.
İstanbul Müftülüğü Hutbe Komisyonu
Ayverdi, Semiha, Osmanlı Asırları, I, 282, İst.1977
|