Fetva Konuları
EZAN, KÂMET VE TESBİHAT
248. Salânın anlamı ve dindeki yeri nedir?
Bazı özel günlerde ezandan önce veya kılınacak cenaze namazını haber vermek
amacıyla camilerde; “essalâtu ve’sselâmu aleyke ya resû lallah, essalâtu
ve’sselâmu aleyke ya habîballah, essalâtu ve’sselâ mu aleyke ya
seyyide’levvelîne ve’lâhirîn, ve selâmun ale’lmurselîn, ve’lhamdu lillahi
Rabbi’lâlemîn” şeklinde okunan salâ (salavat) şu anlama gelmektedir: “Salât ve
selâm (Allah’ın rahmet ve esenliği) sana olsun ey Allah’ın elçisi, sevgili kulu,
geçmiş gelecek bütün insanların hayırlısı! Salât ve selam bütün peygamberlere
olsun. Hamd (övgü ve şükür) de âlemlerin rabbi Allah’adır.”
Salâ, Hz. Peygamber’e (s.a.s.) selam ve övgüdür. Kur’anı Kerim’de ve hadislerde
Hz. Peygamber’e (s.a.s.) çeşitli durumlarda salâtü selam getirilmesi tavsiye
edilmiş (Ahzâb, 33/56; Tirmizî, Deavât, 66; Ebû Dâvûd, Vitr, 23) ise de ne asrı
saâdette ne de ilk dönemlerde camilerde salâ okunmuştur. Bununla birlikte Kitap
ve Sünnet’te Hz. Peygamber ve diğer peygamberlere salât getirilmesi örneklerine
binaen örfümüzde değişik kalıplarda pek çok salâ metni var olagelmiştir.
Sonuç itibarıyla dinî açıdan özel önemi olan gün ve geceleri hatırlatmak,
meydana gelen bir vefatı ve kılınacak cenaze namazını haber vermek amacıyla salâ
okunması, güzel bir âdet olarak kabul edilebilir ve bu yönüyle de dinî açıdan
herhangi bir sakınca taşımadığı söylenebilir.
|