Fetva Konuları
ADAK ve YEMİN
YEMİN VE KEFFÂRETİ
733. Kaç çeşit yemin vardır?
Üç çeşit yemin vardır. Bunlar; yemîni lağv, yemîni ğamûs ve yemîni mün’akidedir:
a) Yemîni lağv; bir şeyin doğru olduğu zannedilerek veya ağız
alışkanlığıyla yapılan yemindir. Kişinin birini görmediği hâlde gördüğünü
zannederek “Vallahi gördüm.” veya yemin kastı olmaksızın yemin sözlerini
söylemesi, yemîni lağv olarak kabul edilmiştir. Bu şekilde yapılan yeminden
dolayı keffâret gerekmez. Kur’anı Kerim’de, kasıtsız olarak ağızdan çıkıveren
yeminlerden dolayı kişinin sorumlu tutulmayacağı bildirilmiştir (Bakara, 2/225;
Mâide, 5/89). Bununla birlikte, ağız alışkanlığıyla konuşurken sıkça yemin
edenlerin, bu alışkanlıklarından vazgeçmek için çalışmaları gerekir.
b) Yemîni ğamûs; yalan yere edilen yemindir. Bir kimsenin olmamış bir
şey için bilerek olmuş diye veya olmuş bir şey için bilerek olmadı diye yemin
etmesidir. Bu en büyük günahlardan biridir (Buhârî, Eymân, 16; Müslim, İman,
220). Böyle bir yemin Hanefîlere göre keffâretle telafi edilemez. Bu şekilde
yemin eden kişinin, bilerek ve Allah’ın adını anarak yalan yere yemin ettiği
için, pişman olarak, bir daha böyle bir hataya düşmemek üzere Allah’tan af
dilemesi gerekir. Yalan yere yaptığı yemin sebebiyle başkasının hakkının zayi
olmasına sebep olan kimse, bu zararı tazmin edip zarar verdiği kimselerden
helallik istemelidir.
c) Yemîni mün’akide; mümkün olan ve geleceğe ait bir şeyi yapmak veya
yapmamak üzere yapılan yemindir. Bir kimsenin şu işi yapacağım veya yapmayacağım
diye yemin etmesi böyledir. Bu yeminin Allah’ın isimlerinden biriyle veya O’nun
sıfatlarıyla ya da örfte yemin anlamına gelen sözlerle yapılmış olması gerekir (İbn
Âbidîn, Reddü’lmuhtâr, V, 478, 481486). Bu yemini eden kişinin, dinin
yasakladığı bir şeyi yapmaya veya emrettiği bir şeyi terk etmeye yönelik
olmadıkça ettiği yeminin gereğini yapması gerekir. Yeminini bozarsa keffâret
öder (Merğînânî, eiHidâye, IV, 13).
|